Theoden

26 Mart 2020
Çeviri: 234
Düzenleme: AntiYasuo
619 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Müzakere 3

Kadının sarıdan kızıla çalan dalgalı saçları, odadaki erkeklerin yarısından daha geniş omuzları, kalın bilekleri, yuvarlak kalçaları, bir adam kafası kadar büyük göğüsleri, ince beli ve bakımsız yüzüyle ortamdaki herkesten daha farklı bir görünüşte olduğu tartışmasızdı. Adal ablasına doğru koşmuşken, Attila öfkeli bir ses tonuyla girmişti söze. 

“ Bana öldüğünü söylemiştin Adal, imparatorluğa esir düştüğünü neden söylemedin? “ 

Adalın şaşkınlıktan gözleri büyümüş, adımları yavaşlamış ve ablasının yanına vardığında, titreyen elleriyle ona dokunmaya çalışıyor ancak başaramıyordu...  

“ Se-seni kendi ellerimle gömmüştüm abla, bu bu nasıl mümkün olabilir? “ 

Attila “ Cidden neden ölmedin sen Luana, bizimle oyun mu oynuyorsun? “ 

Jeo “ Biraz önce bana kadınlara karşı nazik olduğunu söyleyen adamın, sevdiği kadına söylediklerine bak...” 

Dragut “ Cevap vermeyecek misin İmparatoriçe Luana abla? “ 

Luana gömleğinin cebinden bir incir çıkardı ve tamamını tek seferde ağzına atıp, çiğnemeden yuttuktan sonra girdi söze. Sesi fazlasıylı kirliydi. 

“ Neden öleyim, sadece antrenman yapıyordum ve antrenmanım bittiğinde kendimi Herdai Birleşik Krallığının generallerinin önünde kollarımdaki bu aptal şeylerle buldum... “ 

“ Abla ne antrenmanı? Öldüğünü en az üç ayrı doktor onayladı ve biz de seni gömdük... “ 

Kadın bir başka inciri ağzına attıktan sonra umursamaz bir tonda cevaplayacaktı. 

“ Nefes tutma antremanı işte... İncirim kalmadı, bana incir getirtebilir misin Adal? “ 

“ Tabi abla da çok özür dileyerek bir şey sorabilir miyim? “ 

“ Sor bakalım sidikli velet nihahaha “ 

“ Bir saatten daha uzun süre nefessiz kalıp ölmemeyi nasıl başardın? “ 

“ Aslında kendime geldiğimde 2.5 saat olmuştu. “ 

Attila “ Yani sadece nefes almıyor diye onun öldüğünü düşünüp gömdünüz mü? Bu nasıl bir cehalettir? “

Adal “ Aslında kalbi de durmuştu. “

Attila “ İyi de öyle bir antreman yaparken kalp atışlarının duyulamayacak kadar zayıfladığını herkes bilir… Hiç mi birkaç saatliğine nefesinizi tutmadınız? Yani ben sizin cehaletiniz yüzünüzden kaç yıl boyunca sevdiğim kadından mahrum mu kaldım Adal? “

Gulk

Dragut “ İyi de doktorlar bile öldüğünü düğüşündüler ve onu gömdüğümüzde dahi hareket etmiyordu ve gözleri de kapalıydı… Hem Adalın için de ablasının ansız ölümünü kabullenmek zor olmuştu. “

Attila “ Onu bunu bilmem, Theoden üzerinde sevebileceğim tek takından mahrum kalmamın sorumluları cezasız kalmayacaklar… “

Luana “ Çocuklara neden kızıyorsun koca bebek, bu ezik heriflere esir düştüğüm için sorumlu olan benim… “

Attila “ Cidden neden ezik gibi o halkaları koluna takmalarına izin verdin Luana? Kesinlikle hiç yakışmamışlar ve benim kadınımın böylesi zayıf olduğunu görmek yüreğimi acıttı. “

Luana o zaman başını çevirip kollarındaki şeylere bakmaya başlamıştı. Biraz inceledikten sonra onaylatmak istedi.

“ Cidden yakışmamışlar mı? “

“ İğrenç olmuşlar diyorum kadın… Ne yakışması “

İşte o zaman Luananın gözleri kararmış, bir elinin sırtını diğer elinin avuç kısmına koyup parmaklarını kenetledikten sonra, iri bedenindeki kaslarını şişirmeye başlamıştı.

“ Attilanın beğeneceğini söylemiştiniz şerefsizler… “

Sadece yirmi saniye sonra, pazı kısmında bulunan halkalardan ikisini kırmayı başarmıştı Luana ancak ne kadar zorlasa da diğerleri pozisyonlarından dolayı kırılmıyorlardı. O zaman Adal olaya müdahil olmuştu ve ellerini kullanarak kalan diğer halkaları parçalamayı başarmıştı.

İmparatorluk temsilcileri şaşkınlıktan küçük dillerini yutacak hale gelmişlerdi ve Edward, yegane esiri kelepçelerinden tek tek kurtuluyorken söze girebilecek bir fırsat kolluyordu…

.

.

Attila esasında Onlarca yıl önce aşka tövbe etmişti. Şu an salonda bulunan Herdai Prensi Ivanın halası yani o zamanki kralın kız kardeşi ile bir gönül ilişkisi kurmuş, bunun öğrenilmesi üzerine de Kral kendi kız kardeşini ölümle cezalandırmıştı. Zaten yeğeni de kısa süre önce kaçırılmış olan Attila, o zaman yakıp yıkmak yerine aşka tövbe etmeye karar vermişti zira sevdiği kadının yanında olmadığı zaman onu koruması mümkün değildi ve Attila da tüm hayatını evde geçirebilecek bir adam değildi. Aşka tövbe etmişti… Ta ki Luana ile tanışana kadar…

Luana hem bedensel olarak, hem de yaft kullanma konusunda bir Orgeneralle aşık atabilecek konumdaydı ve böyle bir kadının varlığı Attila’nın ilgisini cezbetmişti. Asla yanında durmasına gerek olmayan, kimsenin korumasına ihtiyaç duymayan, başıbozukların iki numarasının ablası olan gerçek bir kadın… Attilanın aradığı her şeye sahipti ve bu kadının erkeği olacak adam da Attiladan başkası olamazdı.

Ivan “ Halamı çabuk unutmuşa benziyorsunuz Attila… “

Attila “ Bir kez daha aynı kaderi yaşamamaya yemin ettim. Halanı cidden seviyordum ve aylarca yasını tuttum ancak tanrının beni daha fazla sınamasına izin vermeye niyetim yok. İşimi garantiye alıp Theodenin en güçlü kadınına gönül verdim. Gücünüz yetiyorsa, arkamı döndüğümde alın onu benden ha ha ha “

Edward “ Esirimizi çözdüğünüze göre takası kabul etmişsiniz demektir Dragut. Şimdi sizin sıranız madem “

Başıbozuk tarafında halen, Mareşal Sezar, Orgeneral Syleus, Korgeneral Halid ve Korgeneral Tokugara esir olarak bulunmaktaydılar. Mareşal Sezar dışındaki esirlerin sağlıklarında bir sorun olmasa da Sezarın iki kolu da kendisinden alınmıştı. Dragut esasında küçük bir istişareye ihtiyaç duyuyordu ve o an Köklunun fikrini alabilmeyi isterdi ancak öyle bir şansı olmadığından Adalın yüzüne baktı.

“ Bu konuda ne diyorsun Adal? “

“ Ablama karşılık, onların seçtiği iki esiri verebiliriz serdarım. “

Dragut, Edwardın gözlerine bakmış olsa da pazarlığı uzatmak istemeyen birisi vardı.

“ Sevdiğim kadına kavuşmuşken onu pazarlık meselesi yaparak ismini kirletmeyin. Esirlerin tamamını  verin zaten tüm imparatorluk generalleri birleşseler bile bir Luana etmeyeceklerinden takas bizim lehimize gerçekleşecektir… “

“ Tek kapılı boyutlar- 1-2-3-4 “

Dragut boyutlarına hapsettiği generalleri tek tek çıkarmışken, Sezarın halini gören temsilciler ürkmüş görünüyorlardı.

Benitio “ Siz şerefsizler mareşale ne yaptınız? “

Dragut “ Hangimizin ateşi daha yakıcı diye baktık ve ben daha ateşli çıktım hıah hıah hıah. “

Zulu  “ Doğru mu söylüyor efendim? “

Sezar “ O şerefsiz bir iblisle anlaşma yapmış olmalı. Yücelerin lütfunun ötesine geçmek mümkün değidir. Ne olursa olsun bir dahaki sefere Dragutun canını alacağım. Bu adilerle anlaşmamız için sebep göremiyorum imparator Edward…”

Edward “ Sen bile kaybetmişken bir savaşa daha girmeye gönüllü olmak istemiyorum. Bir imparator generallerini öylece ölüme göndermez Sezar… “

Sezar dişlerini sıkmış, imparatorun sözlerinin üzerine daha fazla söz söylememiş olsa da karardan memnuniyetsizliğini ve aşağılanmaktan yani kaybettiğinin vurgulanmasından hoşlanmadığını gözleriyle açık açık ifade etmişti. O durumdan memnun olmasa da Edward konuşmaya devam edecekti.

“ Geriye son bir şey kaldı Serdar Dragut o da kan bağı meselesi. Başıbozuklar ve imparatorluk akraba olurlarsa Theodeni beraber yönetmemizde hiçbir sorun olmayacaktır… “

“ Peki tam olarak ne istiyorsun Edward, çocuklarımın seçimlerini yaptıklarını zaten söylemiştim. “

“ Öncelikle size kazanımlarımızın ne olacağından ve Theodeni nasıl yönetmeyi planladığımdan bahsedeyim. “

Dragut cevap vermemiş ancak dinlediğini gösterir bir şekilde ellerini açıp devam edin dercesine bir harekette bulunmuştu.

“ Theodendeki 1 numara ben olacağım zira kral soyundan geldiğimden başka türlüsü düşünülemez ancak bu kıtanın lideri Dragut olacak ve Başıbozuklar da imparatorluğa bağlı olduklarını açıklayacaklar. Kendi yönettikleri topraklarda istedikleri gibi hareket edecek olsalar da resmiyette imparatorluğun bir kolu olacaklar…”

Edward konuşmasını sürdürürken, Dragut dışındaki tüm başıbozuklar ve müttefikler homurdanmaya başlamışlardı bile…

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar