Theoden

31 Mart 2020
Çeviri: 243
Düzenleme: AntiYasuo
576 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Kız İsteme 1

Dragut ve Karia’nın saray dışındaki mütevazi evlerinin salonunda, evin limitlerini zorlayan bir kalabalık görünüyordu. Ailenin 4 asil üyesinin yanı sıra; Attila, Namya, Nebia, Ducia, Elfy ve Akina da orada bulunmaktaydılar. Ortamı bu kadar kalabalık hayal etmeyen Dragut homurdanıyorken, Karia bu güzel akşamın tadının kaçmaması adına kocasını sakinleştirmeye çalışıyordu.

Karia “ Misafirler birazdan gelirler Dragut. Suratın biraz gülsün artık… “

Dragut oyuncağı alınmış bir çocuk gibi kaşlarını iyice çatıp, kollarını bağlamışken cevaplayacaktı.

“ Kızımı almaya gelen adamlara neden gülümsemem gerekiyormuş? Ayrıca neden bu kadar insan var burada, Nebia senin burada ne işin var? “

“ Belki beni de Jeoya isterler diye düşünmüştüm… “

Attila “ İyi de isteme heyetinde benim de olmam lazım o zaman. Rohan olmadığına göre Jeoya benim kız istemem uygun olurdu. “

Dragut “ Su Kraliçesinin burada bulunma gerekçesini de çok merak ettim… “

Namya “ Nebiayı isterlerse diye geldim bende işte. Sonuçta onu benden isteyecekler değil mi? “

Dragut  “ Neden ihtimaller üzerine evimi işgal ediyorsunuz, isteyecek olsalar söylerlerdi değil mi? “

Namya “ Bizi kovuyor musun yani? “

Karia “ Siz ona bakmayın su kraliçesi. Kızını kaybetme korkusundan birazcık gergin ve bu ana tanıklık edeceğinizden dolayı kendi adıma mutlu olduğuma emin olabilirsiniz. “

Namya “ Bir kadının sağ duyusu her ortamı güzelleştiriyor. Teşekkür ederim gerçek Serdar Karia… “

Bu cümle Dragutun iyice gerilmesine sebep olsa da görmezden gelip, bu kez sorusunu Elfy e yöneltecekti.

“ Peki seni kim isteyecek küçük? “

“ Kimse istemeyecek ama Turgan annesinin güzel börekler yaptığını söylediğinden gelmemi istedi. Burada olmam problem mi yaratıyor? “

Elfy’nin yüzü kızarmış, orada istenmediğini düşündüğünden dolayı utanmış ve mutsuz bir ifadeye bürünmüşken, Dragutun daha fazla sorgulamasına izin vermek istemeyen Turgan girmişti söze.

“ Artık aile üyelerimi de mi sorgulamaya başladın baba? “

“ Hay senin anlayışına… Her neyse aile üyelerini falan sorgulamıyorum da buraya biz bile güç bela sığıyorken gelecek misafirleri nereye oturtacağız? “

“ Bizden kız almanın kolay olmadığını söylememiş miydin? Ayakta beklesinler işte. Neden sadece William abiye işkence ediyorsun ki? Kızını senden almaya aracılık eden herkesin bunu tatmasını sağla… “

Turganın öylesine söylediği cümle nedense Dragutun fazlasıyla hoşuna gitmişti ve bunun üzerine pişkin bir şekilde sırıtmaya başlamıştı.

Tak tak tak

Arya “ Geldiler… Nasıl görünüyorum Ducia, saçım düzgün mü? “

Arya tek parça, kırmızı, uzun elbisesinin içerisinde gayet sade ve güzel görünüyordu. Heyecanlanmasını gerektirecek bir durum yoktu ve Ducia da kapı açılmadan hemen önce vermesi gereken cevabı verecekti.

“ Bugünün yıldızı senin olduğun ortada. Her şeyinle kusursuz görünüyorsun ve gülümseyişin de güzelliğini kusursuzlaştırıyor. “

Kapı açıldığında kız isteme heyeti arka arkaya içeri girmeye başlamışlardı ancak bu heyet de beklenilenden daha kalabalıktı. Luana, Adal, Jeo, William, Ragnossa, Korkut Reis ve Havan kız isteme ekibi olarak eve giriş yapmışlardı. Kısa koridoru geçip salona ulaştıklarında, odada tek bir kişinin oturabileceği bir boşluk olduğunu görmüşlerdi ve oraya ilk yönelen Adal olsa da oturabilen kişi Luana olmuştu. Heyetin geri kalanı ayakta kaldığından, onların sözcülüğünü yapıp, durumu sorgulayan kişi yine Adal olacaktı.

“ Misafirperverlik konusunda içler acısı haldesin Serdar Dragut… “

“ Siz de kavgaya gelir gibi o kadar kişi toplanmasaydınız. William ve bir büyüğü yeterli olurdu. “

“ William’ın seveni çok olduğundan, herkes ona destek olmak istedi ki sen bu duyguyu anlamasan da şaşırmazdım yalnız adam. En iyi dostunun bir yaratık olduğunu herkes biliyor. “

“ Ben en iyi dostumu buraya çağırmayıp, aile içinde küçük bir merasim olsun istemişken, senin gördüğün herkesi toplaman benim hatam mı? “

“ Adam olaydın da büyük bir evde oturaydın. “

“ O zaman diğer krallardan bir farkım kalmazdı. Oturacak yer yoksa ayakta dur, beğenmiyorsan da defol git… “

Adal duyduğu cümlelerden dolayı kesinlikle mutsuz olmamıştı zira Dragutun kızını istemeye karar verdiğinde, başına gelebilecek her şeyi göze almıştı. Dışarıya sert bakışlarını gönderen Adal, içten içe kahkahalar atıyorken, kulağına eğilip fısıldayan kişi Ragnossa olmuştu.

“ Sanırım durumu çözdüm efendim. Onlar bizim ciddiyetimizi ve kararlılığımızı görmek istiyorlar. Geri dönüp gitme bir lüksümüz yok ancak ayakta durmak da onların üstünlüğünü kabul etmek olacağından bir alternatif düşündüm. “

Adal konuşmasa da Ragnossa’nın devam etmesini küçük bir mimik hareketiyle istemiş ve Ragnossa da öyle yapmıştı.

“ Kendimize oturacak bir alan yaratacağız. Bakın planım tam olarak şu… “

Adal, planı duyduğunda kendince şüpheleri olsa da Ragnossanın anlattığı şekliyle yapılması gereken tam olarak bu gibi duruyordu.

Karia “ Hepiniz hoş geldiniz kıymetli misafirler. Elinizdekileri almama izin verin. Ducia bana yardım eder misin? “

Ducia evin kızıymış gibi yerinden kalkmış, William, Jeo, Adal ve Luana’nın elindeki dörder adet çikolata/çiçek kutularını almışlarken, Dragut tekrar söze girmişti.

“ Cidden öyle ezik gibi ayakta mı dikileceksiniz? Ne acınası ama hıah hıah “

Adal o zaman Ragnossa’nın planını uygulamaya karar vermişti. Sağ elinin dört parmağını kapatıp, havaya kaldırdığı baş parmağını gözünün hizasına ancak yarım metre kadar ilerisine tuttuktan sonra cevaplayacaktı.

“ Kesinlikle ezik gibi görünmeye niyetimiz yok Dragut ve bu yüzden de odada biraz değişiklik yapacağım. “

Adal tekrar parmaklarını açmış, önünde Turganın da oturduğu üçlü koltuğun arkasındaki duvara kadar ilerledikten sonra bir cümle haykırmış ve hemen ardından da boş elinde sanki bir kalem varmışçasına duvarı çizmeye başlamıştı.

“ Sanat Işığı- Şekil işleme sanatı…(9. Sviye 1. Kapı) “

Adalın hızlı hareketlerinin ardından işi bittiğinde, evin bir duvarı kusursuz bir makasla kesilmiş gibi birbirinden ayrılmış ve duvarın alt tarafında usta bir marangozun testeresinden çıkmış gibi görünen betondan mobilyalar peyda olmuştu.

“ İşte böyle oturabiliriz… “

Adal bu harekette bulunduğu için fazlaca gururlu olup, heyetiyle beraber o koltuklara oturmak için adımlamış olsa da durumdan memnun olmayan Dragut, sesini sakınmadan bağıracaktı.

“ Kavga etmeye mi geldiniz lan Adal, evimin duvarını neden yıktın? “

“ Oturacak bir yer lazımdı. “

“ O zaman sandalyeni alıp gelseydin. “

“ Böyle ezikçe bir karşılama beklemediğimden, şartlara uyum sağlamam gerekti. “

“ Size kız mız yok defolun gidin buradan… “

Attila “ Yeter Dragut. Otu boku bahane edip kızının mutluluğuna engel olmaya çalışma. Siz de nereyi buluyorsanız oraya oturun Adal. İkinizin çocuksu kavgalarınızı izlemeye gelmedik. “

Adal “ O başlattı ama “

Luana “ Erkeğim sus dediyse kes sesini sidikli Adal. “

“ Abla çoluk çocuğun yanında öyle söylemesene… “

“ Niye, on yaşına kadar altına işediğin yalan mı? “

“ Hıah hıah hıah. Bak bunu öğrendiğimiz iyi oldu Attila abi. Bizde sidiklilere verecek kız yok değil mi? “

Karia “ Biraz daha saçmalarsan yıllar önce sana verdikleri kızı hiç almamışsın gibi yalnız kalacaksın Dragut. “

“ İyi, tamam, sustum… “

Karia “ Saçmalıklar sona erdiğine göre tekrar hoş geldiniz. Kocamın eşitlik takıntıları yüzünden bu evde oturuyoruz ve normalde sadece ikimiz yaşadığımızdan bize fazlasıyla yetiyordu. Bugünün bu kadar kalabalık olacağını tahmin etmemiştik ancak gördüğüm kadarıyla herkes oturacak bir yer bulabilmiş ve artık başlayabiliriz. Nasılsınız Luana hanım? “

Luana “ Minik kuşumun gözlerinin içine bakarken nasıl olabilirim ki? Fazlasıyla aşık ve huzurlu. “

Attila “ Lan kadın öyle deme dememiş miydim ben sana? “

Luana “ Milletin içinde olmadığı sürece hoşuna gittiğini söylemiştin ya minik kuşum. “

Turgan “ İntikamın kılıcı minik kuş Attila hınh hınh ağhhhhh “

Attila “ Saygısızlık yapmasana velet. Luana uzun süredir tutsaktı ve belli ki yanlış hatırlıyor işte. “

Arya “ Konumuza mı dönsek acaba dayı? “

Attila “ Benim de işime gelir. Her neyse hoş geldiniz. Draguta bakmayın zira benim ailem misafirperverliğiyle meşhurdur. Nedir sizi buraya atan sebep? “

Jeo “ Williamın uçkuru ha ha ha “

Jeonun yersiz şakasının ardından William ve Arya’nın yüzleri kızarmışken, Dragut sesinin şiddetini arttırıp göstermişti tepkisini.

Dragut “ Böyle şakalar yapmak için geldiysen, evimden kovulan ilk misafir olmaya adaysın demektir Jeo… “

Jeo “ Neden ki damadın da kayın pederi gibi uçkuruna düşkün olsa fena mı olurdu? “

Dragut yerinden kalkmış, Jeonun üzerine öfkeli adımlarla yürümeye yeltenmişken, onu olduğu yere oturtan Attila olmuştu.

Attila “ Otur şuraya Dragut, sen de lüzumsuz muhabbetler açma Jeo, kız babası olmak zordur hele ki şöyle zamanlar kız babaları için sıkıntılı zamanlardır. “

Jeo daha fazla uzatmamaya karar vermişken, söze giren bir kez daha Adal olmuştu.

“ Geliş nedenimiz gayet açık Attila abi. İki genç gönlü tek bir kalp haline getirmenin ilk adımını atmak istiyoruz. “

“ Geldiğimiz aileyi ve katı kurallarımız olacağını biliyorsunuz değil mi? Hayır bilmiyorsanız boşuna zamanımızı almayın derim… “

William “ Biliyoruz efendim ve ne gelirse gelsin başa çıkacağız. “

Attila yerinden kalktı, ağır adımlarla ilerledi ve henüz oturmuş olan William’ın yüzüne gülerken, burnunu sıkmaya başladı. William’ın canının yandığı her halinden belliyken yapacaktı uyarısını Attila.

“ İlk kural; bu kadar büyüğün senin için buraya gelmişlerken, böyle durumlarda konuşmak gibi bir saygısızlık yapma. Ne söylenecekse onlar söylerler… “

William başını havaya kaldırmış, yapabildiği şekliyle vücut hareketleriyle Attila’nın söylediklerini onaylamıştı. İkna olan Attila yerine döndükten sonra devam edecekti Adal.

“ Ne de olsa eski bir prens olduğundan böyle geleneklere alışık olmamasını mazur görün yüce Attila. Tabi ben olsam söylediği şey hoşuma giderdi orası ayrı. Ne gelirse gelsin başa çıkacağımızı söyledi ve ben de onun sözlerini destekliyorum. “

Karia “ Önce kızı mı isteselerdi acaba, şartları sonra mı konuşurduk, ne dersin abi? “

Attila “ İyi madem isteyin kızı da… “

“ Görün ebenizin nikahı… “

Dragut’un şeytani bir ifadeyle tamamladığı cümle, içten içe Attila’nın hoşuna gitmiş olsa gerek ki sözünün bölünmesine ses çıkarmamıştı ancak Karia bu duruma sessiz kalmayacaktı.

“ Öcü taklidi yapmayı bırakacak mısın Dragut? “

“ Niye yalan mı söylüyorum? Attila abim şartlarını söylediğinde kesinlikle kaçacaklar. Kaçmazlarsa da ölecekler değil mi Attila abi? “

O şartı kendisi söyleyebilmeyi çok isterdi Dragut ancak ailenin büyüğü koşmalıydı şartı ve Dragut da bu şekilde baskı yaparak, Attilanın olabildiğince imkansız bir şart koşmasına sebep olmak istiyordu.

“ Orası beni ilgilendirir Dragut ama yumuşak olmayacağımı söylemiştim. Artık izin verirsen, güçlü kadınım mevzuya girsin. “

Luana, bu cümleden sonra, yanı başında oturan Adala dönmüş ve herkesin duymasına aldırmadan, o an aklına gelen bir teklif sunmaya karar vermişti.

“ Gelmişken Namya’yı da sana alalım mı? Hem fazladan çikolatamızda var. “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar