White
Sen Kim Olduğunu Zannediyorsun ?
ÖNCEKİ BÖLÜM
Bu bildiri üzerine elini çekti. Alnından terler akıyordu...
White yavaşça bir ağacın yanına yürüdü ve ağacın gövdesine sırtını dayadı.
'Sanırım bir uykunun zararı olmaz.'
Yavaşça etrafını Işıktan yapılma bir bariyer ile kaplayan White, görüntüsünün insan gözüyle algılanmasını engelledi ve gözlerini kapattı.
...
...
...
Belli bir süre geçtikten sonra uykusundan uyanınca daha iyi hissediyordu. Vücudu kendisine bir tüyden daha hafifmiş gibi geliyordu.
''Buradan çıksam daha iyi olacak gibi görünüyor.''
--------------------------------
White portaldan dışarı adımını attığında kendisini beyaz bir duvarın içinde buldu.
Bu duvarı Atlas ve arkadaşları peşinden gelmesin diye yapmıştı lakin duvarın şu süreç boyunca çizik dahi almaması ilginçti. beyaz duvarın içinden insan gözü büyüklüğünde bir delik açtı.
Dışarıda neler olduğunu merak ediyordu.
Gördüğü manzara ise şaşırtıcıydı.
Vey,Yevi,Atlas portalın yaklaşık olarak 20 metre uzağında golemler ve daha önce kendisine saldırmış olan kuşlar ile savaşıyordu.
White, Atlas'ın üzerindeki lanetin kalkmış olduğunu görünce pekte şaşırmadı.
Ruh Tapınağı içinde çok zaman harcamıştı.
Asıl kendisini şaşırtan şey ise bu çocukların sahip oldukları dayanıklılıktı.
White tam duvarı kırmaya hazırlanırken yer sarsılmaya başladı.
Yerin altından devasa bir topraktan yapılma solucan çıkmıştı. Bunu gören diğer yaratıklar hemen alanı terk etmeye başlamıştı.
[Efendim.]
'Vetray?'
[Bu Yaratığın Bir İsmi Var!]
'Ne olmuş yani?'
[Bu Yaratık Diğerlerine Kıyasla Çok Daha Yüksek Element Puanı Barındırıyor.]
[Ruh Tapınağında Öldürmüş Olduğunuz Cüce de Bir İsimli Canavardı.]
'Hmm...'
'Tamamdır.'
White bunu duyunca mutlu olmuştu. Sonuçta fazladan Element Puanı göz çıkartmazdı.
''O zaman başlıyoruz!''
White kolunu Kan Elementi ile kapladı ve beyaz duvarına bir yumruk savurdu.
*BOOM*
Duvardaki parçalar etrafa dağıldı ve bunun sonucunda hem yaratığın dikkati hem de diğerlerinin dikkati White'a yönelmişti.
''Bilin bakalım kim geri döndü!''
Atlas, White görünce ağzına geleni saymaya başladı.
''SENİ ****** ****** SENİN YÜZÜNDEN MİLYON DEFA ÖLÜMDEN BETER BİR TECRÜBE YAŞADIM!''
White ise Atlas'ın bu çıkışına karşılık gülerek cevap verdi.
''Bu lafları bu yaşta öğrendiğine göre iyi bir çocukluk geçirmemişsin sanırım.''
''Senin gibi evladım olsaydı sanırım bende sana iyi davranmazdım.''
''Senin...''
Yevi, White'a karşı düşmanca bakışlar atsa da sessiz kalıyordu.
Vey ise White'a korku dolu gözlerle bakıyordu çünkü White ile ilk kez karşılaştıktan sonra vücudunda garip bir his oluşmuştu.
Sanki vücudunda parazite benzer bir şey vardı ve bunu White'in yaptığını biliyordu.
''Siz çöpler yolumdan çekilseniz iyi edersiniz!''
White, Atlas'ı sinirlendirmekten zevk alıyordu. Aslında başından beri böyle davranmasının sebebi buydu.
Her zamanki gibi vücudunu Kan elementi ile kaplayıp elinde siyah bir mızrak oluşturan White, mızrağın ucunu Asit ile kaplamayı da ihmal etmedi.
Elinde ki mızrağı iki eliyle sıkıca tuttuktan sonra devasa Toprak Solucanına atılan White, mızrağı ile solucanın gövdesini hedef aldı.
Mızrak ile solucanın gövdesi buluştuğunda kulakları rahatsız edici derecede bir sürtüşme sesi duyuldu.
White'in mızrağının ucu solucanın gövdesine çizik dahi atamamıştı.
White, mızrağının hasar vermediğini görünce şaşırdı.
'YOK ****** ***!'
'Derisi bu kadar sert ise bu yaratığı nasıl öldürebilirim ki?!'
Yaratıktan uzaklaşıp mızrağının ucunu tekrardan sivrileştirdi. Bu sırada ise kafasında planlar kuruyordu. Birden yaratık tiz bir çığlık attı.
O anda White'in aklına bir fikir geldi. Yaratığın ağzı dış vücuduna kıyasla Toprak elementi ile kaplı değildi. Asit ile kaplanmış olan Mızrağın ucuna elini yaklaştırdı.
Bir şeyler mırıldanıyordu...
''Karanlık İşaretleme''
''Hedef Onaylandı.''
''Yasaklar:Fiziksel Temas.''
''Ceza: Ani Ölüm''
Bunun üzerine mızrağın ucundan sapına kadar siyah runik yazılar belirmeye başladı.
White gülümseyerek yaratığın etrafında dönmeye başladı ve sağ elinden mızrağı çekip sol eliyle yaratığın etrafından Kan Elementinden bir çember oluşturdu.
Bu çemberden yaratığı tutan Kandan yapılma zincirler çıkmaya başladı.
Yaratık, White'in bu hamlesine öfkelendiği için tiz sesiyle bağırmaya başladı lakin zincirlere yakalandığından dolayı olduğu yere sabitlenmişti.
''İşte fırsat!''
White elindeki mızrağı yaratığın ağzına doğru fırlattı.
Mızrak havada bir ıslık çalarak yaratığın ağzına girdi. Yaratığın ağzından yeşil bir sıvı akmaya başlamıştı. Bu kanı olmalıydı. Az önce öfkelendiği için çığlık atan Toprak Solucanı bu sefer acı çektiği için çığlık atıyordu.
''Kulağım!''
White, rahatsız eden bu sesten dolayı kulaklarını tutmaya başladı.
Atlas'ın grubu da aynı şekilde bu durumdan muzdaripti.
[Toprak Elementi Yatkınlık Puanı +10]
Toprak Solucanının sesi yavaş yavaş kesilmeye başladı lakin bu ses hâlâ White'in kulaklarında çınlıyordu.
Bir süre sonra White ellerini kulaklarından çekti.
Aynı şekilde Atlas ve diğerleri de ellerini kulaklarından çekmiş ve White'a şok olmuş bir şekilde bakıyordu.
Atlas ise öfkeden çıldırmak üzereydi çünkü kendisi de bu yaratığı öldürebilirdi.
Bu çocuk kendisinden Ruh Tapınağını ele geçirme şansını zaten çalmış iken şimdi de avını çalması...
Bu çocuğu ne pahasına olursa olsun öldürecekti!
Atlas bu düşünceler eşliğinde dişini sıkıyordu çünkü onun kendisinden güçlü olduğunu kabul etmek zorundaydı ve o laneti bir daha yemek istemiyordu.
Yevi ve Vey ise birbirine bakıyor ve iç çekiyorlardı. Bu çocuğu kontrol etmezler ise kendileri de zarar görebilirdi.
Vey özellikle White ile bir daha karşılaşmak istemiyordu.
Atlas bir anda White'in önünde belirdi.
Atlas daha hareket geçmeden önce White elinin altında kandan yapılma bir hançer saklıyordu. Atlasın her hamlesini görebiliyordu.
Vey ve Yevi soğuk terler döküyordu.
Bu çocuk hangi ara yanlarından gitmişti?!
''Sana bir teklifim var.''
White bir şey demeden yalnızca Atlas'ın gözlerine bakıyordu. Teklifini merak etmişti.
''Senin gibi bir köylünün güçlü olduğunu kabul etmem lazım lakin benim gibi yüksek seviye bir soyluyla baş edemezsin.''
''Ya burada emrime girersin ya da seni ve aileni akademiden çıktıktan sonra öldürtürüm.''
White bunu duyunca gibi kahkaha atmaya başladı.
''Söylesene...''
''Sen kim olduğunu zannediyorsun?''
''Soyluymuş!''
''Tek yaptığın ailen hakkında övünmek üstüne üstlük sizin soyluluk dediğiniz şey bir halk olmadıktan sonra bir anlam ifade etmiyor.''
''Köylü dediğiniz kesim olmadan bir hiçsiniz.''
White'in ses tonu ciddileşmeye başlamıştı. Arkasında kandan yapılma bir dev heykeli beliriyordu.
''Bu arada...''
''Ailemi katledeceğini söylemiştin sanırsam?''
''Seni ve arkandakileri öldürdüğüm anda bu iş çözülür diye düşünüyorum.''
''Nasıl olsa eğitmenimizin de buna bir itirazı yoktur herhalde?''
White bu cümleleri söylerken 10 metre güneybatıdaki ağaca baktı.
Diğerleri de o ağaca bakınca ağaçtaki şeffaf görüntü bir insana dönüştü.
Bu Vahşiydi. White'a psikopat bir şekilde gülümseyerek bakıyordu.
''Çocuk, seni ve fikirlerini sevdim.''
--------------------------------
Yatkınlık Puanı:
Fiziksel Yatkınlık Puanı(0.26)
Element Yatkınlık Puanı(376)
Karanlık(75)
Kan(250)
Işık(25)
Asit(8)
Toprak(28)
????(?)
Şimdi gelelim niye bölüm gelmedi:Arkadaşlar şu son 3 haftadır çok değişik olaylar yaşadım ve açıkçası bölüm atmak istemedim,yazmaktan da soğudum. Sonrası için de bir şey söyleyemeyeceğim lakin umarım atabilirim. Şu 3 haftayı da şu sözle özetlemek istiyorum.
Birini seversiniz ama karşılığını alamazsınız maalesef ki...