Theoden

26 Temmuz 2019
Çeviri: 92
Düzenleme: AntiYasuo
802 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Kamara Arkadaşları

Turganın odadan çıktığını fark eden Elfy hemen Ducia’yı dürttü ve uyandırdı. Zaten kıyafetleriyle uyumuş olan iki kız Turganın görmeyeceği şekilde; bir dolabın arkasına sakladıkları çantalarını aldılar ve sıcak takibe başlamak üzere oradan ayrıldılar.

Turgan iki günlük yalnız yolculuğun sonunda takip edilme ihtimalini bile düşünmeyerek, kendisini Zaikan kıtasına götürecek gemiyi buldu. Yanına hiç para almamıştı ancak Ducia durumu fark ettiğinden, çoktan taverna sahibiyle olan anlaşmasından aldığı para kesesini Turganın cebine koymuştu bile. Kesede 60 altın akçe 40 da gümüş sikke bulunuyordu. Gerisini ise kendisine almıştı Ducia. Hatta kraldan aldıkları da düşünülürse zengin olduğu bile söylenebilirdi.

Turgan 7 akçe 5 sikkeden oluşan ücreti ödedikten sonra, kamarotun yol göstermesiyle kamarasına yerleşti. Kamarası bir kişinin kalması için oldukça büyük görünüyordu. İki adet yatak mevcuttu ve bunlardan bir tanesi çift kişilikti. Tek çocuklu bir ailenin kalması için ideal görünen bir kamaradaydı Turgan.

Kamarasına yerleşmeye çalışırken, geminin kalktığını haber ettiğini düşündüğü, tuhaf ama güçlü bir ses duydu Turgan, hemen ardından da kapısının açıldığını fark etti. Kıyafetleri her yerini örten bir kadın ve  sarı saçlı, genç görünümlü, bıyıklı ve gözlüklü bir adam içeri girdiler. Turgan hemen onlara döndü ve ne olduğunu anlamak üzere kapının hemen önünde duran kamarota sordu.

“ Bunlar da kim böyle? “

“ Kısaca oda arkadaşlarınız diyebiliriz efendim. Burası bir aile kamarası olduğundan ve boşta da hiç kamaramız olmadığından, burayı paylaşmak durumundasınız. “

“ Olur mu öyle şey? Ben neden yabancılarla aynı odada kalacakmışım ki? “

“ Maalesef başka bir alternatif sunamıyorum efendim. “

Turgan öfkeyle yanaklarını şişirmiş ve huzursuzluğu her haline yansırken, yüzü peçe içindeki kadın söze girdi.

“ Beğenmiyorsanız geri dönün canım yarın ki gemiye binin. Bizim çok önemli bir işimiz var bu yüzden sizin olduğunuz kamarada yolculuk etmeyi kabul ettik. “

“ Benim de çok önemli işim var. Siz yarınki gemiyle gidin “

Tartışmanın başladığını gören kamarot, bahşiş beklentilerinin boşa çıktığını fark ederek oradan uzaklaştı. Bu sırada gemide çoktan harekete geçmişti bile.

“ Olmaz öyle şey. Bizim işimiz çok gizli olduğundan bir an önce halletmemiz lazım. “

“ Hmm demek sizin de gizli bir işiniz var. O zaman tamam beraber bu odada kalabiliriz. Ama ayıp şeyler yapmak yok tamam mı amca? “

Bıyıklı adam öksürdükten sonra söze girdi.

“ Yok canım daha neler. Ayrıca biz abi kardeşiz. Bu yüzden böyle şeyler düşünme. “

“ Tamam o zaman hadi tanışalım. Ben ….”

Turgan tam adını söylüyordu ki, sınırdan geçerken Jeo ve diğerlerinin yaptığını hatırladı. Gerçek adını kullanmaması lazımdı ve başka bir isim kullanmaya karar verdi.

“ Ben Attila. Sizin adınız ne ? “

“ Benim adım Leila “

“ Benim adım da Roch “

“ Memnun oldum. Roch, senin neden sesin burnunu biri sıkmış gibi çıkıyor ? “

Roch cevaplamadı ve ortamd akışa süreli bir sessizlik olunca Leila söze girdi.

“ Abimin sesinin biraz tuhaf olduğunun farkındayım. Ama insanları alışık olduğun şekilde çıkmadılar diye yargılarsan, onları üzmüş olursun. “

“ Ne yani kötü bir şey mi söyledim ben. Kusuruma bakma o zaman Roch. Sadece komik olduğundan hoşuma gitti. “

“ Sorun değil. Kötü birine benzemediğinden alınganlık etmeyeceğim. “

“ Nereye gidiyorsunuz ki siz? ”

“ Bunu söyleyemeyiz çok gizli. “ Leila bunu söyleyince Turganda hırs yapmıştı.

“ Benim ki daha gizli. O yüzden sormayın ben de söyleyemem. “

Gemi gece hareket ettiğinden ve oraya gelene kadar yorucu bir yolculuk geçirdiğinden, Turgan uzandığı yatağında uyuya kaldı. Para kesesi belinden sarkıyordu ancak bunu görmesine rağmen iki kardeş; keseyi almaya yeltenmediler. Kandili söndürdüler ve onlar da uyumak için kendi yataklarına uzandılar.

Ertesi gün uyandığında Turgan kamarada yalnızdı ve kahvaltı yapmak üzere, hemen hazırlanıp yukarıya çıktı. Yukarı çıktığında; kahvaltı için iki farklı seçenek sunulduğunu gördü. Birisinde açık büfe istediği kadar istediği yemekten alabiliyordu. Diğerindeyse seçilen menü bir tabldot halinde sunuluyordu. Turgan parasını idaresi etmesi gerektiğini düşünüp, tabldotu aldı ve boş bir yer bulmak üzere ilerledi.

Okyanus kokusunu içinde barındıran rüzgar, tatlı tatlı eserken, biraz ileride Roch ve Leilanın beraber yediklerini fark etti. Yanlarında iki boş sandalye vardı ve onlardan birisine oturmaya karar verdi. Turgan oraya ilerlerken, abi kardeş tuhaf bir kavgaya tutuşmuş haldeydiler. Leila kısık bir sesle abisine kızıyordu.

“ Bu peçe yüzünden yemek yiyemiyorum bile, şuna bak her yerim bulaşık oldu Ducia. Lütfen bıyığı bana ver biraz da ben erkek olayım. “

“ Saçmalama Elfy, Turgan her an uyanıp bizi görebilir. Ayrıca baksana bıyığıma hep çay bulaştı ve yapışkanı etkisini kaybediyor. Erkek olmayı kolay mı sanıyorsun? “

“ Bana ne ben erkek olacağım işte ver bana o bıyığı. “

Elfy, Ducianın bıyığına uzanmış ve hiçbir şeyi umursamadan, onu çıkarmaya çalışıyordu. Ducia ise iki eliyle birden bıyığını tutmuş yerinden çıkmasına mani olmaya çalışıyordu. İkili didişip dururken Turganın sesiyle irkildiler.

“ Buraya oturayım mı? Başka yer kalmamış. Aaa napıyorsun sen abinin bıyıklarını mı temizliyorsun? Cidden iyi bir kardeşsin. Aferin sana “

Elfy hemen bir kağıt parçası buldu ve ellerinin arasına aldı. Sesini değiştirerek cevapladı. Cümleleri biraz iğneliyiciydi.

“ Aynen öyle. Çok sevgili abim tam bir beceriksiz olduğundan; ona yardım ediyorum. Ama önemi yok. Sonuçta o bir erkek ve biz de erkek egemen bir köyde doğduk. Bu yüzden erkek olan abime yardım etmekten gurur duyuyorum. “

Elfy biraz sonra ellerini çekti ve Ducia bıyığını çaktırmadan düzeltmek adına biraz daha elini orada tuttu. Turgan tam kahvaltıya başlayacakken Elfy’nin bulaşık içinde kalmış peçesini fark etti ve istemsiz bir kahkaha patlattı.

“ Bir de abine beceriksiz diyorsun. Şuna baksana peçen senden çok yemiş hınh hınh. Biraz aklını çalıştır da yemek yerken o yüzündeki şeyi çıkart bence. “

“ Yok ben böyle iyiyim. Zaten çocukluğumdan beri de böyle yemek yerim değil mi Roch abi? “

“ Aynen aynen. Zaten benim de bıyıklarım çok erken yaşta çıktığından, alışığım sürekli bir şeyler bulaşmasına. “

“ Sizin gibi beceriksizlere gizli bir görev veren adam cidden salak olmalı hınh hınh. “

2 gün boyunca süren yolculukta Turgan, Roch(Ducia) ve Leila(Elfy) ile oldukça iyi arkadaş olmuştu. Rochun kollarını ve karnını eliyle kontrol edip, bedenini güçlendirmesi adına öğütlerde bulunup duruyordu Turgan. Yoksa kardeşini koruyamazsın diyordu. Hatta bir kez göğüs kaslarını bile kontrol etmişti. Roch ise bazı anlarda fazlasıyla utangaç görünüyor olsa da; Turganın bu iyi niyetli öğütlerini ciddi ciddi dinliyor gibi yapığ, kimliklerini hala anlamamış olmasından dolayı keyfini sürmeye bakıyordu.

 

2 günün sonunda dinlenmek ve takviye yapmak amacıyla bir adada durdular. Gemi 1 saat boyunca limanda demirlemiş vaziyette olacaktı ve yolcularda bu süre boyunca adayı keşfetme şansına sahiptiler. Gemideki yemekleri pek beğenmemiş olan Leila, öğlen yemeğinde pek bir şey yememiş ve bu adada demirleyecekleri önceden duyurulduğundan, kendini ada yemeklerine hazırlamıştı ve Gemi limana yanaşır yanaşmaz da komik görüntüsüne aldırmadan, lezzetli yemeklerin olduğu lokantaları bulmak amacıyla koşmaya başlamıştı.

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar