Theoden
Şahmeran ile Pazarlık
Konstantin önündeki silahı ve kitabı incelemeye koyulmuş, kitaba bakarken ki gözlerindeki parlama net bir şekilde görülebiliyordu. Turgan, Konstantinin kendisine yardım edip edemeyeceği ilgili cevabı bekliyorken, Konstantin sonunda konuşmuştu.
“ Benim hatamdı. “
“ Ne senin hatandı? “
“ Cahilliğinin üzerine sana bir tokat atacak kadar öfkelenmem ve arkadaşını adam yerine koyup dinlemem. “
“ Hakarete uğramana izin verdiğim için üzgünüm amca. “
“ Bana sahte tanrı aşığı dedi. Duyduğum en onur kırıcı hakaretti sanırım. “
Turgan, Konstantinin buna takılmasına şaşırmıştı ancak belli etmemeye çalışıyordu.
‘ Aslında orospu çocuğu da dedi ama neyse… ‘
“ Yardım edebilecek misin peki amca? “
“ Kibirden dolayı mı azledildin? “
“ Nereden bildin amca vuhuu süpersin. “
“ Çok zor olmadı. “
“ Peki beni affetmesini sağlayabilir misin Konstantin amca? “
“ Tanrı bağışlayıcıdır ama bunu yapacağımın sözünü veremem. “
Biraz önce enerjisi tamamen yerine gelmiş görülen Turganın yüzü bu cümleden sonra tekrar düşmüş, suratı asılmıştı. Konstantin durumun farkındaydı ve devam etmeye karar vermişti.
“ Ama sana kibrinden nasıl kurtulacağını öğretebilirim. Bunu yapmak ister misin? “
Turganın gözleri tekrar parlamış, oyuncak görmüş bir çocuk edasıyla Konstantinin yamacına sokulmuşken heyecanla sormuştu.
“ Cidden bunu öğretebilir misin amca, yoksa usta mı demeliydim? “
“ Usta değilim, tanrıyı arayan acemi bir aşığım o kadar ama sorunun cevabı evet. Sana gururunu ezip, kibrinden nasıl kurtulacağını gösterebilirim. “
“ Bu süper işte, hemen göster bana. “
“ Hemen olacak iş değil. Ayrıca ancak yalnızken ve zamanı geldiğinde konuşabileceğim şeyler var ve bunun için de bir süre tapınakta kalmanı öneririm… “
Turganla tanrı adamı konuşurlarken dışarıdan gelen gürültü üzerine oraya koşmuş ve deminki adamların, Attilanın elinde bir plastik top gibi oradan oraya savruluşlarına şahit olmuşlardı. Attilanın adamlarla işi bittikten sonra biraz rahatlamış görünüyordu ve bu durumdayken Turgan ustasına bir süre tapınakta kalacağını söyleyebilmişti.
.
.
Attila ve Ragnossa, Avinanın gelmesiyle beraber Turganın verdiği görevi yerine getirmek üzere tapınaktan ayrılmışlardı. Attila’nın tüm ısrarına rağmen Konstantin, tapınağın Attilanın bölgesi olduğunu duyurmasına izin vermemişti. Öyle olsaydı çile çekmeye çalıştığı hayatı çok daha kolay olurdu ve amacından da uzaklaşmış olurdu.
Sonunda Turgan ve Konstantin baş başa kalabilmişler, Turgan artık bir şeyler öğrenebileceği için fazlasıyla heyecanlanmış bir halde Konstantinin söyleyeceklerini duymayı bekliyordu. Konstantin, Turganın tüm hikayesini detaylarıyla beraber öğrendikten sonra ağzını açmaya karar vermişti.
“ Hizmetkarlığın ne demek olduğunu bilirim evlat, çoğu hizmetkarın elde ettiği gücün ağırlığı altında ezilip kafayı sıyırdıklarını bile duymuştum. Kibirlenmeni yadırgamıyorum ancak ondan tamamen kurtulabilmenin tek yolu var ki bu yolun zorlu olduğunu başından belirtmem gerek. “
“ Ne gerekirse yapacağım, lütfen anlat bana amca. “
“ Güçlü bir adam, gücünün üzerine güç ekledikçe kendine daha fazla hayranlık beslemeye başlar. İnsanın içinde olan budur ve eğer bu içgüdüye engel olmazsa işin sonunda narsist bir adam olur çıkar. Bunun ilacıysa kendinden her halükarda güçlü olan tanrının varlığını ve büyüklüğünü kabullenip, kendi zayıflığını fark edebilmektir. Ne kadar güçlensen de kendinden güçlü bir tanrının olduğunu bilmek, kibre ulaşmanı biraz da olsa geciktirecektir. “
Turgan adamın söylediklerini hayranlıkla dinliyor olsa da sadece sözlerden ibaret olmayan bir eğitimi tercih ederdi ve arzusu gerçek olacaktı.
“ Sadece söyleyince boş geldiğini biliyorum, bu yüzden de kibrinden kurtulman, arzularınla savaşabilmen için aksiyona geçeceğiz. “
“ Vuhuu sonunda. Peki ne yapacağız Konstantin amca? “
“ Soyun… “
“Anlamadım Konstantin amca. “
“ Soyun dedim işte neyini anlamadın. “
Turgan adamın bu saçma isteğine anlam veremese de söylediğini yapmaya karar vermişti zira Konstantin onu kandırmak istese, en başından tanrının onu affedeceğini kesin bir dille söyleyip, Turganın sorgulamalarının önüne geçebilirdi ancak öyle yapmamış sadece onu kibirinden kurtarabileceğini söylemişti. Turgan üzerindekileri ve pantolonunu çıkarıp sadece boxerı ile kaldığında, Konstantin ona bakmış ve konuşmuştu.
“ Her şeyini çıkar. Yüzüğün de dahil... “
“ Ama....”
“ Yap diyorsam yap işte, bedensel dürtülerimi yitirdiğimde daha Attila bile doğmamıştı bu yüzden sorun etme. “
Turgan ilk önce yüzüğünü çıkarmaya karar vermişti zira anlatmaya çalışmaktansa göstermesi o an için daha mantıklı gelmişti. Turgan düşünmüş olsa da henüz harekete geçmediğinden, Konstantin bunu neden istediğini anlatmaya karar vermişti.
“ Kibrini yenebilmen için ilk dersimize başladığımızdan daha istekli olmanı beklerdim evlat. Bugün yapacağın şey çırılçıplak bir halde insanların içinde dolaşmak. Bu şekilde onların aşağılayıcı bakışlarına maruz kalacak, sınavı başarıyla geçersen de kibrine üstün gelmeye başlayacaksın. “
“ Ama üzerimde hiç bir şey yokken koşarsam insanlar korkarlar... “
Yaşlı adamın bu cümle üzerine bakışları sertleşmişti.
“ Tanrının evinde çükünün boyuyla ilgili şaka yapabilecek kadar kötü mizaha sahip olmana üzüldüm evlat. “
‘ Aslında böyle düşünmemiştim ama o konuda da gerçeklik payı var sanırım hınh hınh ‘(Y.N : Discorda gelip kibarca selam verdikten sonra ikinci cümlesi “Turganın ki kaç cm?” olan arkadaşımıza gelsin bu kısımda.)
“ Öyle değil Konstantin amc... “
“ Daha fazla kaliteyi düşürme. Bir kez daha karşı gelirsen sana yardım etmekten vaz geçeceğim... “
Turgan, kendini ifade etme fırsatı bulamadığından, ihtiyar adamı gücendirmemek adına sonunda harekete geçebilmişti. Yüzüğünü parmağından ağır çekimde çıkarıyorken, Konstantinin yüzüne bakıyor ve durmasını söylemesini umut ediyordu. Ancak öyle olmamıştı ve Turgan yüzüğünü sonunda çıkarabilmişti.
Yüzük çıktığındaysa Şahmeranın vaadi gerçek olmuş, Turganın göğsü ve sırtı sert, parlak pullarla kapanmıştı. Alev kanatlı şahinin pençe izi, pulların kabarmasıyla beraber muhteşem bir görsellik sunarken, Turgan tanrı adamının yüzündeki şaşkınlığı gördükten sonra boxerını işaret edip söze girebilmişti.
“ Hala bunu da çıkarmamı istiyor musun amca hınh hınh? “
“ Sen Şahmeranla mı görüştün? “
“ Evet onu tanıyor musun? “
“ Bu yöntemi kullanamayacağız belli ki. Üzerini giyin evlat, başka bir şey bulacağız. “
“ Tamam ama eğer ustamgil başarısız olursa seni öldürmek zorunda kalacağımı söylemek zorundayım Konstantin amca hınh hınh “
‘ Keşke yapabilseydin…’
Konstantin duruma şaşırmış olsa da kendini tanrıya adamış bir adama göre fazla zayıf bir tepki göstermiş ve bir sonraki yöntemi düşünmeye başlamıştı.
.
.
Ormanın derinliklerinde ilerleyen iki adam bulundukları duruma bakılırsa fazlasıyla korkusuz görünüyorlardı. Birkaç kez yabani hayvanlarla karşılaşmış olsalar da hayvanların ürküp kaçmaları uzun sürmediğinden zaman kaybetmemişlerdi. Adamlardan yaşlı olanı sıkıldığını gösterircesine sitem edecekti.
“ Burada insan yılan falan yok. Onları bulmak için uyguladığımız yöntemler işe yaramamış görünüyor evlat. “
“ Patron söylediyse kesinlikle gerçek olmalılar. Biraz daha arayalım lütfen. “
Attilanın pes ederek dönüp gitmek gibi bir niyeti olmasa da öylece yürüyerek efsanevi bir yaratığı arayıp, varlığına dair de tek bir iz bulamamanın sıkıntısını yaşıyordu. Sessiz birkaç dakikanın ardından sonunda yabancı bir ses duyuşmuştu.
“ Burada ne işiniz var yabancılar, kardeşlerime ne yaptınız?”
Attila sesin geldiği yöne baktığında çocuk yaşya bir insan görmüştü ve böyle tehlikeli bir ormanda yalnız başına ne yaptığını sorgulayacaktı.
“ Kardeşlerin mi, onlar nerede? Burada tek başına olmak yerine onların yanına dönmelisin evlat. Burası tehlikeli bir orman ve.... “
“ Kardeşlerim yanındaki adamın vücudunu süslüyorlar. Onları hemen bırakmazsanız bu ormandan çıkamayacağınıza emin olabilirsiniz. “
“ Ha ha duydun mu Ragnossa çocuk bizi tehdit ediyor. “
Ragnossa kısa süre için kendini inceledikten sonra, kollarına ve boynuna doladığı yılanları çıkarmış, çocuğa dönmüşken söze girmişti.
“ Bunlar mı senin kardeşin? “
“ Aynen öyle, onları bırakmazsanız bedelini ödersiniz. “
Attila, çocuğun meydan okumasını görecek olsa da Ragnossa bu kez işi berbat etmek istemiyordu.
“ Yanlış anlama küçük, şahmeranı arıyoruz ve kardeşlerini de onu daha çabuk bulabilmemize yardımcı olacaklarını düşündüğümüzden yanımıza aldık. Aslında benim fikrim değildi ancak İntikamın kılıcı yılan derisine dokunmayı sevmediğinden, onlarla benim ilgilenmemi istedi. Her neyse beni Şahmerana götürür müsün? “
Çocuk bu cümlenin üzerine paniklemiş gözükecekti.
“ Ş-şahmeran mı o da kim, şu masallardaki efsanevi yılanın gerçek olduğuna inananlar mı varmış he he “
“ Bir insanın yılanlarla kardeş olmasına inanmamızı bekliyorsun ama... Turgan bize hizmetkarların silahlarını tanıdığınızı söylemişti. Bak ben bu yaya sahibim, şimdi bizi şahmerana götürür müsün? “
“ Turganı nereden tanıyorsunuz? “
“ Onun arkadaşlarıyız, hatta yanımdaki adamın adı Attila ve Turganın ustası oluyor. “
Çocuğu ikna etmek uzun sürmüş olsa da yılanları serbest bıraktıktan sonra, sonunda Şahmeranla görüşmeyi başarabilmişlerdi. Esasında onunla görüşebilen tek kişi Ragnossa olmuştu zira Turgan en başından ustasının derisinin pullanma ihtimalini göze almak istememiş ve böyle olmasını dilemişti.
.
.
“ Gerçek olduğunuzu kendi gözlerimle görmeme rağmen inanmakta güçlük çekiyorum. Turgandan bir an dahi şüphelenmemiş olsam bile buna bizzat tanıklık etmek tarif edilemez bir duygu. “
Şahmeran tüm heybetiyle kuyruğunu sürümeye başlamış, Ragnossayla burun buruna gelmişken söze girmişti.
“ Faziletli yayı senin omuzunda gördüğümde ben de aynı şekilde şaşırdım Ragnossa. Naif bir kadından sonra güçlü bir erkek figürünün onu taşıyor olması beni şaşırttı. “
“ Benden önce bu yayı kullanan bir kadın mıydı cidden? “
“ Umarım onun kaderini yaşamazsın. Neden geldin buraya? “
“ Turgan bir süreliğine silahını ve kitabındaki yaftları kullanamayacak ve bu yüzden de sizden aldığı lütufları dostlarının yanında kullanabilmek istiyor. “
“ Ona zaten gücü verdim ve kullanıp kullanmamak da kendi kararı. Benden ne istediğini anlayamadım. “
“ Efendim, size Turganı o halde gören herkesi öldüreceğine dair söz vermiş ve bu yüzden de bizim onu görebileceğimiz zamanlarda bu güçten mahrum kalıyor. Kendisini o halde gören dostlarını hayatta bırakmak adına sizden izin istiyor efendim. “
“ Şimdi anlaşıldı... Turganın azledilmesine şaşırdım ve umarım tanrı onu tekrar bağışlar. Tanrının kararlarını sorgulayabilecek pozisyonda olmasam da böyle bir şey için dahi elçi gönderip destur alacak kadar kibar bir adamı havarilerle aynı tarafta görmek istemezdim. “
“ Peki izin verecek misiniz efendim? “
“ Hayır dersem dışarıdaki adamın bana bulamayacağına söz verebilir misin Ragnossa? “
“ Turganı çok seviyor ve onu üzmek istemeyecektir ama işler çığırından çıkarsa onu durduracak gücümün olmadığını üzülerek söylemek zorundayım efendim. “
“ Bunu zaten görebiliyor olsam da dürüstlüğünü sevdim çocuk. Turgan kendisine yakışır bir hizmetkar edinmiş, umarım bu kez Krausa karşı kazanırsınız. “
“ Onu ezip geçeceğiz, emin olabilirsiniz. Turgana ne cevap vereyim? “
“ Ona düşündüğümden daha zeki olduğunu söyle. Attila gibi bir adamı elçi muhafızı olarak göndermişken hayır demek kolay olmuyor tısha tısha tıss( yılanca kahkaha :p) “
Şahmeran, gülerken dışarıya çıkardığı çatallı dilini tekrar ağzının içine sokmuş ve bir anda ciddi bir ses tonuna bürünüp, konuşmaya devam etmişti.
“ Turganın dileğini kırmayacağım. Onun temiz yüreğine sıkıntı vermek istemem ama iki uyarıda bulunmam gerekir. Söylediklerimi tam manasıyla anladığından emin ol. “
“ Tüm kalbimle dinliyorum efendim. “
“ İlki o yüzüğü çok sık çıkarmamasını öneririm zira zaten benim kanıma sahipken uzun süre ejder pullarını bedeninde taşırsa yüzük bir süre sonra işe yaramayacaktır. İkincisiyse eğer dost belleyip, sırrına şahit olduktan sonra hayatta bıraktıklarından birisi ona ihanet edip benim başımı ağrıtırsa bedelini bizzat sen ödersin Ragnossa. Bu ormandan dışarı çıktığımda hiçbir yer senin için güvenli olmayacaktır. “
“ Öyle bir şey olursa canımı almanız için bizzat geleceğim. Patronum adına çok teşekkür ederim efendim “
Ragnossa müsaade almış, ayrılmak üzereyken aklına takılan son şeyi sormak adına tekrar şahmerana dönmüştü.
“ Buradan ayrıldığımda benimde mi derim pullanacak efendim? “
“ Hayır. Attila da buraya gelip beni görmüş olsa, lanet onun üzerinde çalışacaktı ancak sen Hizmetkarın hizmetkarısın. Ayrı bedenlerde yaşıyor olsanız da hizmetkarlar tek ruha sahiptir. İfade etmesi zor olsa da sizler aynı ruhun parçalarısınız ve lanetim o ruha zaten etki ettiğinden derin pullanmayacak çocuk. Bu yüzden üzülmene gerek yok. “
Ragnossa son cümlesini içinden kuracaktı.
‘ O lanetin kızlarla ilgili şans getirdiğini düşündüğümden ona maruz kalmak istemiştim oysa... ‘