Theoden
Ducia'nın Hesap Sorgusu
Ducia henüz uyanmıştı gözleri kapalı olmasına rağmen ışığı farkedebiliyordu. Hava aydınlanmış olmalıydı, uyanmalıydı ancak gözkapakları açılmak istemiyorlardı birazcık daha yatakta uykunun en tatlı anının yani uyandıktan hemen sonraki anın tadını çıkarmak istedi ancak bir anda dün gece yaşadıklarını hatırladı Saifi, boğazına geçmiş ipi, kullandığı yaftı ve yıktığı tavanı… Bir anda panikleyerek yerinden sıçradı hemen yere düşmüş duvar saatini fark etti ve aceleci bir hamleyle eline aldı şimdi biraz rahatlamıştı saat sabah 7 ye 15 vardı.Biraz rahatladı esnedi ve yumruklarıyla gözlerini ovuştururken Saif ’i hatırladı, dışarıda uyuyacağını.. Ne yapmıştı acaba merak etmişti. Hemen yataktan fırladı moloz yığınlarının ve cam parçalarının arasından dikkatlice geçerek banyoya girdi hızlıca yüzünü yıkadı. Kendini kurulayacak bir şey bulamayınca kıyafetiyle yüzünün suyunu birazcık alıp dışarıya çıktı.
Hemen amcasının yanına gitmeliydi ancak öncesinde Saif’i görmek istiyordu hem zaten Başkanlık binasının açılmasına daha vardı. Hızlıca çevreye bir göz gezdirdikten sonra Saif’i göremeyince güneşin gözlerini almasını engellemek ve daha sağlıklı görüş elde etmek adına sol elinin avuç içi yere bakacak şekilde başparmağını sol kaşının işaret parmağını da sağ kaşının üzerine koyup eli düz bir şekilde etrafı taramaya başladı. İşe yaramıştı yaklaşık 40 metre ileride bir ağacın altında uyurken gördü Saif’i. Biraz ilerleyerek yanına yaklaştı mışıl mışıl uyuyordu. Geçirdiği zor geceyi hatırlayarak uyandırmak istemedi zaten Uzandığı yer güneştende etkilenmiyordu. Onu öylece bırakıp başkanlık binasına doğru yola koyuldu…
Başkanlık binasının önüne gelince saatine baktı başkanın mesaisinin başlamasına birkaç dakika vardı ve bina kapısı açıktı. Çok gösterişli olmayan iki katlı ancak hacimli ve oldukça kullanışlı olan binanın hemen önündeki parkta hiç eksik olmayan çocuk sesleri bu saatte duyulmuyordu. Oyalanmamaya karar verip binaya girdi. Binanın temizlik ve yemek işlerinden sorumlu olan bayanla selamlaşıp amcasının henüz geldiğini ve odasına çıktığını öğrendikten sonra doğrudan ikinci katta bulunan odaya çıkıp kapıyı vurmadan içeri girdi. Amcasının arkası dönük camdan aşağıyı parkı izliyordu geldiğini görmüş olmalıydı. Amcası yüzünü ekşitip dişlerini gıcırdatarak arkasına döndü. Korkunç görünmeye çalışarak -ki beceremeyip komik görünüyordu-
-Baban sana öğretti mi bilmiyorum ama ben ona nezaket kurallarını öğretmiştim. Mesela birinin odasına girmeden önce kapıyı tıklarman gerektiği gibi.
-Boşa harcayacak zamanım yok amca yardımına ihtiyacım olduğundan geldim.
Başkan Ray hemen korumacı tavrını takındı birazda panikleyerek
-Birisi kötü bişey mi yaptı kasabadan mı? Yabancı mı? Adı ne ? En son neredeydi?
-Öyle bir şey değil amca konu Saif.
-Ne olmuşki Saif'e
-Saif , Bay Taskla aranızda geçen bir konuşma duyduğunu söylüyor ve o andan beride çok değişti.
Başkan ray iyice paniklemişti ve oldukça komik görünüyordu.
-Ne konuşması yok öyle bir şey.
-Amca durum ciddi saif 6. Seviye yaft yapabileceğini düşünüyor.
-Neeee!! Ah saif işte yine kesin birşeyleri yanlış anlamış ve abartmıştır ikimizde o sevimli aptalı tanıyoruz.
-Amca bay taskla konuştum ve Saif’in en azından bu kasabadan biri olmadığını doğruladı. Benden saklamaya çalıştığın şey umurumda bile değil inan bana.
Ducia gözlerini kıstı yanakları kızardı başını öne eğdi ve çok istediği birşeyi yapamamışçasına iki yanında salınan ellerinide sıkıca yumruk yaparak dolu gözleriyle bir anda bağırdı.
-Ama arkadaşımın hayatını alt üst eden şeyi nasıl düzelteceğimiz umurumda.
Başkan Ray durumun ciddiyetini kavramıştı. Saif tüm konuşmayı duymuş olmalıydı ah aptal task bana en sevdiğim içkiden içeren bu durumdan bahsetmek zorunda mıydın? O kadar içmiş olmasam kesinlikle dinlendiğimizi fark ederdim diye hayıflandı. Nasıl yapacağını bilmese de söze girmek istedi. Hissettiği suçluluk ve pişmanlık duygularını bir kenara bırakarak :
-Evet aslında Task bana saif hakkında birşeyler anlattı. Biliyorsun o sevimli aptalı oğlum gibi severim ki Taskın anlattıklarını bende o gece ilk kez duydum. Büyük savaş sırasında asla o konu hakkında konuşmayacaklarına dair yemin etmişler ve ilk kez bu yemini Task bozdu başkan ben olduğumdan bilmem gerektiğini düşündü sanırım.. Her neyse benden ne yapmamı istediğini söylemen yeterli sadece söyle.
-Bugün saif ile savaşmanı istiyorum amca.
-Olmaz saçmalama o kadarda değil Saif’i oğlum gibi severim ve ona zarar veremem.
-Amca bir derse ihtiyacı var. Ölümsüz olduğunu düşünüyor ve anlattıkları gerçekse haklı bile olabilir.
Ray meraklı gözlerle ducianın devam etmesini istediğini belli edercesine yüzüne bakıyordu. Ducia devam etti.
-Dün eğlence sonrası yanına gittim. Kapısı kilitliydi kendini asmış şekilde can çekişiyordu..
-Ne nasıl ? Peki şimdi durumu nasıl?
-Bir at kadar sağlıklı. Öyle olmasa nasıl savaşabilirki. Her neyse onu kurtardım aslında yaft kullanmak zorunda kaldım ve evini tam olarak başının üzerine yıktım(bunu söylerken gülümsedi) ama ilginç olan şu ki söylediğine göre saatlerce orada asılı kalmasına rağmen ölmemiş ve amca Saif daha önce bana hiç yalan söylemedi.
Başkan Ray anlatılanları oldukça ciddiye almıştı çok fazla savaş hikayesi ve tarih okuduğundan bu dünyada çok tuhaf olaylar yaşandığından haberdardı. Hatta bi ara Saif’in bu dünyaya en azından insan ırkına ait olmadığını düşündü.Ve ciddi bir şekilde Ducia’ ya yönelip
-Peki benimle döğüşmeye ikna olacak mı? Olsa bile bunun ona nasıl bir faydası olacak ki
Diye sordu anlamamış bir şekilde iki elinide yanlara doğru açıp.
-Seninle savaşmaya çoktan ikna oldu. Tek yapman gereken onu savaş alanında ezip ne kadar zayıf olduğunu hatırlatmak. Bu kasabanın en güçlü adamı olarak bunu yapabilir misin amca ?
-Tabiki yapabilirim. O zaman önce Saif’e güzel bir ders verir sonrada Kench’e haddini bildireceğim hepsi bu kadar değil mi?
Masasına doğru ilerledi hayatının en büyük aşkına bakarcasına mest olmuş gözlerle çok rahat görünen kırmızı renkli makam koltuğunu bir bebek gibi sevip okşamaya başladı.
-Sonrada bu rahat koltukta iki yıl daha oturmaya devam edebilirim.
-Saifi kendine getirdikten sonra ne istiyorsan yapabilirsin amca hatta benden ne istersen bende yaparım. Sadist gıdıklamalarına bile katlanırım. Anlaştıysak güç festivalinde görüşmek üzere.
-