Theoden
Veda
O Kesik başın Eşmata ait olduğu su götürmez bir gerçekti. Başta yüce ve hakanlar olmak üzere Attila’nın bu zaferine şaşıranlar olsa da Jeo ve Turgan onu baştan beri mutlak galip olarak düşündüklerinden sonuçtan etkilenmemişlerdi. Dragut bir anlığına sevince kapılıp biraz önceki kötü haberi unutmuş ve gülümseyerek bir kaç damla gözyaşı dökmüştü.
“ Attila abi hayattasın. Eşmat denilen adamı öyle methettiler ki bir anlığına sana karşı bile kazanabileceğine inandım. “
Dragut’un mutlu yüz ifadesinin aksine Attila gülümsemiyor, öfkeli duruşundan taviz vermiyordu.
“ Demin Yavuz ve Adaldan sonra sıranın bana geldiğini söylediğini duydum Dragut. Luana da Adal ile beraber savaşıyordu. Adal’ın intikamı için Kuzey hakanını zaten geberteceğim ama bana lütfen Luana’nın hayatta olduğunu söyle. İkinci kez sevdiğim kadının ölüm haberini duymak istemiyorum. “
Dragut o zaman başını eğmiş, tek kelime dahi etmeden öylece beklemişti. Turgan dahi söyleyecek söz bulamıyor, ortamda kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.
Attila “ Sanırım cevabımı aldım. Peki ben Eşmatı öldürme sözümü yerine getirmişken ihtiyar yüce ve soluk tenli hakanla dostane bir sohbet içinde olmanızı nasıl açıklayacaksın Dragut? “
Dragut “ Esasında bilmediğimiz şeyleri öğrendik ve... “
Attila o zaman beklemmedik bir şekilde Dragut’un sözünü kesmiş ve ses tonunu git gide arttırmaya başlamıştı.
“ Mührün kırılabilmesi için kaç saat kaldı Dragut? “
“ Dört saat. “
“ Peki vaktin bu kadar darken yanındaki anahtar sahiplerini gebertmek için neyi bekliyorsun? “
Attila son cümlesiyle beraber hastane duvarlarından birisine bir yumruk savurmuş ve yumruğu duvarın arkasına geçmişti.
Yüce “ Hakanlarımdan ikisi rakiplerini öldürmemek için bana söz vermişlerdi ve sözlerini tuttular. Başına buyruk olan Eşmatıysa kendin öldürdün. Buga’yı öldürebiliyorsanız onu savunmayacağım ama yoldaşların ya da sevdiğin kadın bir savaşta kaybedip öldü diye günah keçisi arama Attila. “
Attila “ Buradan bakınca hiçbiriniz savaşmış gibi bile görünmüyorken dostlarımın canını bağışladığınıza inanmamı mı istiyorsun ihtiyar? “
Turgan “ Dürüst olmak gerekirse bu ruh kılıklı amca istese beni öldürebilirdi ama yapmadı usta. “
Vikram “ Sonunda kaybettiğini kabulleniyorsun yani? “
Turgan “ Ne alakası var? Sadece öldürebilirdin diyorum yoksa kazanmana imkan yoktu. “
Vikram “ Öldükten sonra kazanman nasıl mümkün olabilir aptal çocuk? “
Turgan “ Bir şekilde kazanırdım. Buna eminim “
Vikram ortak bir paydada buluşamayacaklarını fark edip derin bir iç çekmişti. Turganla daha fazla inatlaşmanın manasız olacağının farkındaydı.
Attila “ Bu doğru mu Karia? Turgan kayıp mı etti? “
Karia “ Turganın savaşını izlemedim abi ama Jeo ve benim karılaştığımız Damayanti bize Turganla geçirdiği zamanlardan bahsetmek dışında bir şey yapmadı. Kısacası savaşa yeltenmedi bile. “
Bu konu Attila’nın ilgisini çekmiş görünüyordu. Öfkeli yüzünde şaşkınlık belirtileri gözleniyorken merakını açığa vurmuştu.
Attila “ Turganla niye zaman geçirmiş ki? “
Karia “ Çünkü Turgan’ı emziren oymuş. “
Attila “ Bu bilgi kesin mi? “
Karia “ Tek bir şüphe yok abi. Hakan Damayanti, Turgan’ın süt annesi. Seyduna Sabbatın mektubunda bahsettiği şey belli ki oymuş. Vikram ustamın beni eğittiğini bildiği gibi Turgan’ın Damayanti ile olan ilişkisini de biliyormuş. “
Attila “ Bu durumda onu öldüremeyiz. Yeğenimin hayatta kalmasına yardımcı olduğunuz için teşekkürler. “
Damayanti gülümseyerek teşekkürü kabul ettiğinde, Attila’nın kanlanmış gözleri Dragut’a dönmüş ve kulağa bir veda konuşması gibi gelen cümlelerini sıralamaya başlamıştı.
Attila “ Belli ki savaşa ara vermek ya da durdurmak adına bazı gerekçelere sahipsiniz. Sizi yargılamayacağım ama Bugayı gebertmek için bir sebebim var ve o adamın canını acı çektirerek alacağım. Madem ölmesini umursamıyorsun bana yeri konusunda yardımcı olacağını düşünüyorum ihtiyar. Dostlarıma söyleyeceğim sözler şunlardır. İki kadın sevdim ve ikisini de koruyamadım. Luana dahi öldürülebiliyorsa bir başka kadını bir kez daha sevebileceğimi sanmıyorum. İlk hatamdan ders almayıp Luana’nın ölümüne sebep olduğum için de geri dönmemek üzere inzivaya çekileceğim. Daha önce Köklu’dan yapmasını istediğim bu yön taşlarını Karia, Jeo ve Turgana bırakıyorum. Eğer beni bulmak isterlerse bu taşlardan yararlanabilirler. Ne olur ne olmaz diye Buga’yı mührün kırılması için gereken süre dolmadan önce öldüreceğim. Sonuçta Dragutun arzularını desteklemek en büyük hobilerimdendir. İntikam alayı sana emanet Jeo, Hepiniz hoşça kalın dostlarım. “
Attila sözünü bitirir bitirmez Yüceler yücesi lacivert renkli bir taşı ona uzatmıştı.
“ Bu, Buga’nın yön taşı. Sana tek bir şey karşılığında veririm. “
“ Ben pazarlık etmem ihtiyar. Almaya karar verirsem güç kullanmaktan çekinmem. “
İhtiyar adam gülümseyerek taşı Attilaya uzatmış ve o sırada da ne istediğini fısıldamıştı.
“ Eşmatı öldürdüğünden dolayı güçten düşmemem adına antreman yapabileceğim birisi kalmadı. Bu konuda gönüllü olmanı istiyorum. “
İhtiyar adamın bu teklifi Attilanın gülümsemesine sebep olsa da net bir cevap vermeyecekti.
“ Bir bakarsın Bugadan sonra sıra sana gelir ihtiyar. Ön görülerinde neden yanıldığını kendi gözlerinle görmüş olursun. “
Attila kısa bir soluk alıp devam edecekti.
“ Eşmatı öldürdükten sonra alnında iki yazısı ortaya çıktı. İlahi bir işlemeye benziyordu. Sanırım en güçlü ikinci kişi olduğundan olsa gerek. Bir numara da doğal olarak ben oluyorum. “
Vikram ‘ Bunlar ne kadar aptal bir sülale böyle? Cidden o rakamın ikinci anahtar sahibinin öldüğünü gösterdiğini anlamamış mı? ‘
Attila’nın adeta meydan okuyan sözlerine rağmen iki adam da gülümsemekten öteye gitmiyorlardı ki bu karşılaşmanın hayalinden dahi etkilenen birisi tepkisiz kalamayacaktı.
“ Vuhuuu dedemle ustam kapışsaydı mühür kendiliğinden kırılırdı hınh hınh ama bir dakika demin gideceğini mi söyledin sen usta? “
“ Evet ama yön taşından dolayı istersen beni bulabilirsin. Üç tane vardı biri Kariadan dolayı başıbozuklarda, biri sende, biri de Jeo da duracak işte. Vedalaşmaları sevmediğimi biliyorsun evlat. Bunu duygusal bir hale getirme olur mu? “
Turganın gözleri dolsa da başıyla onaylanmıştı. Jeo itiraz etmek istemiş olsa da Attila’nın bir önceki inzivasına itiraz edişini ve sonuçlarını hatırlayıp vaz geçmişti. Yine de son bir şey söylemeden edemezdi.
“ Yokluğunda intikam alayı güç kaybedecektir patron. Birilerine kaybedersek sonra beni suçlama. “
“ Hakanlar yanı başında duruyor Jeo. Onlara karşı kendi şansını nasıl görüyorsun? “
“ Senden başka kimseye kaybetmem mümkün değil patron. “
“ O zaman birine kaybettiğinde bana layık olmasına dikkat et. Öyle sıradan birinden senin intikamını almak zorunda bırakma. “
Attila bu cümlenin akabinde ardına dahi bakmadan ayrılmıştı. Ortamdaki kısa süreli sessizliği bozansa Dragut olmuştu.
“ Neymiş bu mührü kırmanın diğer yolu? “
Yüce “ Aslında çok basit ama ben ve Turgan gibi zeki insanlar için çok basit. Sen böyle bir şeyi hayatta hayal edemezdin huah huah “
Dragut “ Saçmalıklarını sonraya sakla ihtiyar. Hakanlarından birini kaybetmek senin keyfini bozmamış olsa da Adal ve ablasının kaybından dolayı gülümsemeyi başaramıyorum. “
“ Peki mührü kırmak konusunda neden bu kadar ısrarcısın, belki de daha fazla yoldaşını öldürecek bir dünyaya adım atacaksın. Yoldaşlarını nasıl bir maceraya sürüklediğini bilmeden bencilce kararlarlar aldıktan sonra kayıpların için üzgün olduğunu söyleme. “
“ Anlatacak mısın yoksa kırk yılın ardından baba olduğunu hatırladın da öğüt vermeye devam mı edeceksin? “
Damayanti “ Oğlunuzun acısını maruz görün efendim. Müsaadenizle ben açıklayayım. Mührün var olmasını sağlayan şey altı anahtara sahip olan kişilerdir. Bu anahtar sahiplerinden birisi öldüğünde bir anahtar boşta kalır ve yirmi dört saat içinde bir başkasına aktarılamaz. Yirmi dört saatin sonundaysa diğer anahtar sahiplerinin çoğunluğunun istediği kişinin bedenine aktarılır. Diğer anahtar sahiplerinden sadece birisi dahi fikir belirtip diğerleri umursamasa yeni anahtar sahibini belirlemek için yeterlidir. “
Dragut “ İyi de alternatif çözümü anlatmadın ki sen. “
Yüce “ Tüm bunları bildikten sonra dahi hiç bir fikir yürütemiyorsun değil mi fındık beyinli oğlum? Alternatif şu ki kendi üzerimizdeki anahtarları başkalarının bedenine aktarabiliriz. Bunun için biz anahtar sahiplerinin birilerini belirlemesi yeterli ve yeni anahtar sahipleri öldüğünde mühür kırılmış olacak. “
Turgan “ Olmaz o iş. Sadece mührü bozmak için masum insanları öldüremeyiz “
Karia “ Turgan haklı. Hakanların kötü olduklarını, yüceler meclisinin Theodeni kötü yönettiklerini düşünerek onları öldürme fikrine sıcak bakmıştım. Ustam onlardan biri dahi olsa amacımız kutsal olduğundan onun ölümünü dahi göze almıştım ama dışarıda belki de soyu tükenmekte olan insanlığa yardım etmek amacını gütsek dahi masum insanları öldürerek o mührü kırmayı kabul etmeyeceğim. “
Dragut “ Biz de anahtarları masum olmayan insanlara aktarırız. “
Karia “ Amaçların gözlerini kör ediyor Dragut. İdam hükmü verilmiş tek bir mahkum dahi yokken... “
Karianın cümlesini bölen ses Duciaya aitti.
“ Ustaaaa haini yakaladım. Turgan hala savaşıyor mu? Ragnossa hemen onun yanına gitmek istiyormuş. “
Dragut hastane penceresinden baktığında koşar adımlarla gelen Duciayı görebilmiş ve Adalın ölüm haberinden beri de ilk kez içinden gelerek gülümseyebilmişti. Öğrencisi dokunabileceği kadar yanına yaklaştığında, elleri ve ağzı bağlı olan Antuan’ın bedenini hoyratça kendi bedenine çekip söze girdi Dragut.
“ Yeni anahtar sahiplerinden birisi geldi bile. “