Theoden
Mührün Tarihi
Dragut ‘ Bu ihtiyarın sesi o zaman duyduğum sesle aynı, Turgan’ın beni öldüreceğini söyleyen ses ile.. ‘
İki yabancının toplantı salonuna girmesiyle beraber tansiyon yükselmişti. Attila da kendi özünü salmaya başlamış, bununla yetinmeyip içeri giren yabancıların üzerine doğru ilerlemeye başlamıştı bile. Başbozuk Castro’nun dahi salınan özlerin etkisiyle dengesinin bozulacağı kadar etkileyici auralar üç ayrı adamdan salınmaya devam ederken, özünü dahi salmadan yabancı ikilinin tam karşısına geçmiş olan Turgan elini uzatmış ve gülümseyerek söze girmişti.
“ Hoş geldin dede. Sen de hoş geldin amca. “
Gelen kişiler Yüceler yücesi diye bilinen adamla Güneyin Hakanı Vikramdan başkaları değillerdi. Vikram normal bir insandan çok daha soluk bir ten rengine sahip, hakan mevkisine göreyse cılız bir bedenli bir adam görünümündeydi. Kıyafetlerinin tamamı da beyaz ve tonlarında olduğundan, Vikram adeta yaşayan bir ruh görünümündeydi.
Yüceler yücesi ‘ Dede mi dedi bu çocuk bana? ‘
Vikram “ Hoş gelmek mi? Buraya iyi niyet göstermek için gelmediğimiz yeterince açık değil mi çocuk? “
Vikram sözünü söylediğinde saydam görünümlü olan ve sol avucuna temas etmeden üzerinde ve havada asılı duran, etrafı beyaz bir ışıkla kaplı olan yaft kitabına odaklanmış, bir saldırı yapması olasıyken Attila’nın ürkütücü sesi duyulmuştu.
“ Ne yapıyorsun Turgan, o heriflerden uzak dur. “
Vikram “ Ustanı dinlesen iyi edersin yeni yetme. Tek bir yaft ile seni perişan edeceğimi sezmiş olmalı. “
Turgan elini halen havada tutuyorken, gülümsemesine devam edip cevaplayacaktı.
“ Savaşmaya da gelmiş olsalar şu an bizim topraklarımızdalar değil mi? Bu da onları misafir yapar ve hizmetkarların en büyüğü olan Hazen dedem havarileri dahi misafir olarak ağırlamış bir adamdı. Müttefiklerimin topraklarında gereken ev sahipliğini göstereceğim. “
Vikram’ın o zaman göz bebekleri kaybolmuş gözlerinde beyazdan başka bir renk görünmüyorken, Turgan’ın havadaki kolunun etrafında, kitabın etrafındakiyle aynı renkte bir ışık belirmiş, bu ışık vücudunu sarmaya başlamışken söze girmişti Vikram.
“ Bir saat sonra burası benim toprağım olacak. Bu yüzden ukalalık etmene lüzum yok yeni yetme. Ruhunu teslim ederken uslu durmandan başka hiçbir konuyu dert etmemelisin. “
Turganın bedeninin etrafında yayılan ışık kalp atışlarının yavaşlamasına sebep olmuş, nefes alışverişi seyrekleşmişken adeta kalbinin üzerinde bir baskı hissetmeye başlamıştı. Ayakta durmakta dahi zorlanıyordu ancak bunun sebebi etrafındaki korkutucu özler değildi. En azından bu kadarını anlayabilmişti. Turgan bedeninin kontrolünü yitiriyorken birden elini sıkan güçlü bir elin varlığını ve bunun akabinde de bedeninin üzerindeki olumsuz etkilerin sona erdiğini fark etti.
“ Hoş bulduk evlat. “
Turganın elini tutan kişi yüceler yücesi diye anılan adamdan başkası değildi. Diğer eliyle Vikram’ın göğsüne hafifçe dokunmuş ve mırıldandığı sözcüklerle Vikram’ın Turgan üzerinde yarattığı etkiyi sona erdirmesini sağlamıştı. Halen muazzam miktarda öz salmış vaziyetteki ihtiyar adamın, Turgan ile tokalaşmasına şaşıran Attila, afallayıp olduğu yerde kalmış, yabancı ikilinin yanında sadece Turgan bulunmaktaydı. Turgan gülümsemesini korurken devam edecekti ihtiyar adam.
“ Attila silahına sarılmışken sen elini uzattın. Belki de bu yüzden Attila’nın yerine sen hizmetkar olarak seçildin evlat. “
Attila “ Ne zırvalıyorsun ihtiyar? “
Yüceler Yücesi “ Bundan bahsediyorum işte Attila. Düşmanca da olsa sizin bölgenize gelmişken hizmetkarın bize davranışına bak. Hazen’in(Attila’nın babası) kanını senden daha fazla taşıdığı apaçık ortada. “
Dragut “ Bunu tüm Theodeni kendi toprağı olarak görüp bu topraklara zulümden başka bir şey getirmeyen imparatorluğun bir hakanı mı söylüyor bunu? Güldürme beni babalık… “
Yüceler yücesi ‘ Baba mı dedi o bana? ‘
Yüceler yücesi Turgan’ın elini sıkmayı saygılı bir şekilde bıraktıktan sonra cevaplayacaktı.
“ İlki ben bir hakan değilim. İkincisi hakanlarım imparatorluğun ötesindedirler. Üçüncüsüyse baban yaşındaki bir adamla konuşurken fazlasıyla saygısızsın asi lideri “
Dragut “ İmparatorluk köpeklerinden birisi olduğuna göre makamının ne olduğunun bir önemi yok. O zaman beni Turgan’ın öldüreceğini söyleyen sesin sahibisin babalık. Tam olarak kimsin sen ? “
“ Theodende hakanların ötesinde olan tek kişiyim. Yüce meclisinin kurucusu ve lideriyim. “
Attila “ Batı Hakan’ı Eşmat’ın nerede olduğunu bilirsin o zaman. Bir an önce söyle de Dragut senin canını alıyorken ben de yola koyulayım. “
Yüceler Yücesi “ Merak etme onun yerini sana söyleyeceğim ancak öncelikle size mührün yapılma nedenini anlatacağım. Halen mührü kırma kararınızda ısrarcı olursanız da sizin planınıza göre savaşacağız. “
Attila “ Ne anlatırsan anlat durum değişmeyecek ihtiyar. Barbossa ustamın öğretilerini kötüye kullanan Eşmatı mutlaka öldüreceğim. “
Dragut ‘ Baştan beri onu öldürmek istiyorsun zaten… ‘
Turgan “ Vuhuu mührün hikayesini öğreneceğiz bu cidden süper. Hemen anlat lütfen bastonlu dede. Anlat ki kararımızı çabucak verip, gerekiyorsa zaman dolmadan hakanları öldürelim “
Turgan’ın gözleri parlamış, olduğu yere oturup bağdaş kurmuşken ihtiyar adamın ağzından çıkacakları beklemeye koyulmuştu.
Yüceler Yücesi “ Belli ki burada tarihi hikayeleri dinlemeyi seven birisi var ve ben onun bu arzusunu en keyifli hale getireceğim. “
Attila “ Uzatma da bir an önce başla ihtiyar. “
Yüceler Yücesi “ Bin yıldan daha uzun süre önceydi. Dünyanın belki de en huzurlu olduğu dönemiydi. Büyük krallıklar arasındaki savaşlar sona ermiş, barış dönemi başlamış, kadınlar kocalarına, çocuklar babalarına kavuşmuşlardı. Yirmi yıl kadar da bu huzur ortamı devam etti ancak bir gün daha önce hiç görülmemiş bir afrit( Şeytanvari bir yaratık), ordusuyla beraber ortaya çıkıp artık dünyanın lideri olduğunu ve dünya üzerindeki her şeyin ona ait olduğunu söyledi. “
Attila “ Bin sene önce olmuş olan şeyi görmüşsün gibi anlatmasana ihtiyar… “
Yüceler yücesi o zaman cebinden saydam bir cam çıkarıp Attila’ya uzatmıştı. Camın içinde hangi hayvana ait olduğu anlaşılmayan bir deri ve bu deri üzerine yazılmış tuhaf semboller görünüyordu.
Attila “ İyi de burada ne yazdığı anlaşılmıyor ki.. “
Turgan o zaman merakla yerinden sıçradı ve başını Attila’nın koltuk altından geçirmek suretiyle ustasının elindeki şeyi incelemeye başladı.
Turgan “ Vuhuuu cidden dedenin söylediği gibi yazıyor. Dahası da var; afrit insanlar dahil dünya üzerindeki her şeyin ona ait olduğunu söylediğinde huzuru ancak bulabilmiş olan insanlar itiraz etmişler. “
Yüceler Yücesi “ C-ciddi misin? Sen kadim dili okuyabiliyor musun evlat? “
Turgan “ Söylediğim şeyler cidden orada yazıyorsa okuyabiliyorum hınh hınh “
“ İyi de nasıl? Ben o metni anlayabilmek adına elli yılımı verdim. “
Turgan heybesinden bir kitap çıkardı ve yüceler yücesine uzattıktan sonra söze girdi.
“ Bu kitabı ateşin içinden konuşan ölü bir amca vermişti. Son zamanlarda bolca boş zamanım olduğundan nasihatini dinleyip defalarca okudum. Sanırım kadim dili öğretiyormuş hınh hınh “
“ Sen süpersin evlat. “
“ Sen de öylesin dede. Hikayenin devamını anlatacak mısın peki? Dinlemesi okumasından daha zevkli oluyor “
Attila ‘ Düşman lideriyle cilveleşmesene aptal Turgan ‘
“ Tamam tamam. İnsanlar itiraz ettiğinde afrit gücünü göstermek adına en güçlü savaşçılardan birkaç tanesini yerinden dahi kımıldamadan öldürdü. Bir yıl boyunca da hiçbir insanın ulaşamayacağı bir hızda dünyayı köy köy dolaşıp tüm aşiretlerin ve krallıkların en güçlü savaşçılarını öldürmeye devam etti. Sonunda amacına ulaşmıştı ve kendisine karşı çıkan neredeyse kimse kalmamıştı.
Geriye biad etmemiş olan birkaç aşireti de gücüne tanıklık edip boyun eğmesi adına ziyaret edecekti Afrit ancak Salgur aşiretini ziyaret ettiğinde beklenmedik bir şey oldu. Aşiret lideri Yazır Han, afrit gelmeden önce bazı ittifak aşiretleriyle beraber en güçlü yaft kullanıcılarını ve en bilge kişilerini toplamış, Afrit’in haberini aldığından beri yani bir yıldan daha uzun süredir kazanamayacakları bu düşmandan en azından bazı insanları kurtarmak adına güvenli bir bölge oluşturmanın yollarını aramıştı.
Sonuç olarak antik çağlardan kalma bir mührü etkinleştirmek adına her şeyini ortaya koymuştu. Güvendiği kişiler aracılığı ile gizlice birçok ülke vatandaşlarından on binlercesini mührün içinde kalacak olan bölgelere taşıtmış, toplamda o zamanki dünya nüfusunun yüzde birini bugünkü Theoden dediğimiz yere nakletmeyi başarmıştı. Mührü kurup en azından insanların bir kısmını afritlerin kölesi olmaktan kurtarmak adına tüm özünü tüketmiş olsa da amacına ulaşarak Afrit oraya geldiğinde onun ve askerlerinin dahi giremeyeceği kadar güçlü bir mührün içine yüz binlerce insanı kaçırmayı başarmıştı.“
“ Vuhuuu bu Yazır Han süper bir adammış. “
“ Öyleydi ancak yaptığı şey tüm dünyayı hakimiyetine almak istemiş olan lider Afrit’in( şeytan vari bir ırk) öfkesinin kabarmasına neden olmuş ve yasak bir mührü yapıp kölelerinden bir kısmını kurtarmış olan bu adamın üzerine bir lanet işlemişti. “
“ Şerefsiz afrit. Kesin Kali’nin adamlarından biridir. “
“ Lanet şuydu evlat. Yazır ve onun soyunun erkeklerinin tamamı oğulları ya da babaları tarafından öldürülecekler. Ne yazık ki bugüne kadar bu lanet hiç aksamadan gerçekleşti. “
Attila “ Durum cidden buysa lanet çok acımasızcaymış. İyi de lanetin her seferinde gerçekleştiğini de nereden biliyorsun? “
Yüceler Yücesi “ Yazır insanları ayırmayan sevgi dolu bir adamdı ve oğullarından birini mührün içine gönderirken diğeriniyse mührün dışında kendi yanında bırakmış, başka birinin mührün içine girebilmesini sağlamıştı zira mühür sonsuza kadar ayakta kalacak olsa da, ilk yapıldığında içindeki insan sayısına göre yaft ve öz gücü istiyordu. Afrit’in laneti gerçekleştirmesi üzerine mührün dışındaki oğul kılıcını çekti ve adeta bedenine hakim olamayarak babasının gırtlağını kesti. “
Dragut “ İyi de dediğin doğru olsa bile Attila abim haklı. Bin senedir her seferinde lanetin gerçekleştiğini de nereden biliyorsun babalık? “
Yüceler Yücesi “ Biliyorum çünkü o soydan gelip babasını öldüren son çocuk benim. “