Theoden
Heraklia Savaşı 1
Galen bunu söyler söylemez elinde tuttuğu kılıç turuncu renkli alevlere büründü. Galen alevlere bürünen kılıcını hemen önündeki buzdan sarkıta doğru savurdu ve kılıç buza temas ettiği anda buzdan sarkıt, mangalda cızırdayarak pişen etlere benzeyen bir ses çıkararak bir anda buharlaştı. Galen’in buzu eriten alev almış kılıcı durmadı ve kaçışın pek mümkün olmadığı bir hızla Kasim’ in bedenini hedefledi.
Turuncu alevler saçan kılıç Kasim’in kendi silahıyla karşılık vermesine rağmen bedensel güç farkından dolayı rakibinin savunmasını yok sayarcasına kırdı ve ölümcül bir şekilde sonuçlanabilecek savuruşunu Kasim’ in bedeninin tam ortasına hedefledi. Ölüm kaçınılmaz görünüyordu. Mirliva Kasim hazin sonu çoktan kabullenmişti ki acıyı sağ omuzunda hissedip irkildi.
Bedenini ikiye bölmesini dahi ön gördüğü saldırı nasıl olduysa omuzuna gelmişti. Ancak saldırı o kadar güçlüydü ki Kasim’ in kemiğine kadar bir yarık açmıştı. Kasim’in kolu adeta emanet bir parça gibi duruyor ve diğer koluyla desteklemezse düşecek gibi görünüyordu. Tüm sinirleri kesilmişti ve etrafa yanık et kokusu saçılıyordu. Mirliva Kasim acıya daha fazla dayanamayıp baygın düştü.
Kasim’ i kurtaran kahraman Ferik Nyu ise korkutucu gözlerle bakıyor, yoldaşını öldürmeye niyetlenmiş generalin tam karşısında duruyordu. Nyu tam olarak azrak formuna geçmiş ve gücünü kendi üzerinde kullanıyordu. Bu azrakların sık yaptığı bir şey olmasa da bunu yaptıklarında tek başlarına ordulara kafa tutacak güce sahip olurlardı ve bir azrağın ustalaşmadan buna kalkışması intiharı anlamına gelebilirdi.
Nyu’ nun gözlerinin etrafında mavi çizgiler belirmiş, göz bebekleri kırmızı renge bürünmüş, omuzundaysa daha önce olmayan siyah bir dövme ya da simge benzeri bir şey ortaya çıkmıştı. Tamamıyla şeytani ancak bir o kadar da güzel bir görüntüye sahipti. Artık hiç konuşmuyor ve öfkeyle Galen’ in karşısında öylece havada duruyordu.
“ Demek burada bir azrak da varmış. Ne kadar da şanslı bir gün tanrım. Demek değersiz arkadaşın için kendini feda edecek kadar aptal bir azraksın. Peki madem savaşın ortasında olmayı tercih ediyorsun istediğin gibi oynayacağım. Ateşin Hükümdarlığı-2. kapı “
Galen’ in zaten alevler içinde olan kılıcının üzerindeki alevler daha da gürleşti ve bu kez alevlerini Nyu’ nun üzerine kılıcını uzaktan savurarak gönderdi. Nyu bir insandan beklenmeyecek kadar hızlıydı ve alev üzerine gelirken Nyu gözden kayboldu. Ancak bu kez görünmezlik yaftı kullanmamıştı. O kadar hızlı hareket ediyordu ki gözle takibi imkansız görünüyordu.
Galen’ in gönderdiği alevler Nyu’yu ıskalayınca surlara çarptı ve çarptığı alanı büyük bir gürültüyle yıktı. Başı bozuklar o sırada çoktan Mirliva Kasim’ in baygın bedenini alıp iyice yaklaşmış olan aşağıdaki başı bozukların arasına, güvenli, bölgeye bırakmışlardı bile. Galen Nyı' nun arkasından baka kalmışken beraberindeki dostları da olaya dahil olmak istediler.
“ Yardım ister misin Galen ? “
“ Ha ha ha dalga geçiyor olmalısın sadece bir azrak dişisi. Onu ezerek bir Sargut generalinin gücünü göstereceğim. “
“ İşte tam da bu yüzden yardım teklif ediyorum. O şu an bir insan değil. Rütbemiz ve gücümüz aynı sayılır Galen ve şunu söylemeliyim ki o kadın bu haldeyken kazanamayabilirsin. Kaybedersin demiyorum ancak kazanman da oldukça zor. “
“ Konuşuyorsun ancak sadece saçmalıyorsun Oshiba. Kıskanma da git kendine başka bir başıbozuk kurbanı bul. “
“ İstediğin gibi olsun seni yalnız bırakacağım. Umarım utanç verici bir sonuçla karşılaşmazsın Galen. “
Bunu söyledikten sonra surlardan aşağıya sıçradı ve ayaklarının bastığı yeri adeta içine çöktürecek kadar sert bir iniş yaptı Oshiba. Bir anda başıbozukların arasında kalmıştı. Sadece saldığı özden dolayı etrafındaki başıbozuk çemberinin ilk iki sırasındaki başıbozuklar kendilerinden geçmişlerdi bile. Nyu zaten görülemeyecek kadar hızlı bir şekilde Galen’in yanına surların üstüne döndüğünden Yavuz ve Sophia ikilisi Oshiba’ nın karşısına dikilip savaş pozisyonu aldılar.
Diğer başı bozukların geri çıkmaları için Yavuz eliyle işaret etti. Yavuz ve Sophia ikisi birden bu adamla savaşsalar dahi pek şansları olmazdı muhtemelen ve daha büyük bir sorun vardı ki, iki general dışında üç yüksek rütbeli komutan daha vardı ve önde albay, hemen arkasındaysa iki binbaşı Yavuzların olduğu alana ağır adımlarla ilerliyorlardı.
Birkaç tane de yüzbaşı olmasına rağmen normalde güçlü sayılabilecek bu adamları bu kadar rütbelinin arasında saymaya bile gerek görmüyordu Yavuz. Durumun vehametinin farkına varan Yavuz hızlı bir plan geliştirdi ve düşmanlarının da duyuyor olmasını umursamadan planını hızlı bir şekilde yüksek sesle açıkladı.
“ Generali ben alacağım. Sophia, Albay sende olacak. Diğer kalanlarsa iki binbaşı ile ilgilensinler. Ducia sana güveniyorum bu herifi sen olmadan yenebilmemin imkanı yok. “
Yavuz’ un sözleri üzerine Ducia panik halinde hemen arkaya doğru kaçmaya çalıştı. Gözden uzaklaşana kadar koştu. Ducia’ nın bir azrak olma ihtimalini düşünmeyen Oshiba şaşkın bir şekilde tepki verdi.
“ Sanırım bazı askerlerin sözlerini dinlemeyip kaçmaya karar verdiler Mirliva Yavuz ? “
“ Hiçbir başı bozuk korkup kaçmaz. Adımı nereden biliyorsun general ? “
“ Adın arananlar defterinde üst sıralarda yer aldığından resmin birkaç kez dikkatimi çekmişti. İlginç olansa yüzlerce başı bozuğun resmi elimizde olmasına rağmen tepenizdeki Dragut denen herifin nasıl göründüğünü bilen yok. O adam sizi kullanıyor gibi. Doğru adama hizmet ettiğinden emin misin? “
“ Zamanında beni kurtarmak adına karşılaştığı tümgeneral hayatta kalmayı başarsaydı belki size nasıl göründüğünü anlatabilirdi. Karşısına çıkan herkesin kaybedip ölmesi sizin hatanız general. “
Mirliva Yavuz bunu rakibini aşağılayarak söylemişti. Sargut Birleşik krallığının eski askeri sisteminde 10 generalden daha yüksek bir mevkiye sahip olan dolayısıyla 10 generalden daha güçlü kabul edilen bir komutanın Dragut tarafından öldürüldüğünün iddia edilmesi Oshiba’ nın canını sıkmıştı. Zira bahsedilen Tüm General yıllar önce ortadan kaybolan ve akıbeti belli olmayan Haris olmalıydı.
“ Saçmalıyorsun eğer bir tüm generali yenecek kadar gücü olsaydı yüzünü göstermekten çekinip korkmazdı. Şimdi beni öfkelendirmenin bedelini ezilerek öde Yerin Kudreti-10 Kat yer çekimi “
Yavuz dışındaki Oshiba’nın yaftının etki alanında olan birkaç başı bozuk diz çökmek zorunda kaldılar. Hatta bir tanesi tamamen yere uzanmış haldeydi.
“ İşte böyle yere kapaklanın isyancılar. Yere kapaklanıp af dileyin ki; bizler Sargut’ un merhametli yöneticileri belki affederiz. “
Yavuz diz çökmemiş olsa da yerçekimine karşı koymakta zorlanıyordu. En az beşinci seviye bir yaft olmalıydı çünkü doğrudan kişilerin altındaki yerin çekimini artırıyordu. Adeta nokta atışıyla istediği bölgenin yer çekimini arttırabilen bir adam… İşte bir generalin gücü böyle bir şey olmalıydı. Keşke Dragut burada olsaydı diye düşünmüş olsa da bu generalle bir başına dövüşmek zorunda olduğunun farkında olan Yavuz, Ducia’ ya güvenerek silahına davrandı.
Dev çekicini eline aldığında taşırken denge kurmakta güçlendiğini fark etti. Yerçekimi silahını da etkiliyor ve onlarca kilo ağırlığındaki silahı ve özellikle de çekiç kısmı kendisini dezavantajlı duruma sokuyordu. Bunu fark eden yavuz üzerindeki ağırlık yapan zırh ve kıyafetlerden kurtulmaya karar verdi ve hızlıca onları çıkardı. Yere bıraktığı zırhlar yeri delecekmişçesine güçlü bir şekilde çarpıyorlardı.
Ancak ayakta nefes aldığı sürece gücünü başıbozuklar için kullanacağına söz vermiş olan Mirliva Yavuz, ayakta durabiliyorken hiçbir bahanenin ardına sığınamazdı. Çekicini normalde tuttuğu yerden değil de merkezinin bile daha ilerisinden kavradı pozisyon aldı ve haykırdı.
“Rüzgarın Husumeti- Çöl Fırtınası “
-