Jeodan Mektup

Elfy nin öfkeli duruşu, Seral kasabası yerlilerinin paniklemesine neden olmuştu. Turgan aslında onların güçsüzlüğünü vurgulamak istememişti ancak, öylesine tehlikeli bir ortamda da bulunmalarını göze almak da istemiyordu. Çünkü Turgana göre azrak kralın tutsak olduğu yerdeki görevliler generallerden bile güçlü olmalıydılar. Yoksa Azrak kralın yerini öğrenip onu kurtarmaya gelen Jeoya ya da Azrak kralın ordusuna karşı duramazlardı. Elfy hala saldırı pozisyonunu bozmamış su oklarını havada çeviriyorken, söze giren Ducia oldu.

“ Kes şunu Elfy. Turganın bizi düşündüğünü sen de biliyorsun. Ayrıca merak etme öyle bir durum şu an söz konusu değil ve söz konusu olursa da bir kez daha bizi geride bırakmasına müsaade etmeyeceğim. “

Bu sözleri duyan Elfy ikna olmuş olsa gerek ki, Havada görünen su okları kayboldu. Elfy nin tehdidini umursamamış gibi görünen Turgan tekrar Jeoya döndü.

“ E ne yapıyoruz Jeo abi? Rohan abinin yerini bilen Gardiyanla konuşacak mıyız ? “

“ Tabi ki konuşacağız. Ama eğer harekete geçeceksek öncesinde abimi liderleri olarak gören Azrak Kralın Ordusuyla da iletişime geçmemiz gerekir. Onların grubunda bize faydası olabilecek güçlü insanlar var. Bu yüzden ben önce onları bulmaya gideceğim. “

“ Peki biz ne yapalım? “

“ İstediğinizi yapın. Gelmeyi çok istiyorsanız sizi de götüreceğim. Ancak gardiyandan aldığımız bilgiler doğrultusunda abimi tuttukları yere gelmeniz söz vermiyorum. “

“ Tamam. O zaman gardiyanla konuştuktan sonra yeniden tartışırız Jeo abi “

“ Öyle yapalım. Ben yarın azrak kralın ordusuyla iletişim kurabilmek için buradan ayrılacağım. Siz de benden gelecek habere göre hareket edersiniz. “

Tüm bunlar konuşulurken Kitaryaya ne olacağından hiç bahsedilmiyordu ancak bunun dert edilmemesi gerektiğini birkaç gün sonra anlayacaklardı. Ertesi sabah uyandıklarında Jeoyu yola çıkmak üzereyken buldular. Kısa bir vedalaşmanın ardından da Jeo Kitarya başkentinden, bahsettiği kişileri bulmak adına ayrıldı.

Esas tuhaf mevzuysa dört gün sonra yaşandı. Bir imparatorluk elçisi Kitarya sarayına geldi ve Kralla görüşmek istedi. Kralın huzuruna çıktıktan sonraysa beklenmedik bir anlaşma teklif etti. Bu anlaşmaya göre Theoden imparatorluğu ve Kitarya krallığı 6 ay boyunca hiçbir şekilde çatışmaya girmeyecekti. Yani tam olarak İmparatorluk, Kitaryaya saldırmazlık paktı öneriyordu.

En çok ihtiyacı olan şey zaman olan Kral; teklifi çok iştahlı gibi görünmemeye çalışsa da, memnuniyetle kabul etti ve bu durumdan bir sonuç çıkardı. 'Demek ki Tospitti kıtasına uzun süre boyunca büyük generaller gelmeyecek. Jeodan bu kadar çekindiklerine göre en fazla Tuğ general falan göndermeyi düşünüyorlardır. ' Kral çıkarımlarını yaparken de bir sonraki adımı hesaplamaya çalışıyordu.

“6 ay boyunca bu kıtayı öncelikli görmediklerine göre, başka planları olmalı. Tüm theodeni ele geçirmeyi hedeflediklerine göre, karanlık kıtalarda çok fazla bilinmeyen olduğundan, onları sona bırakacaklarını düşünürsek; geriye iki ihtimal kalıyor. İlk önce bir kıtanın tamamını ele geçireceklerdir. Acaba Zaikanı mı yoksa Camthalionu mu seçtiler. “

Kralın çıkarımlarını dinleyen Ducia, hayranlıkla izliyordu. Bir strateji dehası olduğundan bahsedenler haklı olmalıydılar. Gerçi onun için böyle söyleyen kralın ta kendisiydi.. Kralın yanına sokuldu ve tecrübelerinden yararlanmak istercesine sordu.

“ Burası olmadığına göre neresi olduğuna da çoktan karar vermiş olmalılar. Peki sizce hangi kıtayı seçtiler Sayın Kral ?

“ Hmmm bana göre Camthalionu seçeceklerdir. “

“ Peki neden orası ? “

“ Aslında Zaikanın tamamıyla kontrol altına alınması, Camthalion ve Tospittiye yaklaşık eşit mesafede olduğundan, üç kıtanın da kontrol altında tutulabilmesi ve hızlı ulaşım adına akıllıca olurdu. “

“ Peki neden buna rağmen orayı seçmediklerini düşünüyorsunuz Sayın kral ? “

Kral aklaşmış sakallarını yukarıdan aşağıya doğru eliyle sıvazladı ve gülümseyerek yanıtladı.

“ Çünkü benim güzel kızım, orası eski Sargut toprakları ve şimdi ki imparatorluk başkenti de o kıtada. Merkezlerini sağlama almadıkları sürece, otoriteleri eksik kalacaktır ve şatafatlı saraylarında geçirdikleri hiçbir gün huzurlu olmayacaktır. Bu yüzden kesinlikle ilk önce Camthaliona odaklanacaklar. “

Kralın çıkarımlarının iyi bir stratejistten çok, tecrübeli bir adamın düşünceleri olduğunu düşünmüştü bu kez Ducia. Gerçekten de öyleydi. Kralın tam olarak sunduğu sebeplerden Theoden ilk önce Camthaliondaki tüm toprakları ve adaları alarak, kıtanın mutlak hakimi olmak istiyordu. Zaikan her ne kadar Camthalion ve Tospitti kıtalarının ortasında olsa da; karanlık kıtalar da düşünüldüğünde, Camthalion kıtası Theodenin ortasındaki kıta olduğundan, kralın ilk söylediği faydaları daha geniş kapsamlı olarak sağlayabilirdi.

Kral saldırmazlık paktını imzaladığından dolayı fazlaca mutlu görünüyordu ve Jeo ile işbirliği yapabilmesine olanak sunan, seral kasabası için onların da sevdikleri başkent yakınlarında bir bölge belirlemişti. Bu bölgeye yeni bir kasaba inşa edilecek ve Kasabaya kayıt edilen insanlara da eşit miktarda toprak dağıtılacaktı.

Jeo kasabadan ayrılalı birkaç gün olmuştu ve Turgan saldırmazlık paktından biraz geçte olsa haberdar olmuştu. Bu haberi aldığında tuhaf düşüncelere dalan Turgan o gece erkenden uyumaya gitti. Normalde uyumamak adına göz kapaklarını eliyle gerdiren Turgan bu kez hemen uyumak istiyordu. Ducia bu durumdan hafifçe işkillenmişti. Aradan 1 saat geçtikten sonra karşısına Elfy’i aldı.

“ Biraz eğlenmek ister misin Elfy ? “

“ Nasıl yani ? “

“ Turgan bu kadar erkenden uyumaya gittiğine göre mutlaka aklında saçma bir plan olmalı. Kraşın verdiği taşla onu sorgulamaya ne dersin ? “

“ Ama o bizim liderimiz değil mi? Sonra kızmasın? “

“ Daha bir hafta önce oklarınla onu tehdit ederken öyle demiyordun ama “

Elfy utandı ve kızarmış yanaklarıyla pişmanlıktan çok yüzsüzlüğe benzeyen bir ifadeye büründü.

“ Şey doğru ama o zaman cidden kızmıştım. “

“ Her neyse benimle misin ? “

“ Evet hadi patronumuzu biraz kızdıralım hi hi “

Elfyler sinsi planlarını gerçekleştirmek adına hırsız adımlarıyla, geniş saray koridorlarını geçerlerken, Jeo bahsettiği grupla iletişime geçmeyi başarmıştı. Haberi duyan Azrak Kralın Ordusu üyeleri, adeta bayram havasına girdiler ve kutsallığına inandıkları Azrak Kralı özgür kılmak uğruna, tüm varlıklarıyla savaşmaya hazır olduklarını Jeoya ilettiler. Bu grup esasında, tanrı inancı kuvvetli kişilerden oluşuyordu ve hepsinin ortak özelliği Rohanı tanrının seçtiği ve gücünü göstermesi için theodene gönderdiği bir elçi olarak görüyorlardı.

Jeo ise sadece hayatı boyunca ona, anne ve babasının eksikliğini yaşatmamış olan bir abi gözüyle bakıyordu. İşin ruhani tarafını ise hiç mi hiç umursamıyordu. Eski general Alper ile tüm konularda bilgi ve fikir alış verişinde bulunduktan sonra söz verdiği üzere Turgan ve arkadaşlarına bir mektup yazmaya karar verdi.

İntibah Tugayına,

Ben Jeoriweith, söz verdiğim gibi Ordu ile görüştüm ve onların kayıtsız, şartsız desteğini almış bulunmaktayım. Buna göre ben, sözü geçen kişiyle görüşmek üzere, adı geçen kıtadaki belirlenen yere gideceğim. Ordudan iki kişi de bana eşlik edecek. Hedef kişiyle görüştükten sonra olumlu bir sonuç alabilirsek ve bir sonraki aşamaya geçmeye karar verirsek ; yanımda gelen kişiler, ordularının bundan haberdar olmasını sağlayacak ve olası bir operasyona hep beraber girişeceğiz. Sizi ise kararınızda özgür bırakıyorum. Benden bir abi olarak nasihatta bulunmamı isterseniz bu olayın dışında kalmanızı öneririm. Ama kararınızı verdiyseniz ve kesinlikle bu operasyonda olacaksanız, desteğinizi almaktan şeref duyacağım. Hiçbir şekilde planın ilk aşamasında yer almıyorsunuz ve bahsettiğim gibi ola ki bir operasyon gerçekleşecek olursa bunun yerini ve zamanını size bildireceğim.

                                                                                                                              İntikamın Kırbacı Jeo