Theoden
Bağımsız Gazeteci Belinda-1
Ragnossa, Nyu ve Behmura satın aldıkları
erzakları gemiye yerleştirmek için ayrılmışlar, diğer tugay üyeleriyse
ellerinde kalan bolca parayla bölgeye has yemekleri tatmak adına methedilen bir
lokantaya girmişlerdi. Ellerindeki menüyü incelerken dahi bazılarının
ağızlarının suyu akmış, yeterince incelediklerine karar veren garson tekrardan
yanlarına gelmişti.
“ Ne alacağınıza karar verdiniz mi efendim?
“ Buranın neyi ünlüyse ondan istiyoruz ama
göründüğümüzden daha aç olduğumuzdan hepimize normalde verdiğinizin 2 katı
getir. Şu gördüğün bücürüğe ise beş katını ve burada olmayan üç arkadaşımız
için de hazırlamayı unutma hınh hınh “
“ O zaman hepinize dana dili getiriyorum. “
“ Tam… “
Turgan onaylayamadan bir kadın sesi
konuşmasını kesecekti.
“ Geçen haftaki festivalden bolca kalan atık
şeyleri bitirmek istediklerini söylemediler, bu bölgenin en meşhur yemeğini
istediler yani onlara gül çorbası, siyah et ve püre balığı getir. “
Garson bozuntuya vermemiş, yüzüne tuhaf tuhaf
bakan müşterilere gülümsemeye çalışarak ayrılmıştı.
Turgan “ Sen pazardaki kadın değil misin?
Garson neden bize güzel olmayan yemek versin ki sonuçta güzel olan daha
pahalıdır değil mi? “
“ Bura dünyanın merkezine oldukça uzak
olduğundan pek yabancı gelmez ve yerel halk kendi tuttukları balıkları
tüketiyorlarken bu adamların çok para kazanabildiklerini sanmıyorum ama kısa
süre içinde atmak zorunda kalacakları malzemelerden yapacakları yemekleri sizin
gibi elinde bir tomar parayla gezen aptal görünümlü insanlara satabilselerdi bu
onlar için beklenmedik bir gelir olurdu değil mi? “
Elfy “ Yine de bahsettiği yemeği
yiyebilirim. Sonuçta etleri atsalardı yazık olurdu. Cidden aptal gibi mi
görünüyoruz? “
“ Kesinlikle öyle görünüyorsunuz. Bu adanın
pek tehlikeli bir yer olduğunu söyleyemem ama bu haldeyken birkaç adım dahi atamadan
öldürüleceğiniz yerlerde bulundum. Elinizdeki meblağ için kendi ailesini
katledecek insanlar var. “
Turgan “ O zaman bu kağıtları benim dışımda
kalanlara vermeliyiz. “
Ducia “ O da nereden çıktı? “
Turgan “ Bu gazeteci ablanın söylediğine
göre bu kağıtlar benim Şahlorandan aldığım ejdemla yetilerine benziyor.
Kötüleri doğrudan fark edebiliyorsun ve bu iyi bir şey. “
Ducia “ Turgan dudakların mı uyuştu? “
Turgan “ Yok ama açık açık söylemem doğru
olmadığından şifreli söyledim, sadece sizin anlayacağınız şekilde hınh hınh.
Bunun için kusura bakma gazeteci abla ama öylece sana güvene… “
Gazeteci “ Ne yani şahmeran cidden var ve
sana ejderha yetileri mi verdi? “
Turgan o an şaşkınlıktan ölebilirdi zira
kusursuzca gizlemesine rağmen gazeteci kadın şıppadanak olayı anlamıştı.
“ Sen dahi falan mısın bu kadar ustaca
gizlenmiş kelimeleri anlamasana gazeteci abla. “
“ Anlamak için dahi olmaya gerek yok ama
anlamamak için biraz çaba sarf etmek gerekirdi ha ha. Her neyse hayatımda
duyduğum en saçma şey olduğundan umursamayacağım. Sonuçta İnsan başlı bir
yılanın gerçek olması mümkün olamaz. “
Ducia “ Aynen öyle. Arkadaşımın
hayalperestliği için kusura bakmayın. Masamıza oturmuş olsanızda tanışmadık.
Siz tam olarak kimsiniz, yemekler konusunda bilgili olduğunuza göre yerli
halktan olmalısınız. “
Gazeteci “ Adım Belinda, bağımsız bir
gazeteciyim ve aslına bakarsanız bu ülkeden değilim. Peki siz kimsiniz? Biriniz
kadim dili okuyabildiğine ve elinizde o kadar parayla gezdiğinize göre önemli
kimseler olsanız gerek. “
Ducia “ Aslında gayet sıradan ins.. “
Turgan “ Ne istediğini biliyorum Ducia ama
olmaz. Buraya kuytu köşelerde saklanmak için gelmedim. “
Turgan’ın kararlı sözleri Belinda’nın ilgisini
cezbetmişti ancak nedense duyacağı şeylerin ulu orta söylenmesini de istemiyordu.
Belinda “ Ben kimsenin maşası olmamış
bağımsız bir gazeteciyim. Bana güvenebilirsiniz ama öncelikle izin verirseniz
sizinle biraz zaman geçirip beni tanımaya çalışmanızı isteyeceğim. Eğer bu
güzel kız halen huzursuz olursa kim olduğunuzu hiç sormadığımı farz
edebilirsiniz. “
Ducia, Turgan’ın çok fazla şey anlatmasından
önce Belinda’nın yaptığı teklifle rahatlamış olsa da sözü yarım kalmış olan
Turgan kendisini korkakça davranmış hissediyordu. Bunun farkında olan Havan,
onun da gönlü kalmasın diye küçük bir giriş yapacaktı.
“ Şimdilik kayıp diyardan geldiğimizi
bilsen yeter. Geldiğim yerdeki tek gazetenin patronunu tanıyan biri olarak sana
öylece güvenemeyeceğimi bilmeni isterim. “
Turgan “ Zaten onun kokusunu alabiliyorken
bu kadar temkinli davranmanızı anlamıyorum. O iyi biri ama kötü biri olsaydı da
fark etmezdi. Sonuçta sorumluluklarım var ve bunu kendimi saklayarak yapamam
değil mi Havan? “
Havan “ Öyle desen de… “
Belinda “ Yemeğinizi bitirdiğinizde sizinle
konuşmak, daha önceki bir kaç çalışmamı göstermek istiyorum. Bir insanı tanımak
istiyorsan geçmişinde yaptıklarına bakmalısın. “
Turgan “ Olur ama önce göğsündeki tuhaf
şeyin ne olduğunu söyler misin abla? “
Nabe “ Yeteeeer. Buna daha fazla
katlanamayacağım. “
Nabe yerinden kalkmış, eline masadaki metal
bıçaklardan birini almışken Turgana bakarak bağırmıştı. Yaptığına kimse mana
verememiş olsa da sebebini de merak etmiyor değillerdi.
Ducia “ Ne yaptığını zannediyorsun Nabe?
Herkes bize bakıyor. “
Nabe “ Bakarlarsa baksınlar. Saygısızlığı
yapan patronum da olsa sessiz kalmayacağım. “
Turgan “ Ben mi, ne yapmışım ki? “
Nabe “ Böyle bir kadına abla demen kabul
edilemez patron. O o daha on sekizine daha basmamış gencecik bir… “
Belinda “ Aslında 29 yaşındayım ve
özellikle senin yaşındaki erkeklerden gelecek iltifatlardan etkilenmeyecek
kadar da deneyimliyim ablacığım. “
Nabe’nin başından aşağı kaynar sular
dökülmüşken diğer herkes Belinda’nın bu acımasız tepkisi karşısında kahkahaya
boğulmuşlardı. Turgan birden ayağa kalktı ve uzun süredir kendisini izleyen
garsona dönüp yüksek sesle konuştu.
“ Yemeklerimizi paket yapabilir misin? “
“ Evet efendim ama neden ayrılmak
istiyorsunuz ki, bir hatamız mı oldu? “
“ İlgimi çeken bir şey buldum diyelim. Hadi
yemeklerimizi alıp gidelim. Gemideyken yiyebiliriz. Hem Nyular yokken başlamak
istemiyorum. “