White
İlk Macera
White odasına çekilmişti, sabah ki olaylardan sonra zaten yorgun olan White dahada yorulmuştu.
Bu durum gayet normaldi.
Gücünü yeni almış ve ardından hemen kullanmıştı.
'Vetray.'
White düşünceleri aracılığıyla Vetray ile iletişim kurmaya çalıştı.
[Emredin!]
'Vetray, Ejder Kralı'nın tam olarak neyi oluyorsun?'
[Ben, Ejder Kralı'nın en güçlü 5 astından biriyim.]
[Bize Kara Ejder Timi dendi.]
'Basqara ve Quvera'nın bununla bir ilgisi var mı?'
[O iki düşük seviyeli şeytanı mı kastediyorsunuz?]
'Düşük mü?'
'Şaka mı yapıyorsun?'
White'in şaşırdığı ses tonundan belliydi
[Hayır, Basqara ve Quvera ikisi de benim astım.]
[İkisi hiçbir zaman iyi geçinemedi.]
'Anlıyorum.'
[Basqara ve Quvera'nın, ben Ejder Kralı'nın yanına gittikten sonra iki ayrı grup olarak birbiri ile dövüştüğünü duydum.]
'Bunu nereden duydun?'
White şaşırmıştı.
Vetray bu bilgiyi nasıl öğrenmişti?
[Basqara'nın kendisinden.]
'..'
'Peki, o şu an nerede?'
[Size yaptıklarından dolayı onu özümsedim.]
'Teşekkürler.'
[Önemli değil.]
'Her neyse... Yatkınlık Puanlarım ne işe yarıyor?'
[Efendim, lütfen Durum Penceresini açınız.]
White'in düşünmesi ile beraber önünde bir pencere yoktan belirdi.
İsim: White Triant
Gizli Ünvan: Ejderkan Prensi
Gizli İsim: White Graks
Yatkınlık Puanı:
Fiziksel Yatkınlık Puanı(0)
Element Yatkınlık Puanı(350)
Karanlık(75)
Kan(250)
Işık(25)
????(?)
[Efendim gördüğünüz üzere Yatkınlık Puanları sayesinde o elemente ait herhangi bir büyüyü hayal gücünüz yoluyla yapabilirsiniz.]
[Yatkınlık Puanınızın çok olması sizi güçlü kıldığı doğrudur lakin burada asıl mesele hayal gücüdür.]
[Fiziksel Yatkınlık Puanı ise Fiziksel Antrenman yaptığınız vakitte ne kadar güçleneceğinizi belirler. Element Yatkınlık Puanına kıyasla daha zor bulunur.]
'Hayal gücü demek...'
'Kısa bilgi için teşekkürler.'
[Rica ederim.]
White, Sistem ile olan konuşması sonrasında çeşitli düşüncelere daldı.
Hangi yolu izlemeliyim?
Bir an önce güçlenip Quverayı öldürmem gerekiyor.
White bu esnada aklına aklına arkadaşlarını getirdi.
Nao,Xiya,Lucifer ve Rose...
Hepsi ölmüştü...
White'in zihninde Rose ile geçirdiği tüm anılar sanki bir film şeridi gibi oynamaya başladı.
White bu film şeridinin sonlarına doğru göz yaşları dökmeye başladı.
Nefret, üzüntü, umutsuzluk, bıkkınlık...
Hissettiği duygular bundan ibaret değildi.
Quveraya öyle bir acı çektirmek istiyordu ki...
Yalnızca onu öldürerek ödüllendirmek istemiyordu.
White değiştiğini fark etti.
Basit bir köylüden, Ejder Kral'ın oğluna...
White gülümsedi lakin bu basit bir gülümseme değildi.
En üste çıkacaktı, babasından daha güçlü bir kral olacaktı.
Ancak bu şekilde halkını ve sevdiğini koruyabilirdi...
White, daha fazla oyalanmadan yatağına girdi ve gözlerini kapattığı gibi uyudu.
...
...
...
Sabah olmuştu.
Kuşlar şarkı söylüyor, güneş cama vuruyordu.
White, gözüne vuran güneş ışığıyla gözlerini açtı.
Odasındaki perdeyi içinden küfür eden White yataktan kalkmak için hazırlandı.
Zera, White'in odasının kapısını açtı.
White bu duruma her defasında şaşırıyordu. Zera kendisinin uyandığını nasıl anlıyordu?
Bu durumun üstüne fazla düşmeyen White kahvaltısını etmek için alt kata indi.
Kahvaltısını babası ile ederken annesinin Akademi ile ilgili bir şeyi halletmek için erkenden çıktığını öğrendi.
White kahvaltısını bitirdikten sonra bahçeye çıktı.
Yeteneklerini incelemek istiyordu.
Geçen gün yaptığı büyü sinirlendiğinden dolayı olmuştu lakin tekrar yapabileceğinden emin olan White bahçede dolaşmaya başladı.
İyi bir hedef arıyordu lakin bahçede istediğine uygun bir hedef yoktu.
White evinin duvarına tırmanarak dışarıyı gözlemlemeye çalıştı, evinden bu 5 yıl boyunca hiç çıkmamıştı. Üstüne üstlük duvarların boyutu normal bir çocuk boyunun 6-7 katıydı.
Doğal olarak da evinin etrafında neler olduğunu merak ediyordu.
Gruv oğlunun ne yaptığını merak ettiği için onu gizlice izliyordu.
Oğlunun evin duvarlarını tırmandığını gördüğü an panikledi lakin onu durdurmadı.
Bu olayın sonunun ne olacağını merak ediyordu.
White duvarı tırmandığı vakit evinin etrafının tamamen ağaçlarla kaplı olduğunu gördü.
Bu duruma sevinen White, hemen duvardan atladı.
Gruv ise onu sessizce takip etmeye devam etti.
White yaklaşık 5-10 dakika yürüdüğünde ormanın içlerine girmiş olduğunu fark etti.
Bu şekilde rahatça pratik yapabilirdi.
Ağaçların ortasında bulunan White, gözlerini kapattı.
Büyüsünün gücü kendi hayal gücüne bağlıydı ama bunun sınırı ne kadardı?
Gruv ise etrafta canlıları inceliyordu.
White'in etrafındaki yüz metrelik dairesel alanın içinde bir tane kurdun olduğunu hisseden Gruv, hareket etmedi.
Oğlunun kendisine gösterdiği büyü gücü, güçsüz bir kurdu bin defa öldürmek için yeterliydi.
Kurt ise sessiz ve emin adımlarla White'a yaklaşıyordu.
Halbuki başına geleceklerden habersizdi...
--------------------------------
Y.N 1:Yazım hatası,mantık hatası vesaire varsa söylemeyi unutmayınız.
Y.N 2:Editör arıyorum.