Dragutla Buluşma

Attila ve kucağındaki Arya tepedeki gölgeye kadar yükselmeyi başarmışlardı. Arya ürkmüş gibi bile gözükmüyordu. Attila tam uçan yaratığın ayağını yakalamıştı ve ikinci bir sıçramaya hazırlanıyordu ki Aryanın kollarından kaydığını fark etti. Aşağı düşmesinden endişelenmişken beklemediği şekilde Aryanın, yaratığın bacağından çevik ancak kısa sıçrayışlarla tepesine doğru turmandığını gördü.

                “ Sadece buraya gelmek istediğinni söylemen yeterliydi dayı. Dünyanın en güçlü adamının yeğeniyim ben. Çıt kırıldım bir kız olmamı beklemiyordun herhalde. Ayrıca babamın karşısında güçlü görünmek istiyorum. O tüm dünyaya meydan okumuş bir adam. “

Attila hem şaşırmış hem de gururlanmıştı. Suratında adeta Turganınkini andıran istemsiz bir sırıtış peyda olmuştu. İşte benim yeğenim der gibiydi. Aryanın arkasından tek bir hamleyle yaratığın üzerine çıkabilecek şekilde sıçradı ve birkaç saniye sonra da yaratığın tepesindeydi. Bir aydakarın üzerindeydiler ve aydakarın boynunda da beklediği üzere peleriniyle arkası dönük bir şekilde Dragut oturuyordu. Attila eğildi ve aydakarın derisini kavrayarak biraz canını yakmak istedi.

                “ Avinanın ürkmesine sebep oldun seni aptalın aydakarı. Eğer onun psikolojisini bozarsan aydakar etin yemek için bahanelerim olacak. “

Aydakar gök gürültüsünü andıran sesiyle konuştu. İşte bu halen tırmanmakta olan Aryanın ürkmesine sebep olmuştu.

                “ Kuzu, Aslanı kendisini yemekle tehdit ediyor. Ne kadar acınası. Dünyanın en güçlü adamı olabilirsin ama sadece bir insansın Attila. “

                “ Kuzenlerinden birisini yenmeden önce o da aynı şeyleri söylemişti ha ha. Her neyse görecek başka bir hesabım var. “

Attila olduğu yerden yumruğunu gerdi ve yükseklerde esen rüzgarın verdiği huzur ve serinlikle öfkeli bir şekilde Dragut’ un üzerine koştu. Kolunu gerdi ve yüzüne bir yumruk attı.

                “ Ben sana kız kardeşimi emanet ettim. Ama sen ne onu ne de yeğenimi koruyamadın. Başıbozukların serdarıymış pehh. “

Dragut karşılık vermedi. Yumruğu kabullenip yavaşça yerinden kalktı. Bu kez beyaz bir pelerin giymişti ve durgun ama huzurlu görünüyordu.

                “ Sana hep saygı duydum Attila abi. Hep örnek aldım ancak yaşanan o talihsiz olayda beni suçlamanın anlamsız olduğunu sen de biliyorsun. Benim düşmanlarım dahi aileme bulaşmamışlarken. Senin derebeyi olarak bağlılık yemini ettiğin kral, aranızdaki anlaşmazlıkları aileme bulaştırdı. Bunun için senden nefret etmedim. Karanlık dünyama güneş olan karım Karia’yı ve kızım Aryayı kaybetmiş olmama rağmen. Ama her şey senin yüzünden başımıza gelmişken hala beni suçlaman ne kadar doğru ? “

Attila başını önüne eğdi. Cebindeki dal parçasını çıkarıp ağzına aldı.

                “ Benim hatam olduğunu biliyorum. Ancak yine de bana bir suç ortağı gerekliydi. Zaten o kadar yıkıma sebep olduktan sonra da inzivaya çekilme sebebim hatamı kabullenmiş olmam. Önce aptal bir kral yüzünden ailem dağıldı. Ardından da onları bulmak adına yüzbinlerce masum insanı katlettim. Bu yüzden inzivaya çekildim işte Dragut. Kız kardeşimden hala bir haber yok mu ? “

                “ Aslında var hem de bir sürü güzel haber. “

                “ Ciddi misin anlatsana. “

O sırada Arya göründü sonunda yanlarına ulaşmayı başarmıştı. Dragut- Attila ikilisine doğru ilerledi ve tam yanlarına gelince oturdu.

                “ Sen benim babammışsın “

                “ Baban mı ? Hala öyle diyebiliyorsan şanslı bir adamım demektir. On binlerce başıbozuğun her birine babalık yapan ben öz kızım 21 yaşına gelene kadar yanında olamadım. “

Attila söze girdi. Gözleri dolmuştu.

                “ Arya mıymış ? Ben hiç görmediğimden emin olamamıştım şimdi bu kız kesin Arya mı ? “

                “ Aynen öyle benim kızım olduğuna tek bir şüphe yok. Bebekliğindeki özü aynı duruyor hissedebiliyorum. Ancak artık çok daha güçlü. “

Arya bunu duyunca koşup babasına sarıldı. Dragut hissiz duruyordu. Daha doprusu duygu doluydu ancak duygusunu göstermeye utanıyordu. Çünkü bugüne kadar ona ulaşamamış olması zayıflığının göstergesiydi ve daha fazla zayıf bir baba figürü çizmek istemiyordu. Eliyle kızının başını okşarken Attila’ya döndü. Halen hissiz görünüyordu.

                “ Bana biraz Attila abimle konuşmam için izin ver Arya. Artık seninle geçirecek çok zamanımız olacak bu yüzden aceleci olma. “

                “ Tamam baba. “

Arya baba dediğinde Dragut duygularına daha fazla söz geçirememiş ve birkaç damla gözyaşının akmasına engel olamamıştı. Attila ise iyice kendisini salmış burnundan akan salyalar ve gözlerinden akan yaşlar birlik olmuş adeta dans ediyorlardı. Gözlerini ve burnunu bir mendil çıkarıp temizledikten sonra hisli bir ses tonuyla konuştu.

                “ Karia ile ilgili iyi haberler var diyordun Dragut anlat bana. “

                “ İlk iyi haber Karia hayatta. İkinci haber iyi mi kötü mü bilmiyorum ancak, Karia artık o hayatı mutfak ve Yatak odası arasında geçen naif ve evcil kadın değil. O artık bir savaşçı hem de hayal edemeyeceğin kadar büyük bir savaşçı. “

                “ Ne? Nasıl yani ? Benim kız kardeşim mi? O hayatı boyunca hiçbir yaft kitabını okumadı bile. “

                “ Aynen öyle evliliğimizde ben de güç arzusunda bulunduğuna tanık olmadım. Ancak Arya kaçırıldıktan sonra beraber bir karar aldık ve sonra ortadan kayboldu. “

                “ Ne kararı? “

                “ Oğlumuzu yanımızdan uzaklaştırma kararı. Köklü ona bir efsun yaptı ve Tospitti kıtasında güvenli bir bölgeye götürdü. Yaptığı efsundan dolayıysa sürekli yerini biliyorduk. Bu şekilde onun varlığından kimsenin haberi olmadığından güvende olacaktı ve kendi yaşamak istediği hayatı seçebilecekti. “

                “ Ne yani benim bir yeğenim daha mı var ? “

                “ Aynen öyle Attila abi. Lütfen bitirmeme izin ver. Bu kararı verip oğlumuzu gönderdikten sonra Kariada ortadan kayboldu. Onu yıllar sonra bulmayı başardığımdaysa oğlumuzun artık güvende olduğunu. Aryayı da güvene aldığında gülümseyerek, bir anne olarak tüm aileyi birleştireceğini söyledi ve ayrıldı. “

                “ Peki öbür yeğenim nerede ? “

                “ Bunun için bana kızacağını biliyorum Attila abi. Ama söylemezsem de büyük ayıp etmiş olurum. Diğer yeğenin senin yanına geldiğinde Karia onun güvende olduğuna karar vermiş. “

                “ Ne? Nasıl benim yanıma mı gelmiş ? “

                “ Aynen öyle ona göz kulak oluyormuşsun. Karia da bir şekilde yaft kitabından dolayı onu tanıyıp sahip çıktığını düşünmüş. Böyle olmadı mı? “

Attila hayatının en büyük şokunu yaşıyordu ve dumur olmuş vaziyette öylece duruyordu. Sinirden gözleri ve mimikleri seyiriyor onun dışındaki tüm bedeniyse dondurulmuş gibi hiç hareket etmiyordu. O sırada Arya konuşmaya girdi.

                “ Beni kaçırırlarken ağlayan bir bebek hatırlıyorum. Demek o benim kardeşimdi. O zaman sadece 4 yaşındaydım ama azıcık da olsa hatırlayabiliyorum. “

                “ Aynen öyle kızım onunla tanışmış olmalısın zaten. Siz ayrılırken Herakliadaydı diye biliyorum. Yanılıyor muyum Köklu ? “

                “ Oradaydı patron. Haşarı bir tip olduğunu düşünürsek mutlaka dikkatini çekmiş olmalı. “

                “ Nasıl bir yüzü var baba tarif etsene kardeşim nasıl biri lütfen anlat bana. Bir an önce onunla tanışmak istiyorum. “

                “ Yüzünü anlatmak yerine adını söylemem daha kolay olur. Doğru Köklu onlara adını söyle hadi. “

                Attila halen felç geçirmiş gibi görünüyordu. Başını robotumsu hareketlerle yana doğru çevirip, bulunduğu yerden kolay olmasa da Aydakarın yüzünü görmeye çalıştı.

                “ Onun kendi seçtiği isim Turgan. Attila’ nın yeğeni ve Dragut’un oğlu. Karianın da oğlu olduğunu söylemekte fayda var. Zira onun da artık kocasından ve abisinden kalır yanı yok. Hem de yaft öğrenmeye bu kadar geç başlamasına rağmen. “