Theoden
Kench'in Öfkesi
Kurallar netleşmişti Ray ve Ducia her ne kadar durumdan memnun olmasalarda yapılacak bir şey kalmamıştı. Cazgır yanlarına geldi iri yarı birkaç adamın sürdüğü el arabasında savaş aletlerini seçmeleri için savaşçıları beklemeye başladı. Kench kenarında sivri bıçağımsı çıkıntıları olan işlemeli ve gösterişli bir kalkan seçti
“ Gerçi ihtiyacım olmayacak ama kural kuraldır. Eğer başkan olmayı istiyorsam kural tanımaz hayatımda değişiklikler yapmalıyım.”
Ducia ince yapılı kısa bir kılıç aldı eline. Ray savaş aletlerinin bazılarını kenara kaldırdıktan sonra köşede gri bir kuş tüyü gördü onu eline aldı ve cazgıra döndü.
“ Bu da arabada duruyordu bunu seçsem sorun olur mu? “
Cazgır şaşırmış görünsede başını iki yana sallayarak sorun olmayacağını işaret etti. Saif ise gözüne halmetli görünen bir savaş aletini kestirmişti ancak olduğu yerden çıkarmayı başaramamıştı. Sapından tutup çekiyor ancak başarılı olamıyordu. Cazgıra dönerek :
“Hey cazgır amca ben bunu seçiyorum ama sıkışmış."
Başkan Ray eğildi silahı tek eliyle zorlanarakta olsa olduğu yerden çıkardı.
“ Lan saif aptal mısın sen bunun kaç kilo olduğunu biliyor musun ? “
Cazgır : Silahı kullanıcısı seçer başkan Ray siz karışmayın.
Saif’in seçtiği silahın tamamı metalden yapılmış sap tarafı kırmızı. Ucunun bir tarafı keskin bir balta diğer yüzüzyse dev bir çekice benziyordu her yerinde bir çete üyesinin dövmelerine benzeyen tuhaf şekiller barındırıyordu. Cazgır dövüşçülerin yerlerine geçmesi için işaret verdi. Saif silahını güçlükle taşıyordu iki elleriyle sapından tutmuş balta ve çekiç kısmını yerde sürüyerek geri geri yürüyüp bir kaç dakika sonunda yerini almayı başarmıştı. Diğer dövüşçülerde hazır kıta bekliyorlardı cazgır işaretini vermek üzereyken Ray yanındaki Kench’e döndü .
“Yeğenime dokunma. Sen Saif ile ilgilen eğer saif ölürse bir sonraki ölecek olan sen olursun bunuda aklından çıkarma”
“ Yeğenine dokunmayacağım ama o şaklaban velet için aynı şeyi söyleyemem sonuçta ölümüne bir dövüş güç festivalinde ergenlerin gücünü test etme işine benzemez eğer dövüşüme karışırsan seni de rakibim sayarım. “
İki tarafta dişlerini sıkarak birbirlerinden uzaklaştılar. O sırada Ducia’nın endişeli bakışlarını gören Saif şunları fısıldadı “ Merak etme ölmeyeceğim. Zaten amcanda sana zarar vermeyeceğinden sorun olmayacaktır. “ Saif ve Ducia’ da biirbirlerinden uzaklaştılar. Elips şeklindeki arenanınbir köşesinde kench uzakta ama karşısında Saif, Diğer köşelerdeyse Ray ve ducia karşılıklı bekliyorlardı. İlk hamle başkan Ray’den geldi. Tıpkı Kireiyi kurtardığı zamanki gibi uzun bir sıçramayla bir anda Ducia’nın yanında bitiverdi. Ducia tam kendini savunacak bir yaft kullanmaya hazırlanıyorken Ray bağırdı.
“Alan sıfırlama”
İkisinin olduğu alanın etrafına çoktan bir çember çizmişti bile. Alan sıfırlamadan daha yüksek seviye bir yaft olmadığı sürece bu çemberin içinde kullanmak mümkün değildi. Bunu yapmak Ducia için tam olarak imkansızdı. Küçücük bir çemberin içinde tamamıyla amcasının insafına kalmıştı. Kendisine zarar vermeyeceğini bilsede tedirginliğinden de kurtulamıyordu. Ray kollarını bağladı gözlerini havaya dikti ve yeni bir yaft kullanacağını çok belli ederek haykırdı.
“Bilinen rakibi alt etmenin en üstün yolu , gökyüzünün hakimlerinin insanoğluna bahşettiği kusursuz silah... ”
İzleyen kalabalık çılgına dönmüştü kendi aralarında bunun beşinci seviye bir yaft olduğunu söyleyenler bile vardı. Ama Ray yeğenine karşı böyle bir gücü neden kullanacaktı ki. Meraklı ve hayran bakışlar arasında başkan Ray cümlesini tamamladı.
“Kusursuz silah ; kuş tüyüyle gıdıklama sanatı “
Bir anda savaş aletini eline aldı ve Ducia ‘ nın karnına, boynuna , ayaklarına sürterek halinden çok ama çok mutlu bir şekilde onu gıdıklamaya başladı. Ducia gülmekten gözyaşlarını tutamıyor konuşmaya bile fırsat bulamıyordu. Pes etmesi çok uzun sürmeyecek gibi görünüyordu.
Bu sırada arenanın diğer tarafında Saif silahını kaldırmaya çalışıyor, yanakları şişip kızarıyor tüm gücüyle deniyor ancak iki eliyle bile bunu başaramıyordu. Bir süre izledikten sonra sıkıldığı gözlerinden okunan Kench yavaş yavaş ilerledi tam Saif’in karşısına geldikten sonra
“Konuştuğunun çeyreği kadar bile dövüşemiyorsun anlaşılan tam bir zaman kaybısın . Seni öldürmek için yaft kullanmama bile gerek yok.”
Bunu söyledikten sonra zıplayarak sağ elindeki kalkanla Saif’in göğüsüne sertçe vurdu. Saif darbeyi alınca bağırdı geriye doğru birkaç takla attı ve yere yığıldı. Birkaç saniye sonra doğruldu ve oturduğu yerden :
“Ben daha silahımı kullanamıyorum ama bu haksızlık, Ayrıca bu cidden acıttı “
Bunları söylerken göğsünü tutuyordu t-shirt ünden içeriye doğru baktı ve yaralanmadığını görünce mutlu bir şekilde.
“Neyseki yaralanmamışım ama hala acıyor”
Kench şaşkın görünüyordu. Yaft kullanmamış olsa da fiziksel gücüne fazlasıyla güvenirdi. O yaştaki bir çocuğun en azından bu saldırıdan sonra bayılması gerekiyordu. Kalkanını inceledi kesici kısımlarının denk gelmediğini düşünerek bir dahaki saldırışında doğrudan rakibinin bedenini kesmeye karar verdi.
“Hey velet bununla kurtulacağını sandığını söyleme bana , Şimdi seni doğrayacağım umarım hazırsındır.”
Kalkanını bir kez daha eline aldı bir kez daha sıçradı bu kez sağ üst çarprazdan aşağıya doğru bir savurma hareketiyle hem kalkanın ağırlığından faydalanarak hemde kenarlarının kesiciliğinden faydalanarak usta savaşçılara yakışır şekilde kalkanı Saif’in sol omuzundan sağ bacağına kadar savurdu. Bu hareketle kocaman bir yarık açtığını ve Saif’i öldüreceğini düşünüyordu. Saif dizlerinin üzerine çöktü yüz üstü yere yığıldı. Yaklaşık 20 saniye ölüm sessizliği oldu arenada. Bay ray belkide hayattaki en çok keyif aldığı şeye ara vererek Saif’e doğru baktı yutkundu.
“Yoksa o aptal...”
Sessizliği bozan Saif’in acı dolu ancak bir o kadar da komik çığlıkları oldu
“Acıyor acayip acıyor hemde”
Böyle söylerken bir yandan da karnını tutup yerlerde debelenip duruyordu. Kench şaşkınlıktan dilini yutacak gibiydi. Saif’in düşündüğü kadar da boş olmadığına karar verdi. Ona dönerek :
“Hey velet sende iş var gibi pes edersen canını bağışlarım. Hem zaten kasabalılar katil bir başkan istemezler”
“Olmaz kazanamayacağını anladıysan sen pes et.”
Bu sözler birazcık da olsa yumuşamış olan Kench’i çılgına çevirmeye yetmişti.
“Sen istedin velet gebermeye hazırlan o zaman”
Dedikten sonra yerden doğrulmuş olan ve göğsünden karnına kadar Kench’in düşündüğü kadar uzun ve derin olmasa da yaralanmış olan Saif’in üzerine bir kez daha gitti kalkanını kaldırdı ve onlarca defa çok ama çok hızlı şekilde Saif’in suratına ve üst vücuduna kemik kıracak kalkan darbeleri ve kesici savuruşlar bıraktı. Saif’ in suratı darbelerden dolayı kızarmış yüzü biraz şişmiş ve gövdesinde onlarca kesik gözüküyordu. Kalabalık korku içinde ayakta kalan katili izliyorlardı. Kench kalkanını muzaffer edasıyla havaya kaldırdı galibiyetini ilan edercesine bağırırken Saifin sesi duyuldu.
“Acıdığını söyledim. Pes ettiğimi değil”
Acı içinde görünüyor ve elleriyle gövdesini tutmaya devam ediyordu. Kench artık bu duruma katlanamıyordu. Bir çok tecrübeli savaşçı bile bu darbelerden sonra hayatta kalamaz; hayatta kalsa bile savaşacak halde olamazdı. Saif herşeye inat güçlüklede olsa yerden kalktı ve hafif sendeleyerek yere düşmüş silahına doğru ilerledi sapından tuttu ama sapını dahi kaldıracak gücü bulamadı kendisinde bu kez. Çılgına dönmüş olan Kench bağırdı
“Nasıl bir hile kullandığını bilmiyorum seni piç kurusu ama ne hilesi kullanırsan kullan buradan sağ çıkmana izin vermeyeceğim.”
Kench dizlerinin üzerine çöktü elleriyle yerden biraz toprak aldı avucunun içinde ufalayıp toz haline getirdikten sonra üçüncü seviye yaftının adını haykırdı
“ Yer kabuğunun görkemi birinci, ikinci ve üçüncü kapılar açılın”
Arenada oturanlar şiddetli bir deprem hissediyorlardı yerdeki zemin sallandı ve Kench’in etrafındaki yaklaşık arenanın üçte birine tekabül eden alan beton gibi bir görünüş aldı Kench’in bedeni katılaştı adeta bir taş adam gibi görünüyordu. Bu heybetli görünüşüyle Saife doğru döndü ve seslendi
“Son duanı et seni hilekar velet ecelin geliyor”
Saif gördüğünden etkilendi ama korkmamıştı hala silahını kaldırmaya çalışıyor ama başaramıyordu. Kench sağ elini taştan bir balyoza çevirmişti. Saif rakibinin üzerine doğru uçarasına geldiğini görüyor ancak tepki veremiyor silahını kaldıramıyordu. Yaft kullanması gerektiğine karar verdi ancak ilk seviye yaftlarda dahi hiç başarılı olamadığını hatırladı. Okulda öğretilirken herkes onunla dalga geçerdi. Kısaca kullanabildiği bir yaft yoktu. 6. seviye bir yaft kullanmalıyım düye düşündü ve ağzında bilinçsizce ama ciddi bir şekilde gevelemeye başladı.
“Ejderhanın yenilmez pullu derisi”
Hiç birşey olmamıştı zaten böyle bir yaftı hiç bir yerden okumamıştı. Kocaman gülümsemesini takınarak şöyle söylendi.
“Sanırım altıncı seviye yaftların çalışması biraz zaman alıyor hınh hınh”
Saif rakibinin gelişini izledi ancak karşılık veremedi Kench’in bir golemi andıran ürkütücü bedeni iyice yakınına girdi ve bir anda balyozdan yumruğu suratında patladı. Saniyenin onda biri zaman aralığında inanılmaz bir hızda suratında patlayan bu yumruğun gelişini saif adeta ağır çekimde izlemiş ve gülümseyerek karşılamıştı. Saif darbeyi aldıktan sonra onlarca metre yerlerde sürüklendi bedeninin çarptığı toprağa vücudu iz bırakarak protokol tribününün hemen önünde yer alan bir kaç bariyeri parçaladıktan sonra durabildi. Sırt üstü hareketsiz bir şekilde yatıyor ve Vücudundaki kesikler etraftaki kişilerce görülebiliyordu. Tribündeki insanlar hayretler içinde ve üzülerek izliyorlardı. Sessizliği Kench’ in gürültülü sesi bozdu.
“ Bununla gebermiş olmalısın ama yine de işimi garantiye alacağım. Bakalım sefil başını gövdenden ayırdıktan sonrada pis pis sırıtmaya devam edebilecek misin hilekar velet? ”
Kench balyoz şeklinde gözüken elini keskin görünümlü bir baltaya dönüştürdü ve kuvvetle muhtemel Saif’ in başını gövdesinden ayırmak amacıyla Saif’ e doğru hamle yaptı. Ducia yalvarırcasına amcasının gözlerinin içine bakıyor hiç konuşmadan ama içtenlikle Saif’ e yardım etmesini istiyordu. Saif’ in bedeni son darbeden sonra Ray ve Ducia’ nın olduğu bölgeye oldukça yaklaşmıştı müdahele edebilirdi gerçi Ray’ e göre Saif çoktan ölmüş olmalıydı Kench ‘ in son saldırısı kendisi için bile ölümcül olurdu ki Saif gibi ilk savaşına çıkmış toy bir bedenin hayatta kalması mümkün gözükmüyordu. Yine de Kench ‘ i durdurmak istedi zıplamaya çalıştı ama hareket edemedi. Zaman zaman büyük güç seviyesi farklarının olduğu savaşta korkunun da etkisiyle bu durumun yaşadığı olurdu ancak Ray Kench’ten korkmuyordu ve dış dünyada ondan daha üstün savaşçılarla karşılaşıp hayatta kalmayı başarmıştı başka bir şey olmalıydı belki şaşkınlığının etkisi belki de bilinmeyen başka bir güç. Bir kez daha denedi yine başaramayınca üzgün bir ifadeyle Ducia’ nın yüzüne baktı ilk kez kendisini bu kadar çaresiz hissediyordu neşesinden eser kalmamış bir ses tonuyla :
“ Üzgünüm Ducia ben çok üzgünüm “
Ducia amcasından umduğu cevabı alamayınca Saif’e doğru döndü Kench’ in Saif’e yaklaşmasının her saniyesini izledi , izlemeye devam ederken yanı başıda duran amcasının bile zor duyabileceği şekilde mırıldandı.
“Onu öldürme, yalvarırım onu öldürme , ona dokunma , lütfen onu öldürme”
Yakarışları Kench’ e ulaşmıyor ulaşsa da duracak gibi görünmüyordu. Sadece birkaç metre kalmıştı Taş baltanın sevdiği adama ulaşmasına. Saif intihar ettiğinde hayatının onsuz nasıl olacağını düşünmüş ve Saif’in olmadığı bir hayatta kendisinin de yaşamak istemeyeceğine karar vermişti bir kez daha hızlıca Saif ‘ in ölümünü düşündü gözleri kapandı kendinden geçti ve bağırdı :
“ Sevdiğim insanların ölümüne tanık olmayacağım “
-