Zanaatkâr Teknobaz
Karakter Tablosu (İsteseniz de İstemeseniz de Spoiler Yiyeceksiniz)
İmparatorluk Ailesi
Kilian von Karsten/Skoll:
Hikâyenin ana
karakteri, iki defa yeniden doğmuş, acımasız bir amcık. Geçmişinden ve yetişme
şeklinden ötürü çok alaycıdır ve düşmanı olarak gördüğü kişilere geçmişleri
veya durumları fark etmeksizin insan olarak bakmayı anında bırakabilir. Yine de
gidip zavallılara zarar vermez ve alçaklığın adaletle cezalandırıldığı,
kötülüklerin ve ırkların bir insana değer katmadığı bir ülke kurmayı hayal eder
yine de girişimlerinin masumlara zarar verebileceğini anlar. Çoğu kişiye göre
duygusuz bir komplocu gibi görünse de Kilian ara sıra empati gösterebilir.
Oldukça şakacı bir kişiliğe sahip olduğundan iyi veya kötü bir şaka yapmak için
fırsat bulduğunda bunu asla kaçırmaz.
Klaus/Reinhold von Karsten/Skoll:
Kilian’ın babası,
Kars Dükü, Kanlı Gül’ün Üstadı ve Arkadya kıtasındaki en yetenekli büyücü.
Yalnızca bir hayat sürmesine ve ruhunun üçte birine sahip olmasına rağmen
Klaus, von Skoll imparatorları tarafından konulmuş bütün rekorları kırmış ve
neslinde rakibinin olmadığını kanıtlamıştır. Bu başarısını Altı Tekerli Taht
Kalbi’ne ve ütopyasının gerçekleşmesini görme arzusuna borçludur.
Önceden Reinhold
von Skoll olarak bilinen Klaus, Arkadya’nın taht giyecek prensi ve babasının
göz bebeğidir. Ancak Niklas’ın günâhlarından ötürü bir lanete maruz kalmıştır
ve bunların bedelini ödemelidir. Kilian’ın kabilesini ondan nefret etmesi için
öldürdüğünü iddia etse de ardında farklı bir sebep varmış gibi görünüyor.
Niklas von Skoll:
Arkadya
İmparatoru. Yıkım gücü konusunda Arkadya’nın en güçlü Hükümdârı olduğu şüphe
götürmez. Gençliğinde nazik biri olmasına rağmen Aralıklı Taşkınlık
Rahatsızlığı yaşamıştır. Ama bu rahatsızlığını iyileştirmek yerine babası bunu
onu kontrol etmek için bir araç olarak kullanmıştır. Bu da sevdikleriyle olan
ilişkisini mahvetmiştir ve babasından herkesten çok nefret etmektedir.
Marcel von Skoll:
Eski imparator ve
İhtiyarlar Meclisi’nin şu anki başkanı. Nükleer Büyü uzmanı ve üst seviye bir
Hükümdâr olmasına rağmen Marcel’in esas yeteneği bir Kara Büyü dalı olan Ruh
Kontrolü’dür. Arkadya’daki en yetenekli Ruh Kuklacısı olan Marcel,
yeteneklerini kullanarak hükümdârlığı süresince rakip tanımamış, Teknokrasi’yi
yok etmiş ve dolaylı veya dolaysız yoldan günümüzdeki felâketlerin temelini
atmıştır. Marcel’in düşüncelerine göre imparatorluğun düzeni ve von Skoll
hanedanının hegemonyası her şeyden önce gelir, hatta akrabalarından bile.
Niklas ihtiyarları
katletmesiyle ünlü olmasına rağmen, onu buna iten kişi Marcel’miş gibi
görünmektedir. Klaus’un gerçek kimliğini bilen birkaç kişiden biri olan Marcel,
babasının ve oğlunun çok fazla yük taşıdığına inanarak imparatorluğun
geleceğini Ayden’e emanet eder.
Ayden von Skoll:
Arkadya’nın şu
anki varis prensi. Yetenekli bir komplocu ve kurnaz bir politikacı olmasına
rağmen Ayden güçten nefret eder ve etrafına kendisiyle aynı kafada olan,
akrabalığa otoriteden çok değer veren insanlar toplamak ister. Ancak Niklas’ın
klonu olduğundan haberi yoktur.
İnsan
psikolojisine derin bir ilgi duyan Ayden, sık sık rahatsız edici deneyler
yapar, örneğin kocasını seven kadınları ayartıp onlara ihanet edip
etmeyeceklerini görmek ister. Şu ana dek asla başarısız olmamıştır ve büyüyü
yalnızca cinsellik kısmında yanıltmak için kullanır.
Tristan von Skoll:
Ayden’in en yakın
dostu, Estrella’nın ikiz kardeşi ve Erlom’un küçük prensi. Oldukça feminen bir
adam olduğundan çoğu kişi kimliğini öğrenene dek onu kız sanar. Yine de komplo
konusunda Ayden’le yarışır ve kendince olağanüstü bir büyücüdür.
Estrella von Skoll:
Ayden’in
sevgilisi, Tristan’ın ikiz kız kardeşi ve çoğu kişi bilmese de Erlom’un eski
varisidir. Gizli gizli tahttan çekilip pozisyonunu Tristan’a vermiştir ve o
günden beri kendisini Ayden’e adamıştır. İkili birbirine sahici bir sevgi
besler ve geçici süreliğine de olsa ona akıl oyunlarını bıraktırabilecek tek
kişi kendisidir. Ama nedense imparatorluk ailesi kendisinin Ayden’in Prensesi
olmasına karşı çıkmaktadır.
Burkhart von Skoll:
İhtiyarlar
Meclisi’nin iki numarası, Teknokrasi’nin Mahana Baş Senatörü ve Marcel’in
kardeşidir. Neo Teknokrasi’nin lideri olan Burkhart, von Skoll hanedanına, daha
doğrusu abisine karşı büyük bir kin güder. Bu kininden ötürü hanesine ihanet
edip Teknokrasi’yi diriltmekten çekinmez. Artık devlete kafa tutacak kadar
kaynağa sahip olan, deneyimli bir manipülatör olan Burkhart, kendisine
yapılanları unutmamıştır ve intikamını almaya hazırdır.
Hanns von Skoll:
İmparatorluk
Akademisi’nin Müdürü, Niklas’ın kardeşi ve Marcel’in sadık yardımcısı.
Adam von Skoll:
Kara Cennet
Topluluğu’nda yüksek seviye bir rahip ve Kilian’ın hizmetkârı.
Gerlach von Skoll:
İlahi Şeref’in
Üstadı, teorik olarak Kilian’ın vasalı ve mental rahatsızlığına rağmen
Niklas’ın yanında duran tek kişi, ama aynı zamanda Teknokrasi’nin üyesi
olabilir.
Fehl Erkekler
Adramelech:
Savaşın,
Tiranlığın ve Şerefin Prensi, Savaş Ustası. Eskiden Eginolf von Skoll olarak
bilinirdi, Ebedi Gece esnasında insanlığın gerçek kurtarıcısını suralarla
işbirliği yapması için kandırdı ve kendisini büyük bir ayinle feda edip Gece
Efendisi’nin hükümdârlığına son verdi. Dost kılığına giren Adramelech, Sura
Düzlemi’ni istila etti, milyonlarca kişiyi öldürdü veya kölesi yaptı, kraliçeyi
cariyesi yaptı ve milyonlarca surayı ordusuna kattı.
Suraları hediye,
güç kaynağı ve pazarlık kozu olarak kullanan Adramelech, insanlığı birleştirdi
ve hem Arkadya İmparatorluğu’nu hem de Kara Cennet Topluluğu’nu kurdu. Yaptığı
kötülükler bir Fehl Derebeyi olan Achyls’in dikkatini çekti ve kendisinin
yükselip bir Fehl Prensi olmasına yardım etti.
Artık fehl
hiyerarşisinin sekizinci sırasında bulunan Adramelech, zamanının çoğunu
kadınları sikip dünyanın sonunu planlamakla geçiriyor, en azından sayılır.
Mazdan:
Yıkım Prensi,
Ashera’nın oğlu ve Jezebel’in üvey kardeşi, Fehl Prensleri’nin en güçlüsü
olmasına rağmen zamanının çoğunu savaşlarda geçiriyor, kadınlarla pek yüz göz
olmuyor... Bu yüzden Urag da bu fırsatı değerlendirip onun yerine birine kaydı,
ama bu Mazdan’ın pek hoşuna gitmedi.
Sürekli Jezebel’e
göz koymuş olmasına rağmen, Jezebel onunla pek ilgilenmeyip Kilian’ın sikine
yapıştı, bu daha da hoşuna gitmedi.
Urag:
Kendine Abartı ve
Hovardalık İmparatoru diyen bir iblis lordu. Seks için yaşar ve muhtemelen seks
için ölür. Bir insan olan Urag, erkekler ve kadınlar tarafından sürekli
zorbalığa uğrayan bir cüceydi. Büyüde vasattı ve kadim bir büyücü medeniyetinde
yaşıyorsanız bu çok kötü bir şey. Ancak Urag kendisiin yeterince adarsa vasat
bir adamın bile yeteneklerini mükemmel hâle getirebileceğine inanıyordu.
Kara Büyü ve Fehl
Büyüsü’nü otuz yıl boyunca araştırdı ve 42 yaşında nihayet ilk büyülerini ve
kendi Büyü Dalı’nı yarattı. Erobazlık. Ardından Urag gençliğinde ona bakmayan
bütün karıları sikti ve kendisine zorbalık yapan kabadayıların karısına kaydı.
Bunun yetmeyeceğini fark ederek iffetlilere, bakirlere, güçlü erkeklere,
kaltaklara, karısını siktirenlere karşı büyük bir savaş açtı ve hepsini
kendince “düzletti”. Azminden etkilenen Ashera kendisinin bir Fehl İblisi
olmasına yardım etti ve sırf pislik ve sikişle Fehl Lordluğuna yükseldi.
Savaşı 30 bin yıl
önce başladı ve o zamandan beri dünyadaki insan sayısından çok delik
doldurmuştur.
Hanımlar
Ashera:
Jezebel’in
annesi. Kilian’la bir anlaşam yapıp ruhu karşılığında onu Arkadya’ya geri
yollamıştır. Teorik olarak Kilian Arkadya’da hedeflerine ulaştığında anlaşma
onu doğrudan Ashera’ya yollayacaktır. Fehl Derebeyleri’nin açık ara en güçlüsü
olan Ashera’nın en büyük Fehl Zevki kaynağı yozlaşmadır. Erkeklerin ve kadınların
bütün erdemlerini yok etmekten zevk alır ve onların tüm duygularıyla arzularını
çarpıtarak kölesi hâline getirir. Ama hepsinden öte, Ashera kimsenin altında
olmaya katlanamaz ve yeni Fehl olmanın hayalini kurar. Bu yüzden Kilian’ın
gözüne açtır.
Jezebel/Viscellia von Rulweil:
Ashera ve Urag’ın
kızı, ailesinin ahlaksızlığını reddeden Jezebel, Viscellia von Rulweil adıyla
bir süre Arkadya Kıtası’nda saklanıp Niklas’ın nişanlısı olmuştur. Fehl
Düzlemi’ni yalnızca 60 yaşında terk etmiş (Fehllere göre bebek sayılıyorsunuz)
ve Niklas’ın nezaketine kanmıştır. Ancak kısa süre sonra onun deli bir kontrol
manyağı olduğunu fark etmiş ve bütün von Skoll büyücülerinin ağzına sıçıp
oradan siktir olup gitmiştir.
Fehl Düzlemi’nde
iyileştikten sonraki 140 yılını dünyaları dolaşıp medeniyetleri kaosa
sürüklemekle geçirmiştir. Doğuştan sadist olduğundan ilk Fehl Zevki’ni
erkekleri paramparça ederek yaşamıştır, ama artık Kilian tarafından
şımartılınca zevke geliyor.
Her ne kadar
Arkadya kıtasındaki en güçlü kişi olsa da dünyanın kısıtlamalarından ötürü
gücünün %10’undan fazlasını kullanamamaktadır.
Lena:
Eski Varoş
Kraliçesi ve çete lideridir fakat sonrasında Kilian’ın en sadık muhafızı
olmuştur. Bir cehennem tazısı olan Lena, Kilian’a savaşta yenildikten sonra onu
efendisi bellemiştir ve sonrasında onun tarafından döllenmesiyle anlaşmaları
tamamlanmıştır. Kilian’ın planlarının ve gaddarlığının arkasını görebilen nadir
insanlardan biri olan Lena, en ufak detaylara karşı bile hassastır ve
Ostria’nın Fehl Canavarları’na duyduğu empatiyi bile fark edebilir. Artık
Jezebel’in yakın dostu olsa da gizli gizli Kilian’la daha güçlü bir bağa sahip
olduğu için onu kıskanmaktadır.
Anke von Karsten-Rulweil:
Soyadı von
Karsten olmasına rağmen Anke, Rulweil Dükü’nün torunudur. Babası, Klaus
tarafından von Karsten hanesine gelin olarak yollanması için ikna edilmiştir.
Dük aslında ona kin beslese de Anke’nin büyüde yetenekli olduğunu ve
oğullarından bir cacık olmayacağını anlayınca onu varisi ilân etmiştir.
Kilian’ın eski
nişanlısı olan Anke asillerin çoğunu gebertmiştir ve en sonunda ses telleri
fehl mutasyonuna uğrayıp ona Ölüm Perisi’nin Uluması’nı vermiştir. Kilian onu
görmezden geldiğinden ve Klaus da onunla oynadığından onlardan nefret etse de
Kilian’ın ölümüyle kaosa sürüklenmiştir.
O zamandan beri
bir sürü Kilian’ı boğarak öldürmüştür.
Carmen von Draken:
Orloth Prensesi,
teknik olarak Klaus’un kuzeni ve Kilian’ın teyzesidir. Muhtemelen bu hikâyedeki
en deli karakterdir ve tek isteği huzurlu bir ailedir. Ancak annesi bütün erkek
kardeşlerini öldürtmüştür ve Orloth’un tahtının tek varisi olmasını
sağlamıştır.
Esther zu Ruhkfort:
Yarı eldar,
Carmen’in annesi, Teknobazlık Lideri, Orloth Kraliçesi’dir. Ruhkfort Dükü’nün
ve bir eldar kölenin kızı olarak Orloth Kralı Erik’e 1.2 milyon qraftaya özel
bir anlaşmayla satılmıştır. Ama Erik onu sevse de ve elinden geleni yapsa da
(burası biraz şaibeli olabilir) eski sevgilisinin ve annesini babasına
öldürtmesi aralarını pek düzeltmemiştir. Esther, bu olay için Erik’i suçladığı
kadar babasını da suçlamaktadır, çünkü onu pahalı bir köle gibi satın almıştır.
Sevdiklerinin
ölümünden sonra Esther kendisini Erik ve Rupert’ı yok etmeye adamıştır ve şu
ana dek oldukça başarılı olmuştur.
Eleonora von Veidt:
Nargoz Kraliçesi,
Kilian’ın esas karısı. Eleonora biraz gizemlidir. İlk bakışta bir Fehl İblisi
gibi duruyor. Ancak bazı detaylar Kilian’a bunun aksini düşündürtmüş ve onu
desteklemesini sağlamıştır. Aslında iblis falan değildir ve şu ana dek ortaya
çıkmış en korkutucu karakterlerden biridir.
Eleonora
mevkisinden ötürü ilgi ve samimiyetten yoksun lanetli bir hayat sürmüştür, o
kadar lanetlidir ki Kilian’la tanıştıktan sonra memleketini terk edip
Arkadya’ya gelmiştir (Yani bunu kim yapar ki?) ve burada kalmak için her türlü
bahaneyi uydurmaktadır. Şu anda Kalarac’ın Gözyaşı’nı Kilian için taşımaktadır
ve kendisini söz verdikleri halvet ve tango dersleri için eşi benzeri
görülmemiş bir programa tabi tutmaktadır.
Limbo’dakiler
Bjorn:
Ölü Lukas’ın
kankası, özel bir mahana ve onurlu bir kaltak, Kilian’la gizli bir anlaşma
yapmıştır, ama muhtemelen sırf eğlence için Kahramana dönüşecektir. Gerçekten
asil bir ruh olan Bjorn, şüphesiz mahana mevkisine layık tek karakterdir.
Tamara:
Ölü Lukas’ın kız
kardeşi, Teknokrasi beynini sikmiştir ve şu anda Kilian’ın fehl güçlerini
artırmak için bütün ailesini katlettiğini düşünmektedir. Hatta babasını sevgi
dolu biri sanıyor (Eğer bunun neden delice olduğunu bilmiyorsanız, gidip o
bölümü tekrar okuyun: Bölümün adı Ölen Işığın Öfkesi, 23. Bölüm)
Ayaklı bir sinir
küpüdür ve zincirli bikiniyle savaşır.