Theoden
Zail 2
Tugay üyeleri şaşırmış, Belinda ise ürküp
küçük bir çığlık attıktan sonra Turgan’ın arkasına geçmiş halde bulmuştu
kendini. Yere kapaklanmış olan maskeli kişilerden birkaçı toparlanmış olsalar
da düştükleri ağacın yüksekliği pek de alçak sayılmazdı ve bu sebepten olsa
gerek bir tanesi halen ayağa kalkamamış, kalçasını tutuyor, maskeden yüz
ifadesi görünmese de acı çektiği anlaşılabiliyordu. Maskeli kişilerinin çoğu
kambur bir duruş almış, bir tanesi yayını tehditkar bir şekilde germiş, bir
başkasıysa elindeki bolayı havada çevirip duruyordu. Konuşmaya ilk giren de
bolayı başının üzerinde çeviren bu adam olacaktı.
“ Burada ne işiniz var, zaile girerseniz
çıkışınızın olmayacağını size söylemediler mi? “
Ragnossa “ Söyledikleri için geldik. Buraya
gelenleri ipe bağlanmış taşlarla mı mağlup ediyorsunuz? Eğer öyleyse bizden
önce buraya gelenler oldukça zayıflarmış. “
“ Öhm tabi ki hayır. Esasında gizli yaftlar
kullanıyoruz ve tamamıyla illegal olan bölgemize girenlere de kesinlikle
merhamet göstermiyoruz ve… “
Turgan “ Onu iyileştirebilir misin Ducia? “
Ragnossa ve elinde bola çeviren adam
konuşurlarken konuşmayı bölen ve cümlesini söylerken de halen yerde yatan adamı
gösteren Turgan bu kez Ragnossa’yı dahi şaşırtmıştı.
Ragnossa “ İlk önce kazanıp sonra
yaralılarla ilgilenseydik bari. “
Turgan “ O adam hayal ettiğinden daha fazla
acı çekiyor olmalı. Lütfen onunla ilgilen Ducia. “
Turgan hemen karşısında gerilmiş olan yayı yok
sayıp maskeli kişilerin içlerine doğru ilerlemiş, yerde yatan adamın yanı
başına geldiğindeyse adam ayağa kalkmak için bir hamle yapmış ancak buna
kalkışır kalkışmaz sağlam bir acı feryadı atmıştı. Bunu duyan Ducia kayıtsız
kalmayıp Turgan’ın yanına ilerlemişti. Ducia, avuç içlerinden yeşil ışık
huzmelerini çıkarmaya başlamışken maskeli grubun sözcüsü gibi görünen bolalı adam
bir anlığına panikleyip elindeki bolayı Ducia’ya doğru göndermişti bile. Beden
gücünden dahi yoksun yapılmış görünen bu saldırıyı Turgan elleriyle
durdurduktan sonra gülümseyerek söze girmişti.
“ Korkmanıza gerek yok ki size zarar
vermeyeceğiz. Yalnızca bu ülkede bazı tuhaflıklar var ve biz bu tuhaflıkları
çözmek istiyoruz. “
“ Sizi Cabot mu gönderdi? “
“ Yok. “
“ O zaman Trinovan ya da Petrogad göndermiş
olmalı. “
“ Cık “
“ Hoan bu işler için fazla zayıf olduğuna
göre… İyi de kim gönderdi o zaman sizi, neden herkesin çoktan işini bitirdiği
bir bölgeyle ilgileniyorsunuz? “
“ Herkesin işi bitti derken neyi kast
ediyorsun dede? “
“ Ülkeyi adeta bir denek olarak kullanıp
kurallarımızı belirleyenlerden bahsediyorum. İşlerini bitirdiklerinde ülkemiz
yaşanmaz hale geldi. “
“ İlla birinin bizi göndermiş olmasını
istiyorsan sana cevap vereyim dede. Bizi tanrı gönderdi ve bizim uğradığımız
yerlerdeki amacımız aynıdır. Haksızlığa uğratılanların hakkını teslim etmek. “
Ragnossa “ Aranızda 70 yaşından daha genç
birinin olduğuna şüpheliyim. Maskeleriniz yüzünüzdeki çizgileri saklıyor olsa
da sırtınızdaki kamburluk bir savaş duruşu değil, yaşlılığın bir sonucu değil
mi? “
“ H-hayır ne alakası var? Bizler Zail
bölgesinin belalı kişileriyiz ve… “
Turgan çoktan bolanın üzerindeki taşları
çıkarıp, sıradan bir ip haline getirmişti ve o ipi karşısındaki adama
uzatıyorken bir teklifte bulunmuştu.
“ Düşman olma ihtimalimizden çekiniyorsanız
bu ipi kullanıp beni bağlayın dedecik. Gayet iy insanların kokusuna sahip
olduğunuzu söyleyebilirim ve sizin gibi tonton dedeciklerin güvenini kazanmak
için bağlanmayı problem etmeyeceğim. “
Turgan’ın bu sözleri üzerine kararsız kalan
adam ne yapacağına karar vermek için bir anlığına arkasını döndü ve o zaman
biraz önce acı içinde yere kapaklanmış olan arkadaşının akrobatik hareketlerle
hoplayıp zıpladığını hatta taklalar dahi attığını görünce odağını kaybetti.
“ Ne yapıyorsun tüysüz karga, biraz daha
ciddiyet lütfen. “
“ Muhteşem hissediyorum baba karga, adeta
yirmili yaşlarıma dönmüş gibiyim. Bu güzel kız masallardan çıkmış bir azrağa
benziyor ha ha ha “
Baba karga diye hitap edilen grup lideri
arkadaşının yanına ilerlemiş ve olabildiğince kısık sesle sürdürmüştü
konuşmasını.
“ Saçmalama da işimize odaklanalım tüysüz
karga. Bu gençleri bağlamamız konusunda ne diyorsun? Malum kişi şu an burada
olmadığından fiziksel bir münakaşada problem yaşayabiliriz. “
Turgan “ Sizin gibi tonton dedelere zarar
vermeyeceğimi söylememe rağmen bundan mı endişeleniyorsunuz? “
Baba Karga
“ Eğer arkadaşıma kısık sesle bir şeyler söylüyorsam bunu duymaman
gerekir çocuk. Bu kadarını bile bilmiyor musun? “
Turgan “ Üzgünüm dede karga. “
Havan “ Hepsini uyutmamı ister misin
Turgan? Böylece sakinleşirler ve onlara zararsız olduğumuzu daha kolay
anlatabiliriz. “
Baba Karga birden belinden bir hançer
çıkarmış, sözlerin sahibi olan Havana dönüp, tehdidine karşılık vereceğini ilan
etmişti.
Turgan “ Onları korkutuyorsun Havan. Sadece
buradaki karışıklığı çözüp yolumuza devam edeceğiz tamam mı? “
Havan mahcup bir ifadeyle Turgan’ın
söylediklerini onaylamışken Behmura elindeki yuvarlak tuhaf bir cisimi
uzatırken konuştu.
“ Bunun ne olduğunu bilen var mı? “
Üzerinde dikdörtgen çıkıntılı desenler olan bu
bombeli yuvarlak cismin ucundan altına doğru inen ve indikçe sivrileşen bir
sürahinin kulpu gibi bir tutma yeri görünüyordu.
Turgan “ Muhtemelen ağaçtan düşmüş bir
meyvedir. Hey amca bunun ne olduğunu biliyor musun? “
Maskeli adamların yüz ifadeleri değişmiş,
benizleri atmış ve bu ani yüz ifadesi değişiminin akabinde de koşar adım
uzaklaşmaya başlamışlardı. Turgan’ın tahmininin ardından Behmura elindeki şeyi
ağzına götürmüş, ağzını kocaman açtıktan sonra bir ısırık almayı denemişti.
Behmura “ Arrrrrrr bu şey meyve olmak için
fazla sert. “
Ragnossa durumu fark ettiği anda Behmura’nın
üzerine sıçramayı düşünmüş ancak ne kadar zamanı kaldığını bilmediğinden
faziletli yayı kullanmayı seçmişti. Hızlıca oluşturulmuş iğne boyutundaki bir
ok Behmura’nın elindeki şeye çarpıp havaya savrulmasını sağladıktan birkaç
saniye sonra da gürültülü bir patlama sesi duyulmuştu.
Behmura “ Bu bu da neymiş böyle? “
Maskeli adamlar patlama sesini duyduktan sonra
duraksamışlar, biraz önce Ducia’nın
iyileştirdiği adam durgun bir ses tonuyla söze girmişti.
“ Bunlar iyi çocuklardı, gencecik çocukları
öldürmek beni huzursuz ediyor Saruth. Ne zamana kadar insanlardan kaçacağız? “
Baba Karga “ Gencecik çocuklar bizi hamam
böceği gibi görürlerken onlara şefkat mi besliyorsun? Şu anki düzen değişene
kadar yapılacak bir şey yok. Tanrıya şükür zamanında geldiler de kurtulduk. “
“ Cesetleri ne yapacağız? “
“ Her zamanki gibi uçurumdan aşağı
atacağız. Mezar kazmak bizim yaşımızdaki adamlar için fazla zahmetli. “
“ Eğer bir mezar kazmanız gerekiyorsa ben
hallederim hınh hınh “
Baba Karga “ Sağ ol çocuk ama sırrımızı
korumak adına yabancılardan yardım almıyoruz. Bu yüzden de cesedinizi… “
Maskeli adam birden duraksamıştı. Duyduğu sesi
zihninde bir kez daha kontrol etti, sağına soluna bakındı, yutkundu ve sonunda
konuşmaya cesaret edebildi.
“ S-sen kurtulabildin mi? “
“ Öyle bir şeyden ölmem mümkün değil.
Arkadaşlarım yaralanmadığı için bu seferlik görmezden geleceğim ama o yaftı
kullanan adamı Ragnossa’ya emanet etmek zorunda kaldığımı bilmelisiniz. “
Adam panikle arkasına döndüğünde otuzlu
yaşlarının başında görünen yoldaşını lacivert saçlı çocuğun hemen önünde,
elleri arkasında birleştirilmiş halde görmüştü.