Theoden
SOPHIA'NIN GEÇMİŞİ
Elfy şaşırmıştı sanırım bu kadın hafif manyak diye düşündü. Ama neyi anlatacağını da merak etmeden duramıyordu.
“ Başı bozuklara katıldıktan bir yıl sonraydı. Başı bozukların kontrolünü ele geçirdiği bir şehir devletinin başına; halk kendi liderini belirleyene kadar Mirmiran rütbeli ve bir Ferik kadar güçlü olan başı bozuk komutanı Akuma getirildi. Akuma çok iyi tanıdığım birisi değildi ancak gücünden ve yöneticilikteki tecrübelerinden dolayı kendisi Mirmiran rütbesindeydi. Hikayesindeyse çocukken gözlerinin önünde annesine tecavüz edildiği vardı. Tabi ben bunu çok sonradan öğrendim. “
Elfy Sofia’nın konuyu nereye getireceğini çok merak ederek dinlemeye devam ediyordu. Bir an düşüncelerimi mi okudu acaba neden böyle kaba olduğunu mu açıklayacak diye içinden geçirse de konunun alakasız olduğunu fark etmişti. Sofia cebinden metal içki şişesini çıkardı ve dolu bir yudum aldı. Şişenin altından sular damlıyorken devam etti.
“ Şehir alınırken savaşta büyük hasar görmüştü ve şehire su sağlayan barajın seti yıkılmış, İçinde bölgeyi birkaç gün idare edecek su bile kalmamıştı. Çevredeki su kaynaklarından destek almak ve yer altı sularını baraja yönlendirmek amacıyla ben de oraya atandım. Şehre varıp yerleştiğimde daha önce hiç tanık olmadığım şekilde Mirmiran tarafından memleketimle ilgili üstü kapalı aşağılamalara maruz kaldım.
Normalde böyle şeyler başıbozuklarda olmazdı. Herkes birbirine saygı duyar kolay kolay tartışma dahi yaşanmazdı. Şaşkın olsam da görevim tamamlanana kadar sabretmeye karar verdim. Görevimi tamamlamıştım baraj tamamen onarılmıştı ve şehirdeki son gecemdi. Mirmiran tarafından çağrıldım ama gitmedim zira iğnelemelerinden sıkılmıştım ve görevimi tamamladığımdan kendisiyle muhattap olmayı düşünmüyordum.
Hatta ana karargaha döndüğümde detayları vermesem de Serdarımıza o adamla beraber verimli çalışamadığımı ve mümkünse bir daha aynı karargah içinde dahi bulunmak istemediğimi söyleyecektim. Bu düşüncelerle uykuya daldım. Huzurlu uykum hava daha aydınlanmamışken iki güçlü el tarafından bölündü. Bir tanesi bacaklarımın üzerinde geziyor diğeriyse sesimi çıkarmamam için ağzımı kapatıyordu.
O zamanlar çok daha çekici bir kadın olduğumu söylememe bile gerek yok. Çoğu zaman süslenip kışkırtıcı kıyafetler giymeye de bayılırdım. Erkeklerin hatta bazen hem cinslerimin dahi üzerimdeki hayran bakışlarını seviyordum. Gözlerimi açtığımda Mirmiran’ın ağzından akan salyalarıyla yanımda durduğunu gördüm. İlk kez bir erkeğin bakışı beni korkutuyor ve cinsiyetimin zayıflığımı temsil ettiğini düşünüyordum.
Bağırmaya çalıştım ancak başaramadım. Mirmiranın kolları fazlasıyla güçlüydü ve hareket etmeme dahi izin vermiyordu. Sadece bir bacağımı hareket ettirebiliyordum ve elinden kaçırmaya çalışıyordum ama nafile. Bacağımdaki eli yukarı doğru tırmandı ve amacını belli eder şekilde içime giydiğim çamaşırı canımın yanmasına aldırmadan yırtarak bir köşeye fırlattı. Ne olacağının farkındaydım. Bir yoldaşım tarafından tecavüze uğruyordum.
Pantolonunu sıyırmış ve iğrenç salyalarıyla beraber üzerime uzanmaya hazırlanırken zehrini kustu. ‘ Seni pis Herdai fahişesi. Anneme tecavüz eden piç tıpkı sana benzeyen bir Herdai subayıydı. Senin ırkın dünyayı kirletiyor. Theodeni güzelleştirmeye çalışan başı bozukların arassında yeriniz yok. Anneme yapılanların aynısını tüm Herdai kadınları hak ediyorlar. Şimdi iyi bir fahişe ol ve tadını çıkar. ‘
Mirmiran arsızca pantolonunu indirdi ve kısa süre sonra Mirmiran’ın erkekliğinin( tabi bu adama erkek denilirse) tenime temas ettiğini fark ettim. Bir dakika kadar karşı koymak için çabaladım ancak kaçınılmaz sonu geciktirmekten öteye geçemiyordum. Gözlerim dolmuş nasıl olacağını bilmesem de bir yardım bekliyordum. Şoktan bayılmak üzereyken Mirmiranın aniden ağzımdaki elini çektiğini fark ettim. Tam yardım için çığlık atacakken üzerimdeki bedenin de kalktığını gördüm.
Mirmiran öfkeyle arkasını döndü. ‘Bu Herdai fahişesine yardım etmeye çalışan soysuz da kim ? ‘Üzerinde yeşil pelerini olan adam sakince ama gözlerindeki öfkeyi de saklamayarak söze girdi. ‘ Başı bozuklara aldığım her adama şunu söyledim. Hangi milletten olduğunuzun önemi yok. Irkınızı unutun sizler artık başı bozuksunuz. Bunu tüzüğümüze dahi yazdım. Ancak ırkçılık yapan bir adama Mirmiran rütbesi verecek kadar aptal bir lider olduğumu görüyorum. ‘
Yanıma geldi ve pelerinini omuzundan bir kahraman edasıyla çıkarıp, çıplak ve hırpalanmış olan bedenimin üzerine örttü. ‘ Böyle bir olaya sebep olduğum için üzgünüm yoldaş bunun için vereceğin cezaya da razıyım. Ama önce ilgilenmem gereken birisi var ‘
Sol eli hala Mirmiran’ın üzerindeydi başını geriye çevirdi bana karşı mahcup görünüyordu Dragut. Mirmiran haklılığını ispat etmeye çalışmaya devam ediyordu. ‘ Ama onun soydaşları köyümüzü basıp annemi tecavüz ettikten sonra öldürmüşlerdi hem de gözlerimin önünde. Ayrıca savaş halinde bile değildik beni suçlamayın serdarımız. Ayrıca miralay bile olmayan soyu bozuk bir kadın için beni karşına mı alacaksın ?‘ Dragut kararlı görünüyordu. Mirmiran’ ın tüm karşı koymalarına rağmen öfkeyle boşta olan sağ elini bir aslanın pençesiymişçesine Mirmiran’ ın göğsünden içeri bastırdı ve kaslı derisini delip göğüs kafesindeki kemiklerini kırışının sesini duydum. Birkaç saniye sonra Mirmiran’ ın kalbi Dragut’un avucunun içinde atıyordu.
‘Bahsettiğin olay yaşadığında Sofia belki hayatta bile değildi. Bir babanın günahını oğluna yıkamayacağın gibi bozuk bir kralın kararlarından dolayı tüm ülke halkını günahkar ilan edemezsin. ‘
Ardından bana döndü hala mahcup görünüyordu. ‘Burada daha fazla kalmak istemeyeceğini düşünüyorum. Barajı kontrol ettim. şehire yaptığın hizmetleri gördüm teşekkür ederim. Sen kendini davamıza bu kadar adamışken yaşadığın olaya sebep olduğum içinse çok üzgünüm. Şimdi buradan gidelim mi? ‘ Konuşamıyordum ancak başımla onayladım. Hareket edemediğimi gördüğünde Dragut beni dikkatli ve çekingen bir şekilde kucağına aldı. Üzerimi giyinecek kadar bile gücüm yoktu. Dragut’un pelerini dışında tamamıyla çıplaktım ancak bu beni rahatsız etmiyordu. Bir an önce oradan ayrılmak istiyordum ve öyle de oldu. Dragut’un güven verici kollarından inmeden ana karargaha kadar taşındım. Bir günden fazla sürdü. Tüm bu süre boyunca kucağında ben varken yürüdü ve beni kucağından indirip dinlenmeyi dahi teklif etmedi. Karargaha vardığımızdaysa kendime geldiğimde Dragut’u yargılamam için bir mahkeme kurulmasını emretti. “
Elfy şok olmuştu. Böyle bir hikayeyi dinlemeyi beklemiyordu.
“ Ben size o günleri hatırlattığım için çok özür dilerim. Ama Dragut’ a ne ceza verdiğinizi merak ediyorum lütfen anlatın. “
Sofia ilk kez içten bir şekilde gülümsedi. İçinde olduğu suya ellerini sokarak Elfy’ nin bedenini ıslattıktan sonra cevapladı.
“Aslında bu oldukça komik bir hikaye ama bunu daha sonra anlatırım. Kısacası kadınsılıktan bu kadar uzak olma sebebim o günde yatıyor. Hayata küsmedim zira bana verilen değeri ve Dragut’ un adalet duygusunu bizzat deneyimledim. Benden kat be kat güçlü bir yoldaşını kayırmayı düşünmedi bile sorgulamadan canını aldı. Bu yüzden olabileceğim en iyi yerdeyim. Bir sonraki savaşta yanımızda yer alacağından seni de güçlendirmeliyim. Şimdi eğitim zamanı hadi şu şelaleden akan suların yönünü değiştir bakalım. “
“ Yönünü mü değiştireyim ama oraya sürekli yeni su geliyor. Bir anlık değiştirip bıraksam olur mu abla? “
Elfy gruptaki en hızlı gelişim gösteren kişiydi. Su yaftına karşı alışılmadık bir şekilde yetenekliydi ve bu yüzden de Sofia kendisinden her geçen gün daha imkansız şeyler istiyordu. Elfy ise henüz yapamaz diye düşündüğü her şeyi kısa süre içinde yapmayı başarıyordu. Büyük güne 6 ay gibi bir süre kalmıştı ve başıbozukların her biri, müttefikleri olan ve henüz grup isimlerini bilmeyen İntibah Tugayları da dahil olmak üzere bıkıp usanmadan harıl harıl o güne hazırlık yapıyorlardı.
-