Theoden
Gidenin Dönmediği Yer Zail
Ormanın derinliklerinde hayvanların sesleri
dahi duyulmuyor, adeta rüzgâr verilmiş bir sözü tutmak istercesine ses
çıkarmadan usulca ancak ürkütücü dokunuşlarla esiyordu. Hiç bilmedikleri
toprakların tehlikeli olarak adlandırılan bu yasak bölgesine ısrarla girmiş
olan Turgan ve arkadaşlarıysa ortamdan hiç ama hiç ürkmüyorlardı, bir kişi
hariç…
Belinda
“Zail denilen bölgeye gelenlerin çıldırdıklarına ya da geri
dönemediklerine dair uyarılar yapmalarına rağmen neden buradayız ki? Havanın
ağırlığına bakılırsa uyarıları dikkate alıp bir an önce dönmeliyiz. “
Nabe şehirden aldığı bir şekeri dudaklarının
arasında emiyorken, umursamaz ve soluk gözlerle yapacaktı tarizini.
“ Cidden yürekli bir gazetecisin. “
“ Kolay kolay korkmam ama böyle tenha yerlerde
dolaşmaya da alışık değilim. Ben daha ziyade birilerinin gizli odalarına girmek
konusunda daha deneyimliyimdir. “
Behmura “ Ne oldu Nabe, Belinda sana yüz
vermeyince onunla dalga geçerek mi kendini rahatlatıyorsun ha ha “
Nabe soluk duruşunu bozmamış, canı biraz
sıkılmış olsa da belli etmemeyi başarmıştı.
“ Yalnızca gerçekleri söylüyorum. Babası en
güçlü ülkelere karşı durmuş ve kendisinin de onun yolundan gittiğini söyleyen
bir gazetecinin bu kadar çabuk ürkmesine şaşırdım o kadar. “
Nabe’nin basit, kendine göre haklı ve öylece
sözlenmiş sözleri Belinda’nın benzinin solmasına neden olmuştu. Herhangi bir
cevap verecek gücü kendinde bulamamış, başını eğip, bilinçsiz bir görüntü
sergileyerek yürümeye başlamıştı. Durumu fark eden Nyu, onu teselli etmek adına
cümleler kurmaya çalışsa da Belinda’nın kulağına ulaşan sözler hizmetkardan
gelecekti.
“ Senin amacın ne Nabe? “
“ Hiçbir şey. Sadece şaşkınlığımı belirttim
o kadar. Ne yani bu da mı yasak? “
Turgan’ın ses tonu sert, yüzüyse ciddi bir
ifadeye bürünmüştü.
“ Kendini Tugaya ait olarak görüyorsan
yasak diye bir şey olmadığını bilmelisin. “
“ Bu yüzden mi Ragnossa’nın içki içmesini
yasakladın? “
“ Yasaklamadım, içtiği zaman sorun
yaşadığını öğrendim ve içmemesini söyledim. “
“ Yani yasakladın. “
“ Alakası yok. “
“ Yasaklıyorsun ama adına yasak demiyorsun
hepsi bu. “
Turgan ile Nabe bir anlaşmaya varamayacak gibi
görünüyorlarken, tartışmanın sonunu merak eden Belinda biraz da olsa kendine
gelmiş, merakla dinlemeye koyulmuştu.
Ragnossa “ İntibah Tugayı’nın bir üyesi
olarak mı konuşuyorsun yoksa zıt renkler birliğinin lideri olarak mı Nabe? “
Nabe “ Ne fark eder? İki durumda da sizden
biri değilim sonuçta. Tugayda bizi üvey evlat diye adlandırdınız. Patron’un
dileğini yerine getirmek adına bir imparatoru karşımıza almış olmamıza rağmen
de bu durum değişmedi. Eğer zıt renkler
birliğinin bir üyesi olarak görüyorsanız da düşmanlarınızdan farkımız yok
demektir. “
Behmura şaşkındı zira yalnız kaldıkları
zamanlarda dahi bir kez olsun
memnuniyetsizliğini belirtmemiş, bu yüzden de herhangi bir durumdan
rahatsız olduğunu Behmura dahi fark etmemişti.
Behmura “ Turgan bana bir şeyi yasaklamadı.
Kadınlara ve alkole karşı zaafım olduğunu öğrendi ve her normal liderin
yapacağı gibi zaaflarımdan uzak durmamı söyledi o kadar. “
Nabe “ Hangi normal lider kendi
saflarındaki insanları karşısına alıp yeni tanıştığı bir yabancıyı savunur? “
Belinda “ Eğer benim yüzümdense sorun
değil. Korkularım olduğu doğru ve bununla yüzleşmekle ilgili problemlerim var.
Nabe doğruları söylediğinden kendimi sorgulamak durumunda kaldım o kadar… “
Belinda’nın cümlesinin ardından sorusuna yanıt
alacaktı Nabe.
Ragnossa “ Normalin ötesinde olan gerçek
bir lider. Hala onu tanıyamadın mı, hizmetkarlığının bir masal ya da tesadüf mü
olduğunu zannediyorsun? Öyleyse yanılıyorsun üvey evlat. İlk tanıştığımızda
imparatorluk generallerine karşı nasıl benim tarafımda durduysa şimdi de aynı
şey geçerli. Haklı olmadığın zamanlarda patrondan destek bekliyorsan, bu
durumda olman kendi hatandır Nabe. “
Nabe “ Haklı olmadığım durum mu? Belinda
kendisi bile söylediklerimin doğruluğunu kabuletmişken… “
Turgan “ Neden Tugayda kaldın sorusunu hala
cevaplamadın Nabe. Benim cevaplamamı ister misin“
Nabe şaşkındı. Bu sorunun cevabını çoktan
vermiş olmalıydı ancak Turgan özellikle bu sorunun üzerine eğiliyor ve öylece
geçiştirilmesini kabul edecek gibi görünmüyordu.
Ragnossa “ Tugayda kaldın çünkü ilk kez
senden kat be kat güçlü insanlarla karşılaşıp kaybetmiştin. Daha önce sana
karşı kaybedenlerin hallerini düşündüğünde kaçmak istedin ancak o zaman hayal
dahi edemeyeceğin bir güç tam karşına çıkıp seni bir kedinin ensesinden tutar
gibi tutup bana getirdi. Burada kalırsan zayıflığını iliklerine kadar
hissedecektin ve ilk günden beri kaçmayı düşündün ama bir sorun vardı. Yenilmez
olmadığının farkındaydın ve bir sonraki sefer karşına gelecek senden güçlü
insanlar Turgan kadar merhametli olmayabilirlerdi. Onlara kaybettiğinde hayatta
bırakılacağının garantisi yoktu ve bu korkuyu aşamadığından, istemeyerek de
olsa Tugayda kalmaya devam ettin. Yani kaçmaya korktun… “
Nabe hiçbir söyleyemeden kala kalmıştı.
Ragnossa’nın yaptığı tüm çıkarımlar doğru olsa da itiraz etme arzusunu
bastıramıyor ancak korkaklıkla itham edilmesine rağmen cevap verecek gücü
kendinde bulamıyordu.
Turgan “ Yaftlarınızla ilgili büyüklerime
danıştım. Yaft konusunda tanıdığım en
bilge kişilerden sizin yaftlarınızı araştırmalarını istedim ve sonucu merak
ediyorsanız, sizin yaftlarınız inanılmaz. Aptal havariden aldığınızı
zannettiğiniz saçmalıklardan bahsetmiyorum, size aileleriniz tarafından
öğretilen gerçek yaftlarınızdan. Teorikte o yaftları olabilecek en iyi haline
getirdiğinizde, elde edebileceğiniz gücün limitleri yok ve sen Nabe böyle bir
yafta sahipken dahi senden güçlü olanlardan korkuyorsan, ne fiziksel ne de yaft
yeteneği olmayan bir gazetecinin ürpermesini sorgulama haddini kendinde
görmeyeceksin. “
Nabe titremeye başlamıştı. Ragnossa ve
Turgan’ın arka arkaya sıraladıkları gerçekler yüzüne öyle sert çarpmışlardı ki
yaftının ne kadar kıymetli olduğunu öğrenmek dahi bir nebze olsun neşelenmesini
sağlayamamıştı.
Nabe “ Ben öyle değil… “
Turgan “ Bir dahaki sefere birini
eleştirirken kendi olduğun durumu da değerlendirmeni öneririm. Son olaraksa
korkudan değil de olmak istediğiniz yer burası olduğundan Tugay da kalmayı
seçerseniz, o zaman gerçekten intibah tugayının üyeleri olacaksınız. O zamana
kadar üvey evlat olacağınız için kusura bakma. “
Belinda nasıl bir grupla seyahat ettiğini
anlamakta güçlük çekiyordu. Ufacık bir kıvılcımdan dolayı hararetli tartışmalar
yaşanmış, tartışmalar sona erdiğindeyse Turgan hiçbir şey olmamış gibi
gülümseyen bir yüzle ilerlemeye koyulmuştu. Birkaç adım attıktan sonra
duraksadı, havayı kokladı ve işaret parmağıyla Ragnossa’nın hemen tepesindeki
bir ağacı gösterirken söze girdi.
“ Tehlikeli değiller, abartmayalım… “
Turgan’ın cümlesinden sonra başını iki kez
hızlıca sağa ve sola çeviren Ragnossa birdenbire eliyle havayı yakalıyor gibi
yaptı ve yumruk şeklinde sıktığı sağ elini yukarıdan aşağıya doğru hızlıca
indirmesiyle beraber Turgan’ın işaret ettiği ağacın üzerinden bir düzine
yüzleri maskeli insan serbest düşüş ile ortaya çıktılar.