Vampir Hükümdarı

06 Eylül 2021
Çeviri: MoonWarrior
Düzenleme: Bu Sefer Yok
588 Görüntülenme
Bu bölümü 6 Kişi beğendi.

Cazibe

“İşte kalacağınız yer.”


Yaşlı adamın gösterimiyle herkes burayı dikkatlice incelediler. Bazılarının yüzleri buruşurken bazıları ifadesizdi.


Eski anılarına dayanarak Noah ‘Burası bir gecekondu mahallesini andırıyor.’ diye düşündü.


Oldukça eski ve her an çökebilecek gibi görünen bir sürü düzensiz yapının bulunduğu bir yere getirilmişlerdi. Bazıları diğerlerinden daha büyüktü. Fakat genel olarak hepsi oldukça küçük yapılardı.


Umursamazca “Burası kalacağınız yer. Onuncu bölgeye hoşgeldiniz.” dedi ve önden ilerlemeye devam etti. Meraklı bakışlarla herkes etrafını incelese de görülecek pek bir şey yoktu.


Arada birbirleriyle savaşan müritler görünüyordu. Bazı zamanlar ise bu müritlerin savaşı grup savaşlarına dönüyordu. Oldukça vahşi bir ortamdı.


Buradan geçerken yaşlı adam anlatmaya devam etti.


“Tarikat, dış sahadaki savaşlara karışmaz. Dış sahayla ilgilenen Bekçiler ve de Yaşlılarla uğraşmadığınız sürece rahatça takılabilirsiniz. Fakat tarikatın aleyhine bir şey yapmaya çalıştığınız anlaşılırsa… Haha ne olacağını söylememe gerek yoktur sanırım değil mi?”


Yaşlı adam anlatırken herkes kendi içlerinde ‘Oldukça boş konuşan birine denk gelmişiz.’ diye düşünse de kimse bir ses dahi çıkarmadan dinlediler.


“Neyse, işin özü burada tamamiyle serbestsiniz. En azından iç sahaya ya geçene kadar. Elbette bölgenin huzurunu fazlasıyla bozacak iç sahaya etki edecek kadar olay çıkarır veya buna sebebiyet verirseniz burayı her daim izlemekle görevlendirilen bekçiler tarafından öldürülürsünüz. Yani dikkatli olun.”


Daha fazla devam etmeden önce önüne döndü.


“Sonunda vardık. Herkes Barınak Salonuna girsin. Oradan sizi kalacağınız eve yönlendirirler. Eğer yeteri kadar paranız olursa bu yıkık dökük evlerden kurtulur daha iyi yerlere geçebilirsiniz. Neyse benim işim burada bitiyor. Umarım aranızdan bir yada iki tane iç sahaya girebilen olur.”


Bunları söyledikten sonra bir iç geçirmeyle yürüyerek uzaklara gitti. O giderken diğerleri de söylediği gibi Barınak Salonuna girdiler.


Salon denilmesine rağmen oldukça küçük ve boş bir yerdi burası. Noah içeri girdiği gibi kendini iş yapmayan boş bir handaymış gibi hissetti. Ölüm sessizliği vardı. Her yer tozla kaplıydı.


Ne de olsa ev vermek dışında pek bir işlevleri yoktu ve doğal olarak burayı ziyaret eden oldukça azdı.


Bu sebepten Noah pek kafaya takmasa da diğerleri bunu garipsedi. Şey, en azından salonun sonunda oturan genç kadını görene kadar. Erkekler şaşkına dönmüş, adeta büyülenmişlerdi.


Noah kaşını kaldırıp ona baktığındaysa pek aman aman bir şey göremedi. Evet, güzeldi. Fakat övülmeye değer bir özelliği yoktu. Tıpkı diğer gelişimciler gibi gücü arttıkça bununla birlikte güzelliği de artmıştı.


Noah’ın ilgisiz bakışlarını gören Julia ve Lunette mutlu oldular. Ayrıca Alicia da içinde bir mutluluk hissetti ve bunun sebebini anlayamayıp oldukça garipsedi.


O sırada kadın bakışları fark edip onlara döndü. Siyah saçları dönmesiyle savrulurken, oldukça büyüleyici bir tatlılıkla


“Ahh, siz yeni gelenler olmalısınız. Hoşgeldiniz!” diye seslendi.


Erkekler tıpkı bir mıknatısa çekiliyormuş gibiydi. Noah hala bunu garipsese de tıpkı diğerleri gibi ilerlemeye devam etti.


‘Bir tür cazibe tekniği falan mı kullanıyor acaba?’


Başka bir açıklama bulamadı. Evet, güzel olabilirdi. Fakat buradan geçen büyük bir çoğunluk beyinsiz azgınlar değildi. Her biri zeki, uçkurunu tutabilen savaşçılardı. Eğer öyle olmasaydı çoktan diğerleri gibi elenmiş olurlardı.


En azından Noah’ın görüşü bu yöndeydi. O sırada yürümeyi bıraktığını fark etti. Biraz dalmıştı farkında olmadan. İlginç bir şekilde kadınlarda onun gibi durmuş ve savaşa hazır bir hale gelmişti. Noah düşüncelerden kurtulduğunda zaten yolun yarısını katettiklerini ve kadının beklediği yer ile aralarında çok bir mesafe olmadığını fark etti.


Kadınsa onun tavırlarını görünce şaşırdı. İlk başta cazibesinin fazla hızlı etki ettiğini görüp zayıflığıyla içten içe alay etmek üzereydi. Fakat altta herhangi bir kıpırdanma olmadığını ve yüzünde herhangi bir cazibeye kapılmadan eser gözükmediği için şaşkına dönmüş ve ilgisini çekmeyi başarmıştı.


“Hey~ Orada daha ne kadar duracaksınız~?”


Erkekler adeta büyülenmiş gibi peşlerinden yürümeye devam ederken kadınlar büyük bir tehlike hissi hissettiler. Bu sebepten ötürü savaşa hazır bir konuma geçtiler.


Noah ise ne hareket etti ne de saldırmaya hazırlandı.


‘Bu Yaşlının amacı ne bilmiyorum ama her ne yapıyorsa ilgisini çektiğime eminim. Eh, madem öyle elimizden geleni yapalım.’


Gözleri dipsiz bir boşluk gibi ona bakarken Noah dişlerini göstererek gülümsedi. Noah’ın gülümsemesi kadını biraz titretti.


‘Bu da neydi!? Daha Manayı Hissetmeye bile ulaşmamış bir çocuk… Beni nasıl böyle etkiler!?’


Kadın anlayamadı ve onun merakını daha da ateşledi. Daha öncede yeni gelenlere böyle şakalar yapmıştı. Fakat böylesine etkilenmeyen birini hiç görmemişti.


“Hey, siz! Neden hala orada duruyorsunuz ki? Buraya gelin.”


Noah’ın bakışları soğumaya başladı. Bu tarz cazibe teknikleri çok sıradan ve çok sıkıcıydı. Belki etkilense bu kadar sıkıcı olmazdı ama Sistemi sağolsun zihnini koruma işinde çok iyiydi.


Bu sırada Julia ve Lunette direkt onun önüne geçtiler. Sanki bir şey olursa sonuna kadar savaşacaklarmış gibi. Alicia ise pek ne olduğunu anlamadığından garip bir durumdaydı ve yerinde durmaya karar verdi. Zaten yanlarında olduğundan bir şey olduğunda müdahale edebilirdi ne de olsa.


Noah ise herkesi şaşırtarak kadına direkt olarak soru sordu.

 

“Sıkıldım, buna daha ne kadar devam edeceksiniz? Cazibenizin bende işe yaramadığını farkında olmanız lazım değil mi?”


Noah’ın açık sorusu karşısında kadın kısa süreliğine bir şaşkınlık yaşadı. Sonrasındaysa gülümsedi. Gülümsemesi de tıpkı her hareketi gibi cazibe doluydu.


“Evet beni yakaladın. Kimsin bilmiyorum ama cazibeme dayanman oldukça garip. Yoksa… erkeklerden mi hoşlanıyorsun?”


“Baban erkeklerden hoşlanıyor!”


Neredeyse anında öfkeyle çıkıştı. Sonrasındaysa derince bir nefes alıp verdi.


“Hah, hah… Sakinim, sakin. Bana bakın bayan nasıl dayandığım sizi ilgilendirmez. Ben ve grubum evlerimizin anahtarlarını almaya geldik. Zaten sınav sebebiyle oldukça yorulduk. Uğraştırmayın bizi.”


Noah’ın dediğini duyan kadının cazibesi daha da yoğunlaşırken bir tür baskı yayılmaya başladı.


“Ah, öyle mi? Ya uğraştırırsam ne olur?”


Bunu duyan Noah ise cevap vermeden etrafa bir bakış attı ve olanı görünce yüzündeki tüm sıkkınlık silindi ve yerini bir tebessüm aldı. Hatta kıkırdadı.


“Ne mi olur? Hiçbir şey yapamam. Şey, en azından ben yapamam. Eğer bu kullandığınız her ne tekniği ise arttırmaya devam ederseniz ama onlar bir şey yapacak gibi.”


Orada her birinin sopası gururlu bir şekilde dik duran diğer erkekleri işaret ederek güldü. Erkeklerin her birinde bir koyuna bakan aç kurda benzer bir bakış vardı. Hepsi avına kitlenmişti. Gözleri şehvetle yıkanıyordu adeta.


Her zaman böyle şakalar yapan kadın bile kısa bir anlığına da olsa korktu ve cazibesini bozdu.


Noah onun korkudan bozduğunu fark edince gülümsemesi genişledi.


“Evet, şimdi alabilir miyiz?”


Onun sorusunu duyan kadın ‘Bu çocukta kim? Nasıl böylesine kibirli birisi benim cazibemden etkilenmiyor?’ diye düşündü. Lunette ile Julia tam olarak neler döndüğüne hakim olamasa da Noah’ın dayanıklı bir şekilde durup kadına kafa tutması karşısında büyülenip, gururlandılar.


Lunette ‘Noah bu sürede çok hızlı değişti.’ diye düşündü. Neler olduğunu farkında olan Julia da benzer bir şekilde ‘Demek reenkarne olması bu kadar değiştiriyor.’ diye düşündü.


Erkeklerse sonunda kendine gelmeyi başardılar.


“Ah, neler oldu?”


“Karıcım! Neredesin karıcım!?”


“Memeler… Bıngıl bıngıl memeler…”


“Beni bekleyen kadınlar nerede?”


Herkesin ayrı bir illüzyondan çıktığını gören Noah bir iç geçirdi. Hepsi sanki hayatında ilk kez kadın görmüş gibi davranması bir erkek olarak onu bile utandırmıştı. Her ne kadar bir tekniğin etkisinde olduklarını bilse de.


Herkesin dikkati dağılmış olduğunu fark eden kadın öksürerek tekrar dikkatleri üstüne çekti.


“Öhöm! Biraz cazibeme fazla kaptırmışsınız gibi ha? En azından çoğunuz.”


Noah’a imalı bir bakış atarak devam etti.


“Ben burayla ilgilenen Bekçi Lucy.  Çalıştığım cazibe tekniğini kontrol etmek zor oluyor. Kusura bakmayın. Haha~!”


Buna Noah gram inanmadı. Aynı şekilde Julia, Alicia ve Lunette de. Diğer gruplardaki azınlık olan kadınlar da pek inanmadı ama hiçbiri ifade etmedi. Ne olduğunu anlayamayan adamlarsa mecburen inandılar.


Bekçi Lucy ondan sonra grupları sırayla çağırdı. Zaten onların grubu dışında iki grup vardı. Çabucak sıra onlara geldi.


“Evet, siz ilginç canavarlar topluluğu. Jetonlarınızı uzatın.”


Herkes dedikleri gibi uzattı ve masaya koydu. Lucy masadaki jetonları tek tek aldı ve yandaki boş evlerin olduğu kayıt defterinden ev seçip jetonun üstüne yazdı.


“Evet bu jetonun sahibi kimse şanslı evinde kalan kimse yok.”


Lucy, Dojin’e jetonu verirken söyledi. Hemen ardından yazdığı iki kişi de doğal olarak Dojin’in evinde kalacaktı ve bu şanslılar gece elfleri oldu. Ondan sonraysa Noah’ın jetonuna geçti.


O sırada Noah sordu.


“Başka boş ev varsa onda kalmak isterim. Bir ev arkadaşıyla uğraşmak istemiyorum.”


Noah’ın sorusuna Lucy dalga geçer bir şekilde “Boş olan bir benim evim var. Gelmek ister misin?” diye sordu.


“Aslında güzel olur ama güzellik uykularınız kısalacak. Ben doyumsuz bir adamımdır. İstediğinizden emin misiniz?”


Noah’ın soruyla yanıtı Lucy’nin bir an afallamasına hemen ardındansa sinirlenmesine neden oldu. Kimse ona böyle yanıt vermeye cüret edememişti.


“Velet, sınırlarını aşma.”


Fakat Noah durmadı.


“Velet mi? Aramızda fazla bir yaş farkı olduğunu sanmıyorum. Ayrıca ikili yetişim yaparken yaşın pek bir önemi yoktu. Her şey yetişim için. Neyi bu kadar büyütüyorsunuz ki?”


Kast ettiği şey açık olmasına rağmen böylesine rahat bir şekilde konuşması kızları bile utandırırken Noah umursamadı. Göze göz dişe diş. Gerçekten sıkılmıştı. Yapacak çok daha önemli işleri varken burada vakit kaybetmişti. Öyleyse niye bu kadınla uğraşmasın ki?


Noah’ın yanıtından sonra daha da öfkelense de gereksiz yere birini öldürmek istemedi. Bekçi olsa da diğerleri gibi yetkisini kötüye kullanmak istemiyordu. Bu yüzden derince nefes alıp verdi ve “Kendin kaşındın ayın kaynağını alamayacaksın.” dedi


“Zaten alamayacağımdan ve alsam bile çöpe atacağımdan bir sorunum yok.”


Noah’ın seri yanıtları Lucy’yi iyice sinirlendirirken artık cevap vermemeye karar verdi. Her ne kadar nedenini merak etse de sormak yerine işine odaklandı ve oradan en dolu olan evlerden birini Noah’a verdi. Evde iki kişi kalıyordu. Evlerin geneli dört kişilik olduğundan Noah’ın haricinde bir boş yer daha vardı.


Ve bu yeri kapan şanslı kişi Lunette’ydi.

Çevirmen Notu

Okullu arkadaşlara başarılar dilerim ^^

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-21 09:58:48
Eh ama ablamız kendi kaşındı