Vampir Hükümdarı
Uyanış (6)
Vampir, sıskaydı. Hatta baya sıskaydı. Sanki aylardır aç
bırakılmış gibiydi. Saçları darmadağınıktı. Gözleri avını bulmuş gibi büyük bir
kan arzusuyla bakıyordu.
"Taze kan... Taze kan!" diye
bağırarak Noah'a doğru atıldı!
Noah bunu tahmin ettiğinden hemen atlattı. Violet ise mükemmel bir
zamanlama ile vampirin yüzüne bir alev topu fırlattı.
Vampir içgüdüleri sayesinde Violet'in hamlesini fark etmişti.
Hemen sağa doğru takla atarak alev topundan kurtuldu...
En azından o öyle sanıyordu.
Üstüne birden yağan alev toplarını görünce gözleri faltaşı gibi
açıldı.
"N... Ne!?"
Ne yazık ki bu onun son kelimeleri oldu.
Noah şaşırmış bir şekilde ızgarada yarasa gibi kokan vampire
bakmaya başladı. Daha ne olduğunu bile anlamadan ölmüştü.
"Biraz fazla... kolay oldu sanki?" dedi
şaşkınlıkla.
[Aşama 3: Bir Vampiri Kendine Çek ve Onu Öldür tamamlandı.]
[Görev ödülü zihninize aktarılıyor...]
Noah zihnine gelen bilgiler ile şaşırdı. Fakat şaşkınlığı bununla
sınırlı kalacak gibi değildi.
[Ruh yeteneği aktive edildi: Özümse.]
[Aşama 4: Özümse]
[Vampire dokun ve Özümse yeteneğini kullan.]
Tahmin ettiğinden oldukça farklı bilgiler edindi. Ruh yeteneği kaç
defa reenkarne olursan ol her zaman yanında olan ruha özgü yeteneklerdendi. Bu
bırak ölümlü diyarları ölümsüz diyarda bile oldukça nadirdi!
Özümse yeteneği bin yılda sadece bir kez kullanabileceği başka
canlıların soylarını çalmayı sağlayan bir yetenekti. Katı koşulları vardı.
Alacağı soyun ana vücuda uyum sağlayacak bir soyu olması gibi. Tüm bunlar dışında
oldukça kritik bir kusuru vardı.
Bu kusur vücudunun sadece üç soy sınırı olmasıydı.
Böylesine aşırı güçlü bir yeteneği olduğunu öğrenen Noah ise
oldukça şaşkın, bunu bir vampirin soyunu almak için kullanması gerektiği içinde
üzgündü.
Fakat nedenini bilmese de kendinden daha çok sisteme güvendiğinden
adım adım vampire doğru ilerledi.
Violet, oğlunun garip tavırlarına anlamsızca bakıyor, bahsettiği
gibi vampirin gelmesini düşünüyordu.
Noah cesede doğru eğildi. Daha doğrusu o ceset olduğunu
düşünüyordu.
Vampir bir anda gözlerini açtı.
Ne Noah, ne de gücüne oldukça güvenen Violet bunu beklemiyordu.
Noah'ın kolunu yakalayan zombimsi vampir bu cümleleri tekrar
ediyordu.
"Taze kan... İyileşmek için!"
Noah tamamen reflesif bir şekilde "Özümse!" diye
bağırdı.
Vampir ve Noah parlamaya başladı.
Violet kurtarmak istese de kullandığı büyülerin menzili yetersizdi
ve yardım edemezdi.
Noah'ın gözlerinin rengi değişmeye teni solgunlaşmaya başladı.
Buna nazaran zombimsi vampir canlılığını yavaşça yitiriyordu.
Violet bu garip fenomeni fark ettiğinde endişesi havada kayboldu.
Onun yerine ne olduğunu anlamaya çalıştı.
Noah'ın göz bebekleri dikey elips şekli alırken göz rengi kan
kırmızısına dönerken vampir tüm canlılığını yitirip toza dönüştü.
[Düşük Sınıf bir Vampir soyu elde ettiniz.]
[Tüm aşamalar tamamlandı.]
[000. Görev: Uyanış tamamlandı!]
[Görev Ödülü: Kadim Vampir Gelişim Tekniği zihninize entegre
ediliyor...]
[Kadim Vampir Gelişim Tekniği]
[Nadir]
[Kadim zamanlardan kalma bir vampirin kendi soyunu saflaştırmak ve
güçlendirmek amacıyla kullandığı teknik.]
[Vücudunuzun soyla adaptasyonu sağlanıyor.]
[Adaptasyon tamamlandı.]
Anlaşılan Vampir soyu vücudu o kadar değiştiren bir soy değildi.
Adaptasyonun bitmesiyle birlikte Noah'ın zihnine kısa sürede teknik hakkında
temel bilgiler akın etmeye başladı. Fakat o ne tekniğe bakacak ne de görevi
tamamladığı için sevinecek bir haldeydi.
Çünkü çok susamıştı. İçgüdüleri kan için çıldırıyordu adeta.
Violet, Noah'ın bakışlarını gördüğünde iç geçirdi. Neler olduğunu
tam olarak anlamasa da şu anda Noah'ın her vampirin yaşadığı bir durumda
olduğunu anladı.
Kan açlığı.
Her vampirin belirli bir süreden sonra hissettiği bir durumdu bu.
Eğer kurban şanslı ise veya vampirin tanıdığı birisi ise en fazla biraz
güçsüzleşirdi kan kaybından. Eğer tanımadığı birisi ise kurutana kadar
durmazdı.
Ayrıca eğer uzun bir süre kan emmez ise aynı az önce toza döneşen
vampir gibi sadece kan emmeyi ve öldürmeyi düşünen aç bir hayvana dönüşürdü.
Violet, "Noah..." dedi endişeli bir
şekilde. Noah'ın yaşadığı durumu farkındaydı. Fakat gerçekten vampire dönüşmeyi
başarması onun hazırlıksız olduğu bir şeydi.
Fakat olan bir şey geri alınamazdı. Violet biliyordu ki annesi
olarak yapabileceği en iyi şey kan arzusunu tatmin etmesi için kurban olmaktı.
Violet, sadece bir anlığına tereddüt yaşadı.
Noah annesine döndüğünde içinde annesine atlayıp parçalamak gibi
bir dürtü hissetti. Fakat neyse ki bilincini o kadar yitirmediğinden zorda olsa
kontrol sahibiydi.
"Anne..." gitmesini söylemek istedi.
Fakat tam o sırada annesi ona sıkıca sarıldı.
"Ne yapmak istiyorsan onu yap Noah." diye
fısıldadı kulağına. Oğlunun iyiliği için seve seve kurban olmaya hazırdı.
Noah daha fazla kendini tutamadı ve annesinin boynuna yeni uzamış
küçük dişlerini geçirdi.
Violet, "Agh! Mm~" diye acıyla inledi.
Kanının emilmesinin verdiği his nahoş olsa da oğlu için dişlerini sıkıyordu.
Aradan kısa bir zaman geçti. Noah, bir litre kanı mideye indirmiş,
Violet ise sabır ile Noah'ı beklemekteydi. Cildi biraz solda da henüz fazla kan
kaybetmiş sayılmazdı.
Noah ise oldukça açgözlü idi. Kanın sarhoşu olmuştu adeta. Kan
emdikçe emesi geliyor duramıyordu.
Yine de annesinin solgun tenini görünce kendini zorladı ve kan
emmeyi bıraktı.
Noah, sarhoş olmuş gibi "Hıhk..." diye
hıçkırdı.
Violet o sırada boynunu tutuyordu. Boynunda iki ne çok derin ne de
çok yüzeysel olan iki tane delik vardı ve bunlardan kan sızıyordu.
Violet'in canı yanmıştı baya. Daha da kötüsü vücudundan kanının
çekilme hissi berbattı.
Yine de Violet oldukça endişeli bir şekilde Noah'a bakmaktaydı.
"Daha iyi misin Noah?" diye
sordu.
Noah, onaylarken bir yandan annesine bakıyordu. Kanını içtiğinden
ten rengi solmuştu. Onun bu halde iken bile onun için endişelendiğini gören
Noah'ın gözleri doldu. Annesine daha yeni ayrılmış olduğu halde tekrar sarıldı.
Annesinin göğüslerine kendisini bastırdı.
"B... Ben özür dilerim anne... Böyle..." derken
gözleri dopdoluydu.
Violet, şefkatle sarıldı ona.
"Sorun değil oğlum... İsteyerek böyle yapmadığını
biliyorum..." dedi kafasını nazikçe okşarken.
Noah daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı.
...
Aradan geçen kısa sürenin ardından Noah annesinden ayrıldı.
Atmosfer oldukça garipti.
"Anne şey... dönecek miyiz? Yapacak işimiz kalmadı
sonuçta."
Violet kafasını iki yana sallayarak reddetti.
"Hayır. Madem vampir yolunda yürümeyi tercih ettin. O zaman
bu ormanda bir kaç gün, en azından o kaltak bir kaç gün bizi izlemeye
başlamadan, olabildiğince vampir güçlerine alışman için hayvanlarla
alıştırmalar yapman lazım." dedi.
Noah, "Tamam anne." diye onayladı. O
hep annesini onaylardı ve annesi bir şey derse bir an bile reddetmeyi
düşünmezdi.
Violet, boynunu ovuşturarak, "Biraz dinlenelim ama.
Çok fazla içtiğinden biraz dinlenmeye ihtiyacım var." dedi.
Noah utandı.
Utancını gömmek için, birazda sistemi kurcalamak istediği için meditasyon
biçimine girdi.
O sırada retinasının sol köşesinde olan bir barı fark etti.
[Kan İhtiyacı - %100]
Bu işini biraz olsun kolaylaştırırdı.
O sırada sonunda sakince düşünebilmeye başlayan Noah, zihninde bir
gelişim tekniği olduğunu fark etti ve oldukça şaşırdı.
Gelişim teknikleri özeldi. Bir canlı gelişim tekniği kullanmadan
ilkel metotlarla da güçlenebilirdi. Fakat gelişim teknikleri ile gelişim
yapanların hem kendine has kozları olur hemde gelişim temelleri biraz daha
sağlam olurdu.
Fakat gelişim teknikleri oldukça nadir bulunurdu. Öyle ki çoğu
tarikatta kendilerine özgü gelişim teknikleri bulunmazdı. Bulunanlar ise köklü
Tarikatlar olurdu.
Yanan Güneş Tarikatında ise elbette ki gelişim tekniği
bulunuyordu. Fakat o gelişim tekniğine anca gerçek mürit olanlar erişebilirdi.
Noah ise sistem sağolsun bir gelişim tekniği elde etmişti. Üstelik
vampir soyunu da geliştirebileceği bir teknik!
Noah hemen zihnine gelen bilgileri kurcalamaya başladı.
Tekniğin adı Kadim Vampir Gelişimi idi. Oldukça sade bir anlatımı
vardı. Tekniğin bilinen altı aşaması vardı.
Noah şu an ilk aşama olarak bilinen Kan Arzulayan aşamasındaydı.
Kan Arzulayan aşamasındaki yönergelere göre emdiği kan ile manasını aynı anda
dantianında döndürmesi lazımdı.
Fakat şöyle bir sıkıntı vardı. Kendisi daha manasını kontrol
edebilecek güçte değildi.
En azından o öyle sanıyordu. Bir kez umutsuzca denediğinde şok
oldu.
Manasını ustaca olmasa da acemi düzeyde kontrol edebiliyordu!
Şokun yerini heyecan alırken aynı zamanda ilginç bir şey fark
etti. Farklı bilmediği bir enerji de de kontrol sahibiydi. Anlaşılan bu kan
enerjisiydi.
Noah hiç düşünmeden direkt teknikteki yönergeleri uygulamaya
başladı.
Dantianına mana çekmeye, vücudunda dolaşan emdiği kandan gelen
enerjiyi de mana ile birlikte dantianında toplamaya başladı.
Mana mavi renkte kan enerjisi ise kırmızı renkte olduğundan iki
karşıt rengin aynı havuzda bulunması oldukça göze hoş gelen bir manzaraydı.
Noah manasını ve kan enerjisini belirli bir denge kurarak
döndürmeye başladı.
Noah bu şekilde tekniğe odaklanmış bir halde iken retinasında
sürekli düşen sayıları fark etmedi.
[Kan İhtiyacı - %99]
[%98]
[%97]
...
Bir, bir düşüyordu. Noah ise bunun pek bir bilincinde değildi.
Manası ile kan enerjisinin uyumlu şekilde hareket etmesini sağlamaya çalışıyordu.
Mana oldukça sakin bir yapıdaydı. Fakat kan enerjisi saldırgandı.
Bu yüzden dengelemesi gerekiyordu.
Dengelemek için efor harcarken aurası dengesiz bir hal almaya
başladı. Kimi zaman vahşi bir canavar kadar saldırgan bir auraya sahipken kimi
zaman bir su kadar sakindi.
Neyse ki annesi de toparlanmak için kendini meditasyona
kaptırmıştı ki fark etmedi. Yoksa oldukça endişelenebilirdi.
Aradan kısa bir süre geçmesinin ardından, sonunda manasını ve kan
enerjisini dengeledi.
[Kan İhtiyacı - %50]
Noah, kanın yarısının tükendiğini görünce şok oldu ve biraz
korktu. Bu sadece kan enerjisini dengelemek ve gelişime başlamak için
kullandığı kan miktarıydı. Peki o zaman güçlenmek için ne kadar miktarda kan
emmeliydi!?
Yine de çabucak kendini toparladı. Madem bu yola adım atmıştı, ne
olursa olsun ilerlemeliydi!
Kendini gaza getiren Noah gözlerini aralamadan önce "Durum." diye
mırıldandı.
[Noah...]
[Irk - İnsan, Vampir, ?????]
[Ölümlü Diyar - Temel Oluşturma - Dördüncü Kademe (Kan Arzulayan)]
[10 Karizma]
[Özel Yetenekler: Doğaüstü Sakinlik, Özümse(Kullanım dışı)]
Irk kısmının yanındaki soru işareti ilgisini çekti. Kendisinin ilk
baktığında sadece insan soyu vardı. Acaba vampir soyunu elde ederken başka bir
soy daha mı kazanmıştı?
Fazla düşünmenin anlamı olmayacağından düşünmeyi bıraktı. Eğer bir
soy elde etmişse kısa sürede uyanırdı muhtemelen zaten.
Karizma kısmı ikiye katlanmıştı. Bu konu Noah'ı şaşırttı. Demek ki
vampirlerin kendine has cazibesi vardı.
Noah gözlerini açtığında tesadüf eseri Violet de işini bitirmişti.
"Hazır mısın Noah?" diye
sordu.
Noah bir an düşündü ve onayladı.
"Evet anne hazırım."
"Öyle ise ormanın derinliklerine doğru gidiyoruz."
Noah onayladı.
Birlikte yürürlerken Noah ve Violet oldukça sessizdi.
Noah, hareket ederken sistem ile uğraşmakla meşgul olduğu için
sessiz iken Violet etrafı kolaçan edip oğlunun ilk avı için uygun bir av
aramaktaydı.
"Sistem, artık anlatabilir miyim?" diye
mırıldandı.
Kendi sesine benzer ama daha metalimsi ve soğuk bir sesten yanıt
gecikmedi.
[Kullanıcı şu anda sistem ile ilgili herhangi bir bilgiyi başka bir kişiyle
paylaşacak niteliklere sahip değildir.]
"Hah, şaşırmadım." diye
mırıldandı. Noah, annesi ile birlikte gider iken elinde hiç bir silah
olmadığını hatırladı.
"Hey anne."
"Efendim Noah?"
"Şey... Benim hiç silahım yok. Nasıl avlanacağım ki?"
"..."
Violet, bir büyücü olduğundan Noah'ın silaha ihtiyacı
olabileceğini düşünmemişti. Neyse ki boyutsal yüzüğünde -daha önce öldürdüğü
adamlardan- bolca silah bulunmaktaydı.
Violet, cevabını bilsede "Ne tarz bir silah
kullanmayı tercih edersin Noah?" diye sordu.
Noah, parlayan gözlerle "Tabii ki çift kılıç
anne!" dedi.
Şaşırmamıştı. Nedenini bilmese de Noah'ın hep çift kılıçlara karşı
bir hayranlığı vardı.
Boyutsal yüzüğünü biraz kurcalayan Violet, biraz paslı da olsa
birbirlerinin birebir aynısı gibi gözüken bir çift kılıç çıkardı.
Noah, paslı da olsa çift kılıcı görünce hemen Violet'in elinden
kaptı. Daha eline almasıyla bir aşinalık hissetti kendisi ile kılıçlar
arasında.
Biraz şaşırdı. Fakat şaşkınlığı her zamanki gibi bir an sürdü.
Noah, silahlarını edinince ikili yollarına devam ettiler. Noah
kılıçları bir o yana bir bu yana sallıyor kendince kılıç kullanmayı tecrübe
ediyordu.
İkili bu şekilde ilerlerken ormanda sonunda bir tür hayvan ile
karşılaşabildiler.
Bu hayvan bir tavşandı. Gerçi ortalama bir tavşandan biraz iriydi
ve iki tane küçük boynuzu vardı. Noah onun oldukça sevimli olduğunu düşündü.
Violet, "Bir boynuzlu tavşan. Daha olgunlaşmamış. İlk
avın için oldukça ideal bence." dedi.
Noah biraz şaşırdı.
Noah, "Böyle sevimli bir şeyi öldürmek zorunda
mıyım?" dedi isteksizce.
Noah'ın isteksiz tavrını Violet pek beğenmedi.
"Gerek vahşi doğa da gerek gelişimde, nerede olursan ol.
Güçlü olan güçsüzü ezer Noah. Bunu sakın unutma. Sen güçlüsün, o ise zayıf. Bu
yüzden öldürmekten çekinmemelisin."
Noah, annesinin haklı olduğunu bildiğinden bir şey diyemedi.
Boynuzlu tavşan onlara baktı. Gözleri simsiyah olan bu tavşanın bakışı Noah'ı
rahatsız etti.
Noah, "Özür dilerim küçük tavşan." dedi
ve tavşanın üstüne elindeki kılıçlarla atladı.
Noah'ın atlayacağını tahmin eden boynuzlu tavşan kaçmak için
Noah'ın tam tersine zıpladı.
Noah bunu fark edince hemen kılıçlardan birini tavşana fırlattı.
Tavşan sağa doğru zıplayarak atlattı.
Fakat Noah, sağa atlamasını beklediğinden direkt kılıcı kafasına
geçirdi ve zavallı tavşanın kafası ikiye yarıldı.
Noah, tavşanın halini görünce midesi bulandı. O daha önce kimseyi
öldürmemişti ne de olsa.
Violet tavşanı Noah'ın kılıcından çekip aldı ve Noah'a
dönüp, "Kusmak istiyorsan kus oğlum. Yavaş yavaş
alışacaksın." dedi sakince.
Noah, daha fazla dayanamadı ve kusmaya başladı.
Violet ise daha boyutsal yüzüğünden tavşanın derisini yüzüp
yenilebilir hale getirmek için bıçağını aldı. Uzun zamandır dışarıda yemek
hazırlamadığından oldukça nostaljik hissetti.
Deneyimli birisi olarak ustaca el hareketleri ile yaklaşık olarak
yarım saat içinde tavşanı tamamen soydu. Hızı takdire şayandı. Fakat bu hızın
bedeli olarak en azından bir şapka yapılabilecek kadar deri hibe olmuştu.
Violet, derisini komple soyduktan sonra ustalıkla eti
kemiklerinden ayırdı. Yenilmeyecek kısımlarını çıkarıp bir köşeye fırlattı.
Sonrasında küçük bir tencere çıkardı. Boyutsal yüzüğünde bulunan suyu tencereye
boşalttı. Sonrasında yüzükteki bir kaç sebzeyi de doğrayıp etler ile birlikte suya
attı.
Annesini hayranlıkla izleyen Noah'ın aklında tek bir düşünce
vardı.
'Tavşan yahnisinin tadı nasıl olacak acaba?'