Zanaatkâr Teknobaz
Ostria'nın Dönüşümü (2. Kısım)
Zanaatkâr Teknobaz – 45. Bölüm:
Ostria’nın Dönüşümü (2. Kısım)
Kilian ve klonlarının laboratuvarı donatıp Cennet Bahçesi’ni
tamamlaması bir hafta sürdü. Et Zanaati Laboratuvarı’nda Kilian’ın klonları
öncelikle 5000 yeni işçi üzerinde çalışıp hepsini büyüleyici güzelliklere
döndürdü ve onlara rozetlerini taktı.
Ceset yığınının üstünde iki ayrı kadın seti yaptılar, 2200 tanesi
insanın ruhuna işleyen güzelliklerken, 500 tanesi insan aklını aşan, melek gibi
kadınlardı. Bunu başarmak için iki hafta daha uğraştılar. Bu esnada ikinci
haftanın başında Olaf, yeni kerhaneyi tüm vikontluğa ve ötesine duyurdu, Phira
Kanalı’nı kullanarak haberi tüm Orloth’a yaydı.
Arkadya’daki televizyon veya internet, Dünya’daki gibi değildi. Onun
yerine Sanal Kanallar kullanıyorlardı. Çeşitli boyutlardaki aynalarla erişilen
Sanal Kanalların eğlenceden bilgi vermeye kadar bir sürü kullanım amacı vardı.
Bazı kanallar izleyicinin beynini okuyabiliyor ve zevklerine göre programlarla
animasyonlar yaratabiliyordu. En lüks kanallardan bazıları izleyiciyi sanal
gerçeklik dünyasına çekiyor, ona hayallerindeki hayatı yaşama imkânı sunuyordu.
Phira, Arkadya’nın dünya çapında ağıydı, izleyicinin bütün yasal
bilgilere erişmesini, mesaj alıp gönderebilmesini ve içeriğinin reklamını
yapabileceği alt kanallar yaratmasını sağlıyordu. Bütün kanallar asillere
özeldi ve hesap gerektiriyordu, Phira da istisna değildi. Kilian’ın da eskiden
hesabı olmasına rağmen, belirli sebeplerden ötürü kullanamıyordu. Ama Ostria
Vikontu olduğundan, Olaf’ın da bir hesabı vardı.
750 qraftalık bir yatırımla Cennet Bahçesi’ni bütün Orloth asillerine
duyurdular ve açılış gününde insanların sıra olacağından emin oldular. Kilian,
Cennet Bahçesi çalışanlarını üçe ayırdı: melekler, azizeler ve tanrıçalar.
Meleklerin bronz rozetleri, azizelerin gümüş rozetleri ve tanrıçaların
altın rozetleri vardı.
Kerhanenin reklamını yapmak için Olaf’a 300 meleğin, 50 azizenin ve 3
tanrıçanın resmini çekmesi için izin verdi. İnsanların çılgınca tepkileri,
Kilian’a eğer bu işi tüm Arkadya İmparatorluğu’na yayarlarsa, en zengin
adamlardan biri olacağını düşündürdü. Olaf’ın düşüşünün bir buçuk ay sonrasında
kerhane artık hazırdı. Dikiz delikleri ve striptiz direkleri hem çok yaygın
olmadığından hem de kızların değerini düşüreceğinden Kilian farklı etkinlikler
seçti, mesela maskeli balolar, grup seks, hedonistik oyunlar ve Türler
İncelemesi sayesinde yapmasını öğrendiği eşsiz uyuşturucular ve içecekler gibi.
Ancak yalnızca melekler bu oyunlara katılabiliyordu. Aynı şekilde
yalnızca meleklerin üç qraftalık veya üç altın sikkelik bir ücreti vardı.
Azizeleri veya tanrıçaları elde etmek için müşterinin teklifte bulunması
gerekiyordu.
Orloth’un azgınlık peşinde yaklaşık 310 bin asili hanımlar için açık
açık kapışırken, Kilian ilk iki haftada yalnızca 700 meleği, 120 azizeyi ve
altı tanrıçayı mevcut kıldı, melekleri her hafta değiştirip azizelerle
tanrıçaları açık tuttu. Azizelerin ve tanrıçaların çok az saati vardı.
Ortalama bir azize 160 qraftaya, tanrıçalarsa 1200 qrafta gibi yüksek
fiyatlara gidiyordu.
Bu esnada Fehl Canavarları da Ostria’da gizlenip on iki asil hanesini
kontrol altına alıp herhangi bir sızıntı yaşanmasını engelledi. Elbette asiller
bile Ostria’da 3000 adet Fehl Canavarı olduğu duyulursa bütün şehrin kökünün
kazınacağını biliyordu.
Yine de bu canavar sorununu kökten çözmek için klonlarına et zanaati ve
onlara deneyim besleme görevlerini veren Kilian, nano örümceklerini ve Vahiy
Gözü’nü kullanarak virüsün kaynağını ve lekenin vücutlarına verdiği şekli
araştırdı.
Kerhane kapılarını açtığında, Kilian canavarları geçici olarak
kendilerine getirecek bir serumu seri üretime sokmuştu ve onlara insan
şekillerine bürünme yeteneği kazandırmıştı, gerçekten büyüleyici bir başarıydı.
Fehl Canavarları’nın ayda bir serum alması gerekiyordu, ama önceki hâllerine
kıyasla aradaki fark kıyaslanamazdı.
Artık onları terbiye etmek için daha düzgün bir yöntemi olan Kilian,
3000 nano örümceğini geri aldı. O andan sonra Kilian, isimlerini fehl
canavarından fehl dönüşene çevirdi.
Fehl dönüşenlerin çoğu onu kurtarıcıları olarak görüp ona sonsuz
sadakât yemini etse de bazıları onun durumu avantajına kullandığını
düşünüyordu.
Önemi de yoktu. Bir taraftan Kilian onları insan tutan tek seruma
sahipti, öte yandan 210 klonu Olaf’ın 3500 askerini ve ceset yığınını toplamda
4000 kişilik, üst düzey Öz Elçilere kafa tutabilecek yok edici bir güç olan
venandise çevirmişti!
Daha da kötüsü aynı zamanda yıkım güçleri üst düzey Yüksek
Tapınakçılara denk olan yedi adet büyük yaratık da yaratmışlardı: Boyarlar!
İnsan yapımı mutasyonlar dışında bu yaratıkların vücutları Orloth
pazarlarındaki en iyi dra toplarına denk dra topları taşıyordu. Dahası tüm bu
dönüşümler çirkin şekillerini gizliyor ve bakanları insan olduklarına
inandırıyordu. Bu eserler yalnızca Vahiy Gözü’nü, 3. Seviye Et Zanaati’ni ve 3.
Seviye Dönüşüm’ü gerektirmekle kalmamış,
aynı zamanda Kilian’ın dra kontrolünü büyük ölçüde artırmıştı.
Ostria’ya yayıldıklarında Orloth asilleri şu anda gördükleri dünyevi
cennetin aslında bir canavarlar diyarı olduğunu bilmiyordu!
Böyle üç buçuk ay geçti. İlk ayda Orloth’un hedonistik asilleri, yani
310 bin müşterisi, Kilian’ın kerhanesinde ortalama 6 qrafta harcadı. Melekler
kârlarının %60’ını aldı yani toplam gelirin %37’sini. Ancak azizeler ve tanrıçalar
Kilian için yaşıyorlardı ve paraya ihtiyaçları yoktu.
Ve Kilian da uyuşturucu ve içecek üretimini Olaf’ın hazinesinden
yaptığından, başka gideri olmadı ve 1,447,080 qraftayı cebe attı. Ne yazık ki
asiller, özellikle de tanrıçalara ve azizelere teklif verenler partnerlerine
bağımlı oldular, hatta bazıları Ostria’da yeni evler bile aldı. Çoğu Cennet
Bahçesi’nde oda kiralamakla yetindi.
Ostria artık oldukça kalabalıktı. Sokaklar azgın asillerle doluydu,
evlilik dışı ilişki oranı bütün ulusta patlama yaptı, asillerin terk edilen
karıları muhafızların, askerlerin ve diğer halktan insanların kollarında refaha
erdi.
Asillerin kendini adaması sayesinde Kilian ikinci ayında 2,894,160
qraftayı cebe attı. Üçüncü ayında 3.2 milyon daha götürdü. Ama şu ana dek
sürekli yükselişe geçmelerine rağmen, gelirleri sabitlenmiş gibi görünüyordu.
“Ahlak bozukluğunu kullanmak gerçekten doğru yol,” dedi Kilian, neşeli
bir şekilde çift kişilik yatağında Jezebel ile birlikte yatarken.
“Üç ayda 7.5 milyon qraftadan fazla kazandın. İşlerin kötü gideceği
aylar olacaktır, ama bu servetinle bile imparatorluk düklerine denksin,” dedi
Jezebel ellerini Kilian’ın kasığında gezdirerek. Beş ay boyunca türlü türlü şey
denemiş, birbirlerinin vücudunda nerelerden zevk aldıklarını öğrenmişlerdi.
Kilian o esnada Jezebel’den fehl büyüsüne dair daha fazla şey de
öğrenmişti, özellikle fehl lanetlerine yoğunlaşmıştı. Lanetler genellikle kara
büyüye ait olmasına rağmen fehl büyüsü her türlü özelliği taşıdığından
başkalarının yapabildiği her şeyi yapabiliyordu, bu yüzden büyünün en geniş ve
en güçlü şekliydi.
Büyün büyülerini ve lanetlerini negatif kaynaklar aracılığıyla yapan
kara büyünün aksine, fehl büyüsünün böyle ihtiyaçları yoktu.
“Alt tarafı imparatorluk dükü müyüm? Hiç merak etme, yakında servetim
Kral Erik’inkini bile geçecek,” diye yanıtladı Kilian. Arkadya İmparatorluğu
asilleri, unvanlarına “imparatorluk” takısını ekleyerek her zaman kendilerini
yabancı denklerinden ayırırlardı. İmparatorluk dükü, imparatorluk markisi,
imparatorluk kontu diye giderdi.
Kendini beğenmiş görünse de bu ayrım reddedilmez bir gerçek taşıyordu.
İmparatorluktan olanlar ve olmayanlar aynı seviyede değillerdi. Orloth’ta
asillerin çoğu krala vergi ödemediği hâlde bir markinin ortalama değeri
yaklaşık 120 bin qraftaydı. Ama Arkadya İmparatorluğu’nda asiller imparatora
%12'lik bir vergi veriyordu ama ortalama bir markinin değeri bir milyon
qraftaydı, Orloth’taki ortalama bir dük kadar zengindi. Ayrıca muazzam bir güç
farkı da vardı.
“İmparatorluk Akademisi’nin açılmasına hâlâ iki haftamız var ve sen
şimdiden burada yapmayı planladığın şeyleri bitirdin. Planın nedir?” diye sordu
Jezebel, ellerini Kilian’ın kemerine atarak, kemerini çözmeye niyetlendiği
belliydi.
“Bir bakalım, benden yararlanmana izin vermek dışında dra kontrolüne
odaklanacağım sanırım. Eğer akademi açılana kadar Hükümdar seviyesine
çıkabilirsem, ilk üç büyü rütbesini hızla geçebilirim,” diye yanıt verdi
Kilian. Aylar boyunca Jezebel ile düzenli olarak halvete girmesi, drasını 4200
artırmıştı.
Ancak büyücü seviyeleri göz önüne alındığında, dra gereksinimlerden
yalnızca biriydi.
“Dün gece götümü siken sendin, ama seni kullanan ben miyim? Ne kadar
mantıklı,” diye gözlerini devirdi Jezebel, ama Kilian’ın kemerini çözmekten de
geri kalmadı. Onu iterek dudaklarını Kilian’ınkilere yaklaştı. Dudakları
buluştu ve tutkulu bir şekilde öpüştüler. Tam dilleri birbirine geçmiş,
kıyafetleri çıkmaya başlamışken...
Tak Tak Tak
Kapının çalmasıyla ikili durdu.
“Görmezden gelelim...” diye fısıldadı Jezebel, mor yakut rengi
gözlerinden sinir olduğu belli oluyordu.
“Kapıya kadar geldiklerine göre, önemli bir şey olmalı,” diyerek
reddetti Kilian ve parmaklarını şıklatarak kapıyı açtı. Şu anki dra kontrolüyle
ufak nesneleri pek çaba göstermeden telepatik olarak kontrol edebiliyordu.
Ama kapı açıldığında Kilian, son üç ayda nadiren gördüğü, yeşil saçlı
bir esmeri görünce şaşırdı.
“Oh, Lena, sen miydin?”