Theoden
Rakip Paylaşımı
Dragut, tüm başbozuklar, tam kadrosuyla intikam alayı ve Luana toplantı halindeydiler. Toplantının konusu mührün kırılmasıydı ve kalan süre içinde bunu denemeyi oy birliğiyle kabul etmişlerdi. Bu kez cam tavanlı binada toplanmışlardı ve Köklu da bu şekilde toplantıya dahil olabiliyordu. Şu anki tartışma konusu kimin hangi anahtar sahibini öldüreceğiydi. Kura birkaç kez tekrarlanmış ancak Dragut her seferinde türlü bahaneler uydurarak hakkına razı gelmemişti.
Attila “ Son bir kez daha tekrarlayacağız ve eğer yine mızıkçılık yaparsan bu kez sinirleneceğim Dragut. İlk ben çekiyorum. Duru görü... “
Attila eline gelen bazı kura kağıtlarını bırakmış, bir tanesini ise kendinden son derece emin bir şekilde alıp açtıktan sonra gayet ciddi bir yüz ifadesinin ardından yüzünü buruşturup söylenmişti.
“ Yine batının hakanı Eşmat çıktı. Ustamın ilk öğrencisiyle yüzleşmem kaçınılmaz görünüyor. Cidden kaderden kaçmak mümkün değil “
Dragut ‘ Her seferinde duru görüyü kullandığın için olmasın... Kesinlikle Attila abim o adamı öldürmek istiyor. Aralarında ne geçti acaba? Keşke benimde kuradaki isimleri okuyabilecek bir yeteneğim olsaydı. O zaman yüceler yücesi denen herifle yüzleşebilirdim. Sanırım bazen eşitlik istemiyorum ‘
Attila “ Kimsenin itirazı yoksa bir sonraki çeksin. “
Attila’nın yaptığı hilenin herkes herkes farkındaydı ancak nedense kimse ses çıkarmamıştı. İşte o zaman Jeo elini kura torbasının içine daldırdı, biraz gezdirdi ve çektiği kağıdı açtıktan sonra bağırdı.
“ Bana yüceler yücesi çıkmış vay anasını. Sanırım şanslı günümdeyim ha ha “
Attila “ Kimsenin itirazı yoksa Sıra kimdeyse devam etsin. Sen devam etmek ister misin Dragut? “
Dragutun yüzü pancar gibi kızarmış, nefes alıp verme sıklığı iyice azalmış, baygınlık geçirecek gibi görünüyorken bir ses duyulmuştu.
“ Benim itirazım var. “
Attila “ Sen de nereden çıktın, ayrıca neye itiraz ediyorsun? “
“ Ustamın hile yapmasına itiraz ediyorum hınh hınh “
“ Kim ben mi? Hile falan yapmadım ki ben. Yaptım mı Jeo? “
“ Yok patron ne alakası var... “
“ Sen öyle bir şey sezdin mi Dragut? “
“ Yani gözümle görsem bile inanmazdım Attila abi “
Turgan “ Nasıl yani, cidden kimse ustamın duru görüyü kullandığını görmedi mi? “
Jeo, Adal, Dragut “ Duru görüyü mü kullanmış? Yok artık... “
Turgan “ Cidden herkes bu kadar aptal mı? “
William “ Eminim dikkatimizden kaçmıştır Turgan. İstiyorsan uzatmayalım olur mu? “
Turgan “ Olur ama bu kez ki kuraya ben hakemlik edeceğim. Hizmetkar olarak kimsenin hile yapmasına göz yummayacağıma emin olabilirsiniz. “
Attila durumdan memnun olmamıştı zira Turgan kesinlikle hile yapmasına izin vermeyecekti. Biraz zaman kazanıp bu sırada da düşünmek adına söze girdi.
“ Havarilerin tamamını öldürdüğün doğru mu evlat? “
“ Aslında sadece üç tanesini öldürdüm. Diğerlerini Ragnossa ve Mirza hallettiler. Bak usta silahlarını da yanımda taşıyorum. “
Dragut “ Bu genç asilerden olan Mirza mı? Hani şu dostlarımın canına kast eden... “
Turgan “ Ta kendisi ama o da artık benim bir hizmetkarım. Tanrının seçimlerini sorgulamak bana düşmez... “
Dragut “ Peki şimdi nerede? Ona söyleyeceklerim var. “
Turgan “ Bilmiyorum ama benden uzak durmasını söylediğimden yakınlarda olduğunu sanmıyorum. Bilmek istersen diye söylüyorum baba, yavuz abiyi öldüren havarinin canını bizzat Mirza aldı. “
Attila “ Koluna ne oldu peki evlat? “
Turgan “ Küçük bir takasa soktum ve bir süre kullanamayacağım. Kuraya geçelim mi? “
Attila “ Rohan hıyarının yanından gelmiyor musun sen? İyileştirip gönderseydi ya... “
Turgan’ın o zaman yüzü düşmüş, sesindeki tüm heyecan kaçmışken cevaplayabilmişti
“ Rohan abinin kendinden başkasına yardım edebilecek olduğunu sanmıyorum. Üzgünüm Jeo abi, usta... Oraya vardığımda çoktan azraklığı ondan sökülüp alınmıştı. “
Jeo “ Ama yine de abim hayatta değil mi? “
Ducia “ Hayatta ama Turganın dediği gibi sıradan bir insandan farksız. “
Attila “ İyi de Rohana bunu kim yapmış olabilir? O benimle birebir dövüşte bile kolayca kaybetmemişti. “
Ducia “ Havariler… İnsanların baş edebileceği yaratıklar değillerdi. “
Dragut “ İyi de havarilerin hepsi öldürülmedi mi? “
Ducia “ Öldürüldüler ama bunu sağlayan Turgan ve hizmetkarları olduğunu söylemiştik. O heriflerin silahları ve kullandıkları büyüler insanların karşılık vermesine imkan vermeyecek türdeydiler. “
Attila “ Neyse ne, eminim Rohan iyi olacaktır. “
Dragut “ Oysa azrak kral hakanlara karşı olan savaşta yanımızda olsa bu elimizi güçlendirirdi. “
Attila nedense yavaş hareketlerle belindeki silahını çıkarmış, karanlık sonu gülümseyerek Dragutun kafasına indirirken sakin sakin söylenmişti.
“ Kafanda bir beyin olduğuna emin misin Dragut? “
“ Ahh neden öyle dedin ki abi? “
Attila sesini yükseltip, öfkeyle devam etmişti.
“ Oğlun, Rohan’ın kaybettiği havarileri öldürebilmiş ve şu an yanında duruyorken neden keşke Rohan yanımızda olsaydı diyorsun? Sadece Turgandan yardım etmesini istesene. “
“ Olmaz. “
“ Niye, oğlundan yardım istemek zor mu geliyor? “
“ Ondan değil Attila abi ama olmaz. “
“ Peki neden? “
“ İki sebebi var; ilki oğlumun güçleri geri dönmüş olsa da savaştan aldığı ciddi bir yarası var ve bu haldeyken onu bir hakanın karşısına geçirmek istemiyorum. İkincisiyse ona kızgınım “
Turgan “ Ne yapmışım ki? “
Dragut olduğu yerde birden sıçramış, Turgan’ın yakasına yapışmışken, Turgan’ın da karşılık vermesiyle birden baba oğul birbirlerini itip kakmaya başlamışlardı.
Dragut “ Dede yaptın beni daha ne yapacaksın hayırsız evlat… “
Dragut dişlerini sıkmış, dengesini sağlamakta sorun yaşıyor gibi görünen Turgan’ı sarsmaya devam ediyorken, boş bulunduğu bir anda ayaklarının yerden kesildiğini fark etmişti. Ne olduğunu anlayamadan toplantı salonunun tavanının üzerinde uçan Köklu ile göz göze gelmişti. Dragutu saydam tavana fırlatan kolların sahibi olan Attila’nın yüzüne ve sesine öfke çökmüş, o haldeyken girmişti söze.
“ Babam, torun sevgisinin dünyadaki en masum sevgi olduğunu söylerdi ve torunlarını göremeden hayata veda etti. Benim yanımda böyle mantıksız sebeplerle Turganı tartaklarsan bozuşuruz Dragut. “
Dragut, yüksek tavandan aşağıya indiğinde kırılmaz tavandaki çatlak görülebiliyordu. Attila gücünün hatrı sayılır bir kısmını kullanmış olmalıydı ve bu durumda Dragut cevap hakkını saklı tutmayı tercih edecekti zira Turgan, Attila’nın yumuşak karnı gibi görünüyordu.
Jeo “ Hizmetkar adaleti sağlayacağına göre bir an önce çekilişi yapalım hadi. “
Adal “ Aynen aynen kavgasız gürültüsüz bitirelim şu işi. İlk ben çekiyorum hoooooop bakalım neymiş? Wahahaha Batı’nın hakanı Eşmat’ı çektim “
Attila “ İtirazım var. “
Adal “ Neden ki? “
Attila “ Çünkü hile yaptın.. “
Adal “ Yapmadım “
Attila “ Yaptın. “
Turgan “ Yapmadı ”
Attila “ Yaptı “
Adal hiçbir savunmanın Attila’nın geri adım attıramayacağını fark etmişti ancak göz göre göre de haksız yere sahtekar konumuna düşmek istemiyordu.
Turgan “ Usta, mızıkçılık yapma. Hizmetkarın hakemliğine güvenmiyorsan baştan söylemeliydin. “
Attila “ İtiraf etsene lan Adal. Bak senin yüzünden Turgan beni suçluyor. “
Dragut, Adal’ın gözlerinin içine geri adım atması için bakıyor ancak Adal kesinlikle onunla aynı fikirde görünmüyordu. Ortamdaki gerginlik seviyesi iyice yükselmişken bir diplomat edasıyla söze giren kişi tüm bakışları kendi üzerine çekmişti.
William “ Saygısızlık etmek istemem ama bence kurada yapılan hileler sona ermeyecek gibi. Benim önerim şu; Serdarım Dragut mevkisine uygun olarak yüceler yücesinin karşısına çıkmalı. Dünyanın en güçlü adamı olan Yüce Attila ise hakanların hakanı denilen Eşmatın karşısına. Jeo abi ve Karia hanım Damayanti denilen kadın hakanın karşısına dikilecekler. Normal şartlarda son hakan olan Vikram’ın karşısına kalan başbozukları çıkarmamız gerek ancak bu durumda ona karşı kazanacağımıza dair şüphelerim var. “
Dragut “ Eee kaybedeceğimiz bir planı neden bize anlattın ki? “
William “ Aslında onun karşısına intibah Tugayı geçmeli diye düşünüyordum ancak oğlunuzun savaşa dahil olmasını istemediğinizden planı tamamlayamadım efendim. “
Attila olduğu yerden birden doğrulmuş, sert bir yüz ifadesiyle William’ı yakasından tutup havaya kaldırdıktan sonra söze girmişti.
“ Ne hadle benim ve dostlarımın karşılacağı rakipleri seçmeye cüret ettin çocuk? “
“ Planımda bir hata mı buldunuz efendim? Sadece kazanmanın en iyi yolunu düşünüyordum. Haddimi aştıysam vereceğiniz cezayı kabulleneceğim “
“ Haddini aşmak mı? “
Attila bakışlarındaki sertliği bir yana bırakıp gülümsemeye başlamışken, yumuşak bir hareketle William’ı bırakmış, onun başını okşarken kaldığı yerden devam etmişti.
“ Planın baştan sonra kusursuz evlat. Ailemize damat olarak katıldığın için şanslıyız. Yeğenimin çocukları dedelerinden daha akıllı olacaklar ha ha ha. “
Williamın yüzüne o zaman bir mutluluk çökmüş, utangaçlıktan kurtulamıyorken sevinçle cevaplamıştı.
“ T-teşekkür ederim efendim. Peki Güneyin hakanı Vikram konusunu nasıl çözeceğiz efendim? “
“ Çözmüşsün ya zaten, Turgan ve ekibi onu hallederler. Savaşabilecek durumda mısın Turgan? “
“ Eğer savaş benim bölgemde olursa tüm hakanları kendim halledebilirim usta. Onlardan birinin bölgesinde savaşmam gerekiyorsa da bu haldeyken en azından bir hakana karşı kazanabileceğimi umuyorum. “
“ Peki bizimle savaşır mısın evlat? “
“ Ustamla aynı tarafta savaşmak benim için onurdur ama bunu babam için yapmadığımı bilmelisiniz. “
Dragut “ Beni dede yaptıktan sonra bir de üste çıkmaya çalışma. “
Turgan “ Oğlumun pipisini sana göstermeyeceğim baba “
Dragut “ Cidden pipisi mi var bunu kesinlikle görmem lazım hıah hıah “
Turgan “ Avucunu yalarsın. Theodende oğlumun pipisini görecek son kişi sensin. “
Dragut “ Uzaktan bakayım bari... “
Turgan “ Olmaz “
Attila “ Lan daha demin dede olmana sebep olduğu için bebekten nefret etmiyor muydun Dragut, şimdi ne değişti? “
Dragut “ Aslında halen ondan nefret ediyorum ama torunumun pipisini görmeyi de cidden istiyorum. Bunun neyi tuhaf ki?
Attila “ Senin varlığın bile yeterince tuhaf Dragut. Bir an önce planın detaylarını konuşup harekete geçelim. “
Plan detaylandırılmıştı zira her bir hakanın kendisine ait bir ordusu olduğu biliniyordu ve hakanlara ulaşmak adına öncelikle o orduları aşmak gerekebilirdi ancak korkulan olmayacaktı. Toplantı sona erdiğinde Dragut nedense Ducia ile özel olarak konuşmak istemişti.
.
.
Dragut “ Bazen astlarından isteyemeyeceğin şeyler olur Ducia. Bir komutan kendi yanlış kararlarının bedelini kendisi ödemelidir. Feriklerimden birisi olan Antuan bana ihanet etti ve topraklarımın adaletten yoksun kalmasına sebep oldu. Bu durumda onun cezasını vermem gerekir ancak biliyorsun ki yüceler yücesini kısa süre içerisinde öldürmem gerekiyor. Ben onunla ilgilenirken en iyi öğrencim olarak senden Antuanı yakalayıp getirmeni isteyebilir miyim? “
Ducia “ Ama Turgan bu haldeyken onun yanında olsam daha iyi değil mi? “
Dragut “ Yapmak zorunda değilsin ama senden başka bunu isteyebileceğim kimse de yok. Sadece kararını söyle olur mu? “
Ducia “ İstediğini yapacağım usta ama benim de senden bir ricam var. Turganın oğlundan nefret etmeyin olur mu? “
Dragut “ Nefret etmek mi? Onu kucağıma alıp bağrıma basmak için hayatımdan birkaç seneyi feda edebilirdim. Sadece geçmişin tekrarlanmaması adına onu çok sevdiğimi dışa vurmuyorum o kadar. Gerçi dede olduğumu ilk öğrendiğimde cidden kızmıştım hıah hıah. Sana bir söz daha vereyim kızım; eğer bir gün oğlumun senden bir kız çocuğu olursa ki bu durumda Turgan tarihe geçecektir hıah hıah.. Her neyse eğer olursa onu herkesten çok seveceğime emin olabilirsin. Sonuçta kız çocuk erkek çocuktan daha tatlı olduğuna göre torunlarda da aynısı geçerli olmalı değil mi? “
Ducia, kulaklarından ayak parmaklarına kadar kızarmışken, başıbozuklardan birisi nefes nefese toplantı salonuna dalmıştı. Heyecandan konuşmakta dahi zorlanıyor, bir şeyler anlatmak istiyor ancak beceremiyordu.
“ İk iki ad adam huff huff. Ö-ö-özleri m-m-m-mu muazzam “
Attila “ Ne oldu genç adam konuşsana. Dünyanın en güçlü adamı senin ittifakınken neyden korkuyorsun? “
“ İki adam geldiler ve özleri başbozukların dahi ötesinde efendim “
Dragut “ Belli ki iki orgeneral bize katılmaya karar vermiş, bunun nesi kötü ki hıah hıah “
Dragut’un sırıtan suratı birazdan düşmeye başlayacaktı zira açık bırakılmış kapıdan giren kişiler, özlerini tamamıyla salmış olan iki düşmandan başkaları değildi. Yürüdükleri yerlerdeki başıbozukların neredeyse tamamı bayılmış, toplantı salonuna girer girmez de ürkütücü etkileri odanın her köşesine yayılmaya başlamıştı. Bu ürkütücü adamların özlerinden zerre etkilenmemiş olan Attila karanlık sonu kınından çıkarırken yapacaktı çıkarımını.
“ Siz general falan değilsiniz. “
“ Öyle olduğumuzu söylemedik zaten değil mi Vikram huah huah… “
Konuşan adam ak saçlı, uzun sakallı, elinin birinde tahtadan bir asa taşıyan, 70li yaşlarında görünmesine rağmen yanındaki genç adamdan dahi daha ürkütücü bir öze sahip olan, açık mavi elbiselere bürünmüş güleç yüzlü bir ihtiyar görünümündeydi.