Theoden
DRAGUTTAN MEKTUP
“ Ben anlamam. Elimde yakalama emri var ve
seni yakalamak üzere gönderildim. Ayrıca Attila ile de anlaştık. Şimdi uzat
ellerini. “
Turgan kaçış
yolunun olmadığını anladı. Ancak kazanma şansı da bulunmadığından hala ne
yapacağını bilemez haldeydi. Gözünü kararttı savaşacaktı öylece teslim
olmayacaktı. Arkasında duran ustasına öfkeli olmasa da güveni sarsılmış gözlerle baktı yutkundu ve kıyımla savaş
pozisyonu almadan hemen önce yine yutkunarak Attila’ya bir cümle söyledi.
“ Ben seni babam gibi sevmiştim usta. “
Kıyımı artık
en azından tutmayı biliyordu. Silahın üzerinde tutabileceği şekilde dört ayrı
keskin olmayan bölüm bulunuyordu. Bunlardan ikisi silahın uçlarında diğer
ikisiyse silahın sap kısmındaydı. Dizlerini büktü kıyımı eline aldı ve savaşa
hazır hale geldi. Öylece teslim olmayacaktı. General ya da kral bile olsa
önemli değildi. Turgan dostlarına söz vermişti ve mutlaka döncekekti.
“ Öylece teslim olmayacağım. Kaybedersem beni yakalayıp götürürsün
general amca. “
“
General amca mı? Bir suçlu için fazla cana yakınsın ha ha. Şimdi uslu ol da
ellerini bağlamama izin ver “
Akina tam
Turgan’ın ellerini bağlamak üzere ilerliyordu ve Turgan da karşılık vermeye
hazırlanıyordu ki Attila ortalarına girdi ve Akina’ nın naylondan bir ip tutan
ellerini sert bir şekilde aşağıya doğru itti.
“ Bu kadarı yeter Akina. Söyleyeceğin başka bir şey yoksa biz
ayrılıyoruz. “
Bunu
söyleyip Turgan’ ı kolundan tutup çekti.
“ Hadi ama benim yanımdayken birilerinin seni öylece alıp götürebileceğine
inandığını söyleme bana. “
Bunu duyan Turgan’ın
öfkesi dindi. Zaten Akina da
“ Ha ha ha
yüzünün ifadesini görmeliydin genç suçlu. İşte bu yüzden kurallara uyarak
yaşarsan korku içinde olmazsın. “ dedikten sonra Turgan’ dan birazcık da olsa
uzaklaşmıştı. Turgan’ ın geri çekilmeye niyeti yoktu ve beklenmedik şekilde
mantıklı konuştu.
“ O kurallar
kendi seçimlerimi yapmama bile mani oluyorsa bir suçlu olarak yaşayıp bir suçlu
olarak öleceğim. “
Akina böyle
bir tepki beklemiyor olsa da şaşkınlığını gizlemeye çalıştı. O Turgan’ ın ne
demek istediğini içten içe sorgularken Attila söze girdi.
“ Tüm Sargut da onurlu bir adamın ismini vermemi isteseler muhtemelen
seni söylerdim. Sana güvenebileceğimi düşünüyorum Akina. “
Akina
duyduklarından kıvanç duysa da tepki vermeden dinlemeye koyuldu. Attila
öğrencisinin yanına yürüdü ellerini omuzlarına koydu.
“ Ona ve arkadaşlarına doğrudan Sargutla çatışmadıkları sürece
ilişmemeni istiyorum. Yani en azından öncelik verme “
“
Oradan bakınca krala falan mı benziyorum Attila ? Ancak merak etme elimden
geleni yaparım hem Ülger’ de suçlu olanlar Sargut’ un umurunda bile olmazlar bu
yüzden endişelenme. “
İki onurlu
adam savaşçı doğalarına yakışır bir el sıkışmayla vedalaştılar. Turgan, Attila
ve Ganhar; Avina’ nın kanatlarında evlerine doğru yol alırlarken Attila
Ganhar’a döndü, düşünceli ve ciddi bir şekilde;
“ Herkesi topla. Onların fikirlerine ihtiyacım olacak. Hızlı olmak için
Avina’dan yardım isteyebilirsin. “
Belirlenen
savaşa Bir aydan birazcık fazla bir süre kalmıştı. Başı bozuk ana karargahında
hummalı bir çalışma mevcuttu. Dragut sürekli insanların görüşlerini alıyor,
toplantı üzerine toplantılar düzenliyor, hiç hata yapmak istemiyor ve yeni
gelişmelerden tüm yoldaşlarını haberdar etmeye çalışıyordu. Cidden enteresan
gelişmeler vardı ve Kökluya da danıştıktan sonra bir mektup yazmaya karar
verdi. Bu şekilde ana karargahta olmayan yoldaşlarını da yeni durumlardan
haberdar edecekti. Mektupta şöyle diyordu.
“ Yoldaşlarım,
Bu mektubu sizleri yaşanan sıcak
gelişmelerden haberdar etmek amacıyla yazıyorum. Öncelikle theoden de dengeler
beklenmedik şekilde hızlı değişiyor. Kötülüğün başı Sargut yine beklenmeyen
idealler peşinde etik olmayan planlar uyguluyor. Tek merkezli bir theoden
oluşturmak adına dünyanın en büyük birleşik krallıklarından üçü birleşiyor. Bu
tüm theodeni karşısına alabilecek kadar büyük bir güç demek. Çıkar hesapları
yapıldı ve ortak noktalarda anlaşıldı. Yani kimin nereyi yöneteceği nerenin
gelirlerinin ne kadarını alacağı hepsi hesaplandı ve güçlü bir otorite kurmak
adına da etik olmayan yöntemleri denediklerini öğrendim.
Bunlardan İlki zayıf krallıkların veya
devletlerin egemenlik haklarına sahip olup onların askeri gücünü de kendi
kontrolleri altına almak olacak. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz
dünyadaki her asker ya da memur onlara çalışıyor olacak.
İkincisi Heraklia gibi kendi sözlerinden
çıkmayacak kukla devletler kurmak. Buna izin vermeyeceğimizi bilmelere gerekir.
Üçüncüsü ve en tehlikelisi ise suçlu, katil ,
hırsız ya da tecavüzcü olmalarına bile bakmaksızın. Theodendeki en güçlü
adamlara para ve güç vaad ederek kendi safına çekmeye çalışmaları. Bu çok
tehlikeli bir plan tüm egemenliğin kendilerinde olması için güçlü suçluların
suçlarını dahi silmeye hazırlar bu güç saplantısı theodeni kaosa götürecek ve
biz bu kaosta kurmaya çalıştıkları adaletten uzak, özgürlükle ise hiç alakası
olmayan tek merkezli yönetimin tamamıyla karşısında olacağız.
Her günümüz bir öncekinden daha zor geçecek
ama ne olursa olsun boyun bükmeyeceğiz, muhanet etmeyeceğiz ve Theoden
halklarına gerçek özgürlüğü tattıracağız bir günde gerçekleşmese de da bir gün gerçekleşeceğine
dair inancımı hiç kaybetmedim ve asla da kaybetmeyeceğim. Dostlarım çoğunuz savaş
arefesindesiniz, ana karargahtaki bizler de öyle. Tüm cephelerde kazanacağımıza
dair şüphem yok ancak kazansanız da unutmayın her zaferimiz bir sonraki daha
zorlu savaşın habercisi olacak.
Sözlerime son verirken başı bozukları beraber
kurduğum emektar dostlarımdan; aramıza bugün katılmış en yeni yoldaşıma kadar
hepinizi özgürlük aşkı ile selamlıyorum.
Onurlu
Başıbozukların Lideri DRAGUT “
Mektup
çoğaltılıp tüm başı bozuk karargahlarına gönderildi ve herkese ulaştırılmaya
çalışıldı. Mirliva Yavuz önderliğindeki karargaha ise mektuba eklemeler yapılmıştı.
Belirlenen savaş tarihine bir ay süre kalmasına rağmen Dragut beklenmedik bir
şekilde savaş tarihini öne çekmek istiyordu ve şöyle diyordu.
“ Yoldaş Yavuz komutasındaki tüm yoldaşlar. Belirlenen ülkeyle olan
savaşa hemen girin ya da tamamıyla iptal edin kararı size bırakıyorum.
Edindiğim bilgilere göre şans mı istihbarat mı henüz bilmiyor olsam da o ülkeye
çok güçlü komutanlar ve birlikler intikal ettiriliyor. Bu yüzden onlar gelmeden
ülkeyi fethetmeli ya da öylece çekilmelisiniz. Şu anki mental ve fiziki
durumunuzu bilmediğimden dolayı kararı size bıraktığımı yinelemek isterim.
Ancak fikrimi soracak olursanız geri çekilin zira oraya ne zaman ulaşacaklarını
bilmiyoruz. Ola ki savaşa karar verirseniz de yardım almaktan çekinmeyin. “
Yavuz mektubu
tüm komutanların yanında sesli okumuştu. Herkesin farklı fikirleri olsa da asıl
karar Mirliva Yavuz’ a bırakılmıştı ancak herkesin fikrini almak istedi Yavuz.
Sophia doğrudan geri çekilmeyi önerdi zira Dragut’ un önerdiği şey en doğru
karar olmalıydı. Nyu çekimser görünüyordu çünkü elinde sayılar ve veriler
bulunmuyordu. Sadece güçlü komutanlar ve birliklerden bahsediliyordu ancak
sayıları ve seviyeleri bilinmiyordu bu yüzden Nyu da çekilmek yanlısı
görünüyordu.
Miralay
Nebuna farklı düşünüyordu zira tüm yoldaşlar fazlasıyla gaza gelmiş haldeydiler
ve savaşa hazırdılar ayrıca kendi güçlerinin de hiç de hafife alınmaması
gerekiyordu. Mirliva Yavuz rast gele on düşük rütbeli başı bozuğa mektubu okuttu
ve fikirlerini aldı tamamı ne olursa olsun savaşmak istiyorlardı.
Son olaraksa
karar vermeden önce tarafsız fikir yürütebileceklerine inandığı Elfy ve Ducia
ikilisini çağırıp görüşlerini almak istedi. Elfy başıbozuklara memleketlerini
fethedecekleri sözü verildikten sonra çekilmenin yanlış olacağını söyledi.
Ducia ise geri çekilmek yanlısıydı çünkü neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı
ve Turgan henüz dönmemişti. Onun ne halde olduğunu dahi bilmiyorken savaşta ne
kadar etkili olabileceğini bile bilmiyordu. Askerlerin gücünü arttırmak
konusunda yol kat edebilmiş olsa da olması gerektiği yerde olduğu söylenemezdi.
Mirliva Yavuz’
un artık bir karar vermesi gerekiyordu ve bunu bir an önce yapmalıydı. Binlerce
insanın sorumluluğu ağzından çıkacak tek bir kelimeye bakıyordu Yavuz’un bu
yüzden de stresli görünüyordu.
-