Vampir Hükümdarı
Uyanış (4)
Noah ile Yuen biraz bekledikten sonra Yaşlı Lua ile karşılaştılar.
Noah minnettar bir şekilde Yaşlı Lua'nın önünde eğildi.
"Beni kurtardığınız için teşekkür ederim."
Yuen anlamamış bir ifade ile bakarken Yaşlı Lua tatminkar bir
şekilde gülümsedi.
Yaşlı Lua, "Sorun değil. İstediğin zaman yardıma
gelebilirim de o adam... Temel Sağlamlaştırma da olan birisine saldıracak tipte
birisi değildi. Kimi kızdırmış olabilirsin. Bir fikrin var mı?" diye
sordu.
"Hmmm... Yaşlı Duo?" dedi
emin olamayarak. Yüzde doksan ihtimalle oydu ona göre fakat
ispatlayamayacağından çekingendi.
"O mu? Emin misin? Yaşlı Duo oldukça iyi birisidir ve
gençleri oldukça önemser." diye sordu inançsızlıkla.
Yuen ise ne olduğunu biraz geç anlamış ve endişeli bir şekilde
Noah'ı soru bombardımanına tuttu.
"Noah saldırıya mı uğradın!? İyi misin? Yaralandın mı?"
Noah aniden gelen sorular ile şaşırdı fakat ilgi nedeni ile de
yanakları pembeleşti.
Yaşlı Lua'nın neden inanmadığını bilmese de Noah bir şeyden
emindi. O adam -Yaşlı Duo- ona karşı nedensizce düşmanlık besliyordu ve onu bi
şekilde durdurmalıydı.
Fakat bunu kimseye söylemedi. Bunun yerine "Pekâlâ
siz öyle diyorsanız yapabileceğim bir şey yok. Tekrardan yardımınız için
teşekkür ederim. Hadi Yuen beni eve götür." dedi.
Yuen ne olduğunu tam olarak anlamasa da onayladı. Saygı icabı
Yaşlı Lua'nın önünde eğildi ve Noah ile oradan ayrıldı.
Yaşlı Lua iç geçirdi ve evine döndü.
...
Yolda ilerlerken Yuen birden konuştu.
"Ne olduğunu bana da anlatacak mısın?"
Noah, 'Daha kim olduğunu bile bilmediğim birisine daha
anneme bile söylemediğim bir şeyi söylememi beklemiyorsun değil mi?' diye
düşündü.
Fakat bunun gibi kabaca bir cevap yerine, "Belki
başka zaman." diye kestirip attı.
Yuen biraz homurdandı ve bu hali oldukça tatlı sayılırdı.
Deneyimsiz olan Noah bu tatlı hali karşısında kalbinin davul gibi attığının
hissetti.
Gülümsedi.
"Pekala. Bana kendini anlatsan nasıl olur? Sen beni anlaşılan
baya iyi tanıyorsun. Fakat ben seni tanımıyorum."
Yuen duraksadı. Sonrasında Noah'ın dediğini mantıklı bulmuş olacak
ki, kafasını yana yatırıp, "Hmhm. Ne bilmek istiyorsun?" diye
sordu.
Noah, "Madem beşik kertmemsin. Ne bilmem gerekiyorsa
onu bilmek istiyorum. Seninle ilgili her şeyi." dedi dürüstçe.
Yuen dediğini biraz yanlış anlamış gibi kızardı. Fakat sonra
Noah'ın meraklı ifadesini görünce yanlış düşündüğünü fark edip daha da utandı
ve hıncını Noah'tan çıkardı.
"Seni... Aptal!"
Sonrasında önüne döndü.
Noah, ne olduğunu anlamadı.
"Ne dedim ki ben şimdi?"
YN: Bu diyalog var ya. Tüm tsundere karakterlere...
Kısa bir sessizlik oldu. Bu sırada iç saha ile dış sahayı ayıran
duvara geldiler.
Noah, annesi bu tip durumlar için ona bir şey verdiğini anımsasa
da Yuen önden gidip geçiş madalyonunu gösterdi.
Muhafızların gözleri saygı parıltıları belirse de ne Noah ne de
Yuen umursadı bu basit muhafızları.
Noah en sonunda bu sessizliğe dayanamadı.
"Hey! Neden bana sanki kötü bir şey demişim gibi trip
atıyorsun?"
Yuen, Noah'ın sitemkar ve biraz da masum sorusunu duyunca güldü.
"Ben dediğini yanlış anlayıp sana patladım biraz kusura bakma
haha. Bu sitemkar halin oldukça tatlıymış haha"
Noah, 'Bu kızın kafadan bir kaç tahtası eksik galiba.' diye
düşünürken iç çekti ve soru sormaktan vazgeçti. En iyisi annesine sormaktı.
Noah'ın sessiz tavrı Yuen'in neşesini bozmuş olacak ki konu açmak
için bir şeyler gevelese de o tavrını korudu.
Yuen, "Hıh, çok sıkıcısın." dedi en
sonunda. O sırada Noah'ın evine geldiler.
Noah nazik bir çocuk olarak, "O kadar yardımcı oldun.
Gel evde biraz dinlen istersen?" diye teklifte bulundu.
Yuen biraz şaşırdı. Fakat reddetmedi.
Noah, kapıyı çalmak için önden ilerledi.
Tak! Tak!
Kapıyı Violet açtı. Noah'ı görünce yüzünde rahatlamış bir ifade
belirdi. Fakat bu ifade sadece yarım saniye sürdü.
Noah annesinin ifadesi karşısında tırstı.
"Nerede kaldın?"
Noah açıklamak istedi. Fakat daha ağzını açamadan Yuen onun
yerine yine cevapladı.
"Aradaki buz dağlarını eritmek için yolda onla biraz
dolaştıkta. Değil mi Noahçığım?"
Noah, Yuen'in tavrı karşısında afallasa da -her ne kadar yalanda
berbat olsa da- ona ayak uydurdu.
"Evet, evet. Madem müstakbel eşim olarak seçildi. Onunla
olabildiğince yakınlaşmalıyım değil mi anne?"
Violet homurdansa da Noah'ın bahanesine hak verdi.
"Pekala... Fakat bir daha geç gelmek yok. Anlaşıldı mı?"
Bu ifadesi ile adeta yüksek makamlardaki generallere benzeyen
annesini Noah, anca onaylayabilirdi.
Büyük bir sınavı geçmiş gibi içeri girerken rahat bir nefes verdi.
Yuen bu ikisinin bu haline karşı güldü.
"Teyze, Noah'a fazla yüklenmiyor musun?"
Violet ona baktı ve yüzünde beliren -kötücül gözüken-
gülümsemeyle, "Ne yaptığıma karışma küçük kız." dedi.
Violet'in tavırlarına alışmış olacak ki "Tamam, tamam
teyze. Fakat unutma Noah senin oğlun olduğu kadar benim yakın gelecekteki eşim.
Hıh!" demesinden hemen sonra Noah,
"Hey neden kapıda dikiliyorsunuz?" diye sordu.
"Hiç oğlum. Beşik kertmenin çenesi biraz fazla düşükte." diye
yanıtlarken güldü.
Noah beşik kertmesine olayına bir derece alışmış olacak ki pembe
pembe kızarmak dışında pek tepki vermedi.
Annesi ve Yuen de içeri geçince Noah annesine gelişim biraz
yapacağını bahane ederek odasına çıktı.
"Durum."
[Noah...]
[Irk - İnsan?]
[Kullanılmamış - Vampir Çeken Feromon]
[Ölümlü Diyarı - Temel Oluşturma - Üçüncü Kademe]
[5 Karizma]
[Özel Yetenekler: Doğaüstü Sakinlik]
"Vampir?"
Noah afalladı. Sistem onu Vampir olmaya mı zorlamaya çalışıyordu?
Vampirler, diğer adları ile kan emiciler bu gezegende en sinir
bozucu olarak görülen türdü. Hangi ırktan olursan ol vampir olabilme tehliken
vardı ve bunlar hastalık gibi çoğalıyordu.
Tabii hastalık gibi çoğalsalar da güçleri tatmin edici miktarda
yüksek olduğu kabul edilmeliydi. Bu yüzden gerek isteyerek vampir olanlar
gerekse olmaya zorlananlar olsun hepsi ile birlikte vampirler karanlık türlerin
arasında başı çekiyordu.
Vampir çeken feromon hakkında ise sadece söylentiler vardı. Bir
söylentiye göre yeteri kadar güçlenmiş bir vampir, düşük vampirleri kendine
çeken bir feromon salgılayabilirdi.
Tabii bu sadece söylenti olduğundan inanan azdı ve Noah da bunu
söylentilerden öğrenmedi.
Noah, durumu açtığı anda retinasında beliren başka bilgiler nedeni
ile bunu anlayabilmişti.
[Vampir Çeken Feromon]
[Tür - Nadir]
[Vampirleri çeken eşsiz bir feromon. Bu feromon ile ne yapman
gerektiğini zaten biliyorsun.]
Noah'ın gerçekte henüz bir deneyimi olmadığından vampir olmanın
iyi bir şey olup olmadığını bilmiyordu.
Bu yüzden bilgili olan güvenebileceği tek kişiye yanii annesine
tüm olanları anlatmaya karar verdi.
Fakat şu an aşağıda Yuen'in olduğunu bildiğinden hiçte dışarı
çıkası yoktu. Ondan beklemeye karar verdi.
...
İki saat sonra akşam vakti,
Noah gözlerini araladı. Kısa bir gelişim yapmıştı ve şansına
atılım yapmıştı!
Artık dördüncü kademe temel oluşturma uzmanıydı.
Gerçi uzman sayılacak kadar yetişimi yoktu henüz. Fakat bu pek moralini
etkilemedi. Aksine daha da gazladı kendini.
'İleride bende bir uzman olacağım!'
Kararlılıkla kendi kendini gazlar iken annesinin çağrısını işitti.
"Noah! Yemek hazır!"
"Geliyorum anne!"
Meditasyon biçimini bozup rahat bir nefes aldı. Sonrasında ise
yavaş adımlarla merdivenlerden indi.
Violet, her zamanki gibi oldukça güzel yemekler yapmıştı. Ana
yemek olarak kızarmış altın pilici varken tatlı olarak adını bilmediği bir
tatlı vardı.
Altın tavukları tüylerinin altın sarısı olmasından alıyordu
isimlerini. Bu tavuklardan yenildiğinde hem gelişime fayda sağlıyordu hem de
oldukça hoş bir tat bırakıyordu damakta.
Noah her zaman oturduğu oldukça şık görünen sandalyeye oturdu ve
annesinden öğrendiği yemek adabı gereğince "Ellerine sağlık
anneciğim." dedi. Sonrasında çatal ve bıçak yardımıyla adeta bir
asil misali tavuğu keserek lokma lokma yemeye başladı.
Violet, "Ee Noah. Sınavlar nasıldı?" diye
sordu.
Noah olanları en ince ayrıntısına kadar anlatmaya başladı. Tabii
takip olayını anlatmaktan olabildiğince kaçındı. Aslında onun için oldukça
sıkıcı olsa da annesi yerince şaşırmıştı.
Tüm hikayeyi duyunca ise Violet, 'Oğlumun o paragöz
yaşlı ile ilişkisini iyi tutabilmesi için sözümü tutmam gerekecek anlaşılan.' diye
düşündü.
Violet, "Eh, o Yaşlı ile bu kadar yakınlaşman iyi
olmuş. Peki ya anlatman gereken başka bir şey var mı?" diye sordu
sorgular bir biçimde. Anlaşılan annelik içgüdüsü diğer tüm içgüdülerden güçlü
bir şeydi.
Noah bir an ne diyeceğini bilemedi. Fakat sonra tam anlatmaya
başlayacaktı ki sistem onu durdurdu.
[Uyarı! Kullanıcı şu an için Sistem'i açıklayacak niteliklere
sahip değildir. Bu sebeple kimseye Sistem'i açıklayamaz. Açıkladığı takdirde
kullanıcının tüm yaşamsal fonksiyonları kesilecektir.]
Noah bunu görünce sertçe yutkundu ve "Y... Yok bir şey
anneciğim..." diyebildi zar zor.
Oldukça korkmuştu fakat bunu belli etmemek için elinden geleni
yapıyordu.
Bu yüzden konuyu değiştirmek amacıyla, "Anne şey...
aklıma geldi de. Sen şu an ne kadar güçlüsün?" diye büyük bir
parça keserken sordu.
Violet, oğlunun bu ani tavır değişikliği karşısında şüphelendi.
Fakat yine de Noah'ı şimdilik zorlamadı. Ne de olsa oğlu büyümüştü. Bazı şeyler
ile kendisi başa çıkabilirdi.
Sorusunu ise başka bir soru ile yanıtladı.
"Neden merak ediyorsun?"
"Şey... Bir konu da yardımına ihtiyacım olabilir anne...
Fakat önce şunu sormam lazım. Vampir nedir? Yanii ne olduğunu biliyorum da...
Güçleri filan ne yanii? Irklardan farklı olan özgün nitelikleri güçleri
filan."
Noah'ın sorularını duyunca Violet'in ifadesi birden soğudu.
"Vampir olmayı mı düşünüyorsun?" diye
sorarken tüyler ürperten bir ifadeye sahipti.
Annesinin ifadesinden oldukça korkan Noah zar zor, "E-Evet..." diyebildi.
Ne olursa olsun annesine yalan söylemek istemiyordu. Ayrıca tek seferde nokta
atışı yapmasından korkmamışta değildi hani.
Violet, "Neden?" diye sordu. İfadesi
soğukluktan çok hayal kırıklığı ile dolu gibiydi.
Noah nasıl açıklayacağını bilemedi. İç güdüleri doğru olanın
vampir olmaya çalışmasını söylüyordu. Sistemden aldığı bilgiler de bu
içgüdülerini kuvvetlendirmişti. Fakat sırf bir iç güdü için istediğini söylese
anne daha da üzülmez miydi?
"B-Ben... Hislerimin bana vampirlerin gücünü... Hayır... Daha
doğrusu bir şey var... Onla vampir çekmemi söylüyor... Nasıl ve neden olduğunu
açıklayamasam da... Özür dilerim anne... "
Kalktı sandalyeden ve annesine sarıldı.
Violet, oğlunun bu garip davranışları karşısında şaşkın, vampir
olmak istediğini duyduğu için üzgün, açıklayamayacağı şeyler olduğunu söylediği
için meraklı hissediyordu. Sadece bir gün dışarı çıkıp açıklayamayacağı şeyler
olacak kadar gizemli olması... Çok garipti.
Fakat oğluna sonsuz güven duyuyordu. Bu nedenle düşüncelerini
toparlamak için bir derin bir nefes aldı.
Violet, "Pekala... Açıklaman için seni
zorlamayacağım. Bakışlarından istesende söyleyemediğini anlayabiliyorum. Şimdi.
Ne istediğini düzgünce anlat. Daha doğrusu neye ihtiyacın olduğunu anlat. Tamam
mı canım?" dedi, Noah'ın saçını okşarken.
Noah, "Tamam anne." diye başladı
uysalca. "Tam olarak ne istediğimi bende bilmiyorum. Fakat emin olduğum
bir şey var." diye devam etti ve, "Bir vampiri
kendime çekmem lazım." diye bitirdi.
Violet, "Peki bunu nasıl yapmayı düşünüyorsun?" diye
sordu fazla sorgulamadan.
"Feromon ile."
"Feromon?"
Noah, "Aynen." dedi parlak
gözlerle. "Sebebini tam olarak açıklayamam ama feromonu kullanmam
lazım. Lütfen anne. Bana yardım et." demesinin hemen ardından
yavru köpek bakışları atmaya başladı.
Violet reddetmek istedi. Bu sağduyusu olan birisi için en uygun
düşünceydi. Fakat kendisi gücüne güvenen birisi olarak ortalama bir vampir ile
kolaylıkla başa çıkabileceği konusunda emindi. Bu nedenle oğlunun da hevesini
kırmamak için -aslında dediği feromon ile geleceği vampiri de merak ettiğinden-
isteğini kırmadı.
"Pekala. Yarın sınavlardan sonra hallederiz. Tamam mı?"
"Hmhm!" diye onayladı Noah, daha da
sıkı annesine sarılırken.
...
Bu şekilde mutlu sonla biten gecenin ardından Noah yarına
gözlerini açtı, pijamalarını değiştirdi ve aşağı indi.
"Anne ben hazırım!"
Violet, "Tamam oğlum geliyorum." diye
yanıtladı. Sonrasında aşağıya her zamanki gibi güzeller güzeli annesi geldi.
Normalde salınık saçlar ile durmayı tercih eden annesi bugün
saçını toplamıştı.
Noah, biraz aceleci bir şekilde, "Hadi anne. Geç
kalmadan sınav yerine gidelim." dedi.
Violet, oğlunun aceleci tavrı karşısında acı bir şekilde gülümsedi
ve, "Tamam Noah. Hadi gidelim." dedi.
Noah, hazır bir şekilde annesi Violet ile dışarı çıktı.
Dışarısı nispeten daha sessizdi. Noah biraz şaşırdı. Biraz daha
annesi ile birlikte ilerlerken onları bekleyen birisini gördüler.
Bu kişi tabii ki de Yuen idi.
Yuen,"Noooahhhh!" diye bağırıp el salladı.
Noah elini yüzüne koyup iç geçirdi.
Noah, "İnsanlar bize bakmaması için biraz sessiz
olsan?" diye söylendi.
Yuen, üzgün bir ifade ile, "Hıh, peki." dedi.
Noah onun bu halini oldukça tatlı buldu.
Violet ise ifadesizdi.
Üçlü birlikte sınav alanına yola koyuldular.