Theoden

31 Mart 2020
Çeviri: 248
Düzenleme: AntiYasuo
577 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Mahkeme

Şehrin adliye sarayında, haftalık duruşmaların görüldüğü gündü. Üç ayrı dava şimdiden açıklığa kavuşmuş, Hakim Reşid Bey, mübaşire bir sonraki davanın taraflarını çağırmasını söylemişti bile.

“ Sıradaki Dava;

Davalı: Korkut Reis

Davacı : Meyhaneci Saroz

Taraflar içeriye gelsinler… “

Başıbozuklara henüz katılmış olan Korkut Reis’in adının söylenmesiyle birlikte, hiç birinin yüzü görünmeyen mahkeme jürisi arasında konuşmalar ve homurdanmalar başlamıştı bile. Jüri üyelerinin yüzlerini gizleme kararı Draguta aitti ve bu şekilde; hakkında karar verdikleri kişi kim olursa olsun daha adil olabileceklerine inanıyordu.

İhtiyar Saroz’un ve Korkut Reis’in içeriye girip yerlerine geçmelerinin ardından, Beyaz uzun sakalları olan Hakim Reşid çatık kaşlarını biraz düzeltmiş ve Saroza dönüp söze girmişti.

“ Hayırdır Saroz Dayı, bu adamdan neden şikayetçisin? “

İhtiyar adamın yüzü buz gibi görünüyordu. Korkut Reis’in yüzüne bakarken dahi midesinin bulandığı anlaşılabiliyordu ve buna rağmen Korkut Reis’in yüzüne bakmaya devam ederken girecekti söze.

“ Serdarıma, davamıza başım feda. Ben ölüme her gün daha da yakın hisseden ihtiyar bir adamım ve zoruma gidecek çok az şey vardır hakim evladım. Adaleti sağlamak adına kurduğumuz sistemi kendi  derdimle geciktirdiğim için de huzursuzum inan bana. “

“ Olur mu Saroz dayım. Anlat hele ki bilelim ne olmuş… “

“ Bu iri kıyım ama yeni yetme velet dün gece meyhaneme geldi. Taşkınlık çıkarmak için her şeyi denedi. Vurdu, kırdı, yıktı ve bazı yoldaşlarımızı da yaraladı ancak tanrı şahittir herkes işi gırgırına aldı ve güçlü bir yoldaş daha kazanmışız yaşasın serdarımız Dragut diye tezahüratlarda dahi bulundular. Meyhanede olur kavga dövüş malum, bunlardan yana sıkıntım yok amma bu yaşımdan sonra hakarete uğramayı, küçümsenmeyi kaldıramadım evlat. Bu saygısız iti serdarıma havale edeceğim. “

“ Tam ne oldu Saroz Dayım ne dedi de üzdü bu yarma seni? “

“ Dedi ki : Ben ki; tarih boyunca elit olup yaşamış, kendi topraklarına hakim olmuş, yücelerle aynı masada oturmuş, iki kez imparatorluk düellolarında finale kadar yükselmiş, başıbozuk serdarından bizzat davet almış, denizler hakimi Korkut Reisim. Siz ezik başıbozuklar keyfimi kaçırıyorsunuz. Sonuçta yakında başbozuklardan birisi olacağım kesin ve bu yüzden de siz eziklerin dışarı çıkmanızı istiyorum. Tüm içkileri kendi başıma içeceğim. “

Hakim Reşid’in kaşları tekrardan çatılmış, Korkut Reis’in yüzüne öfkeyle bakarken sormuştu.

“ Dedikleri doğru mu? “

“ Doğruysa ne olmuş? Sadece gerçekleri söyledim. Sonuçta piyadeler ile komutan bir tutulamazlar değil mi? “

Reşid tekrardan Saroza yönelmiş, yüzündeki öfkeyi saklamaya gerek duymadan, sinsi bir gülümsemeyle sormuştu.

“ Meyhanede bir sürü de şahit vardır değil mi Saroz Dayı? “

“ Onlarca şahit var. Olayın gırgır yapmaktan çok daha ötesi olduğunu anladığımızda, yapılan hakaretleri kaldıramayan birkaç yoldaşımız da Bu it tarafından yaralandı. Yanlış anlama hakim evladım benimki gurur meselesi değil ancak yine söylüyorum serdarıma başım feda ve bu adamın söyledikleri doğruysa Serdarımın sözleri yalanmış. Sadece bu itin söylediklerinin gerçekliğini öğrenmek istiyorum Hakim oğlum, yoksa meyhane falan umurumda değil. “

İhtiyar adamın gözleri nemlenmişken derin bir soluk almış, sesinin titremesine olabildiğince engel olmaya çalışırken tek bir çırpıda söyleyivermişti.

“ Biz başıbozuklar… Hepimiz eşit değil miyiz? “

Hakim Reşidin sert mizacına rağmen kalbindeki yumuşama görülebiliyordu. O da duygulanmış ve kararını vermeden önce birkaç şahidi dinlemeyi de ihmal etmemişti. Tüm şahitler aynı tutarlılığı göstermiş olmalarına rağmen Korkut Reis rahatlığından bir şey kaybetmemişti. Jüri üyeleri fikirlerini tek tek söylemeden önce de etrafına pişmiş bir şekilde sırıtarak bakmaya devam ediyordu Korkut Reis.

“ Jüri üyeleri sırayla kararlarını söylesinler. “

  1. Üye : “ Eşitlik felsefemize uyum sağlayamıyorsa, ona özel bir rütbe çıkartıp, herkesten aşağı bir seviyede olmasını sağlayalım. “
  2. Üye : “ Bir atın arkasına bağlayıp, çıplak olarak şehir meydanında gezdirelim. “

.

.

.

  1. Üye : “ Bu iti Yüce Attila’nın önüne atalım. “

Hakim Reşid bu son tuhaf fikre tepkisiz kalamayacaktı.

“ Sen hukuk eğitimi aldığına emin misin, o ne saçma karar öyle, aslanlı kafese koyarım der gibi… Bir daha benim duruşmalarıma gelme.”

  1. Üye : “ Korkut Reis’i, Saroz’un meyhanesine çırak olarak verelim ve birkaç ay ayak işlerini yapsın. “
  2. Üye : “ Ben bu herifi önce döver, sonra da kovarım Reşid. “

Reşidin ikinci kez yorum yapmasını gerektirecek fikir son üyeden gelmişti. Bir anda kabarıp cümlesini kuran son üyenin uyarılması gecikmeyecekti.

“ Bu mahkemede kanun benim, sadece fikrini söyleyeceksin hadsiz herif. Dragut bu hafta ne saçma adamları jüriye atamış böyle… “

Bunun üzerine son jüri üyesi tekrar yerine oturmuş ve başını eğip özrünü dilemişti. Korkut Reis şaşkındı zira kimse kendi lehine düşünmüyordu. 70 yaşını aşmış bir ihtiyar için kendisi gibi bir müttefiki hiçe saymalarından dolayı şaşkın ancak fazlasıyla da mutluydu. Hakim Reşid elindeki tahta çekici masanın üzerindeki metal daireye vurmuş, akabindeyse söze girmişti.

“ Karar verildi. Korkut Reis aramıza yeni katıldığından ve cehaleti maruz görülebileceğinden ancak yaptığı itlik bağışlanamayacağından, kanunlarımızdaki kısasa kısas hükmünden yola çıkarak, meyhaneye verdiği tüm zararı tek başına karşılamasına, meyhanenin tamirini gerçekleştirmesine, hırpaladığı her bir başıbozuktan özür dileyip, o başıbozukların belirleyeceği bir kişi tarafından karşılık vermeden hırpalanmasına, aynı meyhanede bir hafta boyunca başıbozukları methedip, kendini aşağılayacak şekilde konuşmalar yapmasına hükmedilmiştir, dava kapanmıştır. “

  1. Üye : “ İtirazım var sayın hakim. “

“ Reddedildi. “

“ Israr ediyorum sayın hakim. “

“ Çık dışarı saygısız. “

Bunun üzerine 7. Jüri üyesi, üzerindeki ince pelerini ve yüzünü sardığı atkıyı çıkarmaya koyulmuştu. Kıyafetlerini çıkarmayı bitirdiğinde, 7. Jüri üyesinin başıbozuk lideri Dragut olduğu apaçık görülebiliyordu.

“ Şimdi itiraz edebilir miyim sayın hakim? “

“ Çık dışarı demedim mi ben sana? Muhafızlar atın şu herifi dışarı. “

Muhafızlar kısa süreli birbirlerine baktıktan sonra bir tanesi diğerine fısıldamıştı.

“ Buranın patronunun Hakim Reşid olduğunu bizzat serdarımız söylemişti. Bizi deniyor olmalılar yapalım hadi… “

Muhafızlar Dragut’un koluna girmişler, onu mahkeme salonundan dışarıya çıkarıyorlarken, Dragut şaşkın ancak mutlu bir ifade takınmış görünüyordu ki herkesin şaşkınlıktan sesi kesilmişken, sessizliği bozan hüngür hüngür ağlayan Korkut Reis’in hıçkırıkları olmuştu.

“ Ne oldu egolu herif, kararım seni ağlatacak kadar aşağılayıcı mı oldu? “

“ Iğhhhhh hayır efendim. Serdarı mahkemeden kovacak kadar özgüvenli olmanıza, yaptığım her şeyin bedelini ödetecek kadar hassas bir karar vermenize nasıl tepki vereceğimi bilemedim. İyi ki başıbozuk olmuşum. Başıbozuk adaleti cidden kusursuz ığhhhhhhhhhh. Sadece gözlerimle görmek istemiştim ve kararınızı eksiksiz uygulayacağım efendim… “

“ İyi halt ettin manyak herif. Sen kararımdan memnun kaldın mı Saroz dayı? “

“ Sağ olasın hakim evladım ama serdarımı öyle mahkum gibi tutmasınlar muhafızlar, zoruma gidiyor… “

“ Bana verdiği söz öyleydi ama. Bu mahkemede benim hükmüm geçer. Zaten tedbil-i kıyafet gelmiş olsa da Dragut olduğunu baştan biliyordum. Her hareketinizle belli ediyorsunuz beceriksiz serdarım ha ha ha. Muhafızlar bırakın onu ama bir kez daha kararımdan sonra konuşmayın serdarım, sadece gözlemci olarak salonda bekleyin. Anlaştık mı? “

“ Tamam ama ben bu korkuta iki tokat atmadan rahatlamam. Demek yoldaşlarımı aşağıladın seni şerefsiz… “

“ Sadece adalet sisteminizi görmek istemiştim serdarım ve cidden kusursuz olduğuna şahitlik ettim ığhhha “

Dördüncü dava da sorunsuz şekilde çözüldükten sonra son davanın taraflarının çağrılması için telkinde bulunmuştu Hakim Reşid.

“ Sıradaki Dava ;

Davacı : İntibah Tugayından Azrak Ducia

Davalı : İntibah Tugayından Turgan

Taraflar içeriye gelsinler… “

Duyduğu isimlerin etkisiyle dumura uğrayan Dragut soğuk terler dökmeye başlamışken, jürideki huzursuzluk rahat bir şekilde görülebiliyordu. Turgan suratındaki sırıtışla içeri girmiş, Ducia ise yanaklarının kızarmasına engel olamazken yerini almıştı.

“ Elimdeki notlara göre bu bir taciz davası. Konuşmak seni utandıracaksa yaşadıklarını yazıp öyle de sunabilirsin kızım. “

Ducia sıkılmış bir ses tonuyla girecekti söze.

“ Efendim aslında… “

Turgan “ Ölüm İnfazımı ver hakim amca. Başka hiçbir hükmü kabul etmeyeceğim. “

Hakim “ Sana konuş demedim. Söz hakkı verene kadar sıranı bekle. “

Turgan “ Ben adaletin ruhuyla konuşabilmiş bir adamken, sana almam gereken cezayı söylüyorum. Tanrıdan daha adil olduğuna dair kanıtın yoksa sadece dediğimi yap hakim amca. “

Hakim “ Baban burada diye şımarıklık yapıyorsan buna izin vermem. Mahkemede benim kararlarım geçerlidir ve olayı dinlemeden hüküm falan vermeyeceğim. Ölmeni gerektirecek bir durum varsa da çekinmeden infaz kararını imzalayacağıma emin olabilirsin velet. “

Turgan “ Oldu o zaman ben infaz zamanı gelirim görüşürüz… “

Turgan arkasını dönmüş gidiyordu ki bu hareketi Hakim Reşid’i çileden çıkarmaya yetmişti.

“ Beklesene lan daha karar falan vermedik manyak herif. “

“ Zamanı haber verirsiniz bay bay… “

“ Lan seni arsız velet. Sana mahkeme adabını öğreteceğim gel buraya… “

Hakim Reşid yerinden kalkmaya yeltenmişti ki bu kez söze giren Ducia olmuştu.

“ Hakim bey ben sadece Turgana bir anlık kızgınlıktan dolayı gece nöbetçisine beni taciz ettiğini söylemiştim. Daha sonra doğrusunu anlattım ama o, yine de durumu mahkemeye taşımış. Lütfen bir an önce davayı düşürün de gidelim. “

O geceki nöbetçi “ Ama efendim tehdit ediliyor olabilir diye düşündüm. “

Hakim bir kez daha Ducia’ya bakarken girecekti söze.

“ Yalan beyanda mı bulundun yani? “

Turgan “ Öyleyse ne olmuş? Ona ceza verebileceğini mi düşünüyorsun kıçımın hakimi? “

Hakim “ Bana mı dedin sen onu? “

Turgan “ Kim olduğu fark etmez. Ailemden birini yargılayacak birisi Theodende mevcut değil. Hele ki Ducia’yı… “

Hakim Reşid öfkeden köpürüyor ancak ölüm cezası almayı dahi çok isteyen bu çocuğu zapt edemeyeceğini de fark etmişti ki daha fazla kayıtsız kalamayan Dragut girdi söze.

“ Saygısızlık yapmasana terbiyesiz evlat. Her şeyden önce karşındaki adam baban yaşında. Adam gibi otur ve hakkında alınacak kararı bekle. “

O sırada Jüriden bir ses daha yükselmişti.

  1. üye : “ Babasının oğlu işte demek ailem dediği kızları taciz ediyor pis herif ha ha ha “

“ Jeo abi öyle demesene bozuşuruz bak. “

  1. Üye : “ Nalet olsun sana Dragut. Bu çocuk hep senin yüzünden böyle oldu. “

“ Aaa anne sen de mi buradaydın? Mahkemenin böyle bir yer olduğunu bilseydim direk evde toplanırdık aslında hınh hınh. “

Hakim “ Kadınlar matinesine çevirdiniz burayı sessizlik!!! “

Ducia ‘Ben de bundan korkuyordum işte… En azındna Attila amca burada değil, buna da şükür. ‘

İşte o zaman duruşmanın iptaline sebep olacak bir sarhoş sesi duyulmuştu.

“ Hık varisimi yargılama haddini kendinde gören bir sünepenin varlığının haberini aldım. Dragut buna göz yumduysan seni de cezasız bırakacağımı düşünme hık. “

İşte o zaman Hakim Reşid, soğuk ecel terleri dökmeye başlamıştı zira Attila, başıbozuk kanunlarını umursamazdı ve hakimde biraz önce Turgana karşı gösterdiği sert tutumdan eser kalmamış görünüyordu.

“ Ama yüce Attila. Bırakın da işimi yapayım lütfen. “

“ Senin işin benim aileme dokunana kadar hakim. Aileme dokunan eli haklı da olsa kırarım. Davayı düşürdüm hık… “

Reşid, sarsılan makamından kalkmış, bir umutla Dragut’un yüzüne bakarken bir çocuk masumluğunda girmişti bu kez söze.

“ Ama efendim otuz yılımı hukuka verdim ve kararlarımın sorgulanmayacağını vadetmiştiniz. “

“ Ben bunun için çok üzgünüm Reşid ama şartları görüyorsun. Attila abim sarhoş ve Ducia’nın söylediğine göre oğlumda kimseyi taciz falan etmemiş. Bugünü unutalım olur mu? “

Jeo “ Sapığın oğlu sapık olur işte hahaha “

Reşid bir anda tüm ihtişamını kaybetmiş, hüzünlü adımlarla mahkeme salonundan ayrılmış, Dragut’un talimatıyla diğer yabancılar da salondan çıkmışlardı. Salonda sadece Ducia, Turgan, Attila, Jeo, Karia ve Dragut kalmışlarken, Turgan umursamaz bir şekilde Attila’ya dönüp, birdenbire söyleyiverecekti.

“ Usta duru görünü benim için kullanabilir misin? “

“ Neye lazımmış ki hık? “

“ Önemli bir şey değil. Sadece çocuğumun cinsiyetini merak ediyorum da hınh hınh hınh “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar