Theoden
Bölüm 18
İntibah Tugayının, Sinar isimli ülkeden
ayrılmalarının ardından Ducia uzunca bir süre kendine gelememişti. Günlerce bir
milyon insanın özünü etkilemek kendi özünü tüketmiş ve bir haftadır
uyanmamıştı. Nyu belli aralıklarla Ducia’yı kontrol ediyor, Turgan ise her gün
iki kez ona yemek yedirmek için Ducia’nın kamarasına giriyordu. Belinda
gördüklerinin etkisinden halen kurtulabilmiş değildi zira birçok savaşa
tanıklık etmişse de böylesi yaftların kullanıldığına ilk kez bu kadar yakından
şahitlik etmişti. Ziyadesiyle endişeli görünüyordu. İntibah Tugayı’nın bu
topraklardaki geleceğinin ne olacağını da merak etmeden duramıyordu.
Behmura “ Bu kadar kaygılanmana gerek yok
gazeteci abla. Turgan’ın gücünü gördün ve intibah tugayındaki herkesin güçlü
olduğunu bilmelisin. Düşmanlarımız dahi bizim topraklarımıza geldiklerinde
onları misafir olarak görüp hoş görüyle karşılayan patronumuz sana zarar
gelmesine izin vermeyecektir. “
Belinda “ Misafirperverliğinizi kimse inkar
edemez. Aslında korkmuyorum yani korkuyorum ama daha çok merak ediyorum. “
Behmura “ Neyi? “
Belinda “ Dünya basınının sizi nasıl
karşılayacağını. “
Behmura “ Gazetelerden mi bahsediyorsun? “
“ Gazetelerin de içinde olduğu tüm basından
bahsediyorum işte. “
“ Geldiğimizi o kadar çabuk haber alırlar
mı ki? “
“ Grubu oluştururken bir tür aptallık
testine falan girmiş olmalısınız. Bu kadar fazla aptalın bir arada bulunması
cidden şaşırtıcı. Pek güçlü sayılmasa da koca bir ülkeyi yargıladıktan sonra
bunun öylece unutulmasını beklemiyorsunuz değil mi? “
“ Bilmem, sonuçta Sinardaki herkes
hallerinden memnunlardı ve kimseye hakkımızda kötü şeyler söyleyeceklerini
zannetmiyorum. “
“ Yerli halkla konuşurlarsa tanrı
tarafından gönderilen kahramanlar olduğunuzu söyleyecekleri aşikar. “
“ Bu iyi bir şey değil mi ki? “
Nabe “ Gandra’da nasıl çığırtkanlar ve
hafiyeler vardıysa burada da öyle teşkilatların olduğuna eminim Behmura. “
Behmura “ İyi de onlarda yaptığımız şeyde
bir yanlış olmadığını fark etmiş olmalılar. “
“ Bazıları sebepsiz yere iyilik yapmaktan
hatta başkalarının dahi iyilik yapmalarından hoşlanmazlar. Eminim ki o ülkeyi o
hale getirenler Sinar’ın durumunu raporlamaları için ülkede gözlemci
bulunduruyorlardı. “
Belinda “ Aynen öyle. Bu adamlar basın
gücünün farkındalar ve bu yüzden benim gibi gazeteciler kendilerine uygun bir
gazete bulamıyorlar. Kısacası tüm gazeteler birilerine çalışıyor ve radyolar da
zaten devlet elindeki organlar. “
Ragnossa “ Yakında kokusu çıkacaktır.
Şimdilik boşa kafa yormayalım. “
.
.
.
Turgan, Ducia’nın yatağının başına oturmuş, elindeki
meyve dilimlerini Ducia’nın dudaklarına götürüyor, Ducia ise ince dudaklarının
kenarıyla yumuşak meyvenin suyunu emiyor ve kısmen de ağzının içine alıp
çiğnemeden yutuyordu. Turgan her gün birkaç kez bu anı yaşıyor ve Ducia’nın
yemek öğünlerini sabırsızlıkla bekliyordu. Ducia bilinçsiz bir halde meyvesini
emerken Turgan gülmemek için kendisini zor tutuyor ancak Ducia’yı zamanından
önce uyandırmamak adına sabırla sessiz kalıyor, yalnızca ara sıra fısıldayarak
konuşuyordu.
“ Umarım uyandığında bana kızmazsın. Sana
yemek yedirmek o kadar eğlenceli ki sanırım fazladan öğün çıkardım ve birazcık
kilo almış olabilirsin hınh hınh. Al bakalım şu son şeftali parçasını da. “
Turgan sevimli sevimli konuşuyor ve işaret
parmağının üzerindeki meyve parçasını Ducia’nın dudaklarına doğru
yaklaştırıyordu. Ducia her zamanki gibi dudaklarının arasına aldığı meyvenin
ardından irkilmiş ve sanki nefes alışverişi değişmişti.
“ Şşşş korkma Ducia, ben buradayım. Rüyanda
seni ürküten şey neyse onu gerçekte bulup ahhhhhhhhhh “
Turgan’ın parmağı Ducia’nın dişlerinin
arasında duruyordu.
“ Uyandın mı? Parmağımı neden ısırdın ki? “
Ducia dişlerinin arasındaki parmağı bırakmadan
kollarını açtı iyice gerdikten sonra esnedi ve halen parmağı ağzında tutuyorken
konuştu.
“ Aynaya baktığımda beni beğenmeyeceğin
kadar kilo almış olursam parmağını kopmuş bil. “
“ Seni beğenmemek mi? Cidden komiksin
Ducia. Bunun gerçek olabilmesi mümkün değil. Sen, sen olduğun sürece tuhaf bir
yaftla fiziksel olarak tamamen değişsen de sana hayran olmaya devam edeceğim. “
Ducia dişlerini gevşetmiş, Turgan’ın parmağını
dudaklarının arasından yavaşça kaydırarak serbest bıraktıktan sonra parmak
ucuna bir öpücük kondurmuştu.
“ Ne zamandır böyle uyuyorum ki? “
“ Bir hafta oldu. Sinarda özünü çok fazla
tükettiğinden anca kendine geldin. “
“ O zamandan beri benim yanımda mısın yani?
“
“ Uyuduğum zamanlar dışında evet. Uyurken
yemek yiyebilmen harika değil mi? “
“ Bu özelliğimle dayımda hep dalga geçerdi
zaten. “
“ Dalga geçmiyorum. Cidden süper tatlı
görünüyorsun… “
Ducia’nın o zaman çatılmış kaşları gevşemiş,
demin dudaklarının arasından çıkan parmağı tekrar dudaklarının arasına ancak bu
kez şehvetli bir sunumla aldıktan sonra emmeye başlamış, Turgan’ın göğsüne
götürdüğü eliyle yumuşak dokunuşlarda bulunurken söze girmişti.
“ Belki de senin parmaklarının lezzeti
yemeklere bulaşmıştır ve o yüzden çok yemişimdir. En iyisi kaynağını tatmak
değil mi? “
“ Gluk. Öyle diyorsan lezzetin dudaklarında
olma ihtimalide olmalı ama değil mi? Bu durumda… “
“ Bilmem belki de dediğin gibi kontrol
etmelisin. “
Gluk.
Turgan’ın kalbi küt küt atıyor, heyecan ve
arzuyla altın saçlarını düzelttiği Ducia’nın dudaklarına doğru yol alıyordu.
İkilinin dudaklarının arasındaki iki karış mesafe adeta kapanmak bilmezken…
TAK TAK TAK
Kapının çalınmasıyla Behmura’nın sesi
duyulmuş, gecelikle yatan Ducia’nın üzerine battaniyesi örtüldükten sonra
istemsizce yanıtlamıştı Turgan.
“ Ne oldu Behmura? “
“ Patron, bir adaya geldik ve durup
durmayacağımızı sana sormamızı söyledi Ragnossa. “
“ Durmayalım, gidelim işte. Başka bir şey
yoksa ben Ducia’ya yemek yedireceğim. “
“ Zaten bu yüzden dursak iyi olur patron.
Neredeyse yemek stoklarımız tükenmek üzere ama esas problem farklı. İstersen
gel hep birlikte anlatalım. “
“ Pöfff birazcık oyalanalım işte sonra
bakarız. “
Ducia “ Beş dakikaya geliyoruz Behmura. “
Behmura “ Uyanmışsın Ducia, bu iyi haber
işte. Aptal olmayanlardan birinin daha karar masasında olacak olması
sevindirici hah hah “
Turgan hevesi kursağında kalmış bir haldeydi.
“ İkidir bu Behmura en güzel anımı bölüyor.
Belki de onu kovmalıyım, evet kesinlikle böyle yapmalıyım. Bu kesinlikle
liderce bir davranış olurdu. “
Ducia dudaklarının arasındaki parmağı yavaş
hareketlerle çıkarmış, Turgan’ın göğsünü şefkatle okşayıp yerinden doğrulurken
kulağına fısıldamıştı.
“ O zamandan beri yalnız kalsaydık belki de
farklı olurdu, neyse artık sen emekli olduktan sonraya kadar bekleriz. “
“ Gluk cidden o kadar bekleyecek miyiz? “
Ducia cevap vermemiş, üzerini değiştirdikten
sonra güverteye doğru yol almıştı.