Theoden

26 Mart 2020
Çeviri: 232
Düzenleme: AntiYasuo
628 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Zamanla Kumar

Rafizin Turganı getirdiği yer, şehrin tepesinde kalan eski bir tapınak gibi görünüyordu. Birkaç kilometre yakınında tek bir yapı bile bulunmayan bu tapınak, çoktan terk edilmiş olmalıydı. Gıcırdayan tahta basamakları çıkarken bir huzursuzluk kaplamıştı Turganı zira pis bir koku alıyordu.

Binanın yarısı parçalanmış beton kapısından içeri girdiğinde otuzlu yaşlarında bir adam ile etrafındaki bir düzine kadar çocuğu görebilmişti. Çocuğun bir tanesi beton zeminin üzerinde yatıyor, soğuk havaya rağmen üzerinde battaniye görünmüyor, otuzlu yaşlarındaki adamsa kabanının üzerine geçirdiği iki battaniyeyle birden oturuyordu. Hem de ateşin tam karşısında.

“ Battaniyelerden birini Tashaya versene. Hasta olduğunu biliyorsun ve bu hareketinle onu ölüme terk ediyorsun. “

Rafizi gören çocuklar onu gördüklerine memnuniyetlerini bildirmek isteseler de yetişkin adam hepsinden önce ve öfkeyle söze girecekti.

“ Arkadaşlarını o kadar düşünüyordun da kaç gündür neredeydin Rafiz? Burada olmadığın günlerin hasılatını topluca ödeyeceksin. “

“ Sana hiçbir şey ödemeyeceğim, arkadaşlarımı kurtarmaya geldim. Hallet şu adamı muhafız… “

Turgan elini göğsüne götürdü, saygıyla eğildi ve emredersiniz efendim dedikten sonra yavaş adımlarla yetişkin adamın üzerine doğru yürüdü. Yakışıklı sayılabilecek ve Jeo yaşlarında görünen bu adamın yakasından tutup havaya kaldırdığında tekrar Rafize döndü.

“ Onu sorgulamamı ister misiniz kralım? “

Turganın bu cümlesi üzerine çocuklar hep bir ağızdan tepki vermişlerdi.

“ Neee kral mı, cidden yaptın mı? Süpersin sen Rafiz, yalan söylemediğini biliyorduk… “

“ Hayır öyle değil arkadaşlar. O sadece iyi birisi ve kral olduğumda ödeme yapmak üzere muhafızlığımı yapıyor. “

“ Hadi ama cidden yapmışsın sen süpersin Rafiz ama Tonye karşı kazanabilecek karşı güçlü mü ki? “

Turgan adamın bedenini fazlasıyla sert bir şekilde yere çarptığında girmişti söze.

“ Bu herifi yenmek mi? Kralım için tüm kasabadakileri tek başıma yenebilirim hınh hınh. “

“ Ha ha çok komik gülüyorsun abi. “

Bedeninde duyduğu acıyla inleyen Tony ne olduğunu anlamaya çalışsa da Turgan onu pek umursamayacaktı.

“ Ahhhh Sen de kimsin lan şerefsiz, seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokmasana “

Turgan adamın bedenini bir kez daha havaya kaldırıp indirdiğinde başını betona çarpmış ve bayılmıştı.

“ Efendim, siz de uygun görürseniz bu adamın üzerindekileri çıkarıp, tapınağın en soğuk yerine bağlayalım diyorum. Yarın da kasabada dilendiririz, tabi çıplak halde hınh hınh “

“ Ha ha ha bunu yapacak mısın cidden abi? Sen süpersin, çocuk tanrısının bize gönderdiği bir melek olmalısın… “

Sözleri sadece yedi yaşındaki bir kız çocuğu söylemiş ve tüm herkes bu plandan memnun olmuş gözükseler de Rafiz onlarla hemfikir değildi. Başını önüne eğmiş, yumruklarını sıkarken söze girmişti Rafiz.

“ Dilenmek çok aşağılayıcı. Tony’nin bile o aşağılanmayı hak ettiğine şüpheliyim abi. “

Turgan bu çocuğun yaşının çok ötesindeki olgunluğuna hayran kalmıştı ancak çocukları kullanan bu adamı da cezasız bırakması mümkün değildi lakin onun cezasını ibreti alem adına kalabalıkta vermek istiyordu. Bu yüzden çocukları alıp kasabaya dönmeyi düşünmüştü ancak Rafiz ve diğerleri orada uyumak istediklerini söylediler. Bir gece de olsa o tapınakta huzurlu bir uyku geçirmek istiyorlardı ve Turgan bunun gerçek olması adına tüm gece uyanık kalıp başlarında beklemeye karar vermişti.

Çocuklar belki de ilk kez bu tapınakta yüzlerinde bir gülümsemeyle uyuya kalmışlarken, Tonyi söz verdiği gibi dışarıya bağlayıp, ateşin başında nöbet tutan Turganın gözleri kendisine ihanet ediyordu. Normal şartlarda uykusuz değildi ancak gözlerinin uzaklara dalmasına, ateşin içinde adeta bir başka dünya görüp onu seyretmesine ve sık sık kapanmasına mani olamıyordu. Bir saat kendisiyle didiştikten sonra, sonunda uyuyakalmıştı. Uykuda olduğunu fark etmeden, alevlerin içinde bir siluet görebilmişti ve bu siluet konuşuyordu.

“ Neyi arıyorsun genç adam? “

“ Nasıl yani ayrıca sen de kimsin? Şahmerandan bile daha tuhafsın. Cidden ateş adam falan mısın? “

“ Bu tapınağın kurucusu ve koruyucu ruhuyum. Tanrıya hizmet amacıyla diktiğim bu binanın son aylardaki kepazeliğine son verdiğin için şükranlarımı sunmaya geldim. “

“ Vuhuu bir tanrı adamı mısın yani? “

“ Binlerce yıl önce ölmüş bir adamım. Çok zamanım olmadığından konuya gireceğim. Neyi arzuluyorsun? “

Turgan birkaç saniye düşündükten sonra ciddiyetle cevap verecekti.

“ Bana istediğim bir şeyi verebileceksen güç ver zira diğer güçlerimi kazansam bile tekrar kaybetmeyeceğimin garantisi yok. “

“ Sana bahşedebileceğim üç güç var genç adam, kabul edersen bir de tavsiye. Ancak güçlerden sadece bir tanesini verebilirim ve hangisini seçeceğin de sana kalmış. Ateşin altındaki odunları karıştır, merak etme yanmayacaksın. Üç obje bulacaksın ve bunlardan seçmiş olduğunu eline aldığında, objenin temsil ettiği güç artık senin olacak. “

Turgan başta ürkekçe davranmış olsa da elini ateşin içine soktuğunda yanmadığını fark etmiş, bu yüzden de rahatça köz şeklini almış odunları karıştırmaya başlamıştı. Közü bir süre karıştırdıktan sonra ilk objeye ulaşabilmişti, gri renkli bir taş ve kuvvetle muhtemel bir kut taşı. İkinci objeyse köstekli siyah metalden yapılmış bir saatti. Son obje en az dikkat çekeniydi zira sıradan bir kaleme benziyordu.

Turgan bu üç nesneden sadece bir tanesini seçebileceğinin farkındaydı ve en doğrusunu seçebilmek adına kendince bir beyin fırtınasına girişmişti.

‘ Kut taşını alırsam onu kullanamasam bile Ducia kullanacaktır ama zaten Ducia fazlasıyla yorulduğundan onu riske sokacak bir başka güç almasını istemiyorum, bu yüzden onu seçmeyeceğim. Kalem muhtemelen önemli bir gücü temsil ediyordur ancak istediğin silaha dönüşmesi falan gibi bir özelliği varsa benim için çok kullanışsız olurdu çünkü ben zaten Tanrının gazabına sahibim. Bu saat güzelmiş. Zamanla ilgili bir gücü olmalı belki de ooooooo cidden olabilir mi? Zamanı durduracak kadar güçlü bir şey olabilir mi? Kesinlikle ona benzer bir şey olmalı onu seçeceğim evet saati seçiyorum. ‘

Turgan saati eline aldığında tik tak seslerini beyninin içinde hissedebiliyordu. Simsiyah çerçeveye sahip saatin akrebi, yelkovanı ve saniye kolu altın rengindeydi. Rakamları da aynı şekilde altın rengindeydi ancak rakamlar Turganın bildiği bir dille yazılmamışlardı.

“ Bu saati alacağım. Bunun sayıları hangi dilde yazıyor? “

“ Benim yaşadığım dönemde dünyada konuşulan en yaygın dildi. Theodenden bile önce. Belki hala öyledir… “

“ Şu an bu dili konuşan kimse olduğunu sanmıyorum ateşli amca hınh hınh. “

“ Saati seçmek istediğine emin misin? “

“ Zamanı durdurabildiğini düşündüğümden onu seçeceğim. “

“ Sana kopya veremem. Sadece onu istiyorsan emin olduğunu söyle… “

“ Aslında eminim ama kalem daha iyi diyorsan onu da düşünebilirim. Hem bana bir tavsiye vereceğini söylemiştin, şimdi versene işte… “

“ Bunu yapamam işte. “

“ Tamam o zaman, saati seçip istediğimde zamanı durdurabilmeyi seçiyorum hınh hınh. “

“ Onaylandı. Uyandığında o saati cebinde bulacaksın, kalem ve taş da orada olacaklar ancak sadece saatin gücünü kullanabileceksin… “

“ Süpermiş. “

“ Umarım kararından pişman olmazsın. Sana gücünü tam olarak anlatamayacak olsam da ismini söyleyeceğim. Gücünün adı ‘zamanla kumar’ “

“ Vuhu karizmatik bir ismi varmış. “

Turgan bakışlarını birden ciddileştirip, kararlı bir ses tonuyla devam etmişti.

“ Gerçi ismi umurumda değil. Hizmetkarlığa dönene kadar dostlarımı korumama, zulmedeni yargılayabilmeme yarayabilecek kıymetli bir güçtür umarım. Ne olduğunu söyleyecek misin yoksa kendim mi bulmalıyım koruyucu ruh? “

“ Ne olduğunu sana göstereceğim zira anlatması biraz karışık olurdu ancak ondan önce vereceğim nasihati de dinle zira beni bir kez daha görmen mümkün olmayacaktır. Binlerce yıldır emanet tuttuğum  gücü verdiğim adamın kafesten çıktığında, sudan çıkmış bir balık gibi kalmasını istemem. Buradan ayrılmadan önce en geniş odadaki çatlak sütunun ortasındaki yarıkta bir kitap var. Onu al ve oku… “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar