Theoden

08 Haziran 2019
Çeviri: 4
Düzenleme: AntiYasuo
1135 Görüntülenme
Bu bölümü 5 Kişi beğendi.

Ben Ölümsüzüm

Saat öğleden sonra üç civarında olmalıydı her şenlik öncesi tavernada eğlence düzenlenir sadece o zaman 16 yaşından küçüklerinde tavernaya girmelerine izin verilirdi duyurusu bile aynı saatte yapılırdı öğleden sonra üç civarında..Bir anlığına aklına tavernadaki o eğlenceli anıları geldi arkadaşlarının meyve sularını yetişkin içkileriyle değiştirmesi,Kirli bebek bezini sızmış yetişkinlerden birinin yüzüne koyması ve daha niceleri...Artık kendini boşluğa bırakmış ve geri dönmek için çok geçti aslında pişman değildi ama yaptığının doğruluğundanda şüpheleniyordu ölümü beklerken..Birkaç saniye sonra boğulma hissini yaşadı kötü bir duyguydu nefes alamamak.Normalde farkında dahi olmadan alığ verdiği nefesin kıymetini tam şu anda anlamıştı saif..Kapısı kilitliydi ip ve çivi sağlam herşeyi kontrol etmişti geri dönüşü yoktu o sırada ellerinin bağlı olmadığı geldi aklına bir an hayıflandı ve kendi kendine söylendi " umarım altıncı seviye yaftımla kendimi kurtarmam" boğulma hissi dayanılmaz hale gelmişti çırpınmaya başladı tamamen iç güdüsel olarak elleri boynundaki ipe gitti kurtulmaya çalışıyordu ama ip naylondan ve fazlasıyla oturmuş haldeydi boğazına kurtulamıyordu.Adeta bir kedi yavrusu gibi çırpınıyor ama kurtulamıyordu..Biraz daha çabaladı artık takati kalmamıştı boğulma hissi her geçen saniye daha dayanılmaz hale geliyordu ama hala ölmemişti.Kaç dakikadır bu haldeydi belki iki dakikadan fazla ? Hayır çok daha az olmalıydı zira zor anların insana çok daha uzun geldiğini bir kitaptan okumuştu..Boğulma hissini unutmak adına düşüncelere dalarken etraf karardı.Bu gelen ölüm olmalıydı sessiz ve karanlık...O sırada bir ses duydu "Saif heyyy saif" sanırım diğer dünyanın bekçisi onu çağırıyordu cevap vermek istedi ama sesi çıkmadı adeta bir kabusun içinden çıkamıyor gibiydi artık kurtulmaya çabalamıyorduda aslında içgüdüsel olarak istiyor ancak artık kendinde güç bulamıyordu.Ve içten içe alay ediyordu kendisiyle 6. seviye yaft kullanıcısı saif 5 dakika iple baş edemedin diye...O sırada bir ses duydu bir kristalin parçalanma sesi gibiydi diğer dünyayı görmeye çalışıyor ancak karanlıkta hiç birşeyi seçemiyor ve boğulma hissi devam ediyordu..

        -Aptal saif nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilirsin aklından ne geçiyordu ha_

Konuşan ducia idi hem ağlıyor hemde Saifin yerde yatan hareketsiz bedenine zayıf yumruklar atıyordu..Saif yüzünde bir ıslaklık hissetti boğazı acıyordu bir eliyle boğazını diğer eliye yüzündeki ıslaklığı yoklayarak gözlerini açtı.Boğazında ip yoktu ve başucunda Ducia ağlıyordu..

        -Neden ağlıyorsun ducia ?

 Ducia durakladı saifin yüzüne baktı

         -Saif sen ölmedin mi ?

         -Sen ölü değilsen bende ölmedim hınh hınh

Acı çektiği belliydi ve  ve boğazını tutarak doğruldu

        -Ne zaman geldin ?

        -10 dakika önce

        -Ben ne zamandır böyle yatıyorum ?

        -Yaklaşık bir dakikadır

Düşünceli halini alarak Ducia'ya baktı saif

        -Dokuz dakika boyunca boğuluşumu mu izledin Ducia ?

        -Tabiki hayır Aptal üstadı saif.Geldiğimden beri seni kurtarmaya çalışıyorum kapın kilitliydi ve o kalın camı kırmak beni epey uğraştırdı  en sonunda kuralları çiğnedim ve yaft kullanarak camı kırmayı başardım gerçi pek iyi iş çıkardığımı söyleyemem.

Dedi yıkılmış tavanı göstererek ve devam etti

        -En azından tavanıda yıkarak ipi kesme zahmetinden kurtuldum.

Ducianın keyfi biraz da olsa yerine gelmiş görünüyordu..Ta ki saif söze girene kadar.

        -Ben olsam seni altıncı seviye yaftımla bir saniyede kurtarırdım hınh hınh..

        -Kes sesini aptal saif

        -Hadi o zaman beni kurtarışını kutlamaya tavernaya gidelim

        -Eğlence sona erdi taverna kapanalıda çok oldu bende eğlence bitince merak ettiğimden sana geldim

Saif bir anda kekelemeye başladı

        -Ne ? Nasıl yani? Sa saat kaç ?

        -Gece yarısını çoktan geçti..

Saif yukarıya baktı yıkılmış tavandan gökyüzünü rahatça görebiliyordu dışarısı zifiri karanlıktı.Evi ise sadece Ducianın yaktığı şamdan aydınlatıyordu..

        -Ducia tam olarak buraya saat kaçta geldin?

        -Gece 1 gibi neden sordun ?

Sesi iyice kısılarak ve korkmuş bir vaziyette kekeleyerek söze girdi saif

        -B b ben öğleden sonra üçte asmıştım kendimi?

        -Neeeeeeeeee bu imkansız..Aptal masterı saif yine sayıları karıştırıyorsun

        -Hayır ben kendimi astığımda hoparlörden eğlenceye davet yapılıyordu

        -Hayır hayır bu mümkün olamaz hiçbir insan 10 saat boyunca boğulup yaşamaya devam edemez

        -Sana söylemiştim ben uzaylıyım hınh hınh

      Ducia endişeli görünüyordu hiç bir insan o kadar süre asılı kalıp hayatta kalamazdı.Yine aynı şey oluyordu mantığının kabul etmediği olaylarla karşılaşıyor ancak saifin yalan söylemeyeceğini bildiğinden artık neyin mantıklı neyinse mantık dışı olduğunu ayırt edemez gözüküyordu Ducia.Saifin yüzüne baktı saifin aptallığını ve mutluluğunu beraber düşündüğünde gerçekten saatlerce asılı kalmış olmalıydı ve hala hayatta olduğu için fazlasıyla özgüvenli görünüyotdu ama bu nasıl mümkün olabiliyordu..Beynini kemiren soruların hiçbirisine cevap veremediğini farkedip silkelendi.Saifin boğazına doğru yaklaştırdı gözlerini ve yakından inceledi ipin bıraktığı iz görünüyordu ancak kan toplamamıştı bunun bir açıklaması olmalıydı ve bir gün mutlaka bu "mantıklı" açıklamayı bulacaktı.Dizlerinin üzerine çöktü, sağ eliyle yerden destek alarak ayağa kalktı, geriye doğru iki adım attı ve yatağın ucuna oturdu.Derince bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.

        -Eğlence sona erdi, güç festivali yarın, 16 yaşını doldurdun ve festivale katılmak için başvuruda bulunmadın.Bunun için evine gelen yetkililere kapıyı açmadın.Günler sonra sana geldiğimde kendini öldürmeye çalışıyordun.Sırada ne var?

        -Senin planını uygulamaya karar verdim.

        -Ne planı?

        -Güç festivalinde Başkan Ray'e meydan okuyacağım.

        -Saçmalama aptal Saif. Ben onu seni geçiştirmek için söylemiştim.

        -Olsun bende yapmaya karar verdim.

        -Amcam seni kaale almaz yani hiç şansın yok

        -Almazsa duyduğum herşeyi kasabalılara anlatırım hınh hınh.

        -İşte o zaman öldürülürsün.

        -İşte bu imkansız

        -Neden imkansız olsun burada kasabanın en güçlü adamını kızdıracak olmandan bahsediyoruz.

        -Çünkü ben (böyle deyip biraz duraksadı özgüveni yerinde olduğu zamanlarda yaptığı gibi elleriyle belini kavradı gözlerini kapattı dudak kenarları iyice yukarı doğru kıvrıldı en ukala sırıtışını takındı ve devam etti) ölümsüzüm hınh hınh..

Ducia iyice ürkmeye başlamıştı biraz önce Saifi hayatta tutan şey fiziksel bir hata olmalıydı muhakkak bir şeyi yanlış yapmıştır bu aptal diye düşündü ama Saifin şu anki hali ürkmesinin asıl sebebiydi.Kendisini ölümsüz sanıyor mümkün olmayacak seviyelerde yaft kullanabileceğini düşünüyor bir ejderha sürebileceğini bile iddia ediyordu.Belkide bir ders almasının zamanı gelmiştir diye düşündü.Amcası Ray ona okkalı bir ders vermek için en mükemmel seçim olabilirdiGözlerini kapattı sağ elinin işaret parmağını çenesinin üzerine başparmağınıda çenesinin altına koyarak çenesini kavrayıp başıyla onayladı.

        -Tamam

        -Tamam ? Ölümsüz olduğuma sende ikna oldun değil mi Ducia zaten herşey apaçık ortadayken buna inanmayan aptal olurdu hınh hınh..

        -Öyle birşey tabiki imkansız Aptal üstadı saif .Meydan okuma konusuna tamam dedim. Amcama meydan oku ve dileğin gerçekleşsin.(gözlerinde şeytani bir bakış takındı yüzünü doğrulmuş yerde oturmakta olan saifin yüzüne iyice yaklaştırdı ve korkunç bir ses tonuyla mırıldandı )O meydan okumanın sonunda muhakkak öleceksin...

Ducia yorgun görünüyordu son günlerde yaşadığı mantık dışı olaylar.Duyduğu yalanlar Saifin yanına geldiğinde gördüğü manzara ve en çokta tavernadaki eğlencede saatlerce dans etmesi onu bitkin düşürmüştü.Bir anda elini saçlarına attı ve sarının en güzel tonu olarak adlandırılabilecek büyüleyici güzellikteki saçlarındaki tokayı çıkardı.Saçları omuzundan aşağı adeta mutlu bir  şekilde dans ederek dökülüyorlardı.Saif bir süre izledi ilk kez Ducia'nın saçlarının açık halini ilk kez görüyordu.Her ne kadar ona karşı duygusal birşeyler hissetmesede hep çok güzel bir kız olduğunu düşünmüştü ama şimdi emindi.Ducia Saif'in gördüğü en güzel kızdı.Hakaret etmediği zamanlarda sevimli bir yüzü, kimsede olmayan çakır renkleriyle kocaman gözleri, meleklerinki kadar kibar dudakları , naif bedeni ve güzelliğini kusursuzlaştıran sarı saçları. Adeta hayran olarak izliyordu ancak böyle düşündüğünü Ducia'nın bilmesi onu utandırırdı kendisini topladı ve Ducia'ya dönerek :

        -Ne yapıyorsun ?

Ducia umursamaz şekilde cevap verdi

        -Uyumaya hazırlanıyorum.

        -Nasıl yani burada mı kalacaksın ?

        -Evet.

        -Neden ?

Ducia sakince başlayıp giderek sinirleneceği konuşmasına başladı.

        -Tüm gece tavernada dans ettim ve yoruldum , ayrıca en yakın arkadaşımın yanına geldiğimde onun asılı bedenini görmek hayatımda yaşadığım en büyük şok olarak yorgunluğumu ikiye katladı, O aptal arkadaşımı kurtarmak için hayatımda ilk kez yaft kullandım ve bu da kalan enerjimin  tamamını bitirdi muhtemelen(ve bağırmaya başladı) ayrıca saatin kaç olduğundan haberin var mı aptal saif.Bu saatte genç ve güzel bir kızın sokakta yürümesi ne kadar uygun olurdu ?

Saif sorduğuna soracağına pişman olmuştu Ducia gerekçelerini sıraladıkça yerin altına girmeye iyice yaklaşıyordu ve Ducia bağırdığında elleriyle kendini korur gibi bir pozisyon almıştı. -Adeta Ducia'nın dudaklarından dökülen kelimelerin verdiği acıdan korunmaya çalışıyor gibi görünüyordu.- Ducia biraz durdu ve sakinleşerek hatta birazda utunarak oldukça kısık bir sesle devam etti.

        -Hem seni yalnız bırakamam yine aptalca birşey yapabilirsin.

Ducia'nın gözleri dolmuştu ama ağlamıyordu.Ducia'nın anlattığı gerekçeler Saif'e fazlasıyla mantıklı gelmişti.Ducia çoktan uzanmıştı bile yatağa ; gözlerini zor açık tutuyordu zaten hemen uyuyup sabah erkenden kalkması ve Saif'e verilecek ders hakkında amcasıyla konuşması gerekiyordu zira amcası böyle bir bücürle kavgaya tutuşmayı hayatta kabul etmezdi. Saif'e dönerek sordu :

        -Sen uyumayacak mısın

        -Yatağımda sen yatıyorsun.

Bunu oldukça masumca söylemişti saif eliylede  işaret ederek.Oyuncağı elinden alınmış bir bebek gibi görünüyordu. Normalde yatağının rahatsızlığında yakınan Saif'in yatağı elinden alınınca bir anda kıymete binmiş görünüyordu.

     Ducia'nın yüzü kızardı ve başı öne eğik kısıp bir sesle

        -İstersen yatağın benden uzak bir köşesine yatabilirsin sende.

Saif düşünme pozisyonunu aldı adeta tekerleği icat etmişçesine gururlu ve kendinden emin bir şekilde söze girdi.

        -Olmaz. Bu yatak küçücük yani senden ne kadar uzakta bir yerde uyumaya çalışsamda kesin sana yakın olurum sende bunu bahane edip bana hakaret edip vurursun.

Cümlesine ara verdiğinde başıyla kendi düşüncelerini onayladı. Evet evet kesinlikle haklıyım der gibi duruyordu ve devam etti.

        -Hem ben kesin dayağı hakederim çünkü deli yatarım inanmayacaksın bazı günlerde yatağımda uyurken kendimi dışarıda uyanmış buluyorum. Hatta bir keresinde üzerime düşen kar tanecikleriyle uyanmıştım..

Adeta o anı yeniden yaşar gibi sağ eliyle sol omzunu , sol eliylede sağ omzunu kavradı

        -Brrrrrrrrrrrrr çok soğuktu.

Ducia yarı uykulu söze girdi:

        -Peki nerede yatacaksın ?

Saif yerinden kalktı Ducia'nın yanına yaklaştı yatağın sol tarana geçip sağ eliyle Ducia'nın göz kapaklarını kibarca ve bir abi şefkatinde kapattıktan sonra

        -Evimde bir oda var ve ben çok deli yatarım.En iyisi dışarıda yatmak gibi görünüyor. Zaten evin tavanı havaya uçmuşken içerde yatsamda çok bir farkı olmayacak.

Dedi ve seri hareketlerle yıkılmış pencerenin yerinden çimenlerden oluşan doğal yatağını bulmak üzere dışarıya zıpladı...

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-03-04 21:38:27
Ellerinize sağlık.