Theoden
Havariler-4 Tanrı Vaadinden Dönmez
Turgan’ın uyarısı üzerine yerinde kala kalan Konstantin, Turgan’ın bir planı vardır diye onun sözüne uyacak, hareketini sona erdirip olduğu yerde beklemeye koyulacaktı. Konstantin böyle yapmış olsa da Ragnossa’nın bedenine ulaşmasına birkaç metre kalmış olan kan kusturanı izlemek onu rahatsız ediyor, Turgan’ın verdiği kararın yanlışlığından kuşkulanıyordu. Durumu fark eden Mirza, Ragnossa’ya doğru bir hamle yapmayı denemiş olsa da son anda vurup patlatabildiği oklardan dolayı ona ulaşması kolay görünmüyordu.
Turgan göz yaşları içinde Ragnossa’dan gözlerini ayırmıyor, kan kusturanın Ragnossa’nın bedenine temas etmesine bir metre kadar kala öfkeden ağlamanın ötesine geçemiyordu. İşte o zaman belki de hayatında duyduğu en güzel sesi duymuştu.
Elfy “ Turgan hallettik. “
Minnak, Havan ve Elfy üçlüsü Turgan’ın daha önce söylediği şeyi yaptıklarının haberini veriyorlardı. Elfy sözünü bitirir bitirmez Ragnossa’nın halini fark etmiş, o anda da elindeki kalemi düşürüvermişti. Kalem, Turgan’ın zamanla kumar gücünü aldığında verilen ancak gücünden bihaber olduğu kalemin ta kendisiydi ve havada süzülüp Turgan’ın tam üzerine düşmüştü. Turgan son bir çaba ile kalemi yakalamayı başarmış ancak halen Kraus’un boyunduruğundan kurtulamamış vaziyetteydi. Ragnossa’nın ölümün eşiğinde olduğunu gören Elfy yalvarırcasına bir çığlık atmaktan öteye gidememişti.
Elfy “ Turgan ne olur bir şeyler yap. Ragnossa’nın ölmesine izin verme… “
Namya’nın karşısında dahi dimdik duran minik cüsseli kız, sevdiği adam ölmek üzereyken eli kolu bağlı olan tugay liderinden çaresizce yardım istiyor, çaresizlik merdivenlerinin en üst basamağına çoktan ulaşmış gibi görünüyordu. Turgan daha fazla dayanamayacak boğazını sıkan kolları yok sayarak sol elindeki kalemi havaya kaldırarak haykıracaktı.
“ Tanrı vaadinden dönmez. Siz kıyım ruhları bana seçtiğim bölgede yenilmez olmayı vadetmiştiniz. Bu kalemin çizdiği alanın içinde kalan her yer benim bölgemdir. Tüm dünyaya ilan ediyorum. Şimdi vaadinizi tutun ve beni yenilmez yapın Tanrı’nın gazabının ruhları, yapın ki havari illetinden ilelebet temizleyeyim Theodeni… “
[Şu andan birkaç saat önce, azrak kral bölgesine ilk geldiklerinde;
Elfy “ Bir an önce onları bulup küçük Turganı kurtarmalıyız. “
Turgan “ Onların nerede olduklarını zaten biliyorum. Kokuları diğer her şeyden daha kötü ama sizden yapmanızı istediğim bir şey var. Bu kalemi alın ve savaşacağımız yeri merkez alarak ki o yeri Minnak ile havadan göreceksiniz. Yirmi kilometre çaplı bir alanı bu kalemle çizin. İşiniz bittiğinizde de yanımıza gelin. O zamana kadar ne duyarsanız duyun görevinizi bitirmeden yanıma gelmeyin anlaşıldı mı? “
Elfy “ İyi de neden? “
Ragnossa “ Patron istiyorsa yapın gitsin işte. Sorgulamak bize düşmez. “
Bunun üzerine Havan, Elfy ve Minnak bu görevi tamamlamak üzere şehrin etrafında turlayıp tek bir boşluk dahi bırakmadan toprağı işaretlemeye koyulmuşlardı.]
Turgan’ın sözleri bittiğinde başta Konstantin olmak üzere herkes şaşkın görünüyordu. Turgan mutlak bir inançla elindeki kalemi havada tutuyor, kan kusturan ise her geçen saniye Ragnossa’nın bedenine daha da yakınlaşıyordu. Henüz hiçbir kıvılcım olmamış, etraftakiler Turgan’ın amacını kestirmeye çalışıyorken, kan kusturan Ragnossa’nın göğsüne dokunmuş, küçük bir yara açmıştı bile…
Turgan “ Vaadinden dönmeyeceğini biliyorum tanrım ama ama lütfen sözünü hemen tut ki ailemden birisi geciktiğim için ölmek zorunda kalmasın. Yalvarırım söz verdiğin gibi beni bu bölgede yenilmez yap… “
Kraus, Turgan’ın çırpınışlarından dolayı fazlasıyla keyfe gelmişti. Kollarının arasında duran adamın gücünde ve özünde kesinlikle bir değişiklik hissetmiyordu ve bunun rahatlığıyla da iğrenç kahkahasını atmakta sakınca görmüyordu.
“ Huhahahhaha yalvar seni ezik hizmetkar. Ne yaparsan yap dönek arkadaşın hayatta kalmayacak. Bitir işini Voyvoda. “
Kraus vur emrini hiç düşünmeden verdiğinde arşa çıkmış gururunun etkisiyle bir şeyi fark edememişti. Gök gürlemeye başlamış, Tanrı’nın gazabının motifleri ortamın karanlığına inat göz alıcı şekilde parlamaya koyulmuşlardı. Voyvoda kazığını gaddarca Ragnossa’nın göğsünden içeriye doğru ilerletmiş ve bir santim kadar da içeriye girmeyi başarmışken, kazığının esas yükünü tutan ve gücü veren sağ kolunda anlık bir yanma hissetmişti. Başını çevirip baktığında, omuzunda küçük ancak nizami bir delikten tütem dumanları görebiliyordu. Durumu sorgulamaya çalışırken, silahının ucundaki dönen parça birden duracak, silahının ağırlığını dahi taşıyamayan kolu birden onu elinden atıverecekti.
Voyvoda “ Neler oluyor Kraus? “
Kraus ancak o zaman Turgan’ın artık kollarında olmadığını fark edebilecekti. Yıldırım zırhına bürüdüğü bedeniyle çoktan Ragnossa’nın bedenini Konstantin’in yanına götürmüş, tugay üyelerinin parlayan gözlerindeki mutluluğu gördüğünde aynı mutluluğu kendi içinde de hissetmişti Turgan.
Voyvoda “ O herif ne zaman… Neler oluyor Yüce Kraus? Kolumdaki yara bir yıld… ağhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh “
Voyvodanın sesini sonsuza kadar kesen darbe Tanrının gazabının balta tarafından gelmişti. Yıldırımla yüklenmiş olan silah Voyvoda’nın boynunu vururken tüm bedeninin şokun verdiği acıyı da yaşamasını sağlamıştı. Bu gerçekleştiğinde fazlasıyla özlediği ve üst üste binen seslerin karışımından oluşan bir konuşma duydu Turgan.
‘ Affedildin kullanıcı. Şimdi bizi daha çok besleyecek misin? ‘
Turgan’ın deminden dolayı halen nemli olan gözlerine rağmen, yüzüne bir gülümseyiş oturmuş, ciddiyetinden bir şey kaybetmese de o şekilde kendi kendine konuşmaya başlamıştı.
“ Beslemek mi? Size ziyafet çekeceğim… “
Turgan tek bir sıçrayışla Pharoah’ın tam karşısına dikilmişti. Geriye sadece Pharoah, Mao ve Kraus kaldığından, bir an önce işini bitirmeyi planlıyor, Mao zaten Mirza ile savaştığından, sevdiklerine en yakın olan Pharoahı öldürmeyi düşünüyordu.
Pharoah “ Voyvodayı tek bir darbeyle öldürebilmene şaşırdım ama beni diğerleriyle karıştırma hizmetkar zira bana dokunmak… “
Turgan o zaman yıldırım zırhıyla kaplanmış olan kolunu Pharoahın etrafındaki tuhaf rüzgarın içine daldırmış, beline kadar olan vücudu o rüzgarın içine girmek zorunda kalmış olsa da Pharoah’ın gırtlağına yapışana kadar ilerlemeye devam etmişti.
Turgan “ Sana dokunmak imkansızdır değil mi? Bedenine dokunursam önce kömüre ardından da toza dönerim. Şu iğrenç solucanlar da bir asit gibi bedenimi eritir… Güldürme beni Kali’nin köpeği altı üstü iblislerden birinin piyonlarından birisin. Benim bölgemdeyken ben yenilmezim bunu unutma. Eğer geberdikten sonra Kaliyi görürsen ona söyle ki böyle bir vaatte bulunabiliyorsa havarilerine yenilmez olacakları bir bölge versin. Seçtiklerini ateşin yakmayıp, buzun dondurmayacağı bir bölge. Şu an olduğum kadar güçlü yapsın sizi. “
Turgan birden gaza gelip tüm vücuduyla rüzgarın içine girip, solucanımsı şeylerden bir tanesini avucunun içinde ezdikten sonra devam etmişti konuşmasına.
“ Gördüğün gibi asidin beni eritmiyor. Tıpkı teninin beni kömüre dönüştüremediği gibi. “
Pharoah hayatında ilk kez – en azından havari olduktan sonra – korkuyu iliklerine kadar hissetmiş, kendisine lanet diye verilen şeylerin bu adama karşı etki edemediğini fark ettiğinde çaresizlikten ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Turgan o zaman tanrının gazabını çekmiş, Pharoah’ın etrafında rüzgarı boydan boya kestikten sonra bir yaft gibi ortadan kayboluşuna şahit olan Pharoah oradan yok olmak istemişti.
Pharoah “ Ama bu durumda hiç şansım yok ki bu bu haksızlık değil mi? “
Turgan silahının balyoz tarafıyla Pharoah’ın suratını param parça etmeden önce cevaplayacaktı.
“ Eğer affedilmeseydim, yeni doğmuş bir bebeği paramparça edecektin. O haksızlık değildi de bu mu haksızlık kaypak herif? “
“ Hayır ben sadece… “
Turgan balyozunu depremin gücü ile donatıp darbesini indirdiğinde Pharoah’ın kafatasında kırılmayan tek bir kemik dahi kalmamış, bedeninin parçaları etrafa savrulup, tek darbede ölmüş olmasına rağmen gördüğü senaryoları ve bu adamın sevdiklerini öldürdüğü gelecekleri aklından çıkaramayan Turgan balyozunu arka arkaya bir kaç kez daha germiş ve Pharoah’ın bedeni adeta tamamıyla ezilmiş ve bu ezilen bedenden etrafa yayılan her bir kan zerresi olduğu yerden yükselip adeta kıyım tarafından lıkır lıkır içilmişti.
Y.N : Baştan beri gücünün bu şekilde geri dönmesini planlıyordum umarım tutarlı ve tatmin edici olmuştur :)