Ganharla Tanışma

Ganhar bir saçmalık olduğunu fark etti. Ama yine de öfkesini bastıramıyordu. O yumruğun bedelini Turgan’a ödetmek adına tam güçlü bir sıçrama gerçekleştirecekti ki. Sırtında bir el hissetti. Arkasını döndüğünde eski dostu Attila’ yı gördü.

                “ O benim öğrencim. Sanırım kendince beni korumaya çalışıyordu. Daha kötüsüyse yaftını durdurmayı bilmiyor. Sen burada bekle ben hemen halledeceğim. “

Attila Ganhar’ın şaşkın bakışlarına aldırmadan omuzuna basıp güç alarak sıçrayıp Turgan’ a doğru ilerledi. Ganhar inzivaya çekilen Attila’ nın bir öğrencisi olduğuna şaşırmıştı. Turgan ise ustasının düşmanı geride bırakıp kendi üzerine doğru gelmesine. Ustasının özünü salmış bir şekilde kendine yaklaştığını fark edince korkuya kapılıp yerinde kala kaldı. Elleriyle çenesinin altından başlayıp yanaklarını tutmuş bir halde çığlığı bastı.

                “ İmdat!!! Usta benim Turgan tanımadın mı ? O şerefsiz hafızanı değiştirip beni bir düşman gibi göstermiş olmalı. Ölmeyecek olsam da çok canımın yanacağı kesin hüe hüe. “

Turgan tuhaf çıkarımlar yapmaya devam ederken. Ustası kendisine doğru iyice yaklaştı ve özünün baskılayıcı etkisiyle; tıpkı ilk seferde olduğu gibi deprem azalarak sona erdi. Adada oldukları bölge yerleşim bölgesi olduğundan; neredeyse yıkılmamış dükkan ve bina kalmamıştı. Attila Turgan’a iyice yaklaştı, kulağına eğildi ve şefkatle başlayıp öfkeyle sonlanan cümlelerini sıraladı.

                “ Kendi intikamını alamayacak küçük bir çocuğun arzularına önem verecek kadar iyi yürekli olman beni gururlandırıyor evlat. Ancak bazen duygularını bir kenara bırakıp, mantığınla hareket etmen gerekir. Mesela ben senin bedenini dostlarını koruyabilmen için eğitmeye karar verdim. Bir de özel bir hikayen olduğundan. Ancak sen üç ay öncesine göre çok daha fazla gelişmiş olan bedenini ve çok daha güçlü olan yumruklarını iki kez üst üste yanlış anlaşılmalardan dolayı yanlış hedeflere savurdun. Aptal mısın lan sen? “

                “ Ama usta o herif seni kilitlemişti.. “

                “ O neymiş neye kilitliyor zindan mı lan bu herif. Ayrıca öyle aptalca bir saldırıya uğrasam kurtulamayacağımı falan mı düşünüyorsun? “

                “ Ama o adam intikam alayındanmış. Güçlüydü ve özünü de çok iyi kullanabiliyor gibi görünüyordu ben de sadece yardım etmek istedim. Üzgünüm usta bir daha sana yardım etmeye çalışmam. “

Turgan yaramazlık yaptıktan sonra kendini affettirmeye çalışan bir çocuk gibi başını önüne eğdi.

                “ Tamam üzülmene gerek yok artık. Hey Ganhar buraya gelsene seni Turgan’la tanıştırayım. “

Ganhar çevik ve gösterişli hareketleriyle dans edercesine bir yürüyüşle yanlarına geldi.

                “ Bak evlat bu adamın adı Ganhar. Eski bir dostumdur aynı zamanda da silahlar konusunda uzmandır. “

                “ Memnun oldum amca. Cidden İntikam alayından mısınız ? “

Ganhar şaşırmış görünüyordu. Bu çocuk sandığımdan daha aptal olmalı diye düşündü ya da patron kimliğini gizlemiş olmalı. Attila’ nın eski bir dostunun da intikam alayının bir üyesi olmasını sorgulayan bir genç cidden aptal ya da ustasını hiç tanımıyor olmalı.

                “ Evet genç adam. Neden sordun ? “

Turgan’ ın gözleri parladı. Heyecanlanmış haline büründü ve Ganhar’ a iyice sokularak heyecan ve birazcıkta utançla sordu.

                “ Kanp amcanın nerede olduğunu biliyor musun Ganhar amca ? “

                “Şey aslında Kanp amca da kim ? “

Turgan iyice kulağına eğildi Ganhar’ ın ve fısıldamaya başladı. Ganhar ise ne hakkında konuştuğu konusunda hiçbir fikre sahip değildi.

                “ Kanp işte intikam alayının lideri olan adam. Büyük bir suçlu olduğunu biliyorum ama bana güven onu ele vermeyeceğim benden gizlemene gerek yok. Ustam tanıdığını söyledi ama yerini bilmiyormuş. Belki sen de İntikam alayının bir üyesi olduğundan biliyorsundur diye düşündüm o herifle tanışmayı çok istiyorum da kesin biliyorsundur beni de onla tanıştırsana…”

Attila ve Ganhar birbirlerinin yüzüne baktılar. Attila kızardı ancak utandığından dolayı değildi. Oldukça öfkelenmiş görülüyordu Turgan’ ı yakasından tutup havaya kaldırdı ve beklenmedik bir şekilde bağırdı.

                “ Hala anlamadın mı aptal. Kanp aslında Attila yani benim. O zaman sadece kendi hikayem olduğunu bilmeni istemediğimden ismini hatırlamıyorum ama mesela kanp diyelim demiştim. Bu adaya geldiğimizden beriyse intikamın kılıcı Attila diyip duruyoruz hiç mi fark etmedin. Yani ben aslında Kanpım ve Kanp da aslında Attila. “

                “ Haaa şimdi anladım usta”

                “ Çok şükür sonunda anladın demek. “

                “ Tabi anladım usta. Demek aslında adın Kanp sensin ama gizlenmek için adını değiştirip Attila yaptın bunu anlamayacak ne var hınh hınh. “

                “ Ulan seni ….”

Turgan düşünme pozisyonunu alıd yanaklarını kaşırken bir anda bir keşifte bulunmuş gibi havaya sıçradı.

                  " Neee!!! Yani ben bu durumda Kanpın öğrencisi mi oluyorum? Yani Barbossa'nın öğrencisinin öğrencisi ? "

 Attila'nın öfkesinin hiç azalmadan genç adamın üzerine yürümeye devam ettiğini gören Ganhar ortalarına geçti ve Turganın üzerine kapanarak Attila’nın öfkeli yumruklarını attığı kahkahalar eşliğinde kendi bedeniyle durdurdu.

“Hadi ama patron bu kadar öfkelenme. Ayrıca bu genç adamı çok sevdim. “

Hemen ardından Turgan’ın kulağına eğilerek fısıldadı.

“ Merak etme genç adam Kanp’ın yerini biliyorum ve seni ona götüreceğim. “

Fısıldaşmaya rağmen kulağı onlarda olan Attila Ganhar’ın dediğini duymuştu.

“Lan Ganhar onu iyice aptallaştıracaksın. Biraz daha zorlarsan çırağımın beyni kulağından akacak. Gerçi bu mümkün mü bilmiyorum ama yine de çırağımın kafasını daha fazla karıştırma. “

“ Tamam patron anladık. Bu kadar sinirlenme. “

İki arkadaş gülüşürlerken Turgan da onların tatlı atışmalarını ve kahkahalarını keyifli bir şekilde seyrediyordu. Ancak bir şeyi unuttuğunu fark etti. Andri Doria ve onunla olan iddiası. Hatırladığında çok önemli bir detay fark etmiş gibi yerinden sıçradı.

“ Usta korsan adamla dövüşümüz ne olacak? “

“iyi hatırlattın evlat. İkiniz için de uygunsa hemen dövüşebilirsiniz ancak unutma muhtemelen kaybedeceksin. Eğer bu kez de kaybettiğinde sonuç Yavuzla karşılaştığın seferdeki gibi olacaksa bu işe hiç kalkışma derim. “

Turgan bunu duyunca şaşırdı. Ustası böyle dediğine göre bir bildiği olmalıydı. Bu uyarıları dikkate almalıydı ancak kararını çoktan vermişti ve bu değişmeyecekti.

“ Ne yani bu adam Mirliva Yavuz kadar güçlü mü ki usta? “

Attila’nın cevabı normalde net bir hayır olurdu ancak onun kadar güçlü biri olsa Turgan nasıl bir tepki verirdi diye merak ettiğinden öyle yapmadı.

“ Aynen öyle Andri Doria denen adamın gücü Yavuzla hemen hemen aynı. Hala onunla karşılaşma konusunda kararlı mısın? “

Turgan çenesine elini götürdü, düşünceli pozuna büründü. Kendince bir iç hesaplama yaptı. Şu anki haliyle Mirliva Yavuza karşı kazanabileceğini sanmıyordu. Ama sonsuza kadar böyle olamazdı onlar kadar güçlü düşmanlarla karşılaştıklarında henüz senin kadar güçlü değilim deyip kaçamazdı. Bu yüzden denemeliydi.

Kaybetme lüksü yoktu ama kaybetse bile ustası yanındaydı ve eksiklerini görüp ona anlatabilirdi. Ama bunu istemiyordu eksiklerini kendisi görmeye başlayıp gidererek kazanabilirdi. Bu yüzden her şeyiyle savaşacak ve kazanacaktı. Ustasının karşısında korkudan titreyen bir adama karşı kazanıp Attilayı onurlandıracaktı. Kararlı bir şekilde başıyla onayladı.

“ Evet onunla dövüşeceğim. Hemen burada... “

Attila duyduğu cevaptan fazlasıyla memnun kalmıştı. Turgan bile şu anki haliyle Mirliva seviyesinde birine karşı hiç şansının olamayacağını fark ederdi, ancak buna rağmen dövüşmeyi istiyordu demek ki Yavuz’u geçmeyi kafasına koymuş diye düşündü Attila. Görüş alanında bulunan ancak çok da yakın sayılmayan Andri’ye parmağıyla yaklaşmasını işaret etti.

            “ Pekala. Öyleyse meydan okumanızı şimdi gerçekleştirebilirsiniz. Zaten bölge tamamıyla yıkılmış durumda olduğundan burada dövüşmeniz sorun olmayacaktır. “

Etrafına döndü kollarını havaya kaldırdı. Ve halka hitap ettiğini belli ederek yüksek sesle konuşmaya başladı.

            “ Burada bir dövüş gerçekleşecek. Başında 12.000 akçe ödül olan öğrencim; adanız için, sizin adınıza 130.000 akçe kelle ödülü olan korsan Andri’ye meydan okudu. Çırağımın yıkıcı bir gücü olduğundan buradan uzaklaşmakta serbestsiniz. “