Theoden

26 Temmuz 2019
Çeviri: 94
Düzenleme: AntiYasuo
765 Görüntülenme
Bu bölümü 4 Kişi beğendi.

Gardiyanı Ziyaret

Geminin tekrar harekete geçmesinin üzerinden neredeyse bir gün geçmesine rağmen, Ducia hala Turganın yatırdığı yerden hiç kalkmamıştı. O andan beri yemek dahi yememiş, hiçbir açlık belirtisi de göstermemişti. Elfy ise birkaç saatin ardından kendisini toparlamıştı ve Turgana tahminlerinin doğru olduğunu söyleyip; gözleri önünde katledilen annelerinin adının Nyu olduğu hikayesini uydurmuştu. Abim onun acısını uzun süre atlatamamıştı, bu yüzden düzelmesi biraz zaman alacaktır diye de eklemişti.

Anakaraya varmalarına sadece birkaç saat kalmışken, Turgan hava almak üzere kamaradan ayrıldı. Zira Rochun durumundan dolayı kendisini suçluyor ve okyanus havası solumak birazcık da olsa rahatlamasını sağlıyordu. Turganın odadan ayrılmasını bilen Elfy; fırsatı değerlendirmek adına, kamara kapısını arkadan kilitledikten sonra, Duciaya yaklaştı ve kendine geldiği andan beri, ona şefkatle yaklaşmanın çözüm olmadığını fark edip, daha katı bir yola başvurmaya karar verdi.

“ Ömrünün kalanını böyle bir yatalak gibi mi geçireceksin? “

Ducia yanıt vermiyordu. Elfy ise sorularının ve söylediklerinin havada kalmasını umursamayarak konuşmaya devam ediyordu. Ducianın başından tutmuş ve kendine gelmesi için sarsıp, tokatlar atmaktan da çekinmiyordu.

“ Ne olmuş yani Nyu yu seviyorsa ? Beni de sevmiyormuş işte. Ne yapalım yani oturup ömrümüzün sonuna kadar ızdırap mı çekelim ? Hem sana tam olarak ne anlattı ki? “

“ Nyu Nyu “

“ Sen çocuğa sürekli aptalsın, salaksın diye hakaret et. Ondan sonra da ona sen gerçek bir erkeksin, yakışıklım benim diye hitap eden bir kadına aşık olmasını tuhaf karşıla. Yok canım daha neler. Turganın gözünde sen, onu aşağılayan bense yemekten başka bir şey düşünmeyen kişilerden başka bir şey olamayız. Eğer onu kazanmak istiyorsak, bizim de dişi olduğumuzu ona hatırlatmamız gerekir. “

Ducia konuşmasa da, sayıklamayı kesmişti ve yattığı yerden hafifçe doğrulmuştu.

“ İşte bu kadar. Hadi bir an önce toparlan. Anakaraya varmamıza çok kalmadığını söylediler. Biraz daha burada yatarsan, gemiyle beraber Tospittiye geri döneceksin. O sırada da artık Turgan bu adada kimlerle karşılaşır, hayatının aşkını mu bulur yoksa evlenir gider mi orasını bilemem. “

Ducia bir gündür hiçbir şey yememiş ve içmemiş de olmasının etkisiyle, Kurumuş dudaklarını güçlükle de olsa sonunda hareket ettirebilmişti.

“ Sende mi? “

“ Bende mi ne ? “

“ Sende mi Turganı seviyorsun ? “

“ Ben öyle bir şey mi dedim? “

“ Dedin ya. Beni de sevmiyormuş onu kazanmalıyız diye. Kendini de katarak söyledin. “

Bu kez kızaran yanaklar Elfye aitlerdi.

“ Şey yani ben de pek boş değilim diyebilirim. Sonuçta iyi biri, güçlü ve yakışıklı. Özellikle eğitimden döndükten sonra, gözüme çok çekici gelmeye başladı hi hi. “

“ Sorun değil. “

“ Ne sorun değil Ducia ? “

“ Eğer Nyu ablaya karşı kazanabilirsem, sen sorun olmazsın. Sana bücürük demesine rağmen, sen bile ondan hoşlanıyorsan, Turgan cidden çekici bir erkek demektir. Onu öylece kendini sergilemekten çekinmeyen Nyu ablaya bırakmayacağım. Madem dişilikten hoşlanıyor; benim de bir dişi olduğumu fark etmesini sağlayacağım. “

“ Sen sorun değilsin demek de ne oluyor Ducia? Ben çirkin miyim? “

Ducia, Elfy nin kolunun arkasını tuttu ve oradan bir parça eti parmaklarının arasına aldı.

“ Yoo aksine oldukça güzelsin. Ama böyle yemeye devam ettiğin sürece; Turganın bile kaldıramayacağı bir ağırlığa çıkman çok zaman almayacaktır ha ha “

Elfy’nin konuşması en azından Ducianın kendine gelmesini sağlamıştı ve Ducianın söyledikleri de Elfy nin bir karar almasına neden olmuştu. Diyete başlayacaktı… İki kız, mutsuzluklarından sıyrılıp, karşılıklı atışmalarla eğlenmeye başlamışlardı ki Turganın sesiye kendilerine geldiler. Gemi anakaraya varmak üzereydi ve Turgan Rochun durumunu merak ediyordu. Eğer hala aynıysa Rochu gideceği yere kadar taşımaya gönüllü olacaktı ki; Leilanın kamara kapısını açmasıyla öyle bir şeye gerek kalmadığını gördü.

“ Roch iyileşmişsin. Annene olanları hatırlattığım için cidden üzgünüm “

“ Önemi yok Attila. Şimdi daha iyiyim bu yüzden merak etme. Yollarımız burada ayrılıyor galiba. “

“ Öyle görünüyor. Ama sizi sevdim umarım tekrar karşılaşırız. “

Hep beraber gemiden indiler. Gemiden ayrıldıktan sonraysa farklı yönlere doğru ilerlediler. Tabi Turgan gözden kaybolmadan hemen önce Ducia ve Elfy ikilisi u dönüşü yapmışlardı. Turganın biraz ilerledikten sonra şehir çıkışında bir adamla konuştuğunu gördüler ve Turgan ilerledikten sonra hemen o adamın yanına koştular.

Ducia kesesinden ikü gümüş sikke çıkarıp adama uzattı ve Turganın ne sorduğunu öğrenmek istedi. Rehber olduğunu öğrendikleri adam, Turganın bir adres sorduğunu ve kendisinin de gerekli tarifi yaptığını anlattı. Hatta Turganı oraya götürme teklifinde de bulunmuş ancak Turgan kabul etmemiş. Bir at kiralamayı bile kabul etmedi diye ekledi rehber ve aynı yol tarifini bu kez de Ducialar için yaptı. Yürüyerek giderlerse yolun 10 saat süreceğini de ekledi.

Ducialar uyarılara aldırmadılar ve artık güzergahı bildiklerinden Turgan ile aralarında olan mesafenin açılmasını pek de umursamadan, uzak takibe devam ettiler. Yaklaşık 6 saat durmadan yürüdükten sonra, takatleri kalmamıştı ve artık dinlenmek istiyorlardı. Ancak Turgan bir at kadar dinç ve sağlıklı bacaklara sahip gibi hız kesmeden yürümeye devam ediyordu.

“ Ducia bir şey yap da durdur Turganı, yoksa birazdan ayak tabanlarımdan ateş çıkacak “ diye içinde bulunduğu durumu özetledi Elfy.

Ducia kısa süreli bir düşünme aşamasından sonra ne yapabileceğini buldu. Azrak gücünü kullanarak, Turganın özünü azaltacak ve yorulmasını sağlayacaktı. Bariyerini kullandı ve varlığını tam anlamıyla gizleyerek planını uyguladı. İşe yaramıştı. Turgan bir anda olduğu yerde durdu ve ağır adamlarla kendisini bir ağaç gölgesine zor attı. Yaklaşık yarım saat dinlendikten sonra da yeniden yola koyulmuştu. Bu süre Elfy ve Ducianın dinlenmelerine yetmişti ve Gardiyanın yaşadığı eve ulaşana kadar bir kez daha durmadılar.

 

Bu evde yaşıyor olmalı. Emekliliğini geçirmek için ne kadar da tuhaf bir seçim yapmış diye düşündü Turgan. Gördüğü ev çamurdan yapılmıştı. Etrafındaysa ne bir su kaynağı görünüyordu ne de bir ağaç vardı. Turgan hiç çekinmeden ilerledi ve kapıyı sertçe çaldı.

“ Hey gardiyan. Çık dışarı. Rohan abiyle ilgili soracaklarım var. “

Rohanın isminin geçmesi Rohanı heyecanlandırmaya yetmişti. İhtiyarlamış gardiyan elinde bi asayla beraber kapıda göründü.

“ Sen de kimsin çocuk? Rohanı nereden tanıyorsun? “

“ Abimin abisi oluyor Rohan abi. “

“ Büyük abin mi yani? “

“ Eh öyle sayılır. Bana nerede tuttuklarını söylesene ? “

“ Neden bunu soruyorsun ki? Onun varlığını bile gizliyorlarken, kardeşinin ziyaretine izin vereceklerini mi sandın ? Ayrıca bana senden hiç bahsetmemişti. Adın ne senin? “

Turgan artık amacını saklamayı gereksiz buldu. Gerekirse güç kullanacak ve bu ihtiyardan Azrak Kralın yerini öğrenecekti.

“ Benim adım Turgan. İntibah Tugayının lideriyim. “

“ Ah şu bahsi geçen yeni çocuk olmalısın. İyi de Rohan cidden senin abin mi? “

“ Abim diyorsam abim işte. Ayrıca ziyarete falan gelmedim. Onu kurtarmaya geldim ben. “

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar