Theoden

15 Haziran 2019
Çeviri: 35
Düzenleme: AntiYasuo
1039 Görüntülenme
Bu bölümü 4 Kişi beğendi.

Reddediliş ve Gurur

Turgan Mirliva’ nın Ducia’ nın düştüğü yarığın içine atlayışını gördü . Hala hıçkırarak ağlamaya devam ediyordu. Umutla yarığın kapanmaması için dua edip Mirliva’ nın Ducia’ yı oradan çıkarması için bakmayı sürdürürken bir anda karşısında bir çift kadın göğsü gördü. Başında sıcak bir el hissettti.

                “ Yaptığın yaft dostlarına bile zarar veriyorsa seviyesinin ve gücünün bir anlamı yoktur genç adam şimdi kendini bana bırak ve daha fazla insan zarar görmeden senin yapamadığını yapıp yaftını sonlandırmama izin ver. “

Turgan başıyla onayladı. Hıçkırıkları biraz olsun azalmıştı kendisini yanında duran kadına bıraktı. Kadın başına dokunduğu andan itibaren gücünün azaldığını hissediyordu. Zaten fazlasıyla hırpalanmış olan bedeni gücünü kaybettikçe depremin şiddeti git gide azalıyordu. Azaldı azaldı ve durma noktasına geldi. Turgan depremi sona ermeden ve baygın düşmeden hemen önce Mirliva’ nın Ducia’ yı düştüğü yarıktan çıkardığını gördü ve huzur içinde bayılmadan önce bir cümle kurabildi.

                “ Teşekkürler koca memeli abla. “

Turgan kendine geldiğinde bir odada tek başınaydı. Baygın düşmeden önceki anları hatırladı. Zayıflığını fark ettiği o anları. Dostlarına hiç faydası olmuyorken üzerine Mirliva kurtarmasa hayatta en değer verdiği kişinin ölümüne sebep olma ihtimali. Oldukça kötü hissediyordu başta biraz içi kararmış olsa da kötü düşüncelerden sıyrıldı ve böyle bir şeyin tekrarının yaşanmaması için kararını verdi güçlenmeliydi. Ne pahasına olursa olsun güçlenecekti. Mirliva’ dan beni eğitmesini isteyeceğim diye düşündü ve yattığı yerden kalkıp Mirliva Yavuz’u bulmaya gitti.

Birkaç askere sorduktan sonra Mirliva Yavuz’ un Elfy ve Ducia ile birlikte olduklarını öğrendiği yere ulaştı. Tuhaf olan şey etrafa verdiği zarar bayılmadan önceki gibi aynen duruyordu. Tek bir gece uyumuş bile olsa bu kadar çok insan gücünün olduğu bir yerde bir çok bina onarılabilirdi ancak öyle olmadığını fark etti. Bu düşüncelerle en sağlam binalardan birisi gibi gözüken ve aradığı bina olan yere girdi. Ducia, Elfy, Mirliva yavuz ve başka birkaç kişi daha beraber oturmuş muhabbet ediyorlardı. Mirliva’ dan kendisini eğitmesini istemeden önce aralarındaki ilişkiye bir göz attı. Adama defalarca güçsüz demiş, kaybettiği birini aşağılamış , hep ukalaca konuşmuş ve suratına da bir parça sümük atmıştı. Aslında oldukça iyi anlaşıyoruz beni kırmayacaktır diye geçirdi içinden ve pis pis sırıttı. Ancak o sırada tüm bu ukalaca davranışlarına rağmen Ducia’yı kurtaran da Mirliva’ dan başkası değildi ve Turgan, Mirliva’ nın Ducia’ yı Dragut’un onu istediğinden değil de kendisine yardım etmek için kurtardığına adı gibi emindi. Mirliva’ nın iyi bir insan olduğuna karar verdi. Olabildiğince kibar ve saygılı bir şekilde kendisini eğitmesini isteyecek gerekirse yalvaracaktı. Oturdukları koltukların birine ilişti. Tüm gözler ona çevrilmişti.

                “ Demek uyandın Turgan çocuk umarım karargaha verdiğin zararı fark edebilmişsindir. “

Turgan her zamankinden daha durgun görünüyordu. Yüzünde üzgün ve özellikle Ducia’ ya karşı suçlu hissettiğinden mahcup bir ifade vardı.

                “ Evet buraya gelirken karargahın halini gördüm ve bunun İçin üzgünüm. Telafi etmek için de ne isterseniz yapacağım. “

                “ Bu sözleri senden duyuyor olmak kulaklarımı sorgulamama neden oluyor Turgan çocuk. Demek istediğin zaman ukalalığını bir kenara koyup normal bir insan gibi konuşabiliyormuşsun. “

                “ Ben gerçekten çok üzgünüm Mirliva amca. Ve burada olduğumuz sürece ne isterseniz yapacağım. Ama sizden bir şey istemem lazım .”

Mirlivanın ilgisi çekilmiş olsa da Turgan’ ı öylece affetmeye niyeti yoktu. İlgisiz gibi görünmeye çalışarak mırıldandı.

                “ Aptalca bir şeyse hiç söyleme. Zira saçmalıklarına yeterince katlandım“

                “ Hayır öyle değil. Güçsüzlüğüm farkına vardım. Daha yaftımı kontrol etmeyi bile başaramıyorum. Akademiyi yıktığımda Ducia ve Elfy sürekli benim yanımda bulunduklarından ve benim etrafımdaki küçük bir alan sallanmadığından sorun olmamıştı. Ama Her savaşta yan yana olacağımızın garantisi yok bu yüzden onlara zarar verme ihtimalim varken nasıl dövüşebilirim ? “

                “ Aslında aptal görüntünden beklenmeyecek cümleler kuruyorsun. Bu kadarını fark edebilmene şaşırdım peki benden ne istiyorsun çocuk? “

Turgan beklenmedik şekilde başını öne eğdi. Mirlivanın tam köşesinde oturduğu sedirin önüne geldi ve diz çöktü.

                “ Ne kadar aşağılansam da umurumda değil. Beni eğitmenizi istiyorum Mirliva amca. Her türlü alayınıza ve canımı yakmanıza katlanacağıma söz veriyorum lütfen beni eğitin ve Dostlarımı koruyabilmeme yardımcı olun. “

Mirliva şaşırmıştı. Kendisini adeta tanrı sınıfında gören bu çocuğun yenilgiyi kabullenmesinin hemen ardından kendisinden böyle bir şey istemesini beklemiyordu. Beklediği şey tam olarak Turgan’ ın uyanıp “neden yaftını kullanmadın güçsüz herif senin yaft kullanmaman yüzünden dövüşüme konsantre olamadım ve kaybettim” diye bir cümleyle mantıksız bahanelerin ardına saklanmasıydı. Kendinde bıraktığı izlenim buydu ancak karşısında yenilgiyi ve zayıflığını kabullenmiş ve kendinden güçlü olanın yardımı için; başını öne eğip diz çökerek, kendini aşağı bir pozisyona sokan ve bundan hiç gocunmayan genç bir erkek görüyordu. Mirliva Turgan’ ın burnunu biraz daha sürtmek istedi çünkü kendisine de öyle yapılmıştı.

                “ Seni neden eğiteyim ki? Yarın başı bozuklarla düşman olup benden öğrendiklerin sayesinde bir yoldaşıma zarar vermeyeceğinin garantisi bile yok. Ayrıca öğrettiklerimi anlayacak kadar zekan olduğundan da emin değilim “

                “ Anlarım siz yeter ki öğretin. Hafızam iyidir her söylediğiniz ve yaptığınızı ezberleyebilirim ve anlayana kadar ezberlediklerimi düşünürüm. Lütfen beni eğitin. “

                “ Sanmıyorum hala bir gün başı bozuklarla düşman olma ihtimalin var. Böyle bir şey yaşanırsa Serdarımız Dragut’a hesap veremem ve kendimi davama ihanet etmiş sayarım. “

Aslında Dragut bu durumda Turgan’ ı bizzat kendisi bile eğitmek isteyebilirdi. Gerçi o biraz fazla yetenekli olduğundan öğretmenlik konusunda pek başarılı sayılmazdı. Kendisinin ustalıkla yaptığı bir yaftı öğrencisinin de direk yapmasını bekler öğrencisi yapamadığındaysa aslında hiçbir şey anlatmamış olmasına bu kadar basit bir şeyi nasıl beceremiyorsun diye küplere binerdi. Yine de kurduğu cümleyi değiştirmedi Mirliva. Turgan defalarca reddedilmesine rağmen halen diz çöktüğü pozisyonu hiç bozmamış. Sinirden birazcık gözleri dolmuş sesi titriyor olsa da olumlu cevap alana kadar beklemeye kararlıydı. Cümlesine başladığında sesi gittikçe daha çok titredi ve cümlesinin sonuna doğru adeta güçsüzlüğüne olan öfkesinden ve birilerinin yardımına ihtiyaç duymasından ağlamak üzereydi.

                “ Bunun sözünü verebilirim asla bir başı bozuğa zarar vermeyeceğim. Hatta Serdarınız Aziz Dragut kabul ederse ve böyle bir şey mümkünse onunla görüşüp bahsettiğiniz krallıkların arasında olduğu gibi bir ittifak dahi kurabiliriz. “

                “ Bir aptaldan beklenmeyecek sözler. Şimdi de bir komutan taklidi yapıyorsun sanırım üç acemi gençten oluşan adı bile olmayan bir grupla ittifak yapmanın theodenin en büyük gayri resmi oluşumuna faydası nedir ? “

Turgan artık hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Güçsüzlüğüne lanet ediyordu. En başında Task’dan duyduğu hikaye olmasa belki herkes kadar çalışıp şu an farklı bir konumda olacaktı. Ancak duyduklarından donra kendisinin ölümsüz olduğuna ve en üst düzey yaftları kullanabileceğine adı kadar emin olmuştu. Gerçi hala ölümsüz olduğunu düşünüyordu ancak ölümsüzlüğünü ailesiyle paylaşamadığı sürece bunun bir önemi yoktu.

                “ Başı bozuklara nasıl bir faydası olacağını bilmiyorum. Ama hikayesi olan ve sizden yardımınızı isteyen insanlara yardım ettiğinizi söylemiştiniz. Yalvarmama rağmen bana yardım etme ihtimalinizi düşünmediniz bile bu yüzden hayal kırıklığına uğradım. “

Turgan gözyaşlarını sildi ve dizlerinin üzerinden ayağa kalktı. Başını olabildiğince havaya kaldırarak Mirliva Yavuz’ un yüzüne baktı.

                “ Artık beni eğitmek istemediğinizi biliyorum Mirliva Yavuz. Bunun için daha fazla uğraşıp kendimi küçük duruma düşürmeyeceğim. Gidip gerekirse kendi başıma güçlenip yaftımda da ustalaşacağım. Yine de bana zayıflığımı gösterdiğiniz için minnettarım. Bunun için teşekkürler Mirliva Yavuz Bey. “

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar