Theoden

24 Temmuz 2019
Çeviri: 79
Düzenleme: AntiYasuo
1017 Görüntülenme
Bu bölümü 0 Kişi beğendi.

Ducianın Sıkıntısı

Attila, Herakliadan ayrılalı iki haftadan fazla olmuştu. Bir gündürde Attilanın yeni pozisyonunu Turgan öğrenmiş haldeydi. Durumu kabul etmekte başlarda zorlansa da Mirliva Yavuz ve diğerlerinin sabırlı ve mantıklı açıklamaları sonucunda, başka seçeneği kalmamıştı. Ustasının sevdiklerini korumak ve yeğeni olan genç bir kızı babasına kavuşturmak adına; kendisini hiç istemediği bir duruma soktuğuna ikna edilmişti.

Aynı şekilde Merkezi Theoden İmparatorluğu ismi de artık her yerde yankılanır vaziyetteydi. Theodendeki ülkelerin %40 ı sadece bir haftada bu imparatorluğun üstünlüğünü kabullenip sınırlarına dahil olmak için anlaşmışlardı bile. Bu şekilde Theoden imparatorluğu tuhaf bir sınır şeridine sahip olmuştu. Bir çok kıtada toprakları ve askeri üsleri bulunuyordu ancak bazı kıtalarda kendisine ait toprak parçaları, arada kalan ülkeler yüzünden birbiriyle iletişim kopukluğu yaşıyordu.

Bunu çözmek adına Theodenin seçilmiş Elitlerinden( Siyasi Yöneticilere böyle hitap ediliyor) birisi olan ve geçici olarakta imparator ünvanını taşıyan eski Bratina Prensi Lui bir yöntem belirlemişti. Buna göre Kıtalar okyanusa kıyısı olan ülkelerden fethedilmeye başlanılıp, kıyıdan kıta merkezine doğru ülkeler zapt edilerek ilerlenecekti. Zaten arada kendi toprakları da olduğundan buralarda dinlenmek, yemek depolamak ve asker sevkiyatı yapmak için fırsatları olacaktı. Ayrıca Theoden imparatorluğu artık dünyada alternatifi olmayan gazetelerini de basmaya başlamışlardı. Aynı gazete tüm kıtalara ulaştırılıyordu ancak bu gazete gündmein yoğunluğuna göre ayda 1 ya da 2 den fazla çıkarılabiliyordu.

Attila eskiden babasının derebeyi olduğu topraklara dönmüştü ve oradan oldukça büyük bir bölgeyi yönetiyor, ancak askeri konumundan dolayı da sürekli imparatorluk sarayına gitmesi gerekiyordu. Theoden imparatoru Lui merkezini güçlendirmek amacıyla ilk olarak içinde bulundukları Camthalion kıtasının tamamının kontrolünü ele almayı planlıyordu. Ancak bu kolayca yapılacak bir iş gibi durmuyordu.

Zira başıbozukların en büyük üslerinden birisi de her ne kadar imparatorluk farkında olmasa da bu adadaydı. Ayrıca kendi bölgelerini oluşturmuş birkaç güçlü grup ve biat etmeyi reddeden siyasi ülkeler de mevcuttu. Bu güçlü gruplardan en bilineni, Tıpkı Turgan gibi genç bir maceracı olan 18 yaşındaki 1.25m akçe kafa ödüllü Mirza’nın liderliğindeki Genç asiler isimli gruptu. Lui bu durumun farkında olarak tüm kıtayı ele geçirmek istiyordu. Farkında olmadığı tek şey ise En büyük ikinci başıbozuk üssünün bu kıtada yer almasıydı.

Ducia birkaç gündür soluk görünüyordu ancak neyi olduğunu da kimseye anlatmıyordu. Sadece Nyuya anlatmıştı ancak Nyu diğerlerine bu durumdan bahsetmemişti. Turganın ısrarları sonuçsuz kalmıştı ve bu durum huzursuz olmasına sebep oluyordu. En sonunda Ducia’yı karşısına aldı ve restini çekmeye hazırlandı.

“ Hayatındaki en güvendiğin kişinin ben olduğumu söylemiştin. Haksız mıyım Ducia “

“ Evet ama cidden anlatılacak bir şey yok. Sadece huzursuzum o kadar… “

“ Başımızdaki ödül arttı ve artık daha çok aranıyoruz diye mi ? Eğer öyleyse sana zarar vermeye çalışan kimseye kaybetmeyeceğimi biliyor olmalısın. “

“ Çok güçlüsün Turgan buna kendi gözlerimle şahit oldum. Ama olay güç ile alakalı değil. Güç tüm sorunları çözmüyor. Eğer çözebilseydi Attila yeğenini özgürleştirmek adına eski düşmanlarına hizmet etmeye başlamazdı. “

“ Ustamı karıştırma, onun durumu özel. Sadece bana birazcık da olsa anlat. Ya da bir daha bana güvendiğinden falan bahsetme “

Turganın ciddi bir şekilde sorun çözmeye eğilişi ve bunu yaparken de ısrarcılığından ödün vermemesi, Ducia’yı pes ettirmişti.

“ Peki sana anlatacağım. Ama lütfen saçma sapan çıkarımlarda bulunma. “

Turgan başıyla onaylayıp ciddi duruşunu aldı ve dinlemeye koyuldu. Bunun farkında olan Duciada fazla detay vermeden genişçe kendisini rahatsız eden durumları anlatmaya başladı.

“ Büyük krallıklar birleşip bir imparatorluk kurdular. Bir çok ülkede onlara katıldı. Biz o imparatorluğun en çok arananlar defterinde yer alıyoruz ve sadece üç kişiyiz. “

Konuşmalarını duyacak kadar yakınlarında olan Ferik Nyuyu fark edip ona döndü Ducia.

“ Yanlış anlama Nyu abla tabi ki siz de varsınız. Ama bu geçici bir durum. İllaki kendi yolumuza gitmemiz gerekecek. Her neyse dediğim gibi sadece üç kişiyiz onlarsa tüm theodeni ele geçirmeye yeltenecek kadar kalabalıklar. Hatta Theoden ismini ülkelerine koyacak kadar da iddialılar… Buradan ayrılınca ne yapacağız bilmiyorum. Ülger krallığı zaten düşmanımızken artık imparatorluğa katılmış durumdalar ve anneme, Ray amcama ne olacağını, onları ne zaman bir daha görebileceğimizi bilmiyoruz ayrıca… “

“ Yani anneni mi özledin Ducia ? “

“ Hayır ben öyle bir şey demedim “

“ Dedin işte. Onlar için endişeleniyorsun. O zaman biz de Seral kasabasına gideriz. “

“ Nasıl yani ? Sen ciddi misin ? Sadece ben annemi özledim diye ki bunu sen söylüyorsun düşman topraklarına mı gireceğiz? “

“ Evet. İstediğimizi yapmak da böyle bir şey değil mi zaten ? Ama Elfynin de fikrini almak gerekir. “

Odada bulunan ancak mevzuya çok odaklanmamış gibi görünen Elfy koşarak yanlarına geldi.

“ Ducia’nın annesiyle tanışma fırsatına hayır diyebileceğimi mi düşündünüz? Hem sürekli anlattığınız koltuğuna aşık olan adamla da tanışabileceğim değil mi? “

“ Öyleyse karar verilmiştir yarın gidiyoruz. Nyu abla bize at verebilir misin ? “

Nyu olduğu yerden bu haberden pek de memnun olmamış gibi görünüyordu. Yerinden kalkmadan söze girdi.

“ At işi kolay. Hatta Akinanın bıraktığı arabayı ve onu çeken utazı da kullanabilirsiniz. “

“ O hayvanın adı utaz mıyımış? “

“ Ona seyehat eden hayvan anlamında utaz denir. Atlardan daha hızlıdır ve daha ağır yükleri taşıyabilirler. Ancak problem o değil. Buradan Ülgere gidebilmeniz için birkaç farklı güzergah mevcut olsa da. En güvenli güzergahta bile Ülger dışında en az 1 imparatorluk üyesi ülkeden geçmek zorundasınız. Bu endişe verici bir durum. Bu yüzden acele karar vermeyin. “

“ Kararımı çoktan verdim. Ducianın yeniden gülümsemesini sağlayacağım. Bu yüzden bana anlatmana gerek yok Nyu abla. Ama başka öğütleriniz varsa dinlerim. “

“ Seni inatçı yakışıklı. Kararları kesin olan erkeklere de bayılırım. Tamam bu konuyu Yavuzla konuşalım biraz yardıma ihtiyacınız olacaktır. “

Bir kaç saat sonra yemek masasında toplanmışlardı. İntibah Tugayı üyeleri ve tüm başıbozuk komutanları masadaydılar. İki gündür ülkeye giriş yapmış olan Mirmiran Sakı Bey, rütbesiz başıbozuklar ile komutanlar arasında ayrım olmaması adına masaya sığacak kadar rütbesiz başıbozuğu da aynı yemek masasına davet etmişti. Aynı masada 14 kişi yemek yiyorlar, kendileri daha önceden yemek yemiş biri kadın iki başıbozukta ihtiyaç durumunda hizmet ediyorlardı.

Yemek boyunca Turgan ve arkadaşlarının Ülger krallığına nasıl gidebilecekleri tartışıldı. Mirliva Yavuz ısrarla kendisinin ya da başka bir başıbozuk komutanının onlara escortluk etmesini öneriyordu. Turgan ise öneriye şiddetle karşı çıkıyordu. Mirmiran sonuç alamayacaklarını fark edip diğer komutanları da yanına alarak masadan bir süreliğine ayrıldı.

Duyulamayacakları ancak çok uzak olmayan bir odaya geçtiler. Burada en yüksek rütbeye sahip olan ve aynı zamanda da en yaşlı kişi olan Mirmiran Sakı Bey konuşmaya başladı.

“ O çocukları sevdiğinizi biliyorum. Bunun için nedenleriniz de var. Şimdi size o çocuğu daha da fazla korumanıza sebep olacak bir sebep daha sunacağım ancak bunun tamamen aramızda kalacağına söz verin. Zira Dragut’a söz verdim. “

Herkes söz verdikten sonra Mirmiran tek seferde açıkladı.

“ Tuhaf tepkiler vereceğinizi biliyorum ancak gerçeği söylüyorum. Turgan, Serdarımız Dragut’un öz oğlu. “

Kimse tepkisini vermeden devam etti Mirmiran

“ Ancak Dragut bunu bilmesini istemiyor. Çünkü eğer öğrenirse ailesini bulma amacını kaybedecek. Bu yüzden hiç biriniz söylemeyin. Eğer biriniz dahi söylerse benim sorumlu tutulacağımın da farkında olsun. Her neyse Turgan, kararını değiştirmeyecek gibi görünüyor, tıpkı babası gibi bu yüzden daha fazla ısrarcı olmayın. Ayrıca daha önceki davrandığınızdan da farklı davranmayın. “

Mirmiran böylesi büyük bir haberi verdikten sonra komutanları arkasında dumur halinde bırakarak, hızlı adamlarla ardına bile bakmadan adeta odadan kaçtı ve tekrar yemek masasına döndü.

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar