Theoden

26 Temmuz 2019
Çeviri: 98
Düzenleme: AntiYasuo
761 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Yaft Engelleyen Halkalar

Korgeneral şoktan kurtuldu ve soruya yanıt vermese de en azından bir cümle kurdu.

“ Sen nasıl çıkabildin oradan ? “

“ Sen söylemiyorsan ben anlatayım. Benim suçum potansiyel güç barındırmak ve yine bu gücü, kötü amaçlarda kullanma ihtimalimin bulunması. Ne kadar da etkileyici değil mi Turgan? Kesinlikle önlem amacıyla zindanlarda tutulmalıyım. “

“ Bence saçmaymış herkesin güçlü ve suçlu olma ihtimali var o zaman garantiye alıp herkesi zindanlarda tutmak lazım. Hatta Korgenerel Tokugara sende oldukça güçlüsün değil mi? Peki ya bir gün imparatorluğa ihanet edersen ? O zaman ne olacak? Belki de garantiye almak için seni de zindana atmalılar böyle bir karar alsalardı, buna nasıl tepki verirdin Tokugara? “

Turganın verdiği ve kendisinden normal şartlarda beklenmeyecek kadar zekice bu örnek, lacivert saçlı çocuğun fazlasıyla hoşuna gitmişti. Hoşnutluğunu belli etmek adına gülümsedi. Tokugara ise aynı şekilde memnuniyetsiz gözüküyordu. Yüzü tamamıyla kıp kırmızı kesilmiş. Huzursuzluğu tenine işlemiş ve başının saçsız bölümüne kadar yayıldığı gözlemlenebiliyordu. Tokugara cevap vermedi ve sorusunu tekrarladı.

“ Yerin o kadar altında olmana rağmen çıkmayı nasıl başardın Ragnos ? “

“ Turganın yardımıyla. “

“ Nasıl yani? Biz gelmeden seni zindanda çıkarma işini de mi o yaptı ? “

“ Yok öyle değil. Sen her ne kadar benim sorularıma cevap vermesen de, ben öyle yapmayacağım korgeneral. Turganın çaktığını sonradan öğrenmiş olsam da; onun yıldırımı adeta eğitimliymişçesine, koridorları geçti ve nasıl olduysa bulunduğum zindan kapısını da havaya uçurdu. “

“ Ciddi misin sen ? Bir yaft son geliştirdiğimiz o kapılara cidden etki edebiliyor mu? “

“ Bununla da kalsa iyi korgeneral. Kapıyı kırdıktan sonra arta kalan yıldırım da, adeta ışıktan bir bıçakmışçasına kollarımdaki zincirleri tek hamlede kopardı. Kollarım serbest kaldıktan sonra da ayağımdaki prangaları çıkarmak çocuk oyuncağıydı. “

Turgan dahi bu duyduklarına şaşırmıştı. Hatta en çok şaşıran o olmasına rağmen, hepsini bilinçli yapmış gibi öz güvenli bir tavır takınmıştı. Suratına aval aval bakan Tokugaranın gözlerinin içine bakarak söyledi.

“ Ne var ? Amacım Rohan abiyi kurtarmaktı ancak belli ki yıldırımı mı yanlış özün üzerine göndermişim. Ama sorun değil. Haksız yere zindanda tutulan Ragnosu kurtarabildiğim için mutluyum. Şimdiyse sıra Rohan abide. ”

Kıyımla saldırıya hazırlanır gibi bir pozisyon aldı. Tokugara demin duyduklarından sonra bir adım geriye çekilmişti. O sırada Ragnos gülümseyerek konuştu .

“ Seni cidden sevdim Turgan. Benim yaşlarımda bu kadar güçlü ve korkusuz adamların olduğunu bilmiyordum. Ama hayatta kalmak istiyorsan, meydan okuyacağın adamları iyi seçmelisin. Hatta kaçman gereken durumları da. Seninle beraber savaşmak isterdim ancak kollarıma ve bacaklarıma taktıkları bu aptal şeyler yaft kullanmama izin vermiyorlar. Bu yüzden sadece izleyip senin kazanman için dua edeceğim. Umarım bunun bir faydası olur “

Ragnos cümlesi bittikten sonra olduğu yere bağdaş kurup oturmuştu. Turganın durumuysa pek iç açıcı halde değildi. Sol bacağı iyiden iyiye ağrısını hissettirir hale gelmişti ve üzerine basmakta bile zorlanıyordu Turgan. Ancak buna rağmen hiç istifini bozmuyor ve tavan yapmış karizmasının çizilmesine fırsat vermiyordu.

“ Kaçmak mı? Bu adamlardan mı? Güldürme beni. Tokugarayla işim bittiğinde sıra diğerlerine gelecek ve Rohan abinin özgürlüğüne mani olmak isteyen son kişiyi de ezip geçene kadar durmayacağım. “

Turgan bunu söylerken, çıktıkları merdivenin başında durmuş ve onları öylece izlemekte olan diğer generalleri işaret etmişti. Orada duranlardan kırmızı renkli üniforma giymiş olan general söze girdi.

“ Gebert şu çocuğu Tokugara. Eleanorla ben konuşurum. “

“ Siz nasıl isterseniz efendim. “

Tokugara pozisyonunu aldı, sırtında iki adet kılıç duruyordu bunlardan oldukça uzun görüneni eline aldı ve kıyımı rakibinin elindne düşürmesi amacıyla hedefleyerek saldırdı. İki silah birbirine dokunmasına rağmen ve Turgan, Tokugaranın hızına refleks bile gösterememesine rağmen, kıyımı elinde tutmayı başarmıştı.

“Onu öylece bırakacak gibi değilsin. Madem öyle seni tamamen güçsüz kılarak, çaresizlik hissini dibine kadar yaşamanı sağlayacağım. Zehir etkisi – Yüzlerce Ok “

Tokugara bunu söylediğinde, Turganın tepesinde bir sürü ışık okuna benzer şey meydana geldi. Gerçek oklar kadar uzun görünmüyorlardı ve bir kütleye sahip gibi de değillerdi. Koyu mor renkli ve fazlasıyla tehlikeli görülen yüzlerce ışık oku. Tokugara yaftını yaptığında ellerini havaya kaldırmıştı ve sağ elini aşağıya indirmesiyle beraber, ışık oklarının yarısı aşağıya doğru hızla harekete geçtiler.

Turgan bunu fark edince kıyımı yukarı doğru tutup, havadan gelen okları kıyımla karşılamak için hazırlandı. Elinden gelenin en iyisini yapmış olsa da hem kırık sol bacağı hareketlerini kısıtladığından, hem de sadece birkaç aydır silah kullandığından, silahıyla yeterince iyi ve hızlı değildi. Gelen okların yarısından fazlasını savuşturmuş olsa da; 7 ayrı zehirli okun boynuna, göğsüne, bacaklarına ve kollarına saplanmasına engel olamadı.

Kollarına isabet eden oklardan bir tanesi el sırtını delip geçmiş ve Kıyımı tutmakta zorlanmasına sebep oluyordu. Tokugara havada kalan diğer elini de, yavaş yavaş aşağıya doğru indirmeye başladı. Bunu gören Turgan havada kalan diğer okların da biraz sonra bedenine yağacağını biliyordu. Hiçbir savunma yaftı olmadığı için hayıflandı. Keşke üzerimi kapatabileceğim bir kalkan yaftı kullanabilseydim diye düşündü.

Tokugara kolunu indirdiğinde, Kıyımı artık güçlükle elinde tutabilen Turgan, üzerine yağan zehirli okları fark edip hamle yapmaya çalışsa da, bedenine yayılan zehrinde etkisiyle fazlasıyla yavaşlamıştı. Normal şartlar altında çoktan kendinden geçmesi gerekirken, inancı ve Ducianın desteği hala ayakta durabilmesine olanak veriyordu. Turgan yirmiden fazla oka hedef olmuşken, Ragnosun endişeli sesiyle irkildi.

“ Turgan dikkat et. Odağını sadece oklara verme. “

Ragnosun sesini duyduğunda kollarına ve bacaklarına geçen halkaları hissetmişti Turgan. Zehirin etkisinden bayılmak üzere olduğundan, güç bela vücuduna geçirilen halkaları görebildi. Ardından da Tokugaranın aşağılayıcı cümlelerine maruz kaldı.

“ Artık yaft kullanamazsın. Bu yeni teknolojiyi sadece Fuchi zindanları gibi önemli ve gizli yerlerde kullanıyoruz şimdilik. Günlük hayattaki basit yaftlar, insanların işlerini bu kadar kolaylaştırıyorken, böyle bir teknoloji geliştirdiğimizin şimdilik bilinmesini istemiyoruz. “

Turganın konuşmadığını görünce devam etti Tokugara.

“ Hala Rohanı kurtarabileceğine inanıyor musun? Sana içinde bulunduğun durumu anlatayım Turgan çocuk, Korgeneral ve üzeri rütbelerdeki dört adam yanı başında duruyor, Bizim dışımızda aşağıda da generaller var, Vücudun tamamen zehirlenmiş durumda, bir bacağın kırık ve artık yaftta kullanamazsın. “

“ Yaft kullanamam mı? Saçmalık. “

“ Denemesi bedava Turgan çocuk. Odaklanabilmen için yaftını kullanmayı deneyene kadar sana ilişmeyeceğim “

Turgan, koluna geçirilen halkalardan sonra, vücudunda ya da özünde hiçbir değişiklik hissetmemişti. Özü gittikçe azalıyor ancak bunun sebebini bedenine saplı duran oklar olarak görüyordu. Yaft kullanmaya karar verdi. Ara sıra kıyım ikizlerine kulak verip onları duymaya çalışıyordu ancak minik ikizler sessizliğe bürünmüşlerdi. Turgan iyice odaklandığında güç bela da olsa seslerini duydu ya da öyle sandı.

“ Dayanmalıyız dayanmalıyız. “

“ Dayanacağız kıyım ikizleri, merak etmeyin. Tabiatın öfkeli kükreyişi – Yıldırım zırhı. “

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar