Uykuda Sorgu

Jeo mektubun üzerine hiçbir adres yazmadan, Azrak kralın ordusunun ışınlanma konusunda en usta kişisiyle Kitarya Krallığı Sarayına ulaştırılmak üzere yolladı. Ulak yola çıkmadan hemen önceki geceyse Elfy ve Ducia hain planlarını uygulamaya devam ediyorlardı.

Turgan’ın yattığı odanın kapısı aralıktı ve bu aralıktan bakan Elfy, Turganın uyuduğuna emin olduktan sonra içeriye girdi ve Duciaya da kendisini takip etmesi için eliyle işaret etti. Odaya girdikten sonra, saray bahçesine bakan pencere kenarındaki yatağa ilerleyip, Turganın yanına iliştiler. Elfy elini Turganın yüzünün önünde birkaç kez ileri geri hareket ettirdikten sonra uyuduğuna emin olup Ducia’ya başlaması için işaret etti. Ducia kraldan aldığı kut taşını çıkardı ve uyuyan bir insanın üzerinde işe yarayıp yaramadığını test etmek adına işe koyuldu.

“ Adın ne senin? “

Turgan bir süre yatakta döndükten sonra sayıklayarak cevap vermeye başladı.

“ Turgan “

“ Peki Saif kim? “

“ Turgan olmadan önceki halim. “

“ Babanın adı ne ? “

“ Bilmiyorum. “

Turgan ağzı biraz açık kalmış şekilde uyumaya devam ediyor, ara sıra yatakta hareket ediyor ancak uyanmadan cevaplamaya da devam ediyordu.

“ Peki, bugün neden erkenden uyumaya karar verdin. “

“ Çünkü erken uyanmam lazım hınh hınh “

“ Neden erken uyanman lazım? “

“ Gizlice gideceğim. “

“ Neden ? “

“ Kral saldırmama anlaşması yapmış. Bu yüzden burada durmaya gerek yok. Herkes uyurken buradan kaçıp Rohan abiyi kurtarmaya gideceğim. “

“ Ducia ve Elfy’i geride mi bırakacaksın yani? “

“ Öyle yapmak zorundayım. “

“ Neden zorundaymışsın? “

“ Çünkü onları seviyorum ve zarar görmelerini istemiyorum. Azrak Kralın tutulduğu yeri koruyan adamları düşünsene, ben ustamdan antremanlı olduğumdan sorun olmaz. Ama Ducialar orada ölürlerse kendimi asla affetmem. “

“ Duciaların güçsüz olduğunu mu düşünüyorsun yani? “

“ Yok ama düşmanlar çok güçlü olabileceğinden onları riske atmayacağım. Onları koruyamayacağım bir yere götürürsem ve Elfy ya da Duciaya bir şey olursa kendimi asla affetmem. “

Elfy ve Ducia gülmek amacıyla başlattıkları bu işin sonunda duygusallaşmışlardı. Ducianın işaretiyle odadan ayrılmaya karar verdiler. Odadan çıkıp ne yapacaklarını konuşacaklardı.

“ Peki şimdi ne yapıyoruz Ducia onu öylece bırakıyor muyuz? Yalnız gitmesine izin mi vereceğiz? “

“ Asla olmaz. Ama bu kadar plan kurmuşken ce e biz de seninle geliyoruz planlarından haberimiz var diyemeyiz. “

“ O zaman gizlice takip edelim mi hi hi “

“ Bu olur işte ama farklı bir kıtaya gidene kadar devam edecek kadar uzun bir takip ne kadar başarılı bir takip olur bilmiyorum. “

“ Bir şekilde hallederiz. O zaman biz de uyuyalım hadi. Yarın erkenden gizli göreve çıkacağız hi hi “

Elfy arkasını dönmüş, kendi odasına gitmeye yelteniyordu ki Ducianın sırtından çekiştirmesiyle durdu.

“ Ne var uyumayacak mıyız ? “

“ Uyuyacağız ama odalarımızda değil. “

“ Nasıl yani ? “

“ Odamıza uyumaya gidersek ve Turgan da biz uyurken kalkıp giderse, onu nasıl takip edeceğiz ? “

“ Hmm doğru söylüyorsun. O zaman Turganın odasının kapısına ses çıkaracak bir şeyler koyalım. Kapıyı açtığında duyarız ve peşine düşeriz. “

“ Olmaz. Öyle yaparsak fazla şüphe uyandırıcı olur. Ayrıca Turgandan bahsediyoruz. Gizlice gitmeyi kafasına koymuşsa camdan falan da atlayıp kaçabilir. “

“ Bu kadar yüksekten mi? “

“ Heraklia surlarından atlayan adam buradan da atlayabilir. Bu yüzden işimizi garantiye alacağız. “

“ Peki bunu nasıl yapacağız? “

“ Kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama ikimiz de onun yanına yatacağız. Ortada o olacak ve yatakta küçük olduğundan, uyandığında mutlaka haberimiz olacaktır. Yatağın hangi tarafından kalkmaya çalışsa da fark etmez. Birimiz kesinlikle uyanırız. “

Elfy planı duyduğunda yüzünün kızarmasına mani olamadı. Ancak Ducia böyle anlatınca nedense en doğru yol buymuş gibi hissediyordu. İtiraz etmedi ve Ducianın planını uygulamak üzere tekrar Turganın odasına girdiler. Turgan yatağı ortalamamış halde olduğundan, kızlardan biri küçücük bir alanda yatmayı kabullenmek zorunda kalacaktı.

Planı yapan Ducia olduğundan, dar alanda yatmayı kabul eden de o oldu. Elfy Turganın sağına yatmıştı, Ducia ise soluna. Ducia ya kalan alan oldukça dar olduğundan, Turgan ile temas etmek durumunda kalıyordu. Yüzleri birbirine değmek üzere olduğundan hiç hareket etmeden uyumaya çalıştı. Kızarmış yüzü gece karanlığında görünmese de fazlasıyla tuhaf hissediyordu.

Elfy doğrudan uykuya dalmıştı. Hatta öylesine huzurlu uyuyordu ki, adeta tek başına kendi yatağında yatıyormuşçasına kolunu Turganın boynuna doluyor, Turganın yastığını altından çekiştirip kendi başının altına koyuyordu. Turganın uykusu derin olduğundan bunların hiç birisi onu uyandırmaya yetmedi.

Ducia’nın uykuya dalması ise bir saati buldu. Turganla kafaları çarpışacak, yüzleri birbirine dokunacak, yersizlikten yataktan yere düşecek gibi endişelere kapılmaktan, uykuya dalmayı başaramamıştı. Bu sürenin sonunda Turgan uykusuna devam ederken bir kolunu Ducianın beline attı ve bilincinde olmadan kendisine doğru çekti.

Her ne kadar ikisinin bedenleri iyice yakınlaşmış olsa da; en azından Ducia artık yataktan düşme korkusu yaşamıyordu. Turgan adeta biri alıp götürecek korkusundan, sıkıca sarmıştı Duciayı. Turganın bilinçsiz de olsa yaptığı bu hareket, güven verici sarmalayışı Ducianın içten içe hoşuna gitmişti ve bu haldeyken de gözleri uykuya yenik düştü.

Birkaç saat sonra Turgan gözlerini açtı. Hava halen aydınlanmamıştı ve planını uygulamaya koyulmaya karar verdi. Tam yataktan kalkmaya çalışacaktı ki durumunun farkına vardı. Koluyla sarmaladığı birisi yanında yatıyordu. Karanlıkta yüzü pek seçilemese de saçlarının güzelliği, bu karanlıkta bile ışıldadığından; Ducia olduğunu fark etti.

Neden yanına yatmış olduğunu merak etse de; eğer sormak için uyandırırsa kaçmasının zora girebileceğini düşünüp, hiçbir şey söylemeden oradan ayrılmaya karar verdi. Kolunu yavaşça Ducianın üzerinden çekti ve kalkmaya yelteniyordu ki kendi bacağının üzerinde duran bir başka bacağı fark etti.

Bu Ducia da cidden deli yatıyormuş diye düşünüp, eliyle üzerindeki bacağı yavaşça kaldırmak için elini oraya götürdü ve bacağı yavaşça yakaladı. Önünde yatan Duciaya doğru bacağı ittirdiğinde gelmediğini fark etti ki; işte o zaman yatakta üç kişi olduklarını anladı. Başını yavaşça geriye çevirdi ve karanlığa alışan gözleriyle diğer kişinin de Elfy olduğunu güç bela seçebildi.

Elfy çapraz bir şekilde yatmış, Turganın yastığını kendine almış ve yatağın yüzde altmışlık bir kısmında tek başına yatıyordu. Turgan Elfy’nin bacağını tekrar tuttu ve bu kez doğru yöne doğru yavaşça çekip bıraktı. Elinden geldiği kadar, kızları rahatsız etmemeye çalışarak, dikkatlice yataktan çıkmayı başardı.

Yataktan çıktıktan sonra arkasını dönüp yüzünü yaklaştırarak, Ducia ve Elfy ikilisinin gözlerinin kapalı olduğunu görüp; uyuduklarına karar verdi. Hızlıca pijamalarını çıkardı ve kıyafetlerini giyerken; biraz önce bacağı kaldırılırken uyanan ve birkaç dakikadır uyuyor numarası yapıp Turganın odadan ayrılmasını bekleyen Elfy gözünün birini açtı ve karanlığa alışmamış gözleriyle, Turganın kıyafetlerini giydiğini seçebildi ve utanıp tekrar gözlerini kapattı.

Üzerini değişen Turgan; ilk önce pencereden atlamayı düşünüp oraya ilerledi ancak pencereyi açarken gıcırdamasıyla hemen bu plandan vazgeçti ve hırsız adımlarıyla odasının kapısına doğru yöneldi.