AZRAĞIN EĞİTİMİ

Elfy biraz şaşkındı çünkü Sofia’ nın adını daha önce duymuş ve özellikle başı bozuklardan fazlasıyla cana yakın birisi olduğunu defalarca dinlemişti. Ancak karşısında gördüğü şey güzel bir bedene ve yüze sahip olsa da fazlasıyla erkeksi ve kaba hareketler sergileyen bir kadından başkası değildi. Çok da önemli değil diye düşündü sonuçta fazlasıyla tecrübeli ve yetenekli bir su yaftı kullanıcısından eğitim alacaktı ve buna odaklanmalıydı. Konuşmayı uzatmanın pek anlamı yok gibiydi zaten eğitimin sözünü almıştı. Çok keyif almasına gerek yoktu sadece kendisini geliştirebilecekti ve bu fazlasıyla yeterliydi. Elfy tam ayrılmak için arkasını dönmüş ilerliyordu ki Sofia’nın sesini bir kez daha duydu. Sesi oldukça özgüvenli geliyordu.

                “ Ne düşündüğünü biliyorum. Eğitim süresince birbirimizi tanımak için yeterince zamanımız olacak bu yüzden o zaman ne istiyorsan sormaktan çekinme. “

Aynı günün akşamında Nyu ve Ducia da eğitim için yakınlardaki bir tepenin yamacına gelmişlerdi. Yanlarına birkaç rütbesiz başı bozuk ve Elfy de gelmişti. Elfy sadece izlemek istiyor başı bozuklarsa tam olarak azrakların çalışmalarına kendilerini deney faresi olarak sunuyorlardı.

Nyu aynı tür yaft kullanan iki başı bozuktan aynı anda aynı seviye yaft kullanmalarını istedi. Başıbozukların ikisi de avuçlarından mor renkli bir madde çıkardılar.

                “ Bak güzelim bu gençlerin ikisi de aynı seviyede yaft ürettiler. Sadece onların kazanılması gereken savaşta en büyük kozların olduğunu düşün. Ve bu düşünceyi mutlaka kalbine yay ve kalbini buna inandır yoksa başarılı olamazsın. Ben başlıyorum abartmadan sağdakinin gücünü arttıracağım. Soldakini sana bırakıyorum. Ben görünmez olacağım ama sen şimdilik ekstra bir yaft kullanmaya çalışma. “

Nyu bunu söyledikten sonra bedeni bir anda ortadan kayboldu. Bedeninin kaybolmasını takiben etki edeceğini söylediği başı bozuğun avucunun ortasından çıkıp yaklaşık bir bilye yadar görünen mor renkli madde git gide büyümeye başladı. Birkaç saniye içinde diğer başı bozuğun yaftının yaklaşık on katı büyüklükte görünüyordu. Bunun Yanında yaftı üreten başı bozuğun duruşu heybetlenmişti.

 Kendi sırasının geldiğini düşünen Ducia da azrak formuna geçti. Ayakları yerden kesildi ve masum perimsi duruşuna büründü. Soldaki başı bozuğa konsantre oldu. Onun gücünü arttırması gerekiyordu ancak hiçbir şey hissetmiyordu. Eğer onu güçlendirmeyi başaramazsam savaşı kaybedeceğiz diye düşündü ancak sözünü kalbine geçiremedi. Ortada ne bir savaş vardı ne de zarar gören bir sevdiği. Bu yöntemin işe yaramadığını görünce o başı bozuğu Turgan olarak hayal etmeye çalıştı. Gözlerini kapattı başı bozuğu görmeyip Turgan olduğuna inanmak adına o tarafa bakmayacak ; doğrudan bulunduğu konumdaki özün sahibini güçlendirmeye çalışacaktı.

Tamamıyla buna konsantre oldu yaklaşık bir dakika boyunca gözlerini hiç açmadı. Pek bir şey hissedebilmiş olmasa da azıcık bile işe yaramıştır diye gözlerini açıp kontrol etmek istedi. Önce sağdaki başı bozuğun avucuna baktı hala yaftı son gördüğü büyüklükteydi ve o seviyede sabitlenmişti. Nyu gerçekten azrak güçlerini ustaca kontrol edebiliyordu. Hayranlıkla izlediği başı bozuktan gözlerini kendi gücünü uygulamaya çalıştığı başı bozuğa doğru çevirdi ve hiç işe yaramadığını fark edince istemsizce şu cümle çıktı ağzından.

                “ Ama birazcık bile Turgan’ a benzemiyor ki. Yarısı kadar bile yakışıklı değil. “

Başı bozuklar duyabilecekleri mesafede olmadıklarından ve yaftlarına konsantre olduklarından bir patavatsızlık söz konusu sayılmazdı. Nyu bunu duyunca azrak gücünü ve görünmezlik yaftını sona erdirip gülümseyerek ortaya çıktı.

                “ Anladığım kadarıyla aşık olduğun adamdan başkasının gücünü arttıramıyorsun aşk kızı. Azraklık böyle bir şey değildir. Tam olarak içgüdüsel olduğundan zaten bunu Turgan’ın tehlikede olduğu zamanlarda uygulayabildiğini gördük. Ama burada seninle zaman harcamamın sebebi senin her durumda herkesin özünü etkileyebilecek hale gelmen ve bunu kendini kaybetmeden kendi özünü tüketmeden yapabilmen. Ama belli ki aşk kızı için önemli olan tek bir kişi var ve o gelmeden eğitimimiz hiçbir işe yaramayacak…”

Ducia defalarca Turgan’a aşık olduğunun bahsedilmesinden rahatsız olmuştu. Zaten başı bozuğun Turgan’a hiç benzemediğini söylediğinde çoktan azrak formundan çıkmıştı. Şimdiyse yanakları kızarmış görünüyordu.

                “ Şey ben alakası yok. Sadece birazcık güven problemi yaşıyorum. Bu yüzden başarısız oluyorum ama üstesinden geleceğim Nyu abla zamanınızı boşa harcadığım için üzgünüm. “

                “ Seni suçlamıyorum oldukça yakışıklı bir çocuk ve fazlasıyla eğlenceli. Bazen birazcık sübyancı gibi hissetmeme bile neden oluyor. Umarım eğitim yapmaya çalışırken ölmemiştir bu büyük bir kayıp olurdu hatta onun ölümü….”

Ducia bir anda atılarak işaret parmağını Ferik Nyu’ nun dudaklarının üzerine kapattı. Gözleri dolmuş ağlamaya hazır görünüyordu.

                “ Lütfen böyle şeylerden bahsetmeyin Nyu abla. “

Nyu, Ducia’nın sadece kötü var sayımlarda bulunmasından dahi bu kadar etkilenmesine şaşırmıştı.

                “ Anlaşılan beyimiz çoktan vazgeçilmez olmuş bile. O zaman iyi olan azrak kazansın diyelim mi? Bakalım sevimli erkek hangi azrak dişisini seçecek? Yetişkin ve gösterişli olanı mı yoksa toy ve ürkek olanı mı hıa hıa hıa( Oldukça kadınsı ve edepsiz bir kahkaha ) “

Ducia uzun bir süreden sonra şeytani bakışlarını takındı ve yüz ifadesiyle hiç ama hiç alakası olmayan cümlelerine ait her kelime kendisiyle çelişerek dudaklarından dökülmeye başladı. Öfkeden her an birisinin bedenini ikiye bölecek gibi bakıyordu ama dudakları öyle söylemiyordu.

                “ O aptal benim umurumda bile değil. Umarım evlenirsiniz ve boy boy yeğenlerim olur. “

Ducia bunları söylerken adeta kendisinden tiksinmişti ancak söylemeyi başarmıştı. Cümlesini bitirdiğinde Nyu’ nun yüzünün soluklaştığını ve eğlenceli modunun sona erdiğini gördü. Kendine geldiğinde neyin yanlış olduğunu sorgulamak istedi.

                “ Yanlış bir şey mi söyledim Nyu abla. Eğer kalbini kırdıysam özür dilerim ben biraz hassas bir dönemden geçiyorum da. “

                “ Seninle alakası yok. Otur yanıma güzel kız ve sana bizim hakkımızda daha önce duymadığını düşündüğüm birazcık daha bilgi vereceğim. Bir kadın için üzücü gerçekler “

İkisi yan yana oturdular Nyu bir anne şefkatiyle Ducia’nın saçlarını okşamaya başladı. Başını yavaşça yönlendirerek dizini yatırdı ve oldukça soluk bir ses tonuyla ve bedbaht bir şekilde anlatmaya başladı.

                “ Biz azraklar çok özeliz bugüne kadar anlattığım, henüz anlatamadığım ve kendi keşfedeceğin bir sürü güzel ve özel hissettiren şey. Ama biraz önce söylediğin şey yani bir azrakla evlenen bir adamın çocuklarının olması mümkün değil. Bu aptal kural ikimiz için de geçerli “

Nyu’nun gözlerinden süzülen gözyaşları Ducia’ nın yanaklarına damlarken; Ducia dolan gözlerine engel olmayı başarabiliyordu. Zira henüz çok gençti ve henüz Nyu gibi anne olma arzusuyla yanıp tutuşmuyordu.

O geceyi daha fazla konuşmadan ve hüzünlü bir şekilde sona erdirdiler. Ertesi gün Elfy kendi eğitimi için Sofia ile buluştu. Huzur veren bir çağlayanın altına götürdü onları Sofia. Yaklaşık on metre yükseklikten dökülen sular görsel bir şölen ve huzura boğan su sesinin oluşmasına olanak sağlıyordu. Sofia üniformasını dahi çıkarmaya ihtiyaç duymadan suyun sığ olduğu bir yere girip oturdu. Parmağıyla Elfy’i de yanına gelmesi için çağırdı. Elfy kayıtsız kalmadı ve o da Sofia’ nın yanına geçerek oturdu.

                “ Eğitime geçmeden önce sormak istediğin bir şey var mı küçük? “

Elfy, dünden beri böylesine güzel bir kadının neden bu kadar kaba hareketler sergilediğini merak ediyordu ama sormak konusunda emin olamadı ve sormamaya karar verdi.

                “ Yok Sofia abla. Uygun gördüğünde eğitime başlayabiliriz. “

                “ Su sana anlatır küçük. “

                “ Anlamadım abla ? “

                “ Su sana anlatır. Söylenmeyenleri de berrak bir şekilde görmeni sağlar. Madem merak içindesin sormasan da sana anlatacağım. “