Theoden

26 Temmuz 2019
Çeviri: 81
Düzenleme: AntiYasuo
784 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

HAYDUT SAMİN GELİŞİ

Turgan amacına kısa sürede ulaşmıştı. Adam sadece birkaç saniye dayanabildi ve sonrasında iğrenç sesler çıkararak yine aynı iğrençlikte bir görüntüyle yediklerini ağzından dışarı çıkardı. Adam biraz öğürdükten sonra koşup taverna tezgahının arkasına geçti ve orada yüzünü temizledi. Ardındansa tekrar Turganın yanına döndü.

“ Bunun bedelini ödeyeceksin çocuk. Hayatı hafife aldığın her halinden belli. Samin en yakın adamı olan bana yani Çirkef Bill e yaptığın bu hadsizliğin cezasını ödeyeceksin. “

Başını tezgaha doğru çevirdi ve dükkan sahibi olduğu anlaşılan adama seslendi.

“ Tavernayı kapat. Burada olanlar izlesinler ve bu bölgenin kime ait olduğunu görsünler. Bize karşı gelmenin nelere sebep olduğunu da. “

Turgan Billin biraz önce bıraktığı pisliğin üzerinden zıpladı ve Tezgaha doğru yöneldi.

“ Dükkanı kapatmadığınız sürece içeri birilerini alıp almamanız önemli değil. Sizinle bir anlaşma yapalım mı ? “

Adam dükkanında olay çıktığı için huzursuz görünüyor olsa da Turganın ne söyleyeceğini merak edip, konuşmasına devam etmesini bekledi.

“ Bu Hıyar Sam ve adamları size fazlaca sorun çıkarıyor gibi görünüyor. Onları zaten Elfy i üzdükleri için döveceğim. Ama eğer anlaşırsak bir daha buraya gelmemelerini sağlayabilirim. “

Yıllardır bu kanun tarafından korunan kanunsuz adamlar yüzünden büyük sorunlar yaşayıp, huzursuz kalmış dükkan sahibinin gözleri parladı. Tezgahın arkasından sarkarak ciddiyetini ölçmek için iyice Turgana yaklaştı.

“ Bunu cidden yapabilir misiniz ? “

“ Tabikide yapabiliriz. Bu heriflerin özü o kadar az ki anlaşılmıyor bile. “

Aslında Bill ve arkadaşları gayet sıradan insanlardı. Yani özleri de sıradan insanlar gibi normal seviyedeydi. Ancak, Turgan etrafında anormal özlere sahip güçlü adamların olmasına o kadar alışmıştı ki; normal olan şeyler ona tuhaf geliyordu.

“ İyide kazansanız bile siz gittiğinizde ne olacak ? Sonuçta sadece buradan geçen yolcularsınız değil mi? “

“ Dert ettiğin şeye bak amca. Onları yürüyemeyecek hale getirdikten sonra sorun olmayacaktır. Bıraktığımız yerden geriye dönemezler bile hınh hınh “

Turganın böylesine rahatça konuşmasından gururları kırılan Samin adamları, öfkeyle ona haddini bildirmek için üzerine doğru koşmaya yeltendiler. Ancak Bill dışında kimse olduğu yerden ilerleyemedi. Elfy kendine gelmişti ve diğerlerinin önüne bir su seti çekmişti. Bill öfkeyle ilerledi ve ‘ Samle tanışmadan kendini bir b.k zannetme ‘dedikten sonra Turgana bir yumruk savurdu. Turgan arkası dönükken yumruğu havada yakaladı ve adamı tek elini kullanarak havaya kaldırdı. Bill havada adeta ters dönmüş bir böcek gibi görünüyor, boşta kalan kolunu ve bacaklarını amaçsızca sallayıp duruyordu. Durumu gören taverna sahibi bu çocuğun cidden dediği şeyi yapabileceğine ikna olmuştu.

“ Peki bunun karşılığında ne istiyorsunuz ? “

“ Elfy nin istediği yemekten istediği kadar pişirmenizi istiyorum. “

Taverna sahibi tam anlaşmayı onaylayacaktı ki Ducia konuşmaya girdi.

“ Tabi bu haydutlara haraç ödemekten ve bedava yemek vermekten kurtulacağınız için de, 100 akçe gibi temsili bir de ücret alacağız. “

“ 100 akçe mi? Sen buna bir de temsili mi diyorsun ? Neyse kabul edeceğim zaten bu adamların bana bir ayda çıkardıkları maliyet bile bu kadar ediyor. Ama unutmayın eğer başaramazsanız sonucu benim için çok ağır olur. “

“ Başarırız merak etme amca. “

Turgan havada tuttuğu adamın yumruğunu sıkmaya başladı. Turgan sıktıkça adamın suratının rengi değişiyor ve acı içinde bağırıyordu. Turgan ise herifin çığlıklarına aldırmadan yaptığı şeye devam ediyordu. Turgan Suyun arkasında kalmış Billin adamlarına seslendi.

“ Sam hıyarının ıslanmış adamları, gidin de Sami çağırın hadi. Eğer Billi bırakırsam kaçar falan uğraşırız sonra “

Sesi duyan Elfy adamlardan birinin gitmesine izin vermek için sudan setini biraz küçülttü ve iki tanesinin gitmesine izin verdi ardından da boş gözlerle bakarak Turganın yanına geldi.

“ Turgan, işimiz bittiğinde yemeğimi çalan bu herifi öldürebilir miyim ? “

“ Olmaz. Sadece yemeğinden çaldı diye onu öldürmemiz doğru olmaz değil mi Ducia? “

Ducia başıyla onayladı. Zaten Turgan başından beri normal haline göre ciddi ve mantıklı davrandığından pek müdahil olmaya niyeti yoktu. Para gibi küçük ayrıntılar dışında…

“ O zaman dilini keseyim ? Sonraki yemeklerinin tadını alamasın “

“ Bunu düşünürüz. “

Turgan bilin parmaklarından bir kaçını farkında olmadan kırmıştı bile. Ve bunu yaparken çatırdayan kemik sesleri arasında taverna sahibinin ürkmesine sebep olan talihsiz bir cümle kurdu.

“ Kusura bakma amca bizim bücürük biraz acımasızdır da. Hele ki söz konusu yemekse. Ama merak etme Ducia ve ben sağduyulu ve sevecen insanlarız hınh hınh “

Bunu söylerken hala adamın parmak kemiklerini kırmaya devam ediyordu ve doğal olarak Bill de acıdan çığlıklar atmaya. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra, parlak ve ağır zırhlar giymiş ince bıyıkları olan bir adam yanında yaklaşık yirmi kişiyle tavernaya girdi. Girer girmez de öfkeyle haykırdı.

“ Adıma saygı göstermeyen edepsiz de kim ? “

Turgan billi havada tutarak adama doğru ilerledi ve kısa sürede tam önüne gelip durdu.

“ Benden bahsediyorsun sanırım. Hıyar Sam sen misin ? “

Adamın beyaz yüzü kırmızıya dönmeye başladı. Yanındaki adamları da silahlarını çekmişlerdi ve öfkeden deliye dönmüş gözüküyorlardı.

“ Sen ne cüretle benim adımla dalga geçersin? Hemen Billi indir yere. “

Turgan birkaç saniye olduğu yerde bekledi. Gözlerini kapatıp havayı kokluyor gibi göründü. Bu sürenin sonundaysa gözlerini açtı ve cevap verdi.

“ Olmaz. Sizin gibi hıyarlarla böyleyken de dövüşebilirim. “

Sam öfkeden deliye dönmüş vaziyette savaş pozisyonu aldı Ellerini havaya kaldırdı ve bağırdı

“ ulu ağacın…. Bırak lan beni bıraksana “

Turgan boşta olan eliyle adamı bir elinden yakalamıştı ve tıpkı bill gibi onu da havaya kaldırmıştı.

“ Bir şey diyordun kaytan bıyıklı amca. Ağaç falan… Yoksa bu haldeyken yaft kullanamıyor musun hınh hınh “

“ Bırak lan beni. Siz kimsiniz bu ülkedeki tüm güçlü adamları tanırız nerden geldiniz siz? “

“ Bunu söylersem Ducia bana kızar. Ama siz bile insanlardan haraç alabildiğinize göre bu ülkedeki insanlar cidden güçsüz demektir. Bu tavernacı amcayla bir anlaşma yaptık bu yüzden sizin bir daha bu ülkeye adım dahi atmanızı istemiyorum. Anlaştık mı ? “

“ Tabi ki anlaşmadık. Yiyosa beni aşağıya indirde öyle konuşalım. “

“ İndiririm ama bir şartla. “

“ Tamam kabul indir şimdi beni. “

Turgan adamı aşağıya indirdi. Onu indirirken Billi de yere bıraktı. Bill aşağı iner inmez yerde yuvarlanıp kırılmış ve artık hissetmediği parmaklarını incelemeye koyuldu.

“ Nedir şartın çocuk? Önce bileyim…”

“ Dediğim gibi sen ve adamların bu ülkeyi terk edeceksiniz. Ancak geri dönme şansınız olmasın diye de size korumacılık yapan lordların adını ve beraber yaptığınız tüm işleri Krala anlatacaksınız. Seni indirmem için doğrudan şartlarımı kabul ettiğinden, geri dönme şansın yok bıyıklı amca hınh hınh…”


Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar